ASAYİŞ - 19 Ekim 2018 Cuma 19:10

Polisten sürücülere “Yaşam için kısa bir mola” çadırı

A
A
A
Polisten sürücülere “Yaşam için kısa bir mola” çadırı

Konya Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü ekipleri, yaptığı uygulamada emniyet kemeri takmayan yolcu ve sürücüleri hazırladıkları “Yaşam için kısa bir mola” çadırına davet edip emniyet kemerinin önemini anlatan kısa film izlettirip kahve ve çay ikram etti.

Konya Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü ekipleri, yaptığı uygulamada emniyet kemeri takmayan yolcu ve sürücüleri hazırladıkları “Yaşam için kısa bir mola” çadırına davet edip emniyet kemerinin önemini anlatan kısa film izlettirip kahve ve çay ikram etti.


İçişleri Bakanlığı tarafından 100 günlük eylem planı kapsamında ölümlü ve yaralamalı trafik kazalarının azaltılması ve trafik güvenliği konusunda farkındalığın oluşturulması amacıyla uygulamaya konulan “Yaşam için kısa bir mola” sloganıyla hız ve emniyet kemeri kullanımı konularında bilgilendirme yapmak için Antalya Çevre Yolu kavşağında, “Yaşam Tüneli’nde” sürücülere eğitim verildi. Eğitim hakkında bilgi veren Konya Trafik Denetleme Şube Müdürü Mustafa Eski, “ Konya Trafik Denetleme Şude Müdürlüğü ve Bölge Trafik Şube Müdürlüğü olarak, devletimizin kazaların önlenmesine yönelik 100 günlük eylem planı çerçevesinde özellikle emniyet kemeri kullanımını bilinçlendirmek, yaygınlaştırmak ve bunun neticesi olarak ölümlü ve yaralanmalı kazaları azaltmak olan hedefimiz çerçevesinde İçişleri Bakanımızın da belirtiği gibi yüzde 100 temin edebilirsek emniyet kemeri takma oranını, yüzde 70 oranında ölüm ve yaralanmalı kazalar azalacak. Bu da çok büyük başarıdır” dedi.


“Yılda 7 binin üzerinde insanımızı trafik kazalarında kaybediyoruz”


Ülkemizin en önemli meselesinin trafik kazaları neticesinde ölen ve yaralanan insanlar olduğunu söyleyen Trafik Şube Müdürü Mustafa Eski, “Çok kısa bir sürede yetişmiş bir insan ölüyor ya da aktif hayatta bir daha rol alamayacak şekilde yaşamını sürdürmek zorunda kalıyor. Her yıl 250-300 bin insanımız yaralanıyor. Yani 80 milyon insanda Konya’nın bir Karatay ilçesi, bir Meram ilçesi kadar insanımız yaralı vaziyette ve bunun bir çoğu da bir daha aktif hayatta rol alamıyor. Her ne kadar 3 bin civarında olay yerinde eks olsa da daha sonraki bir aylık süreçte baktığınız zaman yılda 7 binin üzerinde insanımızı trafik kazalarında kaybediyoruz. Bu da korkunç bir rakam. Bu sürdürülebilir değil” ifadelerini kullandı.


“Gayemiz ceza değil”


Özellikle kamuoyunda emniyet kemeri konusunda bir duyarlılık olmaya başladığını söyleyen Mustafa Eski, “Bunu sürdürmek istiyoruz. Bunu da burada görüldüğü gibi “Yaşam için kısa bir mola” çadırımızı kurduk. Burada kural ihlali yapan insanlarımızı, emniyet kemeri takma konusunda kazalarla ilgili gerçek olaydan alınmış olayların içerisinde bulunduğu kısa filmlerimiz var. Hem çay, kahve ikram ediyoruz. Hem de bu alanda insanları bilinçlendirme yapıyoruz. Gayemiz ceza değil. Ceza olsaydı, 10 bin liralık trafik cezası da var. İnsanların kaza sonucu felç olarak hayatını sürdürme durumu var. Ekonomik olarak korkunç bir kayıp var bunu önlemeye çalışıyoruz” şeklinde konuştu.


