GENEL - 19 Kasım 2017 Pazar 10:27

Prof. Dr. Canan Karatay: “Kaya tuzu beyaz altındır”

A
A
A
Prof. Dr. Canan Karatay: “Kaya tuzu beyaz altındır”

Kalp ve İç Hastalıkları Uzmanı Prof.

Kalp ve İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Canan Karatay, ekmek ve şekerli içecekleri bırakamayan insanların damak tatlarını kaya tuzu ile değiştirebileceklerini söyledi.


Prof. Dr. Canan Karatay, Kırşehir Belediyesi tarafından organize edilen programda, sağlıklı yaşamanın püf noktalarını anlattı. Neşet Ertaş Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleşen programa Kırşehir Belediye Başkanı Yaşar Bahçeci ve eşi Zerrin Bahçeci, Baro Başkanı Mehtap Karaburçak Tuzcu, AK Parti Kadın Kolları Başkanı Meryem Düğer, NTV Haber Spikeri Buket Aydın ve çok sayıda davetli katıldı.


Sunucu Duygu Canbaş moderatörlüğünde gerçekleşen program’da konuşan Canan Karatay kaya tuzunun beyaz altın olduğunu belirtti. Metaboliği bozuk organizmalarda düzelmenin cerrahi düzeltme ile olmayacağını anlatan Karatay, “Bacağınızı da kestirseniz kilonuz düşer ama metabolik bozukluk düzelmez. Onun için metaboliği bozuk olan bir organizmada cerrahi düzeltme olmaz.Tamamen kandırmaca. Bunların hepsi insanları perişan ediyor”dedi.


Türkiye’nin dünyada en çok ekmek tüketen toplum olduğunu ifade eden Karatay, “Türkiye’deki en büyük tehlike kullanılan ekmekler. Çünkü modern buğday ekmekleriyle yapılan ekmeklerde yüzde 10 katkı maddesi var. Bu maddede promür denilen ağır metal var. Vücuda girdiği zaman ağır metal olarak vücudu zehirlemektedir. Dost bakterileri öldürmektedir. Vücuda yağ girmezse hasta oluruz. Vücudumuzda 30 türlü yağ vardır. Bu yağ olmazsa hiçbirimiz hayatta olmayız. Doğal olarak bu vücuda girecek. Girmediği için şeker hastası oluyorsun. 2 türlü tehlikeli yağdan uzak durun. Doğada bulunan 2 türlü yağ çok tehlikelidir. Bu yağların ilki trigliserit adındaki yağlardır. Trigliserit yağlar arasında en tehlikeli olandır. Bir diğeri ise trans yağdır. Kanser de dahil olmak üzere bütün hastalıkların başı trans yağlardır. Vatandaşlar hasta olmamak için bu yağ türlerine dikkat etmelidir"diye konuştu.



“Kolesterolü yüksek olan kadınlar uzun yaşıyor”


Kolesterolün yüksek olmasının vücutta yangın olduğunu ve ve kolesterolü yüksek kadınların daha uzun yaşadığını anlatan Karatay, konuşmasını şöyle sürdürdü:


“Kolesterolün yüksek olması vücutta yangın olduğunu gösterir. Eğer kolesterol ilacını alıyorsanız o yangına engel oluyorsunuz. Kolesterol hastasıyım diye boşuna üzülmeyin. Kolesterolü yüksek olan kadınlar uzun yaşıyor. Kaya tuzu beyaz altındır. Kaya tuzu için asırlardan beri savaşlar yapılmıştır. Dünyanın en sağlıklı tuzudur. Sağlığımız için gereklidir. Kaya tuzu tansiyonu yükseltmez”


Programın ardından konuşan Kırşehir Belediye Başkanı Yaşar Bahçeci, Prof. Dr. Canan Karatay’ın örnek bir Türk kadını olduğunu belirtti. Başkan Bahçeci, ”Hem ilim insanı olması yönüyle hem de verdiğiniz o geleneğimizden beslenen tıpla ilgili bilgileriniz gerçekten çok önemli. Bundan dolayı Kırşehir’de ağırlamaktan çok mutlu olduğumuzu belirtmek isteriz”ifadelerini kullandı.


