GENEL - 18 Eylül 2017 Pazartesi 15:19

Konya’da Ahilik Haftası kutlaması gerçekleştirildi

A
A
A
Konya’da Ahilik Haftası kutlaması gerçekleştirildi

Konya Valiliği, Gümrük ve Ticaret İl Müdürlüğü ile Konya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (KONESOB)’nin ortaklaşa düzenlediği, “Konya 2017 Ahilik Kültürü Haftası ve Esnaf Bayramı” etkinlikleri başladı.

Konya Valiliği, Gümrük ve Ticaret İl Müdürlüğü ile Konya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (KONESOB)’nin ortaklaşa düzenlediği, “Konya 2017 Ahilik Kültürü Haftası ve Esnaf Bayramı” etkinlikleri başladı.


Program, Atatürk Anıtı’na çelenk sunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Ardından Konya Büyükşehir Belediyesi Mehter Takımı ve zabıta atlı ekipleri eşliğinde KONESOB Başkanı Ali Osman Karamercan, Birlik Yönetim Kurulu Üyeleri, Esnaf Odası Başkanları, esnaflar, çıraklık okulu öğrencileri ve çok sayıda vatandaş Atatürk Anıtından KONESOB binasına kadar kortej halinde yürüyüş yaptı. Toplu halde birlik binası önüne gelen kortej, temsili ahilik tiyatrosu gerçekleştirdi.


Programda konuşan Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı ve AK Parti Konya Milletvekili Ziya Altunyaldız, ahiliğin esasının paylaşmak olduğunu belirterek, "Bir felsefenin, bir anlayışın, bir ahlakın, bir irfanın, bir medeniyetin tarihten bugüne taşınması, yoğrulması, zenginleştirilmesi, derinleşmesi ve artıya doğru taşınmasıdır. O yüzden bu haftaları anlamı ve önemini müdrik bir şekilde idrak etmek, kutlamak son derece kıymetli ve değerlidir. Ticaret hayatı, ticaret hayatının gerekleri, ticaret hayatının toplumda ki yeri, anlamı, ticaret hayatının insan hayatına, aile hayatına, topluma, bir millete ve onun temsil ettiği değerlerin artıya doğru taşınmasına katkısı. Güçlü bir millet, güçlü bir devlet ve bir medeniyet temsili, temsilcisi ve onun idrakında bir kültür taşıması. O nedenle bugün bu salonda daha çok 55 bin esnafımızın daha çok bulunmasını beklerdim. Çünkü paylaşmak diyoruz hayatın her boyutunu kapsayan ve onu yansıtan bir anlayış. Burada otururken ahilik haftası nedeniyle ortaya konulan billboardlara ve yazılara baktım. Neymiş ahilik gönlü açık, kapısı açık, eli açık, sofrası açık neymiş ahilik dünya malına tamah etmemek bundan ne anlıyoruz? Yanlış ölçme ve eksik tartma. Çok özlü ama çok anlamlı şeyler. Doğru sabırlı ol, yalan söyleme, kimseyi kandırma, kanaatkar ol . Bütün bunları uygulayabilmek, bütün bunları hayatımıza katabilmek, içselleştirebilmek ve onunla birlikte yaşayıp onunla birlikte yürüyebilmek yani hep dediğimiz mahallenin emini olabilmek, mahallenin güvenini temin edebilmek, teslim edebilmek ve onunla birlikte tüm ülkenin geleceğine her gün yaşamıyla, fiiliyatıyla, ticaretiyle, ticaret ahlakıyla katkıda bulunabilmek, değer katabilmek. Bütün bunları birer sözcük olarak alamayız. Bunlar işin özü, hayatın özü, ticaretin merkezi ve ticaret kültürünün kendisidir. Aslında günlük hayatta şikayet ettiğimiz pek çok konu bunları uygulayabildiğimiz takdirde olmayacağına da şöyle bir düşünelim. dünya malına tamah etmemek çok çalışmamak değildir. Dünya malına tamah etmemek işini büyütmemek değildir. Dünya malına tamah etmemek daha çok iş yapmamak değildir. Dünya malına tamah etmemek yanlış yapmamaktır ’’şeklinde konuştu.



"Kadınlarımızı sosyal hayatta görmeliyiz’’


Kadın esnafımızı teşkilatımızda, üretimde ve sosyal hayatta görmek bizim zenginliğimiz diyen Altunyaldız, "Ahi Evran Veli daha çok büyütmeyi ama bunu ilkeli yapmayı söylüyor. O günden bu güne aslında işin alfabesini, işin özünü ve ruhunu bize o kadar güzel vermiş ki bize kalan onu samimiyetle uygulamak. o gün Konya’mızda 55 bin Türkiyemizde 1 milyon 800 bin civarı esnafımız var. Bunlardan bir kısmı genç bir kısmı kadın bir kısmı erkek. İşte kadınlarında, hanımefendilerinde hayata, üretime katkısı anlamında o gün Ahi Evran veli eşi Fatma bacıya Baciyanı Rum teşkilatını kurdurmak suretiyle kadınlarımızın toplumda ki yerine o günden işaret ediyor. Üretime katkısına onun değerine, onun sosyal yapıda ki dokuda ki katma değerine o gün işaret ediyor. İşte o yüzden kadınlarımızın toplumsal hayatta ki yeri, önemi ,ticaret hayatına aktif katılımı, üretime aktif katılımı ve bütün bu ilkelerin uygulanmasında ki katkısı son derece önemli değerlidir bizim için. Kadın esnafımızı teşkilatımızda, üretimde ve sosyal hayatta görmek bizim zenginliğimiz, bizim daha çok ahi olmamız daha çok 13. yüzyılda şehrimize işaret edilen ilkeli ve birlikte paylaşarak hayatı kucaklamayı, omuzlamayı ifade eden o ilkeleri bugüne taşımamız gerekir. Eğer paylaşırsak büyütürüz. Eğer paylaşırsak farklı dallarda oluruz. Eğer paylaşırsak birlikte Türkiye’nin geleceğini inşa ederiz. Ama benim olsun küçük olsun anlayışıyla hareket edersek inanın o küçük olanı da kaybetme riskimiz vardır. Daha çok fikre sahip çıkmak, daha çok genci piyasaya çıkarmak asla yanımızda ki arkadaşımızın yeni bir iş yeri açmasında rahatsız olmayalım. Yeter ki paylaşmasını, yeter ki birbirimizi gözetmesini bilelim. Bunu içselleştireli, bunu hayatımızın merkezine koyalım’’ dedi.



