YEREL HABERLER - 24 Haziran 2017 Cumartesi 13:30

Konuk: “En müreffeh millet olmak için çabalıyoruz”

A
A
A
Konuk: “En müreffeh millet olmak için çabalıyoruz”

AK Parti Karaman Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı ve PANKOBİRLİK Genel Başkanı Recep Konuk, Ramazan Bayramı dolayısıyla bir mesaj yayınladı.

AK Parti Karaman Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı ve PANKOBİRLİK Genel Başkanı Recep Konuk, Ramazan Bayramı dolayısıyla bir mesaj yayınladı.


Bayramlara, hüzün ve acı katmak isteyen karanlık ellerin eksik olmadığına vurgu yapan Başkan Recep Konuk, çabalarının, coğrafyanın ve milletin dünyanın en zengin, en müreffeh ülkesi ve milleti olması olduğunu söyledi.



“Rahmet ve bereket iklimi hiç eksilmesin”


Ramazan Bayramı dolayısıyla yayınladığı mesajında, bir nefis imtihanını daha vermenin, rahmet ve bereket ayı bir Ramazan’ı daha idrak edip, Bayrama erişmenin huzurunu doyasıya yaşıyoruz ifadelerini kullanan AK Parti Karaman Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı ve PANKOBİRLİK Genel Başkanı Recep Konuk, “Temennimiz o dur ki, Ramazan Bayramı vesilesiyle bayram günlerinde ve bayramdan sonra da ülkemizin üzerinden, memleketimizin üzerinden, tek tek milletimizin her bir ferdinin hanesinden Rabbim bu rahmet ve bereket iklimini eksik etmesin, daha sonraki Ramazanlara da ülkemiz için, milletimiz için daha çok işler yapmış olarak erişmeyi hepimize nasip etsin. Nasip etsin ki, bu topraklarda, bizim medeniyet havzamızda bayramlar daha coşkulu, daha huzurlu ve daha müreffeh bir ortamda kutlanabilsin” dedi.



“Ülkemiz arınma sürecinden geçiyor”


Mesajında, Abdurrahim Karakoç’un “Bayramlar Hürmetine” adlı şiirindeki “Çift bayram tanırız ışıktan, nurdan. Birisi Ramazan, birisi Kurban. Ya Rab, Bayram eyle bayramımızı. Yıka gönülleri kirden, çamurdan” dizelerini hatırlatan Başkan Recep Konuk, “Ülkemizin de bayramları bayram eylemek için bir arınma sürecinden geçtiği tarihi bir dönemdeyiz. Sistemimize, toplumsal dokumuza bulaşan kirlerden ve çamurlardan kurtulmak için verdiğimiz mücadelede artık çoğu gitti azı kaldı. İnşallah önümüzdeki bayramlara yüklerinden ve prangalarından kurtulmuş, huzur ve güven ortamı için hiçbir tehdit unsuru bırakmamış, kalkınma ve refaha daha çok odaklanmış ve gücüne güç, zenginliğine zenginlik katmış bir Türkiye olarak erişeceğiz. Bütün gayretimiz bunun içindir. Bütün çabamız bayramların bayramlara yaraşır şekilde idrak edilmesi içindir” diye konuştu.



“Bu coğrafyada rehavete tedbirsizliğe yer yoktur”


