ASAYİŞ - 24 Haziran 2017 Cumartesi 15:18

Darbeci amiralin ifadesi ortaya çıktı

A
A
A
Darbeci amiralin ifadesi ortaya çıktı

Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü 15 Temmuz Darbe Girişimi, FETÖ/PDY soruşturması kapsamında Gölcük Donanma Komutanlığı’nda gerçekleşen olaylar ile ilgili hazırlanan iddianame tamamlandı.

Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü 15 Temmuz Darbe Girişimi, FETÖ/PDY soruşturması kapsamında Gölcük Donanma Komutanlığı’nda gerçekleşen olaylar ile ilgili hazırlanan iddianame tamamlandı.


Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen FETÖ/PDY soruşturmaları kapsamında 15 Temmuz gecesi Gölcük Donanma Komutanlığı’nda yaşananlar ile ilgili iddianame hazırlandı. İddianame kapsamında ifade veren Darbeci Tuğamiral Hayrettin İmren, ”Bana Nazmi Ekici‘den telefon geldi. Kendisinden büyük olduğum için bana ’efendim Cumhurbaşkanı Almanya’ ya kaçmış’ dedi. Ben de tersanede görevli olanlara bu durumu aynen ilettim” şeklinde konuştu.


İmren, verdiği ifadede,” Örgütte kullanmış olduğum kod ismim ‘Seçkin’dir. Kod isimsiz kimse yoktur. Herkese bir kod isim verilir. Bana bu kod ismi ‘Ümit’ isimli şahıs 2006 yılında Bartın‘da verdi. Kod isim verilmesinin nedeni örgütte var olan gizliliktendir. Üçüncü bir şahsın kim olduğumuzu bilmesinin istenmemesindedir. Bu hücresel bir yapıdır. Birlikte gözaltında olduğum şahıslardan subay olanlardan Nazmi Ekici’nin Kod ismi Muhsin’dir. Kamil Altın’ın Kod ismi Sabri’dir. Firari olan Ayhan Bay’ın Kod ismi ise ‘Abdurrahman’dır” dedi.


Darbe girişiminden önce yaşananları anlatan İmren, ”Bizim de olduğumuz eve Ömer Faruk Harmancık isimli tuğamiral geldi. Yanında kimse olup olmadığını hatırlamıyorum. Kendisini daha önceden tanıyorum ancak iki kez gördüm. Ben bu şahsın da Cemaatçi olduğunu biliyorum. Çünkü kendisi 2 yıl arka arkaya terfi edememişti. Terfi edememesinin sebebi de Cemaatçi olmasıydı. Kendisi o tarihte Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Kurmay Başkanı idi. Kendisi benden devre olarak küçük olduğu için ’efendim Cuma günü planlı bir harekatımız olacak. Size görev vermek için buraya çağırdık’ dedi. Ben de nasıl bir görev diye sordum. ’Cuma günü yani 15 Temmuz gününü 16 Temmuz gününe bağlayan sabaha karşı saat 03.30 da darbe yapılacağını, sıkıyönetim ilan edileceğini’ söyledi. Ben de kendisine peki Genelkurmay Başkanı da dahil mi, emir komuta zinciri içerisinde mi yapılacak diye sordum. O da bana ’tabii içinde olacak’ dedi’ diye konuştu.


“Darbe girişiminin yaşandığı tarihe kadar ben normal olarak görevime devam ettim” diyen İmren, ”Ben tamamen 4 gün boyunca bu olaya kilitlenmiş durumda kendi içimde olacak mı olmayacak mı şeklinde kurgulama yapmaya başladım. İçimde bir korku da vardı. Hatta 4 günde 5 kilo kadar zayıfladım. Etrafımdaki arkadaşlara da herhangi bir şey sormadım çünkü bu olayın gizli olduğunu kimseye söylenmemesi gerektiği Ömer Faruk Harmancık tarafından söylenmişti. Olayın yaşandığı 15 Temmuz günü akşam saat 20.00 civarında makam telefonuma kayıtlı olmayan bir numaradan telefon geldi. Donanmadaki lojmanımdaydım. Arayan Ömer Faruk Harmancık’tı. Kendisi bana ’efendim olay deşifre oldu, şimdi hemen harekata başlıyoruz’ diye konuştu’’ dedi.


