YEREL HABERLER - 04 Aralık 2016 Pazar 13:08

Konuk: “Sanayide iziniz yoksa ekonomide söz sahibi olamazsınız”

A
A
A
Konuk: “Sanayide iziniz yoksa ekonomide söz sahibi olamazsınız”

Son yıllarda gerçekleştirdiği yatırım atağı ile tarım sektörü ve gıda sanayinin lokomotifi olan Konya Şeker’in 63’üncü Olağan Mali Genel Kurulu ile Anadolu Birlik Holding’in (AB Holding) 8. Mali Genel Kurulu yapıldı.
Konya Şeker merkez kampüsteki konferans salonunda gerçekleştirilen toplantıya, AK Parti Karaman Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı ve PANKOBİRLİK Genel Başkanı Recep Konuk ile Konya Şeker’in hissedarı olan Pancar Ekicileri Kooperatiflerinin temsilcileri ile şirket yöneticileri katıldı. Divan üyelerinin belirlenmesi, saygı duruşunda bulunulması ile İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından tanıtım filmi izlendi. Faaliyet raporlarının okunması ile başlayan Genel Kurul’da, Bağımsız Denetçi Raporu okundu ve gündem maddelerin tümü oy birliğiyle kabul edildi.
Genel Kurulda gündemle ilgili söz alan Ankara Pancar Ekicileri Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı M. Muhittin Bıyıkoğlu Konya Şeker’in ülkemizdeki çiftçilerin lokomotif kuruluşu olduğunu ifade eti. Bıyıkoğlu, “Konya Şeker her yıl yaptığımız Genel Kurulda mutlaka yeni fabrikaları ülkemize kazandırmış oluyor. Yıllık verilere baktığımızda Konya Şeker ülkemizin en büyük 37. Kuruluşu, Anadolu’nun en büyük 10 şirketinden birisi ve Anadolu’nun en büyük 3. Gıda şirketi konumundadır. Ülkemizin en fazla vergi veren kuruluşlarında ilk 10’a girmektedir. Bugün konsolide edilerek rakamlar baktığımızda şu görülecektir; Konya Şeker aslında ülkemizdeki birçok büyük sanayi kuruluşunu geçmiş ve dev kuruluşundan birisi haline gelmiştir. Ülkemizin işsizlikle mücadele ettiği bu günlerde ülkemizin birçok evladı bu kurumda iş aş bulmaktadır. Konya Şeker inşallah büyümeye devam edecektir. Şunu kıvançla ifade etmek isterim ki, Konya Şeker ülkemizde üretimin, tarımın, çiftçinin güvendiği, sigortası bir kuruma dönüşmüştür” dedi.
Genel Kurulda TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı, Pankobirlik ve Konya Pancar Ekicileri Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Recep Konuk’a da tam destek verildi.

“Konya Şeker, dertlere derman oldu”
Toplantıda konuşan TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı, Pankobirlik ve Konya Pancar Ekicileri Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Recep Konuk, “Genel Kurulumuzun hem ortaklarımız hem çalışanlarımız için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Tabi hayır duasında ve temennisinde özel bir yer ayırmak istediğim, özellikle belirtmek istediğim kesim, üreticilerimizdir, pancar çiftçisidir” dedi. 62 yıl önce ilk üretimini gerçekleştiren Konya Şeker’in ülkemize kazandırılmasına vesile olan, katkı veren, dualarıyla destek olan, kuruma geçmişte hizmet eden ve ebediyete intikal eden herkesi rahmet dualarıyla andığını ifade eden Başkan Recep Konuk, üreticinin; kendi derdine derman olmak için Konya Şeker’i 1950’li yıllarda kurduğunu ifade etti.

“Bizi yola koşan yokluktur”
“Konya’nın, Anadolu’nun dört bir yanı yağ fabrikası, yem fabrikası, şeker fabrikası, et ve süt entegre tesisi olsa, bunlar da üreticiyi iş ortağı görse, yani üreticinin ürününü yere düşürmese, alın terinin karşılığını verse bu yatırımlara gerek olmazdı. Bizi yola koşan yokluktur” diyen Konuk, “Üreticinin daha çok üretmesi için neye ihtiyaç var? Fabrikalara. Var mıydı? Yoktu. Kendimiz yaptık. Yani ilacımızı kendimiz bulduk. Üreticinin ürettiği ürünün katma değerinden de istifade etmesi şart. Bunu neyle yapacaksınız? Tarlada üretilen ürünü raftaki mamul ürün olana kadar işleyecek, rafa da kendi elinizle koyacaksınız. Daha önce yapılıyor muydu? Konya Şeker yapana kadar hayır… Bunu yapınca, yani Torku markası ile çikolatasından, bisküvisine, şekerinden kekine, sütünden yoğurduna, peynirinden yağına kadar tarladan rafa kadar bir zincir kurup tarladaki üretici için ben tüketimden pay alacağım deyince bizim içimizden bazıları dahil hep bir ağızdan ses yükseldi, kimisi sen kimsin yapamazsın haddini bil dedi. Kimisi sen bizden değilsin pazara giremezsin demeye getirdi. Türkiye’de 160 bin pazarlama noktası var ama biz şu ana kadar 110 binine girdik. Diğerlerine de gireceğiz. Dirençleri kıracağız bütün Türkiye’de olacağız” şeklinde konuştu.

