EĞİTİM - 25 Şubat 2018 Pazar 12:36

İl Müftüsü Akpınar, şehadet ve vatan sevgisini anlattı

A
A
A
İl Müftüsü Akpınar, şehadet ve vatan sevgisini anlattı

Konya Valiliği ile Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) Uluslararası Rumi Medeniyetler Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından yürütülen İnce Minareli Medrese Darulhadis Konferansları kapsamında Konya İl Müftüsü Prof.

Konya Valiliği ile Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) Uluslararası Rumi Medeniyetler Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından yürütülen İnce Minareli Medrese Darulhadis Konferansları kapsamında Konya İl Müftüsü Prof. Dr. Ali Akpınar ‘Şehadet ve Vatan Sevgisi’ konusunu ele aldı.


Programa NEÜ Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Şeker, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Tahir Yüksek ve Prof. Dr. Önder Kutlu, NEÜ öğretim üyeleri ve idarecileri ile vatandaşlar katıldı.


Prof. Dr. Ali Akpınar, konuşmasında hadislere ve Kuran’da ‘vatan’ ile ilgili olan ayetlere atıf yaparak konunun önemini anlattı. Akpınar, “ ‘(Ey İsrailoğulları!) Birbirinizin kanını dökmeyeceğinize, birbirinizi yurtlarınızdan çıkarmayacağınıza dair sizden söz almıştık. Her şeyi görerek sonunda bunları kabul etmiştiniz.’ ayetinde insanların vatanlarında yaşama hakkına işaret edilmiştir” dedi.



“Allah kendi adını yolunda can verenlere vermiş”


Yüce Allah’ın kendi adını yolunda canını feda edenlere verdiğini belirten Prof. Dr. Akpınar, “Eş Şehid (C.C.), yüce Allah’ın isimlerinden bir isim, bu önemli bir husus. Allah kendi adını, yolunda can verenlere vermiş. Bu, şehitler için büyük bir payedir. Eş Şehid (C.C.), her şeye tanık olan, şahit olan, her yerde her zaman hazır olan anlamına gelir. Peki şehide niye bu isim verilmiştir? Çünkü bir şehit dünyadan ayrılırken cennetteki makamına şahit olmaktadır. Şehitlik, cennete giden bir yoldur, cennetlik olmanın, ikramlara mazhar olmanın ve bağışlanmanın adıdır. Yasin suresinde bunu net bir şekilde görüyoruz. Bir insanın en sevdiği şeydir, canı. Eğer bir insan uğruna canını verebiliyorsa bu, uğruna can verdiği şeyin en kıymetli olduğunun kanıtıdır” diye konuştu.