"Esnaflarımızın finansman maliyetini yüzde elliden 4’lere düşürdük’’


Altunyaldız, hükümet olarak esnaflara destek olduklarını belirterek, "AK Parti hükümetleri döneminde esnafımıza, esnafımızın varlığına onun işlerinin devamına her zaman öncelik verdik. Onun için esnafımızın kullanmış olduğu finansmandaki maliyeti yüzde 50’lerden yüzde 4’lere düşürdük. Onun için katkı payını yüzde ellilere çıkardık. Hatta zaman zaman yüzde yüzlere çıkardık. Onun için 150 milyon civarında ki esnaf kredisini bugün 22 milyar TL’ye çıkardık. Onun için genç kardeşlerimizin iş açmaları halinde 3 yıl süreyle vergi indirimleri sağlamak süratiyle daha çok gencimizin piyasada yer almasını sağladık. Onun için kadınlarımıza pozitif ayrımcılık yapmak suretiyle daha çok üretime daha çok ticarete girmelerine imkan sağladık’’ şeklinde konuştu.


Gümrük ve Ticaret İl Müdürü Haşmet Yılmaz, ahilik teşkilatı ile bütün toplumsal yapıların huzuru için çalıştığını belirterek, "Türk esnafının hayat anlayışına ve dünya görüşüne uygun olması sebebiyle daha çok esnaf arasında gelişmiş olmakla birlikte esnaf dışında da çeşitli meslek erbabı bünyesinde barındırılan Ahi Evran Veli önderliğinde Anadolu’da, Anadolu dışında balkanlar Ortadoğu ve Kafkaslara kadar yayılan sivil bir yapılanmanın adıdır. Daha geniş bir açıdan bakacak olursak ahilik bir yandan tek tek fertlerin ahlaki erdemleri bakımından donanımlarının, onlara iyi bir birey yapmaya amaçlayan öte yandan da bireylerin oluşturduğu aileden millete ve hatta topyekün insanlık alemine varıncaya kadar bütün toplumsal yapıların huzuru müreffeh, barış ve esenlik içerisinde yaşamalarını hedef kılmaktır’’ dedi.


KONESOB Başkanı Ali Osman Karamercan, ahilik teşkilatını her zaman devlet-millet arasında köprü olduğunu belirterek, "Bilindiği üzere on ikinci yüzyılda Anadolu da filizlenmeye başlaya ahilik, Türk İslam kültürü ilkeleri üzerine kurulmuş olan bir ahlak sistemi ve bir yaşam tarzıdır. Ahilik, Selçuklu ve Osmanlı devletlerinin kuruluşunda, toplumun başta ekonomi olmak üzere, sosyal siyasal ve kültürel alanlarda örgütlenmesini sağlamış, yüzyıllar boyunca milletimizin birlik ve beraberliğinin korunmasında etkili bir rol oynamıştır. Esnaf teşkilatımız, her zaman devlet- millet kaynaşmasında köprü görevi görmüştür. Bu kültürü, tarihi görevini tamamlamış bir yapı olarak görmek büyük bir yanılgıdır. Dünya durdukça Ahilik felsefesi, değişmesi mümkün olmayan bir değerler bütünü olarak var olmaya devam edecektir. Ahilik kültürünü daha iyi tanınır ve bilinir hale getirmek ve gelecek nesillere bu kültürün en doğru bir şekilde aktarılmasını sağlamak bizim tarihi ve sosyal sorumluluğumuzdur’’ ifadelerini kullandı.