Satır aralarında ilginç ifadelere yer veren İmren, ”Gece 00.00 sıralarında Donanmadaki noktaları gezdim ve aldırdığım tedbirlere baktım. Bir yandan da çatışma çıkmasın diye cemaatten güvendiğim kişileri görevlendirmeye çalıştım donanma karargahına gittim, askerlere hitap ettim ve son zamanlarda ülkede yolsuzluk, çözüm süreci üzerinden şehitlerin gelmesi, bu nedenle yemek yerken boğazımdan dahi ekmeğin geçmediğini, aslında çok rahat bir düzenim olduğu hale bu işe gönüllü olarak yaptığıma dair bir konuşma yaptım. Donanma karargahındaki nöbetçi astsubayı da lakayıt davranışından dolayı gözaltına aldım. Bu arada Nazmi Ekici donanma komutanının bir deniz aracı vasıtası ile Gölcük’e geleceğini ve tarafımdan tutuklanması gerektiğini söyledi. Sonra ben de birkaç kez poyraz limanına gelerek Donanma Komutanının gelişini bekledim” şeklinde konuştu.


İmren, ”Nazmi Ekici sürekli bana telefonla ’sıkıyönetim ilan edildi, vur emrimiz var, karşı çıkanları vurun’ şeklinde talimat veriyordu. Halat sekiz işaret kulesine astsubayım vasıtası ile emir vererek poyraz limanına gemilerin yaklaşması yasaktır, izinsiz yaklaşılması durumunda ateş açılacaktır şeklinde anons yapılmasını emir verdim. Ben de başlarındaydım. Bu emirden sonra bir hücum bot yanaşmak istedi, zaten anonsu duyduktan sonra kalktı. Bana bu talimatı kimse vermedi. Sonra ben tersane önüne geldim. Nazmi ‘den yine telefon geldi. Kendisinden büyük olduğum için bana ’efendim Cumhurbaşkanı Almanya’ ya kaçmış’ dedi. Ben de tersanede görevli olanlara bu durumu aynen ilettim” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Yolda yatan köpeğin üzerinden otomobili ile geçti Sakarya’nın Karasu ilçesinde bir otomobilin yolda yatan köpeğin üzerinden geçip yoluna devam ettiği anlar güvenlik kameralarına yansıdı. Ezilen köpeğin sahibi ve mahalle sakinleri, yaşanan acı olaya tepki gösterdi. Olay, Karasu Yalı Mahallesi Barbaros Caddesi üzerinde meydana geldi. Mahalle sakinlerinden Güler Yaşar’ın sahibi olduğu köpek, yol kenarında yattığı sırada bir arabanın üzerinden geçmesi sebebiyle yaralandı. Ayakları kırılan köpek, Sakarya Büyükşehir Belediyesi’ne ait Rehabilitasyon Merkezi’nde tedavi altına alındı. Otomobil sürücüsünün, köpeğin üzerinden geçerek hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam ettiği anlar güvenlik kamerasına yansıdı. Görüntülerde, üzerinden otomobil geçen köpeğin acı içerisinde yerde kıvrandığı anlar yer aldı. "Hızlı gelse, fren yapamasa kaza deriz ama öyle bir şey olmadı" Yaşanan olaya mahalle sakinleri ve köpeğin sahibi Güler Yaşar tepki gösterdi. Yaşar, “Köpek yol kenarında yatıyordu, araba 14.58’de köpeğin üzerinden geçmiş. Tümseğin üzerinden geçtikten sonra hiç fren yapmadan geçti, hiç durmadı. Köpeğin sesini duyunca aşağıya indik, tedaviye gönderdik. Hızla gelip çarpmıyor. Yavaş yavaş geliyor, üzerinden geçiyor. Mahalle içinde çocuklar var, yaşlılar var. Bir hayvanın üzerinden geçiyor ve durmuyor. Tepkimiz bu yüzden. Telefonuna mı bakıyordu, önündeki hayvanı görmüyor. Nereye bakıyordu? Hızlı gelse, fren yapamasa kaza deriz. Öyle bir şey de olmadı” diye konuştu.
