YEREL HABERLER - 18 Temmuz 2017 Salı 18:52

Milletvekili Külünk, 15 Temmuz ihaneti ve sonrasını anlattı

A
A
A
Milletvekili Külünk, 15 Temmuz ihaneti ve sonrasını anlattı

AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, Selçuk Üniversitesi tarafından düzenlenen “15 Temmuz İhaneti ve Sonrası-2” konulu konferansta katıldı.

AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, Selçuk Üniversitesi tarafından düzenlenen “15 Temmuz İhaneti ve Sonrası-2” konulu konferansta katıldı. Külünk, “Bu süreci biz sayın Erdoğan karakterinde, milli duruşu olan bir liderle yaşamayıp savrulan bir liderle yaşasaydık bugün çoktan tuz buz olurduk” dedi.


Konya Ticaret Odasında düzenlenen açılışında konuşan Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Şahin, “Tabii ki yaşadığımız süreç, Anadolu’nun bir nevi kaderi. Şu anda elimde Anadolu Selçukluları isimli bir kitap var, onu okuyorum. İnanın bu günlerle o günler aynı. Hemen hemen aynı, hiçbir şey değişmemiş. Aynı ihanetler, aynı arkadan vurmalar. Artık bu makus talihi yenmemiz gerekiyor. Bu nedenle bu süreci tersine çevirmek için insan yetiştirme konusunda şapkamızı masaya bırakıp, başımızı ellerimizin arasına alıp düşünmemiz ve çözüm üretmemiz lazım. Bu sorumluluk bizim üzerimizde. Tabii bu sürecin analizini yapmak için sayın vekilimizden bize bir konferans vermesini istedik. Bizleri kırmadığı için kendisine çok teşekkür ediyoruz. Bu vesileyle bir kez daha kendisine minnet ve şükranlarımı sunuyorum” diye konuştu.


“Ümmet kavramının arkasına saklandılar”


Rektör Prof. Dr. Şahin’in açılış konuşmasının ardından, AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, “15 Temmuz İhaneti ve Sonrası-2” konulu konferans verdi. Milletvekili Külünk, konferansta, Batı’nın 100 yıldır İslam ve Türklerle hesaplaştığını belirterek, “Ümmet kavramının ardına saklanarak Türk kavramına karşı geliştirilmek istenilen düşmanlığın, bu projenin devamı olduğunu unutmayınız. Türk kavramından kastettiğim, biyolojik bir kavram değildir. Bu kavram, Talas’tan, Maveraünnehir’den itibaren İslam’da vücut bularak imparatorluk inşa etmiş bir tarihsel medeniyet birikiminden bahsediyorum. Ama bir akıl, emperyalizmin İslam dünyasına yönelik operasyonlarının en önemli cüzüdür; Türk düşmanlığı üretmek. Bu da dindarlığın arkasına saklanılarak yapılmak istenmiştir” şeklinde konuştu.


“FETÖ’nün kullanış tarihi bitti”


Türk devleti tarihinin “destanlar tarihi” olduğunu ifade eden Külünk, “Malazgirt’i nasıl konuşuyorsak 15 Temmuz da odur. Destandır bu. Çünkü bizim tarihimizde hiçbir zaman psikolojik travmalar, merkeze oturmamıştır. Biz Çanakkale’yi hiçbir zaman ağıt gibi düşünmeyiz. Nasıl düşünürüz? Bir zafer olarak düşünürüz. Destan olarak düşünürüz. İstanbul’un Fethi’ni bir zafer olarak düşünürüz. Dikkat edin millet olarak hiç kendimizi yenilgi travmasına sokmayız. Bu bizim en temel karakterimiz. Özgüvenimiz, tarihimizden kaynaklanan o destanlardan geliyor. Destansı bir 15 Temmuz konuşmalıyız. Kendimizi sorgulamayacak mıyız? 15 Temmuz’daki tanklara karşı verdiğimiz mücadele elbette ki muhteşem ama bundan sonrası için tehlike geçti mi? Küresel sistem, bir tek FETÖ’ye mi oynuyor? FETÖ açık söyleyeyim, ifşa oldu, işi bitti. Kullanış tarihi bitti. Son noktaya kadar götürürler ama yarın bir başkası çıkar. O başkası üzerinden de aynı bu geleneğin bir başka formda yarın karşımıza çıktığında insan devşirmeyeceğinin garantisi var mı?” ifadelerini kullandı.