“Tesislerimizle Konya çiftçisi daha çok kazanmaya başladı”
Daha çok pancar üretmek isteyen Konya çiftçisi için ikinci fabrikayı kurduklarını dile getiren Recep Konuk, “Patates ekmek istiyorsun ekemiyorsun. Ne yapacaksın? Patatesi de işleyecek tesis. O da yapıldı. Konya çiftçisi ayçiçeği ekmeyi, ayçiçeği ziraatını bilmiyor muydu? Hem de alasını biliyordu. Nitekim dekara verim rakamlarından ayçiçeği ziraatını herkesten hatta sınırlarımızın ötesindeki çiftçilerden de iyi bildiği belli. Niye koca Konya Ovasında sadece 50.000 ton ayçiçeği üretiliyordu? Çiftçi üretmek istemediğinden değil. Ayçiçeği tarımını bilmediğinden de değil. Neden? Yokluktan. Ayçiçeğini ürettin, satacak yer yoksa ne yapacak çiftçi? Birileri gelir elinden üç kuruşa alır gider. Çiftçiye de alnının teri, güneşte yanan teni sadece kar olarak kalır. Biz Ham Yağ Fabrikası ile işte o yokluğu yok ettik. Konya çiftçisi yokluk yok olduğu için 250-300.000 ton ayçiçeği üretmeye başladı.
Dünyanın en büyük Et ve Süt Entegre Tesisini ovanın göbeğine diktik. Sonuç, Konya’da hayvancılık sadece 3 senede 1,5 katından daha fazla büyüdü. Daha da büyüyecek. Yarın üretici pancardan kazandığından daha fazlasını hayvancılıktan, yani sütten besiden kazanmaya başlayınca ovanın göbeğindeki bu yatırımın tarım sektörünün kalbi olduğunu da daha çok idrak edecek” ifadelerini kullandı.

“Sanayide iziniz yoksa ekonomide söz sahibi olamazsınız”
Bugünün dünyasında ve ekonomisinde söz sahibi olmak için sanayide iz bırakılması gerektiğine dikkat çeken Recep Konuk, “Eğer sanayide iziniz yoksa ekonomide söz sahibi olamazsınız. Sanayide olmanız da yetmez, tüketim pazarlarında da sözünüzü ancak elinizde markanız varsa dinletebilirsiniz. Konya Şeker’in de yaptığı budur. Biz tarım sektörünün hastalığına teşhisi yıllar önce koyduk, tedavisi başkalarından gelmedi. Sanayici değildik, öğrendik. Pazarları bilmezdik araştırdık onu da öğrendik. Kendi derdimiz için merhemimizi ve çaremizi kendimiz ürettik. Başka tedavi bekleyen dertlerimiz var mı? Elbette var. Onları da biliyoruz ve onların da çaresini yine biz, kendimiz üreteceğiz. Konya Şeker olarak son 17 yılda yalçın dağları aştık, şimdi önümüzdeki engin dağlar bize sadece küçük yokuşlar gibi görünüyor. Düne göre daha dinç, daha antrenmanlı, daha güçlü ve ilerlemek için daha istekliyiz. Çünkü o engin dağların ardında varmak istediğimiz bir hedef var. Biz Konya Şeker’i dünyanın en büyük beş gıda şirketinden biri yapmak için o engin dağları aşmamız gerektiğinin farkındayız. O dağları aşınca üreticinin daha müreffeh bir hayat yaşayacağını, daha çok kazanacağını biliyoruz. Bizim, Konya Şeker’in bir tane derdi var, yokluğu ve yoksulluğu tamamen yok etmek. Bu istikamette çok yol aldık, şimdi daha da hızlanma zamanıdır. Her yeni faaliyet yılında yokluğu ve yoksulluğu yok etme hedefine bir adım daha yaklaşıyoruz. Şimdi zaman, adımlarımızı sıklaştırma zamanıdır, hızlanma zamanıdır. Bunu da inşallah hep birlikte yapacağız. Bugün Konya Şeker 100 milyon dolar ihracat yapmaktadır. Bunu da artıracağız, 1 milyar dolar ihracat rakamını aşacağız” dedi.