Konuşmaların ardından yılın ahilerinin tanıtıldığı bir sinevizyon gösterisi sunumu yapıldı. Daha sonra yılın ahilerine ve çıraklarına plaket ve altın hediye takdim edildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Bakan Özhaseki: "Yapmamız gereken afetlere karşı dirençli şehirler oluşturmak” Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, deprem gibi afetlere karşı dirençli şehirler oluşturmak için kentsel dönüşümünün önemine değindi. Zonguldak’a gelen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki STK, iş insanları ve sektör temsilcileriyle buluştu. Programda konuşan Özhaseki, “Tarihte Anadolu’da doğuya birçok baş şehirler var. Fakat zamanın ruhunu okuyamadıkları için şimdi birçoğu sıradan il olduğu gibi bazen ilçe konumuna da düşmüş durumdalar. Öyle bir şehir konumuna da düşmemek lazım. Eğer şehirdeki yerel yöneticiler, başta belediye başkanımız, valimiz, milletvekili, siyasi partilerimiz o şehirle ilgili düşünceleri var. Hedef koymuşlar, bir araya gelmişler, kol kola girmişler, gayret ediyorlarsa şehirlerin geleceği ayrılık. Değilse emin olun şehirleri ben görüyorum. Gittikçe kötüye doğru gidiyor” dedi. “Şehirlerimizde bir takım sorunlar var” diyen Özhaseki, “Çünkü biz Batı’dan şehirleşme noktasında önceden çok açık ara öndeyken özellikle sanayi devrimiyle birlikte bizim de gerileme dönemimize denk geldiği için iyice geriye kalmışız. Onlar oradan bir mimari plan üzerine, bir şehir planı üzerine gelişmelerini sağlarken, ekonomileri daha güçlüyken, güzel şehirler oluşturmuşlar bizim de zayıflama ve gerileme dönemimiz olduğu için iyice aradaki fark açılmış. Şimdi bizi hükümet Amerika’ya götürmüştü. Washington’da İmar Daire Başkanı Türk’tü. Söylediğine göre 1711’de şehir planları yapılmış. 11 tane göbek yapmış birbirine bağlamışlar. Şehir planı bu demişler mesela. Ya bizde daha mekansal planlamada 3-5 sene öncesine tamamlayabildik. Böyle bir şey olabilir mi?” ifadelerini kullandı. “Kimliksiz ve sağlıksız şehirlerimiz olmuş” 1940-50’li yıllardan itibaren büyük şehirlere göçlerin başladığını aktaran Özhaseki, “O göçler neticesinde insanlar evlerini rastgele yerlere yapmaya başlamışlar. O günkü yöneticiler iyi veya kötü niyetle ben bilmiyorum yargılamak için de söylemiyorum. Hazırlıksız yakalanmışlar bu göçlere. Bazen de ideolojik yaklaşmışlar. ‘Bunlar evleri buralara yapsınlar, bizim arka mahalle olur’ gibi bir düşünce. Sol rüzgârların estiği bir dönemde buralarda örgütlenmeler yaparız. İşçileri de örgütleriz gibisinden. Rusya gibi oluruz. Arnavutluk’ta sapık bir Enver hoca var onun bir hayalini kuran adamlar vardı bu memlekette ne yazık ki. Castro’nun hayranları vardı bu memlekette. Türkiye’yi buraya götürürüz gibi bir fikirle şehirlere doğrusu tarumar etmişiz. 2000’li yıllara doğru geldiğimizde objektif olarak söylemek gerekirse ne yazık ki üzülerek söylüyorum. Kimliksiz ve sağlıksız şehirlerimiz olmuş. Herkes bunun farkında” diye konuştu. Cumhuriyet tarihinde mimari noktasında yetersiz kalındığını kaydeden Özhaseki, “Bakın geçmişe doğru baktığımız zaman Selçuklu medeniyeti diye bir medeniyet var bakınca sivil mimarlık örneklerinden ibadethanelerine kamu binalarına kadar bu Selçuklu dersiniz. Peki 100 yıllık Cumhuriyet’te bilim adamlarımız, mimarlarımız, hocalarımız ve mimarlarımız var. Şimdi kurduğumuz şehirlere bir bakın. Ne medeniyeti edersiniz şimdi kurduğumuz ortama. O sosyal ağda arabesk medeniyet deriz. İstanbul’a varıyorsunuz. Camdan muhteşem bir bina. Son teknolojiyle donatılmış. Yanında bir tane tamirhane. 