ASAYİŞ - 21 Eylül 2018 Cuma 11:19

Ölü taklidi yaparak elinden kurtulduğu katilin bulunmasını istiyor

A
A
A
Ölü taklidi yaparak elinden kurtulduğu katilin bulunmasını istiyor

Konya’da yüzü maskeli saldırgan tarafından evlerine baskın yapılarak annesiyle babasını öldürülen ve kendisi de saldırganın elinden ölü taklidi yaparak yaralı kurtulan Büşra Büyükşen katilin bulunmasını istiyor.

Konya’da yüzü maskeli saldırgan tarafından evlerine baskın yapılarak annesiyle babasını öldürülen ve kendisi de saldırganın elinden ölü taklidi yaparak yaralı kurtulan Büşra Büyükşen katilin bulunmasını istiyor.


Olay, 3 Eylül Pazartesi günü saat 23.00 sıralarında Konya’nın İsmil Mahallesi 62. Sokak’ta bulunan müstakil bir evde meydana geldi. Evde bulunan Metin Büyükşen (55), Necla Büyükşen (52) ve kızları Uşak Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi öğrencisi olan Büşra Büyükşen ile evlerinde oturduğu sırada kapı açıldı ve içeri bir saldırgan girdi. Elinde tüfek bulunan saldırgan eve girerek önce Büyükşen ailesinin oturduğu odaya gelerek tüfekle Metin Büyükşen’e ateş etti. Bu sırada odada Büşra Büyükşen saldırganın üzerine çaydanlığı fırlatarak odadan çıkıp annesi Necla Büyükşen’e dışarı çıkmasını söyleyip kaçtı. Saldırgan odanın camından kaçmak isteyen Büşra Büyükşen’i aşağı çekip ateş etti ancak tüfek tutukluk yaptı. Bunun üzerine saldırgan tüfeğin dipçiğiyle Büşra Büyükşen’e saldırmaya başladı. Bir süre dipçik darbeleri alan Büşra Büyükşen ölü taklidi yaptı ve saldırgan odadan çıkana kadar hareketsiz kaldı. Saldırgan odadan çıktıktan sonra da kendine gelen Büşra Büyükşen odanın penceresinden çıktı ve yoldan geçen bir araçtan yardım isteyerek jandarmaya gitti. Büşra Büyükşen’in haberinin ardından eve gelen jandarma ekipleri ise Metin ve Necla çiftinin cansız bedeniyle karşılaştı.



“Hiçbir şey söylemeden babamı vurdu”


Olay gününün gayet normal bir gün olduğunu söyleyen Büşra Büyükşen, “Babam camiden gelmişti, annemle ikimiz de çay içmiştik, oturuyorduk. Babam geldi arabayı içeriye aldı, içeriye geçti, üzerini çıkardı, oturdu. Daha sonra biz kapının açıldığını duyduk. Biz misafirlikte olan abimin geldiğini düşündük. Çok geçmedi, kısa bir süre sonra birden kapıda bir adam dikildi. Adam bilmiyorum kim, maskeli, elinde tüfek var. Hiçbir şey söylemeden babamı vurdu. Daha sonra bize doğru yöneltti, tüfek tutukluk yaptı herhalde bilmiyorum. Tüfekle uğraştı. Ama ben o sırada çok yalvardım. Bağırdım, ’Yalvarıyorum vurma’ dedim. Daha sonra önümde çaydanlık vardı. Çaydanlığı adama doğru fırlattım, oda karşılık verdi, ben yere düştüm. Adam balkona çıktı. Ama odanın penceresinden adamı görüyorum, hala tüfekle uğraşıyor. Sonra ben ayağa kalktım. Anne dedim kaçsana dedim. Halıya doğru asıldım ben, annem zaten şoka girmişti. Yani sürekli ‘Allah’ diye bağırıyordu” dedi.