“Darbecilerin asıl hedefi halktır”
Darbecilerin her zaman en büyük zararı halka verdiğini ifade eden Recep Konuk şöyle konuştu; “60 darbesi öncesi 1959’da Türkiye’de kişi başına milli gelir 583 dolardı. Demokrat Parti ve darbecilerin astığı Menderes 159 dolardan aldığı kişi başına mili geliri 9 senede 583 dolara çıkarmıştı. Yani fert başına gelirimiz 3,5 kat büyümüştü. Darbe 1960’ın 27 Mayıs’ında oldu. Büyüyen Türkiye küçülmeye başladı. 1960 yılının yarısı darbecilerin idaresinde geçti ve kişi başına milli gelirimiz 7 ayda 224 dolar azaldı, 359 dolara düştü. 1961’de 194 dolara geriledi. Yani 9 yılda kazandığımızı 1,5 yılda geri verdik. Milletin 9 yılda cebine gireni 1,5 yılda geri aldılar. Belimizi 12-13 yılda anca doğrultabildik. 1969’da 584 doları gördük ama 12 Mart muhtırası ile yeniden mevzi kaybettik. 1972’de kişi başına milli gelirimiz 1959’un 9 dolar altında 574 dolar olarak gerçekleşti, 1973’te nihayet 59’un üstüne çıkıp kişi başına milli gelirde 705 doları yakaladık. Yani bir darbenin faturasını bu millet 13 yıl ödedi. 13 yıl boyunca cebinden çıkanı yerine koymaya çalıştı. 1974 Kıbrıs Harekatı oldu, ambargoya rağmen milli gelirimiz 1975’te 948 dolardan bin 115 dolara çıktı. 76’da, 77’de, 78’de, 79’da istikrarlı bir şekilde arttı. Ne zamana kadar 80 darbesine kadar. Darbe 12 Eylülde oldu. 1979’da kişi başına Milli Gelirimiz bin 860 dolardı. Darbeciler Türkiye’yi 80’de 3 ay yönetti o üç ay zarfında milli gelirimiz bin 518 dolara geriledi. 3 ayda iki sene geri gittik. Darbeciler iktidardan ayrıldığında yani 1984 yılında Milli Gelirimiz bin 195 dolara gerilemişti. 4 yıllık sürede milletin cebinden çıkan para kişi başına 665 dolardı. Yani 80 darbesi milletin her ferdini en az 665 dolar fukaralaştırdı ne zamana göre darbe öncesine göre. Türkiye 1979’daki milli gelir seviyesine ancak 1989’da ulaşabildi. Yani Türkiye bir darbe ile 9 yıl kaybetti. 28 Şubat Post Modern Darbesi sonrası Milli Gelir seviyemiz geri gitmedi ama 5 sene yerimizde saydık. 1997’de kişi başına milli gelirimiz 3 bin 21 dolardı, 2001’de 3 bin 19 dolar. Yani 5 sene boşa kürek çektik. Prangalarımızdan kurtulur kurtulmaz 10 bin dolarları yakaladık. Şimdi bir kez daha denediler millet izin vermedi, siz vermediniz. Darbeler ve darbeciler bu millete 56 yılda 27 yıl kaybettirdi. Bu millet her iki yıldan birini darbelerin zararlarını telafi etmek için harcadı. 15 Temmuz’da başarılı olsalardı emin olun milli gelirimiz bugünün yarısına inerdi. Yarım asırlık tecrübemiz bunun ispatıdır. Bugünlerde ekonomiden saldırıyorlar, 15 Temmuz 1. Raunttu, şimdi ise 2. Raunt başlamıştır. Şu anda ekonomimizi çökertmeye çalışıyorlar. Hükümetimiz bu konuda çok ciddi çalışmalar yapıyor. Elbette hepimiz bu saldırılara direneceğiz, direnmeye devam edeceğiz. Türkiye’yi yenemeyecekler, başaramayacaklar. Bu ülkenin çocukları kazanacak, birlik ve beraberlik içerisinde bu günleri de aşacağız.”