2 tane pirketten gecekondu. ‘Allah Allah’ falan diyorsunuz. Şimdi böyle bir medeniyet olabilir mi?” şeklinde konuştu. Özhaseki, konuşmasına şu şekilde devam etti: “En üzücü tarafı da bu ülkenin bir deprem ülkesi olduğunu unutmamız. Afetlerin her an bizi beklediğini unutmamız ve bunları göz ardı ederek şehirleşmeye doğru geçmemiz. Son yüzyılda bu memlekette meydana gelen deprem sayısı 6 ve üzerindeki şiddetteki deprem sayısı yıkıcı diye tarif ediyoruz biz bu depremlere. Hem denizlerimiz hem karadakileri toplarsak 231 tane deprem olmuş. Ölen insan sayımız 130 bin. Maddi hasar milyarlarca dolar. Niye böyle? Bilimin gerçekliğini tespit ediyoruz, dikkate almıyoruz. İşimize geldiği gibi hareket ediyoruz. Gidip belediyeleri zorluyoruz. Bir takım çıkar ilişkileri başlıyor. Neticesinde de böyle bir felaketle karşı karşıya kalıyoruz.” Deprem gibi afetler için bütün işlerin gözden geçirilmesi gerektiğini anlatan Özhaseki, “Bizim her şeyi yeni baştan bir daha ele alıp, ‘Bismillah’ diyerek bu işe görmemiz gerekiyor. Doğru bir şekilde planlamamız gerekiyor. 6 Şubat’ta Kuzey Anadolu Fay Hattı malum bizim de biraz 100 kilometre altımızdan geçiyor. Şimdi bütün bilim adamlar diyorlar ki ‘İstanbul’da beklediğimiz tehlike var. Allah korusun büyük bir bela bekliyor’ bizi diyor. 6 Şubat’ta da Doğu Anadolu Fay Hattı kırıldı. Aynı yerden başlıyor neredeyse. Van Gölü’nün biraz daha batısından bu tarafa doğru gelirken diğeri de Adıyaman, Malatya Kahramanmaraş ve oradan Hatay üzerinden Akdeniz’e doğru iniyor. Binlerce yıldır aynı hatlar kırılıyor. Bakın binlerce yıldır, yeni değil. Bunu bilerek hareket etmezsek ne olur? Bir daha başımıza bela gelir. Oturur, ağlarız. Dizlerimiz de vururuz, yardımlar ederiz. Vicdanımızı biraz avutuyoruz. Sonra yine aynı yerden bir daha başlamış oluruz. Bu gerçekleri bilerek hareket etmekten başka çaremiz yok. En son depremde 680 bin ev yıkıldı. Dile kolay 170 binde iş yeri yerle bir oldu. Maddi hasar 100 milyar doların üzerinde. Manevi hasar zaten hiç ölçülecek gibi değil. Ne yapsak oradaki insanların o acısını dindirmez mümkün değil” dedi. Deprem bölgesinde 300 bin konut yapımına devam edildiğini belirten Özhaseki “Çelik evler yapıyoruz köylerde. Şehirlerin meydanlarını yapıyoruz bir taraftan. Meydanlara açılan ana caddeleri yapmaya çalışıyoruz ki kimlik binalar çıksın ortaya diye. O şehrin kendine has özgün mimarisi çıksın diye. Şehir merkezlerini de biz bakanlık olarak yapma kararı aldık. Altyapılar için 60 milyar liraya yakın bir kredi temin ettik. Oradaki 11 tane şehrin altyapısını baştan sona bir daha yapıyoruz. Geçtiğimiz hafta dağıttığımız evlerle birlikte şu ana kadar 76 bin konutu dağıttık. Her ayda 15 bin evi dağıtmaya devam edeceğiz. Bu sayıları söylemesi kolay da bunlar aslında Türkiye’nin inşaat kapasitesinin çok üstünde rakamlar” ifadelerini kullandı. “Yapmamız gereken afetlere karşı dirençli şehirler oluşturmak” Afet öncesi yapılması gereken konulara da değinen Özhaseki şunları söyledi: “O hasarları sararken bu tür afetlere karşı dirençli şehirler oluşturmak. Konutlarımızı daha sağlam, güvenli hale getirmek. Bunun hazırlığını yapmalıyız. Eğer deprem gelmeden, afet gelmeden bunu yaparsak bir birim harcıyoruz. Felaket geldikten sonra harcamaya başlarsak tam 7 birim harcıyoruz. Bilim adamları tek tek hesaplamışlar. Onun içinde İstanbul, İzmir’de depreme daha çok maruz olabilecek yerlerde birçok projeleri açıklıyoruz. Bunun peşinden koşuyoruz. Bunun da bir tek yolu var, o da kentsel dönüşüm. Bakanlık olarak biz her yerde duyuruda bulunuyoruz. ‘Gelin beraber yapalım. Hangi partiden olursanız olun hiç fark etmez. Yeter ki gelin bu siyaset üstü bir durum. Bunu siyasete lütfen alet etmeyin’ diyoruz ama derdimizi de bir türlü anlatamıyoruz.” “Türkiye’de inşaat sektörünün geleceği çok parlak” diyen Özhasek, “Böyle 10 senede falan bitecek gibi gözükmüyor. Belki Avrupa’da restorasyonlarda vakit geçirebilirler. Yeni uydu kentler, küçük yerlere kurabilirler. Onların ihtiyacı olabilir ama bizde ihtiyaç çok daha fazla. İşin yüzde 80 adeta özel sektörde. Bu alanda şu anda bir buçuk milyona yakın insan çalışıyor. Gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 6’sını oluşturuyor ama inşaat sektörünü besleyen yan sektörleri de ele aldığınız zaman 250 ayrı grubu ilgilendiriyor ve yurtiçi hasılamızında yüzde 30’unu oluşturuyor” dedi.