Antalya Çevre Yolu’ndan gelen ve içerisinde emniyet kemeri takmayan sürücü ve yolcuların bulunduğu araçları durduran polis ekipleri sürücüleri çadıra davet etti. Araçlarıyla çadır içerisinde giren sürücülere ve yolculara emniyet kemerinin önemini anlatan kısa film izletildi. Bu sırada Konya Trafik Şube Müdürü Mustafa Eski ise sürücülere emniyet kemeri takmadıkları için ceza kesmeyeceklerini bunun yerine hazırlanan kısa filmi izlemeleri gerektiğini söyleyerek emniyet kemerinin önemi konusunda bilgi verdi. Sürücüler ve yolcular ise film izledikten sonra yola devam etti. Sürücüler ve yolcular uygulamanın kendileri için ve yakınları içinde çok iyi olduğunu söyledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Uzmanı uyardı: 10 km uzaklıktaki yetiştiriciyi bile etkiliyor Arıcıların kabusu olan ‘Amerikan Yavru Çürüğü’ hastalığı 10 kilometre uzaklıkta ki arı yetiştiricilerini de tehdit ediyor. Yapılan açıklamada, arıcıların kovanlarını düzenli olarak kontrol etmeleri gerektiği söylendi. Arı kovanlarındaki Amerikan yavru çürüğü hastalığı vakalarının artmasıyla, arıcılar ciddi kayıplarla karşı karşıya kaldı. Hastalığın, bir arı kovanını kısa sürede yok edip ve çevredeki diğer kolonilere yayılabildiğini belirten Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Hayvan Hastanesi Başhekimi Doç.Dr. Abdurrahman Takcı, “Arıcılar, kovanlarını düzenli olarak kontrol etmeli, hastalık belirtileri gördüklerinde hemen önlem almalı ve enfekte kovanları diğerlerinden izole etmeliler. Ayrıca, yeni arı kolonileri alırken dikkatli olmalı ve sağlıklı koloniler seçmeye özen göstermeliler” dedi. “Yetiştiricilerin kovan sayıları çok ciddi şekilde azalabiliyor” Takcı, arıların eskisi gibi belirgin bir sonbahar ve ilkbahar yaşamadıklarını, geçişlerin daha ani şekillendiğini, buna bağlı olarak da kış için biriktirdiği bal rezervlerini tükettiklerini belirterek, “Bu noktada o rezervleri bazen erken tüketmeye başlıyor ve iyi bir sonbahar bakımı yapılmadıysa bu yıl gibi, arıların ilkbaharda birçoğu sönmüş oluyorlar yani ölüyorlar. Buna bağlı olarak yetiştiricilerin kovan sayıları çok ciddi şekilde azalabiliyor. Gündüz ve gece sıcaklık farkları arıların çalışma mevsimi olan ilkbaharda etkiler. Ancak kış mevsiminde veya sonbaharda arının tabiattan yararlanmadığı mevsimlerde gündüz ve gece sıcaklık farkı çok sıkıntı oluşturmaz. Ancak arı artık dışarıdan polen, nektar getirmeye başladığı zamanlarda problem oluşturabiliyor. Çünkü arı ona güveniyor ve yetiştirici de bu noktada takviyeler yapmıyor. Arı doğadan tam anlamıyla yararlanamaz ve takviyeler de yapılmazsa bahar aylarında arılarımızı yine kaybedebiliriz” dedi. “Bu hastalık çevredeki arıcılara da zarar verebiliyor” Bölgesel olarak ergin ve yavru bal arılarının paraziti olan Varroa paraziter mücadelelerinin yapılması gerektiğini vurgulayan Takcı, “Bahar bakımında arıların çıtaları, arı sayısının, ana arının kontrolü yapılması lazım. Ana arıda hala işte yumurta ve yumurta döl verimi devam ediyor mu? bunlara bakılması lazım. Bununla birlikte arı kayıplarının bazıları hayati bazen de işte bölgesel olarak zarar verebiliyor. İhbarı mecburi hastalıklarımız var. Avrupa yavru çürüğü, Amerikan yavru çürüğü gibi hastalıklarda hemen bulundukları il tarım veya ilçe tarımlara başvurarak arılarının böyle bir hastalıktan mustarip olduğunun belirtilmesi gerekiyor. Aksi takdirde bu hastalık çevredeki arıcılara da zarar verebiliyor. Yine aynı şekilde kireç hastalığı olsun, işte baharda tespit edebildiğimiz hastalıklar bunlar. Arıcılar ilkbahar bakımında bunları belirleyip bir an önce eksiklikleri varsa gidermeli. Eğer ihbarı mecburi bir hastalık varsa kovanlar da dâhil olmak üzere bu hastalığın engellenmesi adına yakılması gerekiyor. Arıcılar bu noktada bilinçliler ancak eğer böyle bir şey varsa göz ardı etmemeliler. Arı tabiatta polen topladığı esnada birçok birçok çiçeğin veya bitki tohumlarının bir sonraki nesline aktarılmasına katkı sağlıyor. Bu noktada arılar bu basamağı yerine getirmediği takdirde tabiatın devamlılığında da bir risk olur” şeklinde konuştu. (FA-GF-
İstanbul İstanbul’da 50 milyon liralık kaçak ve sahte ilaç operasyonu: 16 gözaltı İstanbul’da ilaç kaçakçılarına yönelik düzenlenen operasyonlarda 16 şüpheli yakalandı, piyasa değeri 50 milyon lirayı bulan yüklü miktarda sahte, kaçak ve bozuk ilaç ele geçirildi. Alerji testi, botoks, dolgu malzemesi, kanser ve diyabet hastalıklarında kullanılan ilaçlarının da aralarında bulunduğu tıbbi ürünler emniyette sergilenirken, yakalanan şüphelilerin 9’u tutuklandı. Alınan bilgilere göre, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, ilaç sektöründeki sahtecilik faaliyetlerinin önlenmesi ve şüpheli şahısların yakalanmasına yönelik 15 ve 25 Nisan tarihleri arasında bir dizi çalışma gerçekleştirdi. Teknik ve fiziki takibin devamında belirtilen tarihler arasında yetkisiz alanda depolanmış sahte, kaçak ve yasadışı ilaçların, tıbbi cihaz ve materyallerin bulunduğu tespit edilen 16 ikamet, 20 iş yeri olmak üzere toplam 36 adrese operasyon düzenleyen polis, baskınlarda 16 şüpheliyi gözaltına aldı. Operasyonlarda piyasa değeri yaklaşık 50 milyon lirayı bulan, soğuk zincire tabi olan ve bozulan, alerji testi, botoks ilacı, dolgu malzemesi, kanser, diyabet, enfeksiyon, tansiyon ve cinsel hastalıkların tedavisinde kullanılan medikal malzeme ele geçirildi. Yakalanan şüpheliler İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şubesine götürülerek ifadeleri alındı. Sorgularının ardından mahkemeye çıkarılan ilaç kaçakçısı 16 kişinin 7’si adli makamlarca serbest bırakıldı. Geri kalan 9 şüphelinin ise tutuklanarak cezaevine gönderildiği açıklandı. Diğer yandan yapılan operasyonlarda ele geçirilen sahte, bozuk ve kaçak ilaçlar, Vatan Caddesi’nde bulunan İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde sergilendi.