Başkan Recep Konuk’un konuşmasından sonra yapılan oylamalarda Konya Şeker ile AB Holding’in Yönetim ve Denetim Kurulları ile hesap dönemi oy birliği ile ibra edilirken, bir sonraki hesap dönemine ait program da tüm hissedarların oy birliği ile kabul edildi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Sivas Ermeni doktorun ihanetini unutmadı Sivas’ta 1915 yılında güvenip teslim oldukları ermeni doktor tarafından zehirlenerek şehit edilen 40 Osmanlı askeri ve doktorun ihaneti aradan geçen 1 asırdan fazla zamana rağmen unutulmadı. 1915 yılından günümüze aktarılan tarihi verilere göre Merzifon taburu cepheye gittiği sırada zorlu kış şartları sebebiyle Sivas’ın Hafik ilçesi Çınarlı köyünde konakladı. Konaklama sırasında askerler hastalandı. Ermeni bir doktor tedavi etme bahanesi ile askerlere zehirli iğne yaparak 40 askeri şehit etti. Ermeni doktorun askerlere zehirli iğne yapması sonucu öldüğünün anlaşılması üzerine doktor da öldürüldü. İhanet sonucu şehit edilen 40 Osmanlı askeri için köyde bir şehitlik inşa edildi. “İğneyle zehirleyip şehit etti” 1915 yılında yaşanan olayla ilgili bilgi veren emekli din görevlisi Şemsettin Özkan ayakları yaralandığı için revire giden askerlerin zehirli iğne ile şehit edildiklerini belirterek, “Merzifon’dan gelen tabur burada konakladıktan sonra doktor ve kırk dört tane askerimiz yoldan gelmiş, postalı şişmiş, ayakları şişmiş yorulmuş. Doktora, revire çıkıyorlar. Revire gelen asker, postalı ayağını sıkmış, yorulmuşlar. Daha sonra askerlerden bazıları rahatsızlanıyor ve hatta ölüyor bir kısmı. Bu arada hani bir iki üç beş derken ya ‘bunda bir hal var’ diyorlar. Postalın sıkmasıyla insan ölmez, dermansız ölünmez. O arada da vücutlarında siyahlık beliriyor. İğneye bakıyorlar herkes yiyor ama revire gelen askerler maalesef ölüyor. Bakıyorlar ki doktor gayrimüslim revire giden askerleri zehirliyor. Kırk dört askeri zehirliyorlar. Rivayete göre doktoru tutukluyorlar. Doktor gözaltındayken palaskasıyla kendini boğuyor. Bir rivayete göre de buradan Hafik’e giderken yolda muhafızlar, askerler vuruyorlar. Doktorun Ermeni olduğu söyleniyor “ dedi. “Zulmetmedik ihanet ve zulüm gördük” Özkan, Müslüman Türklerin hiçbir zaman Ermenilere zulmetmemesine rağmen Ermenilerden ihanet ve zulüm gördüklerini ifade ederek, “Geçmişte bu civarda Ermeniler de yaşardı. Bunlar Müslüman Türklere kardeşten daha kardeş yaşardı, ailece görüşlerdi. Müslüman Türklerden Ermenilere zerre kadar bir zarar dokunmamıştır. Köyümüzde yakın tarihlere kadar hayat süren Ermeni gelirlerimizde vardı. Ermeni, Hristiyan denilerek kesinlikle bir ayrım yapılmadı. Tarihte bunu yazmaktadır. Fakat onlar köylerimizde katliamlar yaptı. Zara’nın Şerefiye nahiyesinde Kayabaşı köyü vardır. Orada İnönü mevkiinde askerlerimizi pusuya düşürüp yaylım ateşine tuttular. 90 yaşında birisinden dinlemiştim. Türkler asla onlara ihanet etmedi, zulmetmedi ancak onlar Osmanlı ve Müslüman Türk komşularına hem ihanet etti hem de zulüm etti” şeklinde konuştu.