Bursa Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Temmuz’ ayında emekli maaşlarını masaya yatıracağız" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yaşadığı ekonomik sıkıntıdan dolayı sitem eden her vatandaşın sonuna kadar haklı olduğunu belirterek, " "Emeklilerimizi hak ettiği refah seviyesine biraz daha yaklaştıracağız. Milletimize asla bugüne kadar yalan söylemedik. İnsanımızı kandırmaya çalışmadık. Temmuz ayında yılın 6 ayındaki enflasyona göre emekli maaşlarını tekrar masaya yatıracağız. Memurlarımıza yaptığımız ek gösterge ilave edilmesi uygulamasını genişletecek düzenlemenin hazırlıkları tamamlandı. Küçük esnafın prim gün sayısındaki adaletsizliği giderecek adımı atacağız” ifadelerine yer verdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Bursa Gökdere Meydanı’nda vatandaşlara seslendi. Cumhurbaşkanı Erdoğan Mayıs seçimlerinde yüzde 55 oranındaki destek için Bursalılara teşekkür ederek, “Nice alimi ve evliyasıyla Bursa yüzyıllardır gönüllerimizi imar ediyor. Gönül semamızı billur bir avize gibi aydınlatan bu şehir ecdadımızın medeniyet anlayışının yaşayan örneğidir. Kuruluşun ve yükselişin şehri Bursa bu vasfını tarihinin hiç bir döneminde yitirmedi. Bugün de koruyor. Biz de Bursa’dan aldığımız feyizle bir ayağımız ülkemize sabitleyip diğeriyle tüm dünyaya sesimizi, sözümüzü dostluğumuzu taşıyoruz. Bursa nasıl balkanlardan Kafkaslara başı dara düşen her kardeşimize kucak açmışsa biz de bu coğrafyalarla bağlarımızı daima güçlendiriyoruz. Bursa’nın sanayi ve tarım üretiminin gücüyle dünyaya nam saldığını dile getiren Erdoğan, “Biz de ekonomide ve diplomaside aynı kucaklayıcılığı sergiliyoruz. Bu vesileyle 14-28 Mayıs seçimlerinde Cumhur İttifakında milletvekilliğinde yüzde 52, Cumhurbaşkanlığında yüzde 55 desteğiniz için her birinize ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum. Ne diyor o güzel Bursa türküsünde, Ak buğdayım buğdayım, sereyim gurudayım, senin güzel dilini, ben nasıl unutayım. Biz de Bursa’nın bunca bizden esirgemediği ahde vefasını kadirşinaslığını muhabbetini asla unutmayacağız. Her gelişimizde kalbimizin bir köşesini Bursa’da bırakıyoruz. Sordum. Bugün Bursa’da katılım ne durumda diye. Rakamı aldım, 90 bin kişiyiz. Pazara 2 gün kaldı. Pazar günü inşallah sandıkları gümbür gümbür patlatıyoruz. Şimdi buradan Bursa’yla birlikte Türkiye yüzyılına hazırlanıyoruz” diye konuştu. Türkiye yüzyılında şehirlerin inşasında Bursa ile yol arkadaşlığın yapmak istediklerini söyleyen Erdoğan, “Bursa’nın boş lafla palavrayla yalanla dolanla işi olmaz. Çünkü Bursa emeğin, alın terinin, üretimin şehridir. Bursa yatırıma, esere bakar. Hizmete bakar, projeye bakar, velhasıl Bursa icraata bakar. Dolayısıyla Türkiye yüzyılı yolculuğumuzda bizi en iyi anlayacak olan Bursa’dır. Bursa ilk yerli markamız Togg fabrikası başta olmak üzere ülkemizin prestij eserlerine ev sahipliği yapıyor. Medeniyetlerin mirası eşsiz birikimi ile vakur insanı ile de Bursa’ya da böylesi yakışır. Bursa 31 Mart’taki tercihi ile büyükşehirde ve ilçelerde belediye yönetimlerine de yansıtacaktır. Bursa’ya güveniyorum. Biz de belediye başkanlarımızla el ele verip Bursa’nın önünde yeni bir dönem açmayı planlıyoruz. Öyleyse şimdi buradan öyle bir ses verin ki Marmara’nın karşı kıyılarından bile duyulsun. Bursa; Emirsultan Hazretleri’nin Üftade Hazretleri’nin şehri Bursa, Eşrefoğlu’nun Süleyman Çelebi’nin şehri Bursa, Uludağ gibi yüze bereketli ovaları gibi dingin. Sanayinin, ticaretin, tarımın, turizmin iftiharı Bursa 31 Mart’ta Türkiye yüzyılı şehirleri için hazır mıyız? 31 Mart’ta Türkiye yüzyılı şehirleri için kararlı mıyız? 31 Mart’ta gerçek belediyeciliği tercih ediyor muyuz? Bunun için seçim gününe kadar ana kademe kapı kapı dolaşmaya var mıyız?" şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bizleri Ramazan-ı Şerif’e eriştiren Rabbimizden sağlıkla huzurla esenlikle bayrama da ulaştırmasını niyaz ediyorum. Kadir Gecenizi ve bayramınızı şimdiden tebrik ediyorum. Kardeşlerim, Bursa sadece sahip olduğu maddi imkanların değil, özgürlüğün kıymetini de çok iyi bilir. Çanakkale’de 7 düvele karşı verdiğimiz tarihi istiklal mücadelesinde en büyük desteği veren yerlerden birisi bu şehirdir. 