YEREL HABERLER - 21 Mayıs 2017 Pazar 18:25

Sunay Akın hayranları, Kitap Fuarı’na sığmadı

A
A
A
Sunay Akın hayranları, Kitap Fuarı’na sığmadı

Kendine has anlatım tarsızla her kesimin beğenisi kazanan yazar Sunay Akın, 9.

Kendine has anlatım tarsızla her kesimin beğenisi kazanan yazar Sunay Akın, 9. Kocaeli Kitap Fuarı’nda yoğun ilgiyle karşılaştı.


Bugüne kadarki hemen hemen tüm Kocaeli Kitap Fuarlarına katılarak fuarın vazgeçilmez yazarları arasındaki yerini alan Sunay Akın bu yıl da bu geleneği bozmadı. Sevilen yazar “Bakmak ile Görmek” konulu söyleşisi ile Kocaeli 9. Kitap Fuarı’nda okurlarıyla buluştu. Yahya Kaptan Salonu’nda gerçekleşen söyleşiye Sunay Akın okurları yoğun ilgi gösterdi. Tıklım tıklım dolan salonda yer bulamayan çok sayıda kitapsever, söyleşiyi yerlerde oturarak izledi.


Sunay Akın, söyleşisi öncesinde izleyenlerine, 2. Dünya Savaşı’nı farklı bir açıdan ele alan bir sinevizyon gösterisi izlettirdi. Gösterinin ardından 2. Dünya Savaşı’nın, Almanların Polonya’yı işgalinden çok önce başladığını anlatan Sunay Akın, “Savaş oyuncakları ilk kez 1933 yılında Hitler’in emriyle dönemin en önemli oyuncak firmasına yaptırılıyor. Hitler o fabrikalarda asker oyuncaklar yaptırıyor. On yıl boyunca oyuncak askerlerle büyüyen çocuklar da sonra güle oynaya cepheye gidiyor. Oyuncaklarla çocukların hayalleri işgal edildi. Savaş ilk orada başladı. Çocuklarımızın önüne oyuncak diye koyduğumuz aslında o ülkenin geleceğidir” dedi.


Nazilerin Paris’i işgali sırasında yaşananlara değinen Sunay Akın, “Naziler Paris’i işgal edince bizim orada yaşayan gençlerimiz Paris’ten kaçmak ister. Ancak uçaklar kalkmadığı ve yollar da güvensiz olduğu için durum zordur. Bir gencimiz ise bisikletle Paris’ten dağ yollarını kullanarak İsviçre’ye kaçmayı aklına koyar. 10 gün pedal çevirerek 2. Dünya Savaşı’ndan kaçmayı başarır. O güzel insan Cahit Sıtkı Tarancı’dan başkası değildir. Aynı şekilde bisikletle bu savaştan kaçan bir başka değerimiz de Oktay Rıfat’tır. Bu bisiklet olmasaydı bizim edebiyatımızın neredeyse yarısı yoktu” diye konuştu.


“ABD özgürlük anıtı bizim” diyen Sunay Akın, “Ben bunu Amerikalılara söylediğimde delirdiler. Bunu ben araştırıp buldum Fransa’nın Kolmar kentinde Önce Albullaziz düşündü sonra Abdülmecit devam ettirdi. Heykeltraş Bartholdi’ye sipariş ettiler. İskender limanına konulacaktı Özgürlük Anıtı. Ben Bartholdi’nin arşivine girdim maketlerini gördüm. Bu heykelin sırtı doğuya, yüzü batıya bakıyor. Anlamı da şu ‘Hey batı unutma ki sadece güneş değil uygarlığın ateşi de doğudan yükselir.’ İki taksit parasını biz ödedik. Biz alacaklıyız. O heykelin parası bizim parayı getirin. Ama sizden para da çıkmaz. O zaman borçtan düşün ama 150 yıllık faizini hesap edin alırken” şeklinde konuştu.


Akın, söyleşide konuklarına yıllarca bir tartışma konusu olan Nuh’un gemisinin nerede olduğunu sordu. Aldığı Cudi ya da Ağrı Dağı cevaplarının hiçbirinin henüz bilimsel olarak kanıtlanmadığını kaydeden Akın, ama bunu kendisinin bildiğini söyledi. Yazıyı Sümerlerden çok önce Arkaiklerin kullandığını söyleen Akın, bununla ilgili 11 bin yıl öncesine ait bir yazı gösterdi. Yazıdaki hayat ağacına dikkat çeken Sunay Akın, “Bu hayat ağacı aynı zamanda Nuh’un gemisini resmeden bir semboldür. Nuh’un Gemisi’ni aramak için de çok uzaklara gitmeye gerek yok. Bu sembol eskiden bizim tüm boyacı sandıklarımızın üzerindeydi. İşte edebiyat budur” ifadelerini kullandı.


Yazar, söyleşisini Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili anlattığı bir anetktotla tamamladı. Akın, “Mustafa Kemal’e yabancılar ‘Siz ülkenizi kurtardınız. Bunu nasıl başardığınızı biliyoruz ama sırrı nedir’ diye sorarlar. Mustafa Kemal’in verdiği cevap ise son derece etkilidir. Paşa onlara ‘Hayatım boyunca iki kuruş elime geçince bir kuruşunu kitaba verdim’ der. İşte her şeyin sırrı budur” diye konuştu.


