AK Parti Milletvekili Salih Çetinkaya:

Belediye Başkanı Yaşar Bahçeci’nin daveti ile katıldığı STK Bilgilendirme Toplantısı’nda konuşan AK Parti Milletvekili Salih Çetinkaya, 15 Temmuz öncesi ile sonrasının aynı olmayacağını söyledi.
Milletvekili Çetinkaya, “15 Temmuz öncesi ile sonrasının aynı olması da asla mümkün değil, aynı olmasını da düşünürsek nice 15 Temmuzları yaşamakta an meselesi olur” dedi. Türkiye’de insanların nasıl ve nereden vurulacaklarının asla kestirilemeyeceğini belirten Çetinkaya, “Cumhurbaşkanımız ve devlet başkanımızın da belirttiği gibi, 15 Temmuz sonrası siyasetse bakış açısı da değişti. Alanlarda olan tüm partiler darbe girişimine karşı durdu. Tavır çok net oldu. 15 Temmuz yaşanmasaydı belki de şuan oturup siyasi kavgalar yapıyorduk” diye konuştu.
“OHAL dünyanın bir çok ülkesinde uygulanıyor”
Olağanüstü Hal’in (OHAL) dünyanın bir çok ülkesinde uygulanmakta olduğunu açıklayan milletvekili Çetinkaya, “11 Eylül 2011 yaşanan hadise sonrası ABD olağanüstü hal uygulamasını kaldırmadı. OHAL, Anayasa’nın cumhurbaşkanına ve cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan bakanlar kuruluna vermiş olduğu yetkinin adıdır. Dünyanın birçok çağdaş ülkesinde OHAL vardır. OHAL uygulaması bütün uluslararası sözleşmelerde de tanınır. Devletin hızlı kararlar alması için uygulanır. Bu duruma bizler balans ayarı da diyebiliriz. Böyle bir ortamda da OHAL uygulanmayacaksa hangi ortamda uygulayacağız. 15 Temmuz’da darbe gerçekleşmiş olsaydı onlarda sıkı yönetim uygulayacaklardı. Bu da anayasada var. Demokratik ülkelerde bu durum çok normal, 15 Temmuzla mücadelede sonuna kadar kararlıyız. Böyle bir ortamda da hiçbir yetkili sorun geçmiştir diyemez” ifadelerini kullandı.
“Mağduriyetler konusunda siyasi mekanizma işin içinde yok”
FETÖ alımları hakkında bilgiler veren ve yaşandığı ileri sürülen mağduriyetler konusunda açıklama yapan milletvekili Çetinkaya şöyle konuştu;
“Bu ülkede mahkemeler var. O gece yaşanan gözaltı kararlarını siyasi makamlar değil cumhuriyet başsavcılıkları verdi. Savcılar gözaltı kararı verdi. Emniyet yetkilileri de gözaltına aldı. Şuan işleyen sürecin içerisinde siyaset asla doğrudan yok. Siyasi mekanizmanın da işin olması doğru değil, bizim denetim görevimiz vardır sadece bu denetimi yerine getiririz. İnsanlar bize geliyor ve savcının gözaltı kararı verdiği kişiye müdahale istiyor. Biz o halde hukuka da müdahale etmiş olmaz mıyız? Tedbiren görevden almalar oldu. Şüphe nedeni ile açığa alınmalar oldu. Asıl kural masuma dokunmamak, en demokrat devletler bile ’iyi yaptınız’ demez. Şuan alınanların da savunma hakları veriliyor.”