Bayramları bayramlara yakışır şekilde idrak etmek için sergilenen tüm çabalara rağmen bu topraklarda ve İslam coğrafyasında bayramlara hüzün ve acı katmak isteyen karanlık ellerin ve karanlık hesapların eksik olmadığını dile getiren Başkan Recep Konuk, “Milletimizin malumudur ki, onlar en son ve en güçlü hamlelerini bir önceki Ramazan Ayı ve Ramazan Bayramının hemen sonrasında yaptılar. Bayram coşkusu ve heyecanı henüz taze, Ramazan Ayı’nın hoşgörü ve kardeşlik havası teneffüs edilmeye devam ederken kir ve çamurla bezenmiş emellerini sergilemişler, esmeye devam eden o manevi havayı bozmaya yeltenmişlerdi. Milletimizin dik duruşu, cesareti, iradesi ve kararlılığı ile akamete uğrattığımız o hain kalkışma bize bir kez daha hatırlatmıştır ki bu coğrafyada rehavete, tedbirsizliğe yer yoktur. O hain girişimden sonra ve o zamandan bu yana fırsat buldukça kirli yüzünü gösteren ve milletimizin birliğini, bütünlüğünü ve geleceğini hedef alan içeride dışarıda karşılaştığımız fiili ya da siyasi menfur saldırılar neticesinde verdiğimiz asker, polis, sivil şehitlerimizin yanı sıra ülkemizin değerlerine ve devlet adamlarımıza yönelik itibar suikastı çabaları, hemen komşu coğrafyamızda yaşanan insanlık dramları nedeniyle bu Ramazanın manevi iklimini bir yanımız eksik teneffüs ettik. Temennimiz o dur ki, bir yanımız buruk, gönül sızısıyla geçirdiğimiz son Ramazan bu Ramazan ayı olsun. Temennimiz o dur ki, Ramazan’dan sonraki her günümüz, her ayımız ve her yılımız en azından bundan sonrasında Ramazan Ayı’nın huzur iklimi içinde geçsin. Temennimiz o dur ki, bu topraklar, bu coğrafya ve bizim medeniyet havzamız artık bedel ödemesin, artık keder ve acı yaşamasın. Kaoslar, savaşlar, ölümler, acılar, ülkemiz ve medeniyet havzamızı terk etsin, Ramazan ayının huzur, rahmet ve bereket iklimi, Ramazanın rengi olan hoşgörü, şefkat, yardımlaşma ve dayanışma havası Ramazan aylarından sonra da bizim, ülkemizin ve medeniyet havzamız üzerinden hiç gitmesin” şeklinde konuştu.



“Bu topraklar üzerinde hesap yapan çok”


Huzur, rahmet ve bereket ikliminin ülke üzerinden hiç gitmemesi için sadece temenni etmenin yetmeyeceğini, o iklimin egemen olması için herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğini vurgulayan Başkan Recep Konuk, “Şunu biliyoruz ki, bu topraklar herkesin imrendiği topraklardır. Bu topraklar üzerinde hesabı olan ve hesap yapan çoktur. Hesap yapanların hesabını bozmak, hesap kuranların kurduğu hesabı yıkmak öncelikle iktidarı ve muhalefeti ile topluma yön tayin eden biz siyasiler olmak üzere makamı, mevkisi, kökü kökeni, nesebi mezhebi, siyasi duruşu, yaşam tarzı her ne olursa olsun herkesin, bu topraklarda yaşayan herkesin ortak mesuliyeti ve gelecek nesillere karşı müşterek borcudur. İçinden geçtiğimiz kritik günlerde hiç kimsenin kendi pozisyonunu sağlamlaştırmak için ülkemizi ve milletimizi nereye götüreceği belirsiz adımlar atmaya, belirsizliklerle dolu yol yürütme gayreti içine girmeye hakkı yoktur. Bizim, hepimizin asgari müştereği, üzerinde uzlaşabileceği öncelikli husus, vatanımız ve milletimizin müşterek geleceğidir. Bu toprakların ve bu toprakların sahiplerinin müreffeh ve huzurlu geleceğidir. Hepimizin ortak arzusu olan huzur ikliminin kendiliğinden esmeyeceği aşikardır. O iklim ancak ve ancak siyasetçisinden kanaat önderlerine, işçisinden memuruna, işadamından bürokratına, çiftçisinden esnafına hepimizin ortak gayreti ile tesis edilebilir” ifadelerini kullandı.