Trabzon Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya: “Eksikleri gidererek, kentimizi turizm sezonuna hazır hale getireceğiz” Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya, turizm sezonu öncesinde Trabzon Akvaryum ve Kuş Parkı’nda incelemelerde bulundu, görevlilerden bilgi aldı. Trabzon Akvaryum ve Kuş Parkı’nın Trabzon’un turizm alanındaki önemli yatırımları arasında yer aldığını kaydeden Başkan Kaya, “Şehrimizin tanıtımına ve turizmine önemli katkıları olan tesislerimizde incelemelerde bulunduk. Görevlilerden bilgi aldık. Yaptığımız incelemelerde birtakım eksiklikler tespit ettik. Turizm sezonu öncesinde bu eksikleri hızla giderecek ve kuş parkı ile akvaryumu, turizm sezonuna hazır hale getireceğiz” dedi. Trabzon ekonomisi için turizmin son yıllarda giderek artan bir değer haline geldiğine dikkat çeken Başkan Kaya, “Turizm, Trabzon ve bölge ekonomisi için büyük önem taşıyor. Trabzon’umuzu ziyaret eden turist sayısında ve buna bağlı olarak da turizm gelirlerimizde çok ciddi artışlar yaşanıyor. Bu bizi çok mutlu ediyor. Turizm, şehrimizde çok büyük bir ekonomik girdi sağlayan ve istihdam oluşturan bir sektör. Bu sektörü elbirliğiyle daha yukarılara taşımak için yerel yönetimler olarak bizlere de önemli sorumluluklar düşüyor. Kentimizin turizm altyapısını güçlendirmek ve potansiyelini artırmak için projelerimizi adım adım hayata geçireceğiz. Kentimizi turizm sezonuna en iyi şekilde hazırlamanın gayreti içerisindeyiz. Misafirlerimizi Ortahisar’da ağırlamadan önce, kentimizi bütün belediyecilik hizmetleriyle tertemiz, pırıl pırıl bir hale getirmek istiyoruz. Bu anlamda yapacağımız çalışmalarla, misafirlerimizin önceki yıllardan daha temiz, daha planlı, daha yaşanılabilir bir Ortahisar ile karşılaşmaları için çalışıyoruz. Hedefimiz, ilçemize gelecek yerli ve yabancı turistleri, misafirlerimizi en güzel şekilde ağırlamak, ilçemizden memnun bir şekilde ve güzel duygularla ayrılmalarını sağlamaktır” ifadelerini kullandı. Balıkları besleme bölümünde elleriyle balıkları besleyen Başkan Kaya, bunun kendisi için çok farklı bir güzel bir deneyim olduğunu aktardı. Kaya, akvaryumda yer alan vatoz balığına da elleriyle dokundu.
Malatya Geçit: “Temiz ve güzel bir Yeşilyurt için 7/24 görev başındayız” Yeşilyurt Belediyesi Temizlik İşler Müdürlüğü Ekipleri tarafından Özsan Sanayi Sitesi’nde gerçekleşen temizlik ve çevre düzenleme çalışmalarını yerinde inceleyen Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof.Dr.İlhan Geçit, vatandaşların ve esnafların ferah, temiz ve düzenli bir ortamda yaşaması için ekiplerin 7/24 görev başında olduğunu söyledi. Göreve geldiği ilk günden itibaren Yeşilyurt ilçesinin dört bir tarafının sağlıklı ve temiz bir görüntüye sahip olması için ‘Tertemiz Yeşilyurt’ hedefini belirleyen ve ekiplere bu konudaki hassasiyetini paylaşan Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof.Dr.İlhan Geçit, Temizlik İşler Müdürlüğü ekipleri tarafından Özsan Sanayi Sitesi’nde gerçekleştirilen çalışmaları yerinde inceledi. "Tertemiz Yeşilyurt hedefiyle ilçemizin bütün yaşam alanlarını pırıl pırıl yapmak için personelimiz ve iş makinelerimizle sürekli alanda olacağız" diyerek sözlerine başlayan Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof.Dr. İlhan Geçit, “Yeşilyurt Belediyesi olarak hemşerilerimizi daha temiz, sağlıklı ve hijyenik bir çevrede yaşatmak istiyoruz. Bunun yolu da temizlikle ilgili tüm hizmetlerinden kaliteli bir şekilde verilmesinden geçiyor. Temizlik İşleri Müdürlüğümüz, ilçemizin dört bir tarafında cadde ve sokakların süpürülmesinden evsel atıkların toplanmasına, bitkisel atıkların ve tıbbi atıkların toplanmasından haşereyle mücadeleye kadar farklı alanda hijyen ve temizlik çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Sağlığın olmadığı bir yerde yapılan yatırımların bir değeri olmaz, önce sağlık önce güzel bir çevre diyerek bu çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Temizlik İşleri Müdürlüğümüze bağlı ekiplerimizin Özsan Sanayi Sitemizdeki çalışmalarını yerinde inceleyerek gerekli bilgiler aldık, esnaflarımızın taleplerini dinledik. Ekiplerimizin sürdürdüğü yoğun temizlik çalışması hem ilçemizin ihtiyaçları hem vatandaşlarımızın talepleri doğrultusunda devam edecektir. Özverili ve gayretli çalışmalarından dolayı yetkililerimize ve mesai arkadaşlarımıza çok teşekkür ediyorum, ellerine, emeklerine sağlık. Saha denetimlerimiz ve incelemelerimiz aralıksız devam edecektir. Her şey daha güzel, daha ferah ve daha güzel bir Yeşilyurt içindir.” diye konuştu.