“Bilinçli bir şekilde gözlerimi kapatıp yatağın üzerinde bekledim”


Kendisinin olay sırasında bilinçli olarak gözlerini kapattığını ve adamın kendisinin öldüğünü zannederek gittiğini söylen Büşra Büyükşen, “Ben hemen arka odaya kaçtım. Bari dedim hani yardım çağırayım. Pencereye doğru yöneldim, kaçacağım, arkamdan gelmiş. Annemin vuruluşunu görmedim, tüfek sesi de duymadım. Zaten babamı vururken de çok az bir ses çıkmıştı. Beni pencereden asıldı, yatağa itti. Yatakta bana dipcikle vurdu. Yine tüfekle uğraştı. Ben yatakta çok yalvardım. Zaten bir boğuşma olmadı. Güçlü bir insan değilim, karşılık veremedim, dokunmadım da zaten. Orada yalvardım ona. Dipcikle kafama çok vurdu. Daha sonra ben sersemlik yaşadım ama bilinçli bir şekilde gözlerimi kapatıp yatağın üzerinde bekledim. Daha sonra çıktı gitti. Odadan çıkışına da bakmadım, gözlerimi açmadım çünkü. Bir süre sonra yataktan kalktım, odanın kapısına doğru yöneldim. Annemlerin bulunduğu odaya doğru baktım, kapıyı kapatmış. Adamın gidip, gitmediğini de bilmiyorum. Cesaret de edemedim odaya tekrar gitmeye. Ben pencereden çıktım, yan tarafta eski bir tuvaletimiz vardı onun penceresine geçtim, oradan dışarıya doğru atladım. Daha sonra yol boyu koşmaya başladım. Yolda denk gelen bir arabayı durdurdum. O da Allah razı olsun beni jandarmaya götürdü. Jandarmayı eve getirdik. Sonra beni hastaneye kaldırdılar. İkisi de vefat etmiş” ifadelerini kullandı.



“Bir şey gördülerse, duydularsa Allah rızası için söylesinler”


Olaydan sonra köy halkının da tedirgin olduğunu söyleyen Büşra Büyükşen, “Şuan bir korkumuz var. Çünkü annem, babam sorunlu insanlar değil. Şüphelendiğimiz bir insan da yok. Çünkü gayet kendi halinde insanlar. Köy halkı da bu yüzden çok tedirgin. Annem, babam gibi bir insanın başına böyle bir iş gelmiş. Kim olduğunu bilemiyoruz. Köy halkı şuan korku içinde. Bir şey gördülerse sakladıklarını düşünüyorum. Onlara da buradan seslenmek istiyorum. Annem, babamın başına böyle bir şey gelmiş, Allah korusun, Allah göstermesin, yarın bir gün onların da başına bir iş gelebilir. Bir şey gördülerse, duydularsa Allah rızası için söylesinler. Çünkü ben bu korkuyla yaşayamam. Annemin, babamın katilinin bulunmasını istiyorum. Bunun içinde devletimizden yardım istiyorum. Devletimize olan güveni de kaybetmek istemiyoruz. Emniyet olarak, bürokrasi olarak bu işin üzerine düşmelerini istiyorum” şeklinde konuştu.



“Olayı gören, duyan birisi varsa bildirsin”


Büyükşen çiftinin doktor olan oğulları Osman Büyükşen, "Bulunduğumuz İsmil Mahallesi, burada müthiş bir korku var. Çünkü, babam herkesin, İsmil sakinlerinin ifadesiyle bu köyde en son vurulacak insandı, annem yine aynı şekilde. Bundan dolayı halkta büyük bir tedirginlik ve korku mevcut. Bir çağrım olacak. Bu olayı gören, duyan birisi varsa bize, Emniyet Müdürlüğüne, savcılığa, jandarmaya, kolluk kuvvetlerine yada sizler aracılığıyla basına bunu bildirerek bir an önce çözülmesini istiyoruz” dedi.


Metin Büyükşen’in kardeşi Fatih Büyükşen ise "Korkmasın kimse, bilen ne biliyorsa gelsin gördüğünü ihbar hatlarına, karakola, jandarmaya, polise, gazetelere bunlara hepsini bildirsin. Korkmadan söylesin” şeklinde konuştu.