“Bu medeniyet, sıradan bir medeniyet değil”


İslam düşüncesinin, kendini yeniden inşa etmesi için ilahiyat fakültelerinde İmam-ı Azam Enstitüleri’nin kurulmasının önemine değinen Külünk, “Erol Güngör’ü, Necip Fazıl’ı, Sezai Karakoç’u bir daha okumalıyız. Ahmed Ziyaeddin Gümüşhanevi hazretlerini bir daha okumalıyız. Biz Fatih’in Akşemseddin ile olan hukuku, Kanuni’nin Yahya Efendi ile hukuku, Şeyh Edebali’nin Osman Gazi ile olan hukukunu bir daha okumalıyız. Bu devlet sıradan bir devlet değil. Bu medeniyet sıradan bir medeniyet değil. Eğer bu perspektifi yeni zamanın ruhuna, aklına, eşyasına uygun şekilde güncelleyip, bunu bir insan profiline dönüştüremezsek gelecekte bizi daha ağır tehlikeler bekliyor. Çünkü neden? İddialarımızı kaybettiğimizde sıradanlaşırız. Sıradanlaştığımızda zaten teslim alınırız” dedi.


“Bu devlet hepimizin”


Külünk, 15 Temmuz sürecinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kararlı duruşu konusunda ise şunları söyledi: “Allah’tan, Sayın Erdoğan var. Eğer bu süreci biz, Sayın Erdoğan karakterinde milli duruşu olan bir liderle yaşamayıp savrulan bir liderle yaşasaydık bugün çoktan tuz buz olurduk, bunu biliniz. Sayın Erdoğan’a yönelik partilerimizin kimliği üzerinden düşünmeyiniz lütfen. Açık söylüyorum; çünkü Sayın Erdoğan, küresel sistemle Türkiye’nin çıkarları üzerinden sürdürdüğü mücadelede, bu toprakların menfaatlerini maksimize ettiği için bedel ödüyor. Susardı, karışmazdı olur biterdi. ‘Eyvallah’ derdi. Diyen yok mu? Diyenler olduğu için zaten PKK süreci 35 yılda buraya geldi. Buradan çıkarmamız gereken ders ne olmalı? Arkadaşlar, bu devlet hepimizin. CHP’lisi, MHP’lisi, dindarı, dindar olmayanı, Antalyası, Konyası, Meramı, Karatayı, Fatihi, Harbiyesiyle bu devlet hepimizin. Bu devlet liyakat, ehliyet ve adalet esaslı bir tarihsel sürecin ifadesidir. 15 Temmuz bunu bizi fark ettirdi.”


“Anadolu irfanını ete, kemiğe büründürmeliyiz”


Milletvekili Külünk, küreselleşmenin ana dinamosunun bilgi ve iletişim teknolojileri olduğunu belirterek, “Bireyin devletin önünde olduğu, öğrencinin öğretmenin önünde olduğu, öğrencinin profesörün önünde olduğu zaman diliminde eğer biz yeni bir fikri inşa edip, bu fikri küreselleştiremezsek tehlike vardır. Ama başarırsak da bu yüzyıl, bizim yüzyılımız olur. Benim hiç endişem yok. Kendimizi zorlamalıyız. Zorlamıyoruz. 15 Temmuz bitti. Sanki toplumda, bir kısmında şöyle bir hava var; ‘tamam işte.’ Bitmedi arkadaşlar. Bakın ben size söyleyeyim; Taksim kalkışmasında ayağa kalktılar, Kazlıçeşme’de bir milyon 250 bin insan buluştu. O bir milyon 250 bin insana cevabı, 17 Aralık’ta verdiler. 17 Aralık’tan sonra Ankara, İstanbul, Mersin, Adana, Trabzon, Erzurum, Samsun buluşmalarının cevabı, 15 Temmuz. 15 Temmuz 2017’ye de bir cevap vereceklerdir. İddialarından vazgeçmiş değiller. Biz bu alanda, bu cephede yüz yüze mücadele ederken, diğer tarafta akıl galibiyetine yönelik kendimizi zorlamaya devam etmemiz lazım ve de Anadolu irfanını mutlaka ete ve kemiğe büründürmek zorundayız” diye konuştu.


