GENEL - 17 Ocak 2018 Çarşamba 14:51

Beyşehir’de “Kudüs İstanbul’dur, Mekke’dir” konferansı

A
A
A
Beyşehir’de “Kudüs İstanbul’dur, Mekke’dir” konferansı

Necmettin Erbakan Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.

Necmettin Erbakan Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Arabacı, büyük devlet ölçüsünün coğrafi büyüklüğüyle, askeri gücüyle, bilim ve teknolojisiyle ölçülemeyeceğini belirterek, "Büyük devlet neyle ölçülür biliyor musunuz? Eğer gittiğiniz yere adalet götürebiliyorsanız, yayıldığınız alana huzur götürebiliyorsanız, gittiğiniz yerlerde insanları mutlu edebiliyorsanız, dünyayı yaşanılacak bir dünya haline getirebiliyorsanız büyük devlet olursunuz” dedi.


Konya’nın Beyşehir ilçesinde, “Kudüs İstanbul’dur, Mekke’dir” konulu konferans düzenlendi. Beyşehir Belediyesi, İlçe Kaymakamlığı, Selçuk Üniversitesi, İlçe Müftülüğü ve Birlik Vakfı Konya Şubesi tarafından müşterek olarak düzenlenen konferansa Necmettin Erbakan Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Caner Arabacı konuşmacı olarak katıldı.


Birlik Vakfı Konya Şubesi Başkanı Orhan Gündüz, Beyşehir Belediyesi Kültür ve Yaşam Merkezi’nde düzenlenen konferansın açılış konuşmasında, “ilçelerle birlikteyiz” programı kapsamında düzenlenen programın katılımcılarına teşekkür etti, şube olarak yürüttükleri çalışmalardan söz etti.


Konferansta konuşan Prof. Dr. Arabacı ise tarihten örnekler verdi. Osmanlı İmparatorluğu’nun 3. Murat devrinde bugünkü kıta Avrupası’nın iki katı büyüklüğünde bir cihan devleti haline geldiğini anlatan Prof. Dr. Arabacı, “Biliyorsunuz büyük devlet coğrafi büyüklüğüyle ölçülmez. Buradan öyle bir yanlış çıkmasın. Büyük devlet, askeri gücüyle de, bilim ve teknolojisiyle de ölçülmez. Büyük devlet neyle ölçülür biliyor musunuz? Eğer gittiğiniz yere adalet götürebiliyorsanız, yayıldığınız alana huzur götürebiliyorsanız, gittiğiniz yerlerde insanları mutlu edebiliyorsanız, dünyayı yaşanılacak bir dünya haline getirebiliyorsanız büyük devlet olursunuz” dedi.



"Amerika çakal devlettir"


Günümüzde bu konuda ABD’den örnek veren Prof. Dr. Arabacı, “Bu kıyası şunun için verdim. Mesela bugün Amerika’yı büyük devlet sanırsınız. Amerika çakal devlettir, büyük devlet değildir. Neden? Şundan, gittiği yere huzur götürebiliyor mu? Ordusu var, teknolojisi var, bilimi var... Bir ara dünyada patent miktarlarıyla ilgili bir yazıyı incelemiştim. Patent listesini incelediğiniz zaman Amerika birinci. Demek ki bilim üretiyor, teknoloji geliştiriyor. Peki Amerika gittiği yerlere huzur, adalet, insanlık götürebiliyor mu? Amerika’nın gittiği yerlerde kan akıyor. Huzursuzluk kaos ortamı oluşuyor. Irak’a bakın, Afganistan’a bakın, Suriye’ye bakın. Amerika gittiği yere kan götürüyor, zulüm götürüyor. Öyle büyük devlet olur mu? Büyük devlet adalet götürendir. İnsanca yaşama ortamı hazırlayan bir devlettir. Onun için Osmanlı’ya düşmanlarının söylediği paksottomana haklıdır. Osmanlı barışı, gittiği yere barışı götüren bir devlet. Şimdi bir Kuzey Afrika’yı ya da Afrika’yı düşünün. Osmanlı Afrika’ya yayıldı. Büyük Sahra dahil. Afrika’nın doğusu batısı dahil üç kıtada 7 denize egemen oldu. Neden? Allah için. Osmanlı’nın büyük hedefi idi. Yani yeryüzünde Allah’ın adını anmak, adaleti tesis etme. Alemde nizamı temin etme. Kızıl elma bu demek biliyorsunuz. İşte Osmanlı o gayeyle çaba sarf ederken Fas’a hakim oldu bir dönem. Cezayir, Osmanlı birliğine katıldı daha doğrusu İslam Birliği’ne katıldı. Tunus birliğe katıldı. Bu bölgelerde mesela Sharken yönetiminde İspanya, Avrupa Egomanyasını temin etmiş bir çeşit terör devleti gibi, Amerika’nın bu günkü yerine koyabilirsiniz. İnsan katlini normal hale getiren mesela kökeninde Araplar’ın kastik kralının birleşmesi olan bir devlet düşünün. İlk yaptığı iş Endülüs’te tek Müslüman bırakmamak. Tek Yahudi bırakmamak. Katolik Hıristiyan kafasıyla Haçlı kafasıyla düşündüğünüzde kendinden başkasını hayatta tanımayan bir yapı düşünün. Osmanlı bu çalışmaları yürütürken zayıfladı. Neden zayıfladığını aslında her şeyden daha çok konuşmamız lazım. Bugün neden cihan devleti değiliz sorusuna da buradan bir sonuç çıkacaktır. Cezayir 1830’da elimizden çıktı. Fransızlar işgal etti. Tunus 1870’lerde elimizden çıktı. Fransızlar işgal etti. Mısır 1882’de elimizden çıktı, İngilizler işgal etti. Libya Trablusgarp 1911’den itibaren elimizden çıktı İtalyan’la işgal etti” diye konuştu.