İstanbul Dilan Polat mahkemede gözyaşlarına boğuldu Sosyal medya fenomeni Banu Parlak’ın güzellik merkezinin kurşunlanmasına ilişkin açılan dava kapsamında Dilan ve Engin Polat çifti savunma yaptı. Dilan Polat’ın savunması sırasında sık sık ağladığı görüldü. Bahçeşehir 1. Kısım Doğa Parkı’nda bulunan sosyal medya fenomeni Banu Parlak’a ait güzellik merkezi 1 Ekim 2023 günü saat 02.00 ve 04.30 sıralarında motosikletli şüphelilerce kurşunlanmıştı. Olaya ilişkin hazırlanan iddianame kapsamında Dilan ve Engin Polat çiftinin de ‘azmettirme’ suçundan cezalandırılması istenen davanın görülmesine bugün Küçükçekmece Adliyesi’nde başlandı. Küçükçekmece Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, sanıklar Dilan, Engin ve Sezgin Polat ile müşteki Banu Parlak hazır bulundu. Duruşmaya taraf avukatları da katıldı. Duruşmada kimlik tespiti esnasında Engin Polat “aylık ortalama gelirim 200 bin” dedi. Dilan Polat da aylık gelirinin 200 bin TL olduğunu söyledi. Engin Polat duruşma salonunda küçük oğlu ile telefonda konuşup konuşamayacağını sorarak “6 aydır konuşmuyoruz” dedi. Hakim bu talebin üzerine “her türlü temas yasak” dedi. Dilan Polat ise ağlayarak duruşma salonuna girdi ve eşinin elini tuttu. Polat, duruşma salonunun izleyici kısmında oturan kızının da elini tutmak istedi ancak jandarma izin vermedi. Dilan Polat kızına sık sık “Kızım seni çok seviyorum, hepsi geçecek, yapmadık biz yapmadık” dedi. Sanık Polat duruşma salonunda göz yaşlarına hakim olamadı. Dilan Polat savunmasında “Ben Banu Parlak’ı tanırım kendisi 6 yıllık arkadaşım. Küsüp barıştığımız dönemler oluyordu. İş yeri kurşunlanmadan önce işleri konusunda benden yardım destek istemişti. Ben de kendisine seve seve yardım edeceğimi söyledim. Daha sonra sosyal medyada haberleri görünce haberim oldu. Can güvenliğinin olmadığını ve bizi sorumlu tuttuğuna dair paylaşımlar gördüm. O ana kadar aramızda problem yoktu. İş yerinin kurşunlandığını da basın ve sosyal medyadan öğrendim. Bu sırada yargılandığımız kişilerle de hiçbir bağlantımız yoktur. Daltonlar çetesi eşimi ve beni de tehdit etmiştir. Bununla alakalı mesajlar da mevcut” dedi. Polat savunması sırasında da zaman zaman duygulanarak ağladı. Dilan Polat savunmasının devamında “Can Dalton bana senin namusunu elinden alacağım diye mesajlar da iletmişti. Bizi tehdit eden kişilerle aynı dosyada neden yargılanıyoruz bilmiyorum. Gürcistan’a 2018-2019 yıllarında hamilelik dönemimde gittim. Yemek yedim ziyaret ettim döndüm. Sosyal medyada ön planda bir hayat yaşıyorum. Maddi durumumuzun iyi olmasından dolayı farklı yollarla Halil İbrahim Kalkan’ın haraç kesmek istediğini düşünüyorum. Pendik şubemize giderek tabelaları indirin demişti. Çalışanların elinde ses kayıtları da mevcut. Benim Banu Parlak ile husumetim yoktu. Neden böyle bir konuda beni ve ailemi hedef gösterdi anlamıyorum. Dosyada bahsi geçen kimseyi aile üyelerim dışında yani tanımıyorum. Video için de ben sosyal medyada o dönemde aleyhime paylaşımlar yapılıyordu. Çocuklarım ve ailem için. Kafam çok karışıktı herkes saldırı