“Önce Türkiye, önce milletimiz diyeceğiz”


Farklılıkların olabileceğini ancak farklılıklardan çok ortak değerlere sarılmak gerektiğini aktaran AK Parti Karaman Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı ve PANKOBİRLİK Genel Başkanı Recep Konuk, “Bu toprakların içinde daha iyiyi bulmak için konuşacağız, tartışacağız ancak farklılıklarımızı ve münazaralarımızı sınırlarımızın ötesine taşıyıp, bu topraklar üzerinde hesap yapanların kaşıyabileceği yaralar oluşturmayacağız, istismara açık alanlar bırakmayacağız. Önce Türkiye, önce milletimiz diyeceğiz ve bu toprakları refah kuşağının ayrılmaz bir parçası yapmak için bir yerine iki, iki yerine üç, üç yerine dört gayret göstereceğiz. Bu ülkenin her evladı ve her ferdi için zengin, müreffeh ve huzurlu bir Türkiye için taş üstüne taş koyacağız ki, fukaralık, işsizlik, çaresizlik adı her ne olursa olsun, çok az sayıda da olsa gençlerimiz ile milletimizin bazı evlatlarının istismarına sebep olan sosyo-ekonomik bataklıkları kurutacağız” dedi.



“Huzur ve refahın inşasını elbirliğiyle gerçekleştireceğiz”


Refah ülkesi olma yolunda ilerleyen Türkiye’nin huzuruna kast edenlerin olduğunu dile getiren Başkan Recep Konuk, “Birbirimize omuz vurmamızı istemelerinin, birbirimize omuz vurmamız için Ramazan dahil ara vermeksizin gönül yaraları açan hain saldırıların, toplumsal vicdanda yaralar açmaya çalışan kumpasların sebebi omuz omuza verdiğimizde Türkiye’nin erişeceği kuvvet ve kudretten duydukları rahatsızlıktır. Onlar ne yaparsa yapsın biz, bu topraklarda huzur ve refah inşasını birini bir diğerine tercih etmeden eş zamanlı ve elbirliğiyle gerçekleştireceğiz, gerçekleştirmek zorundayız. Çünkü biz bu topraklarda hiçbir Ramazan’da ve hiçbir bayramda milletimizin tek bir ferdinin bile burukluk yaşamasını istemiyoruz. Bu topraklarda, bu topraklardaki her hanede Ramazanların huzur içinde idrak edilmesini, bayramların bayram gibi kutlanmasını istiyoruz. Biz istiyoruz ki, bu bayram coşkusu içinde ve bayramdan sonra da Ramazan ayı münasebetiyle girdiğimiz manevi iklimin tezahürü olan hoşgörü, yardımlaşma ve dayanışma hasletlerimizi ne fert olarak ne millet olarak unutmayalım, bu hasletlerimizden bir adım dahi geri atmayalım. Bizler Ramazanın manevi iklimini on iki aya yayalım. Yayalım ki birbirimize omuz vurmak yerine omuz omuza verelim. Omuz omuza verelim ki, vatani görev için baba ocağından coşkuyla uğurladığımız gencecik evlatlarımızın acı haberleri bu topraklarda anaların bayram sevincini hüzne dönüştürmesin. Omuz omuza verelim ki, yokluk hiçbir annenin ve babanın boynunu bükmesin. Omuz omuza verelim ki bayramlar, bila-istisna tüm çocuklar tarafından ve hiçbir çocuğumuzun yüzünde yokluğun ve yoksulluğun hüznünden eser olmaksızın onların mutluluğu ve neşesiyle kutlanabilsin” diye konuştu.



“Gönlümüzden geçen yardımlara ihtiyaç duyacak hiç kimsenin kalmamasıdır”