Şehitliğin ikiye ayrıldığını, bunların hakiki ve hükmi şehitlik olduğunu ifade eden Akpınar, “Hakiki şehit, düşmanla savaşırken yaralanıp, ruhunu teslim edendir. Hakiki şehitlerin elbiseleri kefenleridir, onlar yıkanmazlar sadece cenaze namazları kılınarak kanlarıyla, elbiseleriyle defnedilirler. Bir de hükmi şehitlik vardır. Peygamberimiz (S.A.V.), karın ağrısı gibi, taun gibi müzmin hastalıklardan ölenleri, boğulma, yıkık altında kalma, yanma gibi tabii afetlerle ölenleri şehit olarak nitelendirmiştir hadislerde. Ama hükmi şehitler, ne kadar şehit seviyesinde olsalar da diğer ölüler gibi yıkanırlar, kefenlenirler ve cenaze namazları kılınarak defnedilirler” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara “Mahzen-30” operasyonlarında elebaşılığını Doğan Güney’in yaptığı (Yurt Dışı Firar) "Odacılar" olarak bilinen Organize Suç Örgütü çökertildi Batman merkezli 8 ilde Jandarma tarafından düzenlenen “Mahzen-30” operasyonlarında elebaşılığını Doğan Güney’in yaptığı (Yurt Dışı Firar) "Odacılar" olarak bilinen Organize Suç Örgütü çökertildi. Operasyonlarda organize suç örgütünün yöneticilerinden Yonca Onat’ın da aralarında bulunduğu 34 şüpheli yakalandı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Batman merkezli 8 ilde Jandarma tarafından düzenlenen “Mahzen-30” operasyonlarında elebaşılığını Doğan Güney’in yaptığı (Yurt Dışı Firar) "Odacılar" olarak bilinen Organize Suç Örgütü çökertildiğini belirterek Operasyonlarda organize suç örgütünün yöneticilerinden Yonca Onat’ın da aralarında bulunduğu 34 şüphelinin yakalandığını kaydetti. "Aziz Milletimizin Bilmesini İsterim ki; hangi büyüklükte olursa olsun organize suç örgütlerini çökertip, adalete teslim edeceğiz. Şafak sökerken de gün batarken de operasyonlarımız devam edecek" diyen Bakan Yerlikaya operasyonla ilgili şu detayları paylaştı: "Batman Cumhuriyet Başsavcılığı, Jandarma Genel Komutanlığı Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı koordinesinde; Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığının desteğiyle Batman İl Jandarma Komutanlığınca yapılan çalışmalar sonucu; Batman merkezli Adana, Aydın, Mersin, Hakkâri, Van, Mardin ve İzmir’de eş zamanlı olarak düzenlenen “Mahzen-30” operasyonlarında “Bilişim sistemlerini kullanmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık” suçunu örgütlü olarak işleyen organize suç örgütü üyesi şüphelilerin; Sosyal medya üzerinden sahte kiralık Bungalov ev ilanı vererek dolandırıcılık yaptıkları, mağdurlardan elde ettikleri gelirleri önce yasal bahis platformlarındaki hesaplara, daha sonra bahisten kazanılmış gibi gösterip kendi banka hesaplarına aktararak paranın izini kaybettirmeye çalıştıkları ve toplam 18 bin 635 vatandaşımızı mağdur ettikleri tespit edildi. MASAK ile koordineli yapılan çalışmalar sonucu; suçtan elde edilen mal varlığı değerlerinin aklanması kapsamında; ilk belirlemelere göre 34 milyon 530 bin TL değerinde işlem hacmine sahip, şüphelilere ait 1.283 banka hesabına el konuldu. Operasyonlarda; ruhsatsız tabanca, çok sayıda cep telefonu, sim kart, banka ve kredi kartı ile çok sayıda dijital materyale el konuldu. Batman Cumhuriyet Başsavcılığımızı ve operasyonları gerçekleştiren Kahraman Jandarmamız ile MASAK çalışanlarını tebrik ediyorum. Allah ayaklarına taş değdirmesin. Milletimizin duası sizinle."
Erzincan Dağlarda çiriş otu bereketi Doğu Anadolu Bölgesinde ve Erzincan’da bu günlerde çarşı pazarda sıkça görülen çiriş otu dağlarda yaban hayvanlarının da ilgisini çekiyor. Bahar ayları ile birlikte Erzincan’ın yüksek kesimlerinde ortaya çıkan çiriş otu vatandaşlar tarafından toplanmaya başlandı. Munzur Dağlarında yerli ve yabancı birçok kişiye rehberlik yapan Murat Aydemir, yaptığı gözlemlerde dağ keçilerinin de çirişi yediğini ifade etti. Dağlarda doğal olarak yetişen çirişten birçok yemek yapıldığını anlatan Aydemir, çirişten yapılan turşunun ayrı bir lezzet olduğunu söyledi. İnsanlar yüzyıllardır yaşamın neredeyse her alanında bitkilerden faydalanıyor. Bazı bitkiler tıbbi faydaları sebebiyle sağlık alanında kullanılırken bazı bitkiler besin bazıları ise boya ya da süs bitkileri olarak kullanılıyor. Çiriş otu da bu bitkilerden bir tanesi. Latincede Asphodelus aestivus L. olarak bilinen ve Zambakgiller familyasına ait olan çiriş otu, çoğu bölgede güllük, dağ pırasası, kirkiş otu, sarı zambak, yabani pırasa ve yeling otu olarak biliniyor. Toplumun büyük bir kısmı bazı hastalıkların tedavisinde tıbbi bitkilere başvuruyor. Bitkisel tedavi yöntemlerinin yan etkilerinin olmadığı ya da daha az olduğu düşünülmesi buna büyük bir etken olarak gösteriliyor. Çiriş otu da bölgede halkın tercih edilen bitkilerin başında yer alır. Çirişten birçok yemek yapılıyor Meryem Badayman, Ekin Dinçel ve Ayla Ünver Alçay tarafından yapılan bir araştırmada çirişin; yabani bir ot olup yenilebilmesinin yanında vitamin, antioksidan, lif ve mineral içerikleri ile vücudu besleyen özelliğe sahip olması sebebiyle yaygın olarak tüketildiği belirtildi. Çiriş otu, Afrika, Arap ülkeleri, Türkiye, Mısır ve Avrupa’nın bazı bölgelerinde görülen bir bitki türü. Türkiye’de Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu Ege ve Akdeniz bölgelerinde yetişiyor. Çiriş otu genel olarak zararsız ve faydaları ile ön planda olan bir bitki olarak biliniyor. Bunun yanında çirişin yaprakları henüz tazeyken de yenilebiliyor. Ayrıca çirişten çorba ve birçok yemek de yapılıyor. Haşlandıktan sonra yumurta ile kavrulması ya da peynirle de karıştırılarak yufka ekmek içinde yeniliyor. Ayrıca kaşila diye adlandırılan bir yemeği de yapılıyor. Sevilen yemeklerden biri olan kaşila, çirişin kaynatılıp, içerisine bulgur katılarak, katılaşıncaya kadar pişirilmesiyle yapılıyor. Katılaştıktan sonra içi çukurlaştırılarak yağ dökülüp ve servis edilip yeniliyor.