Konferansa, Konya Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Mahmut Sami Şahin, Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Şahin, Meram Belediye Başkanı Fatma Toru, Selçuk Üniversitesi Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Ahmet Kağan Karabulut, Prof. Dr. Hüseyin Kara ve Prof. Dr. Mehmet Okka, Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Önder Kutlu, dekanlar, müdürler, öğretim üyeleri, öğrenciler ve çok sayıda vatandaş katıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Bakan Özhaseki: "Deprem bölgesinde evleri teslim ediyoruz" Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Kütahya’da AK Parti önceki dönem ve mevcut yönetim kurulu üyeleri ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle iftarda bir araya geldi. AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay ve AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu’nun ardından kürsüye gelen Bakan Özhakesi, deprem bölgesinde halen 300 binden fazla konut inşaatının devam ettiğini ifade etti. Özhaseki, "Son 6 Şubat’ta bile tam 18 ilimiz etkilendi. 14 milyon insan zarar gördü. 680 bin konutumuz yıkıldı. 170 bin kadar da iş yerimiz yerle bir oldu. 850 bin bağımsız birim. Dile kolay. Zarar 104 milyar dolar olarak ifade ediliyor. Manevi zarar, onu ölçecek bir alet daha çıkmadı. Evleri teslim ediyoruz, hangi eve gitsek oturup çay içtiğimizde, o geceye geliyor konu. Evin sahibi biraz sonra olayları anlatmaya başlıyor hem o ağlıyor hem de biz ağlamaya başlıyoruz. Şu anda 300 binden fazla inşaatımız devam ediyor. Köylerde çelik karkastan evler yapıyoruz. Aslında yıkılan evler belki taştandı, basit evlerdi, aralarında harç bile yoktu bazılarının. Olsun Cumhurbaşkanımızın talimatı, ‘Madem o evler yıkıldı, hepsini en iyisiyle yapacağız’ dedi. Ve şimdi çelik karkastan evler yapıyoruz. Şehirlerin merkezlerini yapıyoruz bir taraftan. Bir taraftan altyapılarıyla ilgili büyük bir bütçe temin ettik. Altyapılarına başladık, gece-gündüz çalışıyoruz. 76 bin evimizi teslim ettik. Her ay bundan sonra da 10-15 bin evi vermeye devam edeceğiz" dedi. "Şimdi bütün bilim adamları diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere" Bakan Özhaseki, konuşmasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu eleştirdi. Özhaseki, "Son dönemde hiç anlayamadığımız başka bir şey çıktı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı başını çekiyor. Sonra onun kuyrukları Anadolu’da devam ediyorlar. Algı belediyeciliği diyorlar. Ne oluyor algı belediyeciliği olunca? Yapmadığını yapmış gibi sunma. Olmadığı halde olmuş gibi. Beyefendi tatilde çalışıyormuş gibi yan gelip yatıyor veya İngiliz büyükelçisiyle bir yerde, restoranda yemek yiyor ama iş başındaymış gibi gösteriyor. Ne kadar ayıp bir şey ya. Bunu da belediye bütçesinden yapıyorlar. Şimdi bütün bilim adamlar diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere. Evet hepimiz takip ediyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin geçen seneki ayırmış olduğu pay, 485 milyon lira. Ama algı operasyonları için beyefendiyi övmek için, beyefendi Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı veya da cumhurbaşkanı yapabilmek için tuttukları trol ordusuna verdikleri, ayırdıkları para 900 milyon lira. Bu para cebinizden çıkıyorsa bir şey demem, hoş karşılamam, bir şey demem. Eğer belediye bütçesiyse benim bir kuruşluk da hakkım varsa, haram olsun arkadaşlar. Doğru değil arkadaşlar. Bu dönemde böyle bir belediyecilik gördük. Hükümetin yaptığının üstüne yatmak, onun yaptıklarını kendi yapmış gibi anlatmak. Ya ayıptır günahtır" diye konuştu.
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.