1 asır önce 2 yılı aşkın süre işgal altında kalan Bursa için milletimiz karalar bağlamıştır. Osmanlı döneminde de Bursalı yiğitler gönül coğrafyamızın dört yanında destanlar yazmıştır. Hatta bu mücadele sırasında yaşanan acılar üzerine yakılmış ağıtlar vardır” dedi. Gazze’de yaşananlara da değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cezayir’e sefere çıkanların ardından yakılan ağıt bize önemli mesajlar veriyor. Gazze’de yaşananların bundan bir farkı yok. Gazze’de oluk oluk akan Müslüman kanı karşısında kör sağır kesilenler yarın bizim başımıza benzer felaket gelse emin olun aynısını yapacaklar. Aslında biz bunu yaşadık. Rusya ile aramızın açıldığı terör örgütlerinin sınırlarımıza dayandığı bir dönemde batılı ülkeler güney şehirlerimizdeki hava savunma sistemlerini alıp götürmüşlerdi. Hamdolsun o dönemdeki sıkıntıların üstesinden gelmeyi kendi gücümüzle, imkanımızla mücadelemizle başardık. Suriye’de, Libya’da Akdeniz’de, Karadeniz’de, Karabağ’da büyük bir küresel ittifak bulduk. Güven ve istikrar iklimimizi bozmak için yıllardır ülkemizde etki edebildikleri her kesimi kışkırtmaya hareketlendirmeye çalıştılar. Her seçim döneminde aynı senaryoyu devreye soktular” diye konuştu. "CHP DEM’le neyin karşılığı karanlık ittifaklar kurdu? “Milletimizle bir olup tüm bu oyunları birer birer bozduk. Kimi tuzakları geçtiğimizi mayısta olduğu gibi hüsrana uğrattık. Kimi zaman 15 Temmuz’da sokakta bertaraf ettik. Kimi zaman askeri operasyonlarda sınır ötesinde durdurduk. Bu uzun soluklu mücadeledir. Her dönemde yeni araçlar argümanlar, taktikler devreye giriyor” diyen Erdoğan sözlerine şöyle devam etti; “Hiç şüpheniz olmasın. Önümüzde bizi zorlu bir süreç bekliyor. Bu toprakları vatan yapmak için verdiğimiz uğraşı, vatanımızı elde tutmak için de sürdürmek mecburiyetindeyiz. Aksi taktirde bir asır öncesi gibi bizi bu topraklardan jiletle kazıyıp atmaktan tereddüt etmeyecekleri açıktır. Muhalefetin anlamadığı, anlıyorsa bile önemsemediği hakikat işte budur. İhtirasları öylesine gözleri bürümüş durumda ki ülkenin ve milletin uzun vadeli çıkarlarının altına dinamit döşemekten çekinmiyorlar. PKK’ya göz kırpıyorlar. Bu uğurda FETÖ’ye göz kırpıyorlar, emperyalist heveslere göz kırpıyorlar. Bu uğurda her türlü arsızlık hırsızlığa yol veriyorlar. Siyasi program sıfır. Proje mevcut değil. İcraat desen zaten yok. Buna karşılık muhalefet cenahında her türlü istismar, kirli pazarlık her türlü entrika kol geziyor. CHP çeşitli şehirlerde DEM’le neyin karşılığı hangi paylaşımların ürünü belli olmayan karanlık ittifaklar kuruyor. Bundan öylesine utanıyorlar ki saklamak için 40 takla atıyorlar. CHP’nin ihtirasları, DEM’in de içini hallaç pamuğuna çevirdi. Kimi diyor ki kendimize oy verelim, kimi diyor ki CHP’nin kuyruğuna takılalım. Yani her kafadan ses çıkıyor. Üye sayısı 500’ü bulmayan partililer sağa sola talimat veriyor” dedi. "Muhalefetin içine düştüğü tutarsızlık, savrulma, kirlenmişlik hali utanç verici" Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü; “CHP’li faşist yöneticiler kapıdan giremezsiniz diyerek her gün bunları tokatlıyor. Ortada savunduklarını iddia ettikleri hak, hukuk, değer, prensip namına bir şey kalmadı. Bize karşı ortalığı ayağa kaldıranlar CHP’nin küstahlıkları karşısında uslu bir kediye döndü. Bir de terazinin diğer tarafı var. Ülkemizin en büyük muhalefet partisinin içine düştüğü tutarsızlık, savrulma, kirlenmişlik hali utanç verici. Valizler, çantalar dolusu dolarlar, avrolar bunları saymaya bile yetişemiyorlar. Sayma görüntülerini kimse izah edemiyor. Bir CHP’li çıkıp da paradan yapılan kulelerin kime ait olduğunun cevabını veremiyor. Daha darbe güzellemelerini, millete yaptıkları hakaretleri saymıyorum. Bu seçimlerde sadece başkanları seçmekle kalmayacaksınız, ülkemizin geleceğinde hangi siyaset tarzının önünün açılacağını da belirleyeceksiniz. Sizlerden 31 Mart’a bu gözle bakmanızı istiyorum. Bursa’nın en doğru kararı vereceğine inanıyorum.” "Temmuz ayında emekli maaşlarını tekrar masaya yatıracağız" Dünyadaki ekonomileri zorlayan en büyük şeyin enflasyon olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu an dünyadaki tüm ekonomileri zorlayan en büyük sorun 50-60 yılın zirvesindeki enflasyondur. Avrupa’dan Amerika’ya herkesin kontrol altına almaya çalıştığı enflasyonla biz de mücadele ediyoruz. Hayat pahalılığından etkilenen en fazla çalışan kesimlerimiz ve emeklilerimizdir. Yılbaşında yüzde 50 oranında artışlar yaptık. Emeklilerimizin bayram ikramiyelerini aynı oranda arttırdık. Ayrıca bir defaya mahsus 5 bin lira ödemede bulunduk. Öncesinde 16 milyon emeklimizin tamamına tek sefere mahsus 5’er bin lira ödemede bulunduk. Şimdi de banka promosyonlarını 12 bin liraya yükselterek yeni bir imkân sağladık. Temmuz ayında yılın 6 ayındaki enflasyona göre emekli maaşlarını tekrar masaya yatıracağız. Memurlarımıza yaptığımız ek gösterge ilave edilmesi uygulamasını genişletecek düzenlemenin hazırlıkları tamamlandı. Küçük esnafın prim gün sayısındaki adaletsizliği giderecek adımı atacağız” ifadelerine yer verdi. "Emeklilerimizi hak ettiği Ev hanımlarımızın isteğe bağlı sigorta prim teşviklerini hayata geçirdiklerini kaydeden Erdoğan, “Gençlerimize çeşitli başlıklarda vereceğimiz ilave destekleri deprem bölgesinden başlayarak uyguluyoruz. Milletimizin farklı kesimlerine verdiğimiz