Program Kırşehir Belediye Başkanı Yaşar Bahçeci’nin Prof. Dr. Canan Karatay ve sunucu Duygu Canbaş’a çeşitli hediyelerinin verilmesinin ardından sona erdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Diyarbakır’da vektörlere karşı ilaçlama çalışmaları sürüyor Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ekipleri, kent genelinde ilaçlama çalışmalarını aralıksız bir şekilde sürdürüyor. Belediyeden yapılan açıklamada, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı Veteriner İşleri ve Halk Sağlığı Şube Müdürlüğü İlaçlama Birimi ekipleri, sivrisinek, karasinek, yakarca, kene ve benzeri haşere popülasyonlarının insan sağlığını tehdit etmeyecek düzeyde tutulması ve bunlardan bulaşabilecek sıtma, tifo, kolera, dizanteri, sarıhumma, şark çıbanı gibi hastalıkların önlenmesi için bilimsel mücadele yöntemleriyle ilaçlama çalışmalarına hız verdi. İlaçlama faaliyetleri; 274 personel, 80 adet araç, 34 adet holder, 1 adet traktör holderi, 15 adet atomizör, 50 ulv cihazı, 200 adet sırt pompası, 1 adet misblower, 5 adet termal sisleme cihazı ile 17 ilçe ve 1046 mahallede sürüyor. İlaçlama çalışmaları, sivrisinek ve karasinek larvalarına karşı havuz, göl, gölet, kanalizasyon, sazlık alanlar, bataklıklar, fosseptikler, birikinti sular, bodrum suları, süs havuzları, hayvan gübrelerinin biriktiği alanlar, ahırlar, organik atıkların toplandığı ve biriktiği yerler, çöplükler, çöp konteynırları, çöp aktarma istasyonları vb. üreme alanlarında belli periyotlarla yapılıyor. İlaçlama hizmetleri, mühendisler gözetiminde yıl boyunca Sivrisinek, karasinek, tatarcık gibi zararlıların erginlerine karşı üredikleri, beslendikleri, barındıkları ve dinlendikleri tüm alanlarda biyosidal ürünler, araç ve cihazlar kullanılarak devam edecek.
Ankara AYM üyeliğine seçilen Çınar için yemin töreni düzenlendi Anayasa Mahkemesi (AYM) üyeliğine seçilen Ömer Çınar, düzenlenen törenle ant içip, cübbe giyerek görevine başladı. Anayasa Mahkemesi’nin 62. kuruluş yıldönümü ve yeni üye Prof. Dr. Ömer Çınar’ın göreve başlaması dolayısıyla tören düzenlendi. Anayasa Mahkemesi Yüce Divan Salonu’nda gerçekleştirilen törene Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Gökhan Karaköse ile birçok yargı mensubu katıldı. Törende açılış konuşmasını gerçekleştiren AYM Başkanı Kadir Özkaya, AYM’nin yeni üyesi Ömer Çınar’ı tebrik etti. Ülkeye hayırlara vesile olmasını dileyen Özkaya, ”Liyakatli üyelerden oluşan AYM’nin yeni üyesinin kendisinden beklenen katkıyı sağlayacağını umuyorum” dedi. "Hakimler özgürce karar vermelidirler" Hakimlerin kimsenin etkisinde kalmadan tarafsız bir şekilde karar vermesi gerektiğini ifade eden Özkaya, “Adaletin sağlanması bakımından en önemli sorumluluk hakimlere düşer. Hakimin terazisi hep doğru tartmalıdır. Hiçbir neden onları hakkı ayakta tutmaktan alıkoymamalıdır. Örnek ahlak sahibi olmalı, kişilik ve vicdanlarını kirletmemelidirler. Herhangi bir dışsal etki altında kalmadan özgürce karar vermelidirler. Bağımsız ve tarafsız yargının varlığı bağımsız ve tarafsız hakimlere bağlıdır” diye konuştu. “Gazze’deki