Olayın gerçekleştiği evin pencere ve kapılarına korkuluk yaptıran Büyükşen ailesi, bir an önce katilin bulunmasını istiyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Üniversiteli gençlerden farkındalık eğitimi Tepebaşı Belediyesi tarafından verilen Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları Eğitimi’ni tamamlayan Eskişehir Osmangazi Üniversitesi öğrencileri, Eko-Okullar Projesi’ni uygulayan okullardaki öğrencilere verdiği eğitim tamamlandı. Tepebaşı Belediyesi, kentteki çocuklar ve gençler için sürdürülebilirlik ve iklim değişikliğine karşı farkındalık oluşturacak etkinlikler gerçekleştirmeyi sürdürüyor. Tepebaşı Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü tarafından düzenlenen Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları Semineri’ne katılan Osmangazi Üniversitesi Atık Yönetimi Kulübü öğrencileri, Eko-Okullar Projesi’ni uygulayan okullardan olan Şehir Koleji ve Özel Çağdaş Okulları’ndaki öğrencilere de eğitim vererek konuyla ilgili farkındalık çalışması yaptı. Tepebaşı Belediyesi, Osmangazi Üniversitesi ve Eko-Okul programı iş birliğinde gerçekleştirilen eğitim, 15 okulda bin 650 öğrenciye verildi. Eğitim veren öğrencilere ise önümüzdeki günlerde sertifika töreni düzenlenecek. Sürdürülebilir kalkınma konusunda farkındalık oluşturmayı ve toplulukları harekete geçirmeyi hedefleyen eğitim, sürdürülebilir kalkınma amaçlarını öğrenme ve uygulama konusunda öğrencilere güçlü bir temel oluşturuyor. Pratik çalışmalarla birlikte öğrencilerin somut çözüm üretme potansiyellerini ortaya çıkarmayı amaçlayan faaliyetler, küresel amaçların temel prensiplerinin ve hedeflerinin anlaşılması ile etkili bir şekilde başkalarına aktarılması konusunda güçlü bir alt yapı sunuyor. Konuyla ilgili destekleyici görsellerin kullanıldığı eğitimde, katılımcı öğrencilerin soruları da yanıtlandı.
Adıyaman ’Yüzen adaları kurtarma projesi desteklenecek Adıyaman Üniversitesi tarafından Yüzen Adaları Kurtarmak amacıyla hazırlanan proje desteklenmeye değer görüldü. Adıyaman’ın Çelikhan ilçesi Çat Barajı’nda bulunan Yüzen Adaları yaşatmaya yönelik Adıyaman Üniversitesi tarafından hazırlanan proje, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü tarafından desteklenmeye değer görüldü. Çat Barajı’ndaki doğa şaheseri Yüzen Adaların yok olmasını önlemek ve yeniden canlandırılmasını sağlamak amacıyla hazırlanan proje ile ilk aşamada 300 metrekare alanda bulunan ada korumaya alınacak. Proje kapsamında Yüzen Adaların 1950’li yıllarda sahip olduğu su seviyesine ulaştırılması ve 30 dekarlık alana kadar genişletilmesi planlanmakta. Proje ile ilgili açıklamalarda bulunan Proje Koordinatörü Üniversite Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erhan Akca, Yüzen Adaların ihyası ile Adıyaman’ın ulusal ve uluslararası turizm potansiyelinin geliştirilmesinin hedeflendiğini ifade etti. Prof. Dr. Akca, “Yüzen Adaların korunması ve yeniden eski görkemine kavuşturulması, iklim değişikliğinin etkisinin azaltılmasına da ciddi katkılar sağlayacak. Bu adaların, iklim değişikliğine yol açan atmosferdeki karbondioksiti organik karbonlar sayesinde tuttuğu ve bunun sonucunda atmosferin korunduğu belirlendi. Üniversite projeden elde edeceği deneyim ile diğer ülkeler için de referans bilgi üretmiş olacak. Projemiz estetikten ziyade iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir rol oynayacak, Türkiye’de benzeri olmayan örnek bir proje özelliği taşımaktadır” dedi. Adıyaman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Keleş ise, “Üniversitemiz akademisyenleri tarafından Çelikhan ilçemizdeki Çat Barajı üzerinde yer alan Yüzen Adaları korumak ve mevcut durumundan kurtarmak amacıyla hazırlanan projemizin bakanlık nezdinde kabul görmesi bizleri ziyadesiyle memnun etmiştir. İlimizin önemli turizm değerlerinden biri olan Yüzen Adaların yeniden hayata döndürülerek turizme kazandırılması elzemdir. Projemiz alanın turizme kazandırılmasının yanında iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin azaltılması konusunda da önemli bir görev üstlenecektir. Bu önemli projede emeği geçen hocalarımıza ve desteklerini bizlerden esirgemeyen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü yetkililerine teşekkürlerimi sunuyorum” diye konuştu.