sözlerin takibini yapıp tek tek yerine getiriyoruz. Elbette yüksek enflasyonun çalışanlar ve emeklilerde yol açtığı refah kaybı gerçeğini ortadan kaldırmıyor. Ekonomi programımızı öncelikle kararlıca sürdürerek fiyat istikrarını sağlamamız gerekiyor. Yüksek enflasyon ortamında kime ne verirseniz verin istediğiniz neticeyi alamıyorsunuz. Yılın ikinci yarısında enflasyonun inişe geçtiğini göreceğiz. Emeklilerimizi hak ettiği refah seviyesine biraz daha yaklaştıracağız. Milletimize asla bugüne kadar yalan söylemedik. İnsanımızı kandırmaya çalışmadık. ‘Dün verdiğimiz sözleri bugün hatırlamıyoruz’ diyerek kulak arkası yapmadık. Milletimizin tüm kesimleriyle irtibat halinde olduğumuz için talepleri en kısa sürede karşılayacak adımları attık. Yapamayacağımız işleri asla söylemedik. Emeklilikteki yaş uygulaması gibi aslında içimize sinmeyen bir takım hususları bile milletimizden gelen yoğun talepler karşısında hayata geçirmekten kaçınmadık. Bu uygulamanın kamu maliyesine getirdiği yükün ve sosyal güvenlik sisteminin dengesine getireceği tamir epeyce zaman alacak” diye konuştu. ’Yaşadığı sıkıntılardan dolayı sitem eden her vatandaşım elbette sonuna kadar haklıdır" “Emekli maaşlarında kaçınılmaz olarak asgari ücrette ara artış istekleri ile karşılaşıyoruz. Sadece emekli maaşlarında 10 bin liralık artışın mali yükün hesabını milletimizle paylaşmıştık” diyen Erdoğan, “Yatırım bütçemizin tamamını ve eğitim sağlığa ayırdığımız kaynağın tümünü bu artışa tahsis etsek bile yetmeye mümkün olmadığını göreceksiniz. Devlet yönetiminde böyle bir durum olmaz olamaz. Yaşadığı sıkıntılardan dolayı sitemlerini dile getiren her vatandaşım elbette sonuna kadar haklıdır. Çalışanların ve emeklilerin kayıplarını nasıl telafi edeceğiz. Her zaman yaptığımız gibi daha çok çalışarak üreterek, devletimizin kaynaklarını çoğaltarak yapacağız. Sizin karşınıza gelip atıp tutanların hiç biri bırakın kaynak arttırmayı mevcuda bile sahip çıkamayacağı için derdinize derman olamayacak” dedi. "Muhalefet belediyeleri iflas etti. Yalanları ile sizleri kandırmanın peşindeler" Muhalefet belediyelerini eleştiren Erdoğan, “Belediyelerde yaptıklarını görüyorsunuz. 5 yıldır iflas etmedikleri yer kalmadı. Sorunsuz ilerleyen sistemi bile devam ettiremediler. Yalanları ile sizleri kandırmanın peşindeler. Tüm samimiyet ve içtenlikle tüm hak ve hakkaniyetle size gerçeği söylüyor çözüm yolumuzu paylaşıyoruz. 21 yılda nasıl 3 kat Türkiye’yi büyüttüysek önümüzdeki dönemde 2 kat daha büyütüp sözlerimizi fazlasıyla tutacağız. Yeter ki birliğimize beraberliğimize sahip çıkarak ülkemizin bütünlüğünde devletimizin bekasında gözü olanları sevindirmeyelim. Gerisi sadece gayret vakit ve planlama meselesidir” ifadelerini kullandı. Bursa’ya 21 yılda 327 milyar liralık yatırım 21 yılda Bursa’ya 327 milyar lira kamu yatırımı yaptıklarını işaret eden Erdoğan, “Eğitimde 10 bin 632 yeni derslik inşa ettik. İkinci devlet üniversitesi olarak Bursa Teknik Üniversitesi’ni kurduk. Gençlik ve sporda 102 bin 78 kişi kapasiteli yüksek öğrenim yurt binaları açtık. 81 adet spor tesisi inşa ettik. Bu tesisler arasında 43 bin seyirci kapasiteli Timsah Arena Stadyumu, Atıcalar Spor Kompleksi ve Naim Süleymanoğlu Spor Kompleksi de var. Bursalı ihtiyaç sahibi kardeşlerimize 11 milyar kaynak ayırdık. Bin 300 yataklı Bursa Şehir Hastanesi başta 88 sağlık tesisi yaptık. Şehir Hastanesi standardında bin 315 yataklı Çekirge Ali Osman Sönmez Devlet Hastanesi inşaatını tamamladık. Test ve devreye alma işlemleri bittikten sonra 3 ay içinde hasta kabulüne başlıyoruz. Uludağ Üniversitemiz bünyesinde 250 yataklı kadın doğum ve çocuk hastanesi inşaatı sürüyor. Bursa’ya bin yataklı bir hastane daha yapmayı planlıyoruz. Bursa’da TOKİ eliyle 23 bin 547 konutu tamamlayıp hak sahiplerine teslim ettik. 2 bin 943 konutun yapımına devam ediyoruz. 54 bin 292 konut ve ticari alanı dönüştürdük. 20 bin 416 adet bağımsız bölümün dönüşüm süreci devam ediyor. Hanlar bölgesi, 14 han bir bedesten 13 açık çarşı, 7 üstü örtülü, 11 kapalı çarşı 4 pazar alanı 21 cami 177 sivil mimarlık örneği yapı 1 okul ve 3 türbesi ile adeta bir açık hava müzesidir. Bursa’daki Tarihi Çarşı ve Hanlar Bölgesini eski ihtişamına kavuşturacak bir projeyi hayata geçiriyoruz. Ulucami ile Hanlar bölgesi arasındaki bağlantı ile 3 yeni meydan, 12 bin 500 metrekarelik yeraltı otoparkı kazandırıyoruz. Yeri kaybolan Sıngır Mescidi’nin duvarlarını bularak yeniden ihya edip ibadete açtık. Bursa’daki 11 millet bahçesi projesinden 7’sinin yapımını tamamladık” dedi. Erdoğan, mitingin finalinde Bursa Büyükşehir Belediye Başkan adayı Alinur Aktaş, Ak Parti İl Başkanı Davut Gürkan, MHP İl Başkanı Muhammet Tekin, milletvekilleri ve belediye başkan adayları ile bir araya gelip hatıra fotoğrafı çektirdi.