Edirne Edirne’de gastronomi yolculuğu başladı Edirne Valiliği, gastronomi turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Osmanlı Saray Mutfağı lezzetlerini kitaplaştırılarak gelecek nesillere aktarılacak. Edirne Valiliği tarafından “Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri Kitabı” tanıtımı iftar programı düzenlendi. Edirne’de valilik öncülüğünde önemli bir projeye imza atıldı. Proje çerçevesinde "Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri" kitabı oluşturulacak. İftariyelikler, ara sıcaklar, çorbalar, ana yemek, tatlı ve içecekler geçmiş lezzetlere göre sunumla hazırlandı. Tabaklar süslendi, masalar hazırlandı. Ezanın okunmasının ardından oruçlar açıldı. Yemeğin ardından ise duaya geçildi. Devecihan Kültür Merkezi’nde düzenlenen iftar menüsünde geçmişten günümüze gelen lezzetler arasında yer alan bademli terbiyeli tavuk çorbası, ballı gemici böreği, taş kebabı- sarımsaklı pilav, zerde ve ayva şerbeti yer aldı. Geçmişten günümüze gelen ve unutulmaya yüz tutmuş Rumeli, Balkanlar ve Osmanlı Saray Mutfağında yer alan lezzetlerin gelecek kuşaklara aktarılması ve tanıtılması için önemli bir proje çalışmasına imza atıldı. Proje çerçevesinde 87 farklı çeşidin yer alacağı bir kitap oluşturulacak. Edirne’nin kadim ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış sultanlar şehri olduğunu söyleyen Vali Yunus Sezer, aynı zamanda balkanlardan gelen insanların yerleştiği ve kendi kültürlerini yaşattığı da bir şehir olduğuna değindi. "Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağı lezzetleri yaşatılacak" Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağının yaşatıldığı Edirne’de çok anlamlı bir ilke imza atıldığını söyleyen Vali Yunus Sezer, "Gelecek nesiller Edirne mutfağında neler var diye baktığı zaman ellerinde bir kitap ve kaynak olacak. Bizim somut varlıklarımızın yanı sıra kültürel zenginliklerimiz de çok önemli. Çok büyük emek var. Hem Rumeli hem de saray mutfağına ait 87 çeşit farklı lezzet var. Bunların bir kitapta buluşması çok önemli. Şeflerimiz kendi illeri için farklı bir şey yapmak istiyorlar. Yaklaşık 1 buçuk aydır çalışmalar devam ediyor" dedi. Gastronomi anlamında çok önemli faaliyetler yürütmüş parmakla gösterilen iller olduğunu söyleyen Vali Sezer, "Biz büyük bir hazine üzerinde duruyoruz. Ama kendimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bizim bir tava ciğerimiz, bir de ciğer sarmamız var. Dışarıdan insanlara sorduğumuzda neyimiz var diye ’Bir gelip ciğerinizi yeriz’ diyorlar. Bu güzel bir şey aslında. Ama bunun yanına ne koyabiliriz? Bunun üzerinde çalışıp Rumeli Saray ve Osmanlı mutfağını günümüzle uyarlayıp nasıl yaşatabiliriz bunun peşindeyiz" şeklinde konuştu. "Edirne’nin parlayan yıldız olmasını istiyoruz" Edirne’nin her konuda balkanların ve Türkiye’nin parlayan bir yıldızı olmasını istediklerini belirten Vali Sezer, "Bunu da sanayide, ticarette, turizmde, gastronomide eğitimde aktivitelerle birlikte başarmamız lazım. İçinde saray ve Rumeli mutfağının da olduğu birkaç yemeği ve menüyü tava ciğerin yanına ekleyebilirsek zenginleştirebiliriz" ifadelerine yer verdi. Festivallerin yanı sıra marka aday olabilecek lezzetleri de sunabilecekleri bir yerin olmasının çok önem taşıdığını belirten Vali Sezer, "Bunu başarırsak herkes restoranında alternatif bir ürün sunmak isteyecek. Bunu da hazırlanan projelerle hayata geçireceğiz. Valilik olarak bunu yapıp özel sektöre devrederiz. Buna biz öncü oluruz" diye konuştu. "3 hedefe inşallah hep birlikte ulaşacağız" Önlerinde 3 hedef olduğunu ve buna şeflerle birlikte ulaşacaklarını belirten Vali Sezer, birincisinin bu kitabı hazırlamak ve basıp yayınlamak, ikincisinin gastronomi festivalleri düzenlemek üçüncüsünün de bu markalaştırılan yemeklerin daimi sunulacağı tarihi bir yer yapmak olduğunu ifade etti. "Edirne gastronomide de büyük zenginliğine sahip" Edirne’nin tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra gastronomi anlamında da büyük zenginliğe sahip olduğunu söyleyen İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, düzenlenen iftarda saray, Rumeli ve Balkan mutfağından lezzetlerin yer aldığı bir menü hazırladıklarını aktardı. İftar programına, Vali Sezer ve eşi Canan Sezer, Vali Yardımcıları Erdoğan Beypınar ve Eyyüp Batuhan Ciğerci ile eşleri, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, şefler, gastronomi yazarları ve basın mensupları katıldı. Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar programı toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.