ikiyüzlülüğü kabul etmiyorum” İsrail’in Gazze’ye yaptığı zulmü kabul etmediklerini vurgulayan Özkaya, “Millet olarak ortak menfaatlerimiz için kenetlenip çalışmalıyız. Gazze başta olmak üzere zulümlere karşı gösterilen ikiyüzlülüğü kabullenemediğimizi dile getirmeyi bir görev biliyorum. İnsanlığa adaleti anlatan devletlerin zulme ve haksızlığa gözlerini ve vicdanlarını kapatmaları, insanlığı gelecek adına umutsuzluğa sevk etmektedir” dedi. Özkaya’nın konuşmasının ardından AYM’nin yeni üyesi Çınar kürsüde yemin etti.
Erzurum Tarih Derneği ve Türk Ocakları’ndan 24 Nisan tepkisi ABD ve Fransa gibi ülkelerin 24 Nisan’ı Ermeni Soykırımı olarak anma günü olarak kabul etmesine tepki gösteren Erzurum Tarih Derneği Başkanı Prof. Dr. H. Ömer Özden ile Türk Ocakları Erzurum Şube Başkanı Av. Nizam Işık, Ermenilerin Türklere karşı yapmış oldukları soykırımın belgelerle ortada olduğunu söylediler. Konuyla ilgili olarak ortak bir basın açıklaması yapan Prof. Dr. Ömer Özden ile Av. Nizam Işık, 24 Nisan 1915 yılında asıl soykırıma uğrayanların Doğu Anadolu’da yaşayan Türkler olduğunu belirterek, asıl bunun dünya gündemine oturtulması gerektiğini ifade ettiler. ABD, Fransa ve Almanya gibi ülkelerin 24 Nisan’ı Ermeni Soykırımı Anma Günü ilan etmesinin yıl dönümünde ortak bir açıklama yapan Erzurum Tarih derneği Başkanı Prof. Dr. H. Ömer Özden ile Türk Ocakları Erzurum Şube Başkanı Av. Nizam Işık, şu ifadeleri kullandılar: “24 Nisan 1915 tarihinde, Ermenilerin Türklere yönelik tedhiş ve terör eylemlerine karşı bir tedbir olmak üzere Osmanlı Devleti’nin Sevk ve İskân Kanunu, bir tehcir değil, Ermenileri iskân etme kanunudur. Bu kanun gereğince Ermeni nüfus hem güvenli bölgelere nakledilmiş ve orada iskan edilmiş hem de Osmanlı ordusuna karşı yapabilecekleri suikastler önlenmeye çalışılmıştır. Bu iyi niyetli girişim, sonraki zamanlarda ters döndürülerek bir soykırım yapıldığı gibi yalan bir beyanın etrafında insanlar aldatılmaya çalışılmış ve Türk toplumuna ve devletine yönelik bir karalamaya dönüştürülmüştür. 1918 yılında Anadolu coğrafyasında Ermenilerin Türklere karşı yapmış oldukları soykırım ise belgelerle ortadadır. 1915 yılında çıkarılan yasanın bir sevk ve iskan yasası olduğu da yine belgelerle ortadadır. Tarih ise belgelerden yola çıkılarak yapılan bir bilimdir. Belgeden yoksun anlatılan hiçbir olayın kıymeti harbiyesi bulunmamaktadır. Bu bakımdan her 24 Nisan’da karşımıza çıkarılan sözde Türklerin Ermeni kıyımı yaptığı gibi bir yalanı artık bütün ülkelerin anlamasını ve bu yalanın artık tutmadığını görmelerini istiyoruz. Asıl soykırıma uğrayan Doğu Anadolu’da yaşayan Türklerdir ve asıl dünya gündemine oturtulması gereken budur. Doğu Anadolu’nun muhtelif bölgelerinde ortaya çıkarılan toplu mezarlar bunun en önemli kanıtıdır ve batılı ülkelerin özellikle de Amerika ve Fransa’nın artık bunu görüp anlaması gerekmektedir. 24 Nisan’da bir sözde Ermeni kıyımının yapıldığı iddiasını Türk Ocakları Erzurum Şubesi ve Erzurum Tarih Derneği olarak kınıyor ve böyle bir iddianın asılsız olduğunu tüm dünya kamuoyuna açıkça ilan ediyoruz.”