halindeydi. Suçlamayı kabul etmiyorum” ifadelerini kullandı. Dilan Polat müşteki avukatının “tedbir kararının anasını danasını göreceksin sözlerini kime söylediniz sorusu üzerine “ Benim orada direkt muhatabım yoktu. Kara para aklandığımıza, illegal işler yaptığımıza dair paylaşımlar yapılıyordu. Genel söyledim” dedi. Engin Polat ise savunmasında “Banu Parlak’ı tanımam. Görüşmüşlüğüm yoktur. Bir gün sosyal medyada ‘benim başıma bir şey gelirse Dilan ve Engin Polat sorumludur’ diye açıklamalar yapıyor. Ben de eşime ‘bu kadın senin arkadaşın değil mi neden böyle yapıyor ara kendisi ile görüş’ dedim. Eşim ‘ben aramam dedi’ ben de üzerine düşmedim. Ama karım iyi niyetli olarak aramış benim sonradan haberim oldu. O ara çok mesele vardı. Kara para aklama. Onun da gerçek olmadığını yakında göreceğiz. Bu arkadaşın dükkanı kurşunlanmış. Akabinde bizden şikayetçi olmuş. İfadeye çağırdılar gittik. Olay bundan ibaret bizim hiç kimse ile bir alakamız yok. Ben diğer sanıkların olduğunu bu mahkemede öğrendim şu an. Yalancı tanık Halil İbrahim Kalkan, bizi tehdit edip şubelerimizi arayıp Sezgin ve Engin Polat ile görüşeceğim diyerek tehdit ediyordu. Bu daha önceden de başımıza geldi. ‘Onları şöyle yapacağım böyle yapacağım, bu tabelaları indirin bundan sonra burada Dilan Polat yazmayacak Halil İbrahim Kalkan yazacak’ diyormuş. 2-3 ay devam etti. Biz telefon sapığı diye dikkate almadık. Lakin bir gün Pendik şubemize gidip tehditte bulunmuş. Babama ‘bu böyle olmaz gidelim şikayetçi olalım fiziken de üzerimize gelmeye başladı’ dedim. Gayrettepe’ye gidip şikayetçi olduk. Açılan davalar sonucu bu şahıs ceza aldı öyle biliyorum. Bu şahıs ‘ben Sezgin Polat’a 500 bin TL borç verdim bunu almak için arıyorum’ diye kılıf uydurmuş. Bu kılıfına daha sonra Banu Parlak’ı ekledi. Güya Banu Parlak’ın vurulmasını istemişiz karşılığında para teklif etmişiz. Yalancı bir tanıktır" şeklinde konuştu. Gürcistan ile hiçbir bağlantısının olmadığını söyleyen Engin Polat, "Bağlantımı bırakın orada olan birini 1 kere bile telefon ile aramadım. Gürcistan’a 4-5 sene evvel 6 aile çift olarak tatile gittik” dedi. Engin Polat devamında “Ben Daltonlar çetesini de tanımam. 2 ay önce gazete okurken öğrendim. Can Dalton daha önce eşimi tehdit etmişti. 2 dükkanım 3 ayrı zaman diliminde kurşunlandı. Ben de bunun üzerine şerefsizler diyerek video paylaştım. Bu adam daha sonra bana yanıt verdi. ‘Bundan sonraki mermi sana’ diye cevap verdi. Bu dosyada iftiraya uğradık. Ticari itibarımız zedelendi. Beraatimi ve tahliyemi talep ediyorum. Yalanın ve iftiranın delili olmaz. Ben ve ailemde en ufacık bir delil bulunursa her türlü cezaya razıyım” şeklinde konuştu. Müşteki avukatının sorusu üzerine Engin Polat “Emirhan Döner diye birini tanımıyorum böyle biri ile görüşmedim. Fatih Gezer benim çocukluk arkadaşımdır. Cezaevinden beni aradı. Medyada dükkanımızın kurşunlandığını görmüş. Bana kendi çabasıyla yardımcı olmaya çalıştı şunu tanıyorum bunu tanıyorum diye ama konuşmada Daltonlar çetesi adı geçmedi” dedi. Duruşma Engin Polat’ın babası Sezgin Polat’ın savunması ile devam ediyor.