İstanbul Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğlu: “Havalimanı-Halkalı metrosunu önümüzdeki sene bugünlere kalmadan açmış olacağız” Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Havalimanı-Halkalı metrosunu önümüzdeki sene bugünlere kalmadan açmış olacağız. Hedefimiz İstanbul’da 10 yılda metronun uzunluğunu 600 kilometreye çıkarmak” diye konuştu. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Küçükçekmece’de AK Partinin seçim koordinasyon merkezini ziyaret ederek vatandaşlara hitap etti. Bakan Uraloğlu’na partilerin ilçe başkanları eşlik etti. Bakan Uraloğlu, burada vatandaşların sorduğu sorulara yanıt verdi. Ardından esnaf ziyaretin bulundu. Programda vatandaşlara konuşan Bakan Uraloğlu, “Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın İstanbul’da birçok devam eden ve yaptığı işler var. İstanbul’da iki tane boğaz köprüsü var. 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’ndeki günlük trafik aşağı yukarı 250 bin civarında. Fatih Sultan Mehmet Köprüsünde yaklaşık 200 bin, bunlar neredeyse tamamen şehir içerisinde hitap eden. Bakın şurada Avrasya Tüneli var. Aşağı yukarı 80 bin bir trafikte orada var günlük. Yine Marmaray var, aşağı yukarı günde 290-300 sefer yapılıyor orada. Orada da aşağı yukarı 650 bin civarında İstanbullumuza, vatandaşımıza hizmet ediyoruz. Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nde günlük geçen araç miktarı 150 bin değerli kardeşlerim. Yüz elli bin ile büyük bir bölümü ağır taşıt trafiği. Ulaşım adına bizim yaptığımız. İstanbul Havalimanı Avrupa’nın en büyük dünyada da altıncı sırada. Geçen sene oradan sadece taşınan yolcu miktarı 78 milyonu geçti. Neredeyse Türkiye nüfusu kadar oradan yolcu taşıdık” dedi. “Sadece bu sene 4 tane metro açılışı yaptık" İstanbul’da bu yıl içinde 4 tane metro açtıklarını belirten Bakan Uraloğlu, “Sadece bu sene 4 tane metro açılışı yaptık. En sonunda havalimanı Arnavutköy arasındaki metro metroyu 14 kilometre olarak açtık. Geri kalan oradan başlayıp Halkalı’ya kadar inecek olan 17,5 kilometrelik metro inşaatımızla da çalışmalar devam ediyor. O Küçükçekmece’ye İnşallah hizmet etmiş olacak. Ne zaman açacağız? Muhtemelen önümüzdeki senenin bugünlerine kalmadan İnşallah onu da açmış olacağız ve o anlamda da İstanbul’un trafiğine ciddi bir katkı sağlamış olacağız” şeklinde konuştu. "Hedefimiz on yılda İstanbul’a yaklaşık 600 kilometre daha yeni metro yapmak" diyen Uraloğlu şunları kaydetti: “Başkan adayımızı tercih etmedi diye biz İstanbul’u cezalandırabilir miyiz? Asla cezalandıramayız. Öyle de yapmadık. Biz atılmış olan temellerin yerini hafriyatla doldurma merasimleri de yapmadık. Siz şimdi biz beş yılda eğer bu belediye gerçekten AK Parti belediyeciliği, Cumhur İttifakı alışmış olsaydı ya da devam etmiş olsaydı şu metroların büyük bir çoğunluğunu bitirirdik. Onlar bugün tartışılıyor olmazdı. Biz 400 kilometre metro ağını geçmiş olurduk. Şimdi 600-700’lere çok başlamış olurduk. Ha hedefimiz bir miktar zaman kaybettik ama önümüzde fırsatımız var. İnşallah biz beş artı beş, on yılda İstanbul’a yaklaşık 600 kilometre daha yeni metro yapmak. İstanbul’un trafiğini sizin her bireyin ortalama 65 dakika, altmış dört dakika trafikte geçiriyor. Bazılarının bir saat, dört saattir. Bu zamanı inşallah bunları bitirdiğimizde 30 dakikalar, 35 dakikalara en fazla 40 dakikalara düşürmüş olacağız."