“Sıra Kudüs’e geldi”


Sıranın Kudüs’e geldiğini ifade eden Prof. Dr. Arabacı, “Sıra nereye geldi? Kudüs’e geldi. Kudüs 9 Aralık 1917’de elimizden çıktı. İngilizler işgal etti. İngilizler Kudüs’ü işgal ederken İngiliz generalinin sözü neydi hep hatırlarsınız? Ya da ben hatırlatayım. Dünyaya yayınladığı mesaj şuydu; ‘Haçlı seferleri şimdi sona erdi.’ Haçlı adamlar. Yani güneş batmayan imparatorluk, büyük Britanya... İngiliz sömürge imparatorluğu Haçlı seferleri şimdi sona erdi diyor adam Kudüs’e girdiği zaman. Peki Kudüs Aralık 1917’de elimizden çıktı ne oldu sonra. Şam 1918’de elimizden çıktı. Sonra Adana elinizden çıktı. Antep elinizden çıktı. İstanbul üç devlet tarafından işgal edildi. Edilmedi mi? 13 Kasım 1918 işgalin başlangıcı değil mi? Peki sizin en mahrem Anadolu’nun ortasında Konya, Beyşehir üstünden işgal edildi. Bin 600 kişilik İtalyan işgal gücü Antalya’dan Beyşehir üstünden Konya’yı işgal etti. Kudüs gitti bir bir vatan toprakları, bir bir İslam coğrafyası gitti. Siz de gittiniz. Sonuca baktığınızda şunu görürsünüz. İşte Anadolu’ya dikdörtgen bir coğrafyaya kıstırılmış kolu kanadı budanmış hani dev bir Çınar ağacı düşünün Osmanlı’yı. Balkanlar kolu budanmış. Ortadoğu kanadı budanmış, Kafkaslar budanmış, Karadeniz’in kuzeyi budanmış. Dikdörtgenin içerisine hapsedilmiş bir ülke haline geldiniz” dedi.