AK Parti Karaman Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı ve PANKOBİRLİK Genel Başkanı Recep Konuk, sözlerini şu cümlelerle tamamladı; “Anlam ve mana ikliminin devamı konusunda inancımız tamdır. Bu inancımız, idrak ettiğimiz Ramazan Ayı’nda milletimizin sergilediği erdem, tezahür ettirdiği yardımlaşma örneklerinden kuvvet almaktadır. Milletimizin bu ay içerisinde gösterdiği asaletin ve yüksek şuurun bir sonucu olarak, yoksullara, düşkünlere yönelik olarak her yerde yardımlaşmayı ortak bir tavır olarak tezahür ettirmesi, aynı ezan, aynı kıble, aynı hayır duaları ve aynı değerleri paylaşarak ülkemizin her tarafında ortak bir manevi havayı teneffüs ettirmesi, bizim, bizi millet yapan bağların ne kadar güçlü, derin ve kopmaz olduğuna dair inancımızı pekiştirmiştir. Ramazan ayı münasebetiyle yaşadığımız bu manevi iklimin bizim coğrafyamızda ilelebet egemen olması en büyük temennimizdir. Bir başka temennimiz daha vardır, yoksula ve ihtiyaç sahibine yardım etmekten kimsenin imtina etmediği ülkemizde, bizim gönlümüzden geçen; yardımlara ihtiyaç duyacak hiç kimsenin kalmamasıdır. Bizim temennimiz ve çabamız bizim coğrafyamızın ve bizim milletimizin dünyanın en zengin, en müreffeh ülkesi ve milleti olması içindir. Bu duygularla tüm hemşehrilerimin, üreticilerimizin ve aziz milletimizin mübarek Ramazan Bayramını tebrik eder, bu rahmet ve bereket günlerinin hayırlara vesile olmasını dilerim.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Dağlarda çiriş otu bereketi Doğu Anadolu Bölgesinde ve Erzincan’da bu günlerde çarşı pazarda sıkça görülen çiriş otu dağlarda yaban hayvanlarının da ilgisini çekiyor. Bahar ayları ile birlikte Erzincan’ın yüksek kesimlerinde ortaya çıkan çiriş otu vatandaşlar tarafından toplanmaya başlandı. Munzur Dağlarında yerli ve yabancı birçok kişiye rehberlik yapan Murat Aydemir, yaptığı gözlemlerde dağ keçilerinin de çirişi yediğini ifade etti. Dağlarda doğal olarak yetişen çirişten birçok yemek yapıldığını anlatan Aydemir, çirişten yapılan turşunun ayrı bir lezzet olduğunu söyledi. İnsanlar yüzyıllardır yaşamın neredeyse her alanında bitkilerden faydalanıyor. Bazı bitkiler tıbbi faydaları sebebiyle sağlık alanında kullanılırken bazı bitkiler besin bazıları ise boya ya da süs bitkileri olarak kullanılıyor. Çiriş otu da bu bitkilerden bir tanesi. Latincede Asphodelus aestivus L. olarak bilinen ve Zambakgiller familyasına ait olan çiriş otu, çoğu bölgede güllük, dağ pırasası, kirkiş otu, sarı zambak, yabani pırasa ve yeling otu olarak biliniyor. Toplumun büyük bir kısmı bazı hastalıkların tedavisinde tıbbi bitkilere başvuruyor. Bitkisel tedavi yöntemlerinin yan etkilerinin olmadığı ya da daha az olduğu düşünülmesi buna büyük bir etken olarak gösteriliyor. Çiriş otu da bölgede halkın tercih edilen bitkilerin başında yer alır. Çirişten birçok yemek yapılıyor Meryem Badayman, Ekin Dinçel ve Ayla Ünver Alçay tarafından yapılan bir araştırmada çirişin; yabani bir ot olup yenilebilmesinin yanında vitamin, antioksidan, lif ve mineral içerikleri ile vücudu besleyen özelliğe sahip olması sebebiyle yaygın olarak tüketildiği belirtildi. Çiriş otu, Afrika, Arap ülkeleri, Türkiye, Mısır ve Avrupa’nın bazı bölgelerinde görülen bir bitki türü. Türkiye’de Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu Ege ve Akdeniz bölgelerinde yetişiyor. Çiriş otu genel olarak zararsız ve faydaları ile ön planda olan bir bitki olarak biliniyor. Bunun yanında çirişin yaprakları henüz tazeyken de yenilebiliyor. Ayrıca çirişten çorba ve birçok yemek de yapılıyor. Haşlandıktan sonra yumurta ile kavrulması ya da peynirle de karıştırılarak yufka ekmek içinde yeniliyor. Ayrıca kaşila diye adlandırılan bir yemeği de yapılıyor. Sevilen yemeklerden biri olan kaşila, çirişin kaynatılıp, içerisine bulgur katılarak, katılaşıncaya kadar pişirilmesiyle yapılıyor. Katılaştıktan sonra içi çukurlaştırılarak yağ dökülüp ve servis edilip yeniliyor.