Adıyaman "Minik eller büyük hayaller” projesi Adıyaman’da devam ediyor Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü koordinesinde, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısı ile başlatılan proje kapsamında, ’Minik eller büyük hayaller’ temalı etkinliklerde çocuklar eğlenirken öğreniyor. 22-26 Nisan haftasında gerçekleşen etkinliklerde matematikten kodlamaya, kültür-sanattan eğitime birçok alanda sunulan etkinliklerle çocuklar hoşça vakit geçiriyor. 23 Nisan Çocuk Şenliği etkinlikleri kapsamında hafta boyunca Adıyaman’da halk eğitimi merkezlerince akıl zeka oyunları, bilim, sanat, seramik, ebru, çini, resim, mutfak atölyesi, geleneksel sanatlar ve kültürel mirasın tanıtılması, fotoğraf sergisi, ağaç dikimi ve spor faaliyetleri gibi birbirinden farklı etkinlikler düzenleniyor. Çocukların yenilikçi, problem çözen, farklı düşünen ve pozitif kişilik özelliklerine sahip olmalarının hedeflendiği "Minik eller büyük hayaller" programı kapsamında hafta boyunca gerçekleştirilen etkinliklerle, 4-14 yaş aralığındaki çocuklar ve gençlerin bireysel yeteneklerini fark etmesi ve doyasıya eğlenmesi bekleniyor. Konuyla ilgili bilgi veren İl Milli Eğitim Müdürü Ali Tosun, "23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinlikleri kapsamında, geleneksel sanatlar ile kültürel mirasımızı çocuklarımıza tanıtmak, çocuklarda yeni ilgi alanları oluşturmak ve çocukların yeteneklerini keşfetmelerine yardımcı olmak amacıyla yola çıkılan ’Minik eller büyük hayaller’ projesiyle Adıyaman’da çok farklı etkinliklere imza atıyoruz. Evlatlarımıza ebru, resim, çini, mutfak atölyesi, ağaç dikimi ve spor atölyeleri gibi pek çok alanda halk eğitim merkezlerimizin kapısını açarak geleceğimiz olan çocuklarımızla kültür ve sanatı buluşturuyoruz" ifadelerini kullandı.
Samsun Geleceğin mühendisleri için iş birliği Makina Mühendisleri Odası(MMO) Samsun Şube Başkanı Kadir Gürkan, SAMÜ Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi’nde çalışmalarını yürüten Mühendislik Eğitim Programları Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği(MÜDEK) sayesinde ’daha iyi yetiştirilmiş ve nitelikli’ mühendislerin mezun edildiğini açıkladı. MMO Samsun Şubesi, Samsun Üniversitesi(SAMÜ) Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü Paydaş Toplantısı’na ev sahipliği yaptı. Toplantıya SAMÜ Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü öğretim üyeleri ve MMO Samsun Şube yöneticileri katıldı. Toplantıda, SAMÜ Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Makine Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. İbrahim Keleş, bölüm tanıtımını yaptıktan sonra MÜDEK başvuru hazırlıkları hakkında katılımcılara detaylı bilgi aktardı. Gürkan’dan MÜDEK’e övgü Toplantı ile ilgili basına bilgi veren MMO Samsun Şube Başkanı Kadir Gürkan, MÜDEK’in, farklı disiplinlerdeki mühendislik eğitim programları için akreditasyon, değerlendirme ve bilgilendirme çalışmaları yaptığını hatırlatarak, "MÜDEK, Türkiye’de mühendislik eğitiminin kalitesinin yükseltilmesine katkıda bulunuyor. Böylece güncel ve gelişmekte olan teknolojileri kavrayan, daha iyi eğitilmiş ve daha nitelikli mühendisler yetiştirilerek toplumun refahının ileri götürülmesine katkı sağlanıyor" dedi. Eğitim kalitesinde artış MÜDEK’in Avrupa Mühendislik Eğitimi Akreditasyon Ağı (ENAEE-European Network for Accreditation of Engineering Education) ile International Engineering Alliance(IEA) Washington Accord’a üye olduğunu da hatırlatan Kadir Gürkan, "SAMÜ Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü, bu kapsamda başladığı çalışmalarını devam ettiriyor. Bu çalışmalar, öğrencilerimizin eğitim kalitelerinde önemli artışa yol açacaktır" diye konuştu.