Akın söyleşinin ardından söyleşinin ardından Kitap Fuarı’ndaki imza standında kitaplarını imzaladı. Buradaki yoğun ilgi nedeniyle de Kitap Fuarı’nda uzun imza kuyrukları oluştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.
Edirne Edirne’de gastronomi yolculuğu başladı Edirne Valiliği, gastronomi turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Osmanlı Saray Mutfağı lezzetlerini kitaplaştırılarak gelecek nesillere aktarılacak. Edirne Valiliği tarafından “Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri Kitabı” tanıtımı iftar programı düzenlendi. Edirne’de valilik öncülüğünde önemli bir projeye imza atıldı. Proje çerçevesinde "Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri" kitabı oluşturulacak. İftariyelikler, ara sıcaklar, çorbalar, ana yemek, tatlı ve içecekler geçmiş lezzetlere göre sunumla hazırlandı. Tabaklar süslendi, masalar hazırlandı. Ezanın okunmasının ardından oruçlar açıldı. Yemeğin ardından ise duaya geçildi. Devecihan Kültür Merkezi’nde düzenlenen iftar menüsünde geçmişten günümüze gelen lezzetler arasında yer alan bademli terbiyeli tavuk çorbası, ballı gemici böreği, taş kebabı- sarımsaklı pilav, zerde ve ayva şerbeti yer aldı. Geçmişten günümüze gelen ve unutulmaya yüz tutmuş Rumeli, Balkanlar ve Osmanlı Saray Mutfağında yer alan lezzetlerin gelecek kuşaklara aktarılması ve tanıtılması için önemli bir proje çalışmasına imza atıldı. Proje çerçevesinde 87 farklı çeşidin yer alacağı bir kitap oluşturulacak. Edirne’nin kadim ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış sultanlar şehri olduğunu söyleyen Vali Yunus Sezer, aynı zamanda balkanlardan gelen insanların yerleştiği ve kendi kültürlerini yaşattığı da bir şehir olduğuna değindi. "Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağı lezzetleri yaşatılacak" Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağının yaşatıldığı Edirne’de çok anlamlı bir ilke imza atıldığını söyleyen Vali Yunus Sezer, "Gelecek nesiller Edirne mutfağında neler var diye baktığı zaman ellerinde bir kitap ve kaynak olacak. Bizim somut varlıklarımızın yanı sıra kültürel zenginliklerimiz de çok önemli. Çok büyük emek var. Hem Rumeli hem de saray mutfağına ait 87 çeşit farklı lezzet var. Bunların bir kitapta buluşması çok önemli. Şeflerimiz kendi illeri için farklı bir şey yapmak istiyorlar. Yaklaşık 1 buçuk aydır çalışmalar devam ediyor" dedi. Gastronomi anlamında çok önemli faaliyetler yürütmüş parmakla gösterilen iller olduğunu söyleyen Vali Sezer, "Biz büyük bir hazine üzerinde duruyoruz. Ama kendimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bizim bir tava ciğerimiz, bir de ciğer sarmamız var. Dışarıdan insanlara sorduğumuzda neyimiz var diye ’Bir gelip ciğerinizi yeriz’ diyorlar. Bu güzel bir şey aslında. Ama bunun yanına ne koyabiliriz? Bunun üzerinde çalışıp Rumeli Saray ve Osmanlı mutfağını günümüzle uyarlayıp nasıl yaşatabiliriz bunun peşindeyiz" şeklinde konuştu. "Edirne’nin parlayan yıldız olmasını istiyoruz" Edirne’nin her konuda balkanların ve Türkiye’nin parlayan bir yıldızı olmasını istediklerini belirten Vali Sezer, "Bunu da sanayide, ticarette, turizmde, gastronomide eğitimde aktivitelerle birlikte başarmamız lazım. İçinde saray ve Rumeli mutfağının da olduğu birkaç yemeği ve menüyü tava ciğerin yanına ekleyebilirsek zenginleştirebiliriz" ifadelerine yer verdi. Festivallerin yanı sıra marka aday olabilecek lezzetleri de sunabilecekleri bir yerin olmasının çok önem taşıdığını belirten Vali Sezer, "Bunu başarırsak herkes restoranında alternatif bir ürün sunmak isteyecek. Bunu da hazırlanan projelerle hayata geçireceğiz. Valilik olarak bunu yapıp özel sektöre devrederiz. Buna biz öncü oluruz" diye konuştu. "3 hedefe inşallah hep birlikte ulaşacağız" Önlerinde 3 hedef olduğunu ve buna şeflerle birlikte ulaşacaklarını belirten Vali Sezer, birincisinin bu kitabı hazırlamak ve basıp yayınlamak, ikincisinin gastronomi festivalleri düzenlemek üçüncüsünün de bu markalaştırılan yemeklerin daimi sunulacağı tarihi bir yer yapmak olduğunu ifade etti. "Edirne gastronomide de büyük zenginliğine sahip" Edirne’nin tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra gastronomi anlamında da büyük zenginliğe sahip olduğunu söyleyen İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, düzenlenen iftarda saray, Rumeli ve Balkan mutfağından lezzetlerin yer aldığı bir menü hazırladıklarını aktardı. İftar programına, Vali Sezer ve eşi Canan Sezer, Vali Yardımcıları Erdoğan Beypınar ve Eyyüp Batuhan Ciğerci ile eşleri, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, şefler, gastronomi yazarları ve basın mensupları katıldı. Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar programı toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.