Konferansın sonunda Beyşehir Belediye Başkanı Murat Özaltun Prof. Dr. Caner Arabacı’ya, AK Parti İlçe Başkanı Mustafa Şenol ise Konya Şubesi Başkanı Gündüz’e günün anısına Beyşehir ilçesini yansıtan birer duvar saati hediye etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Nazilli Belediyesi ilaçlama çalışmalarına devam ediyor Nazilli Belediyesi Sağlık İşleri Müdürlüğü’ne bağlı ilaçlama servisi ekipleri, ilçe genelinde 6 araç ve 16 personelle ilaçlama çalışmalarına devam ediyor. Nazilli halkının rahat bir yaz geçirmesi ve hastalıkların önüne geçebilmek için periyodik aralıklarla gerçekleştirilen ilaçlama çalışmaları son dönemde yaz sıcaklıklarının erken başlamasıyla hız kazandı. Pazaryerleri, çöp konteynerleri, logar alanları, kurutma kanalları gibi yerler başta olmak üzere tüm sulak alanlar ve bataklıklarda çalışma yapan ekipler, insan sağlığına zarar vermeyen ilaçlarla sivsisinek ve karasinek mücadelesini sürdürüyor. İlaçlama faaliyetlerini yerinde inceleyen Belediye Başkanı Dr. Ertuğrul Tetik; “Sıcakların erken başlamasıyla ULV çalışmalarına bu yıl erken başladık. Tüm ekiplerimizle sahada çalışıyoruz. 12 ay boyunca ilaçlama çalışmalarımız devam edecek. Vatandaşlarımızın özellikle yaz aylarında rahat etmesi için kapsamlı bir çalışma gerçekleştiriyoruz. Bildiğiniz gibi sivrisinek insan sağlığına da zarar verir. Bu durumu yaşamamak için biz bu tarihlerden itibaren başlatıyoruz. Ben de çalışmalarımızı yerinde incelemek için sahadayım. Belediye ekiplerimiz tüm ekipleriyle birlikte 24 saat ve 12 ay boyunca hizmet vermeye devam edecektir. Hemşehrilerimizin rahatı için bizler her şeyi yapmaya hazırız” dedi.
Muğla Fideler üreticiyle buluştu Bodrum Belediyesi tarafından Atalık yerli tohumlardan üretilen fideler üreticilere hibe edildi. Atalık tohumlardan üretilen fidelerle 1,5 milyonluk tasarruf yapıldı. Bodrum Belediyesi Tarımsal Hizmetler Müdürlüğü koordinasyonunda, Bahçeyaka Mahallesi’nde bulunan Yerel Tohum Merkezi ve Üretim Serasında atalık yerli tohumlardan üretilen fidelerin dağıtımı yapıldı. Yerli atalık tohumları geleceğe taşımak üzere yapılan fide dağıtım etkinliğinde 140 binin üzerinde atalık tohumdan üretilen fideler üreticiyle buluştu. Dağıtım etkinliğine Bodrum Kaymakamı Mustafa Çit, Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci, Başkan Yardımcısı Tayfun Yılmaz, ilçe kurum amirleri, muhtarlar, ilgili birim müdürleri, üreticiler, basın mensupları katıldı. Geniş bir katılımın gerçekleştiği etkinlikte domates, biber, patlıcan gibi yazlık fideler üreticilere verildi. Her yıl gerçekleştirilen fide hibe programından farklı olarak bu sene satın alma yapılmadan tamamen yerli atalık tohumlardan üretilen fideler dağıtılarak 1,5 Milyonluk tasarruf sağlanmış oldu. Tarımsal Hizmetler Müdürlüğünden sorumlu Başkan Yardımcısı Tayfun Yılmaz, “Bodrum özüne dönüyor” sloganıyla başlanan bu süreçte bugünleri hayal ettiklerini belirtirken, “Bugün burada yüz elli bine yakın ata tohumdan elde edilmiş fideyi, yine vatandaştan aldığımızı vatandaşa vererek, normalde ticari olarak alındığında 1,5-2 milyon ticari değeri olan ürünü, vatandaşa ücretsiz olarak temin etmenin haklı gururunu yaşıyoruz. Bodrum Belediyesi her zaman üreticinin yanında ziyadesiyle bulunmuştur. Bundan sonra da bulunmaya devam edeceğine inanıyorum” dedi. Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci ise Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras ve Başkan Yardımcısı Tayfun Yılmaz öncülüğünde Bodrum Belediyesi Tarımsal Hizmetler Müdürlüğünü kurduklarını söylerken şunlara değindi: “Çiftçimizden, üreticimizden bir seferberlikle belediyemize bağışlamış olduğunuz ata tohumlarına sahip çıkarak burada bu kampüsü kurup, bu kampüsü büyüttük. Karaova Yörük Türkmen çadırında her dönem eğitim verdiğimiz Türkiye’nin dört bir tarafından tarım için Bodrum’a gelen öğrencilerimize ve hemşerilerimize verdiğimiz eğitimle taçlandırdık. Ve o eğitimlerin akabinde sizlerden almış olduğumuz ata tohumuna sahip çıktık, geliştirdik, ARGE Merkezini kurduk. Ve bu merkezde geliştirdiğimiz tohumları işte bugün burada yaklaşık 145 bin tohumu sizlere ücretsiz olarak dağıtmanın sevinci, heyecanı ve gururu içerisindeyiz” “Üreticiye verdiğimiz destek devam edecek” Kendi başkanlık döneminde de Bodrum Belediyesi’nin üreten ve üretici çiftçiye verdiği değerin artarak devam edeceğini sözlerine ekleyen Başkan Mandalinci, “Karaova bölgemizi özellikle önemsiyoruz. Karaova bölgemizi hem gastronomisi ile hem üretimiyle hem de ürettiğini turizmle yani tüketiciyle buluşturma açısında en önemli nokta olarak belirledik. Önümüzdeki 5 yılda üretimle, gastronomiyle, sürdürülebilir bir turizm anlamında Karaova bölgemizi ön planda tutacağız. Üretimi Bodrum’umuzun her yerine yayacak üretici, belediyesinden ne zaman destek istiyorsa belediye olarak üreticimizin orada yanında olacağız. Tarımsal Hizmetler Müdürlüğü çalışanlarımıza, müdürümüze, Tayfun Başkanımıza ve Büyükşehir Belediye Başkanımız Ahmet Başkanımıza, bize açmış oldukları yol için çok teşekkür ediyoruz. Ve onların açmış olduğu yolda da tarıma ve üreticiye vermiş olduğumuz desteği kat be kat artırarak yolumuza devam edeceğiz” dedi. Bugünün önemli bir gün olduğunu belirterek sözlerine başlayan Bodrum Kaymakamı Mustafa Çit, “Ata tohumumuzu tekrar güncelledik, fidelerimizi yetiştirdik. Belediyemize, Tarımsal Hizmetler Müdürlüğündeki bütün arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Bu sene Bodrum daha lezzetli ürünler tüketecek. Turizmin başkentinde turizme yakışır doğal organik ürünler üreteceğiz” diye konuştu.