YEREL HABERLER - 21 Ağustos 2017 Pazartesi 14:24

Türkiye’nin ilk Tıbbi Bitkiler Araştırma ve Uygulama Çiftliği, Selçuk’ta

A
A
A
Türkiye’nin ilk Tıbbi Bitkiler Araştırma ve Uygulama Çiftliği, Selçuk’ta

Selçuk Üniversitesi (SÜ) Bitkisel kökenli ilaç, gıda ve kozmetik ham maddelerinde geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamalarında kullanılmak üzere 120 tür tıbbi aromatik özellikli bitkinin yetiştirildiği “Tıbbi Bitkiler Çiftliği” Türkiye’de ilk olma özelliği taşıyor.

Selçuk Üniversitesi (SÜ) Bitkisel kökenli ilaç, gıda ve kozmetik ham maddelerinde geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamalarında kullanılmak üzere 120 tür tıbbi aromatik özellikli bitkinin yetiştirildiği “Tıbbi Bitkiler Çiftliği” Türkiye’de ilk olma özelliği taşıyor.


Kalkınma Bakanlığı’nın desteğiyle 2005 yılında kurulan Tıbbi Bitkiler Araştırma ve Uygulama Çiftliği hakkında bilgi veren Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tıbbi Bitkiler Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yüksel Kan, çiftlikte 120 tür tıbbi aromatik özellikli bitkilerin üretimini yaptıklarını ve bu bitkilerin yaklaşık yüzde 30’unun endemik türler olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Kan, “Çiftliğimizde ekonomik, sağlık ve gıda değeri olan bitkiler üretiyoruz. İlaç sanayine yönelik bitkisel kökenli ham madde geliştiriyoruz ve ilaç firmalarına Ar-Ge ölçekli ham madde sağlıyoruz” dedi.


Çiftlikte yetiştirilen bitki türleri ve kullanım alanları hakkında bilgi veren Prof. Dr. Yüksel Kan, “Çiftliğimizde üretilen kantaron, aynısefa, çörek otu, kudretnarı bitkisinden geliştirilen ‘tıbbi yağlardan krem ve diğer fitofarmasötik preparatlarda ham madde olarak kullanılmaktadır. Aynı zamanda fitoterapide ve fonksiyonel gıda sanayinde gıda takviyesi olarak kullanılabilecek dağçayı, tıbbi nane, adaçayı, ekinezya, kekik, melisa gibi ‘tıbbi çayların Ar-Ge ve üretim çalışmaları yapılmaktadır. Tıbbi bitkiler çiftliğimizde yine son yıllarda çok dikkat çeken goji berry, mürver, alıç ve kızılcık gibi ‘tıbbi meyveler’ üzerinde çalışmalar yapılmaktadır. Ar-Ge ölçekli üretilen model ürünleri ilaç, kozmetik ve gıda sanayine üniversitemiz döner sermayesi üzerinde ilgili sektörlere sunuyoruz. Çiftliğimizde özellikle endemik bitkilerden hareketle yeni ürünler geliştiriyor ve sektörü bu ürünlerle tanıştırıyoruz. Ziraat fakültemizin Tıbbi Bitkiler Laboratuvarı’nda bitkilerin etken maddeleriyle ilgili farmakopeye uygunluk analizlerini yapıyoruz. Bitkilerin alternatif kullanım alanlarını araştırıyoruz. Özellikle son yıllarda tüm dünyada ilgi gören fitoterapi uygulamalarında kullanılmak üzere tıbbi bitki yetiştiriyoruz. Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi bünyesinde kurulan Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Merkezi ve yeni kurulan Eczacılık Fakültemizle koordineli çalışmaları planlamaktayız. Bundan sonraki süreçte amacımız Türkiye’de üniversite bünyesinde ilk olan bu çiftlikte uygulamalı olarak fitoterapide kullanılan bitkilerin eğitimini vermek. Bunun yanında ülkemizde kendi milli ilacını, fonksiyonel gıdasını ve kozmetik ürünlerini üreten bir hedef için dışarıdan ham madde ithaline ihtiyaç duymadan ilgili sektörlerle iş birlikteliklerini geliştiriyoruz. Türkiye’de fiteterapide kullanılan tıbbi bitkilerin üretimi, sağlıklı yaşamda ihtiyaç duyulan ürünlere dönüştürülmesi, standardizasyonu ve kalite yönetimi ülkemiz sağlık ve diğer sektörlerine kazandırmak için multidisipliner çalışmalarımızı devam ettiriyoruz” diye konuştu.



“Geleneksel tedavi yöntemler ilgi görmeye başladı”


SÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Merkezi Sorumlusu ve Hastane Başhekim Yardımcısı Doç. Dr. İnci Kara ise, fitoterapi hakkında insanların daha çok bilgi sahibi olduğunu ve giderek sentetik ilaçlardan ziyade geleneksel yöntemlere yöneldiğine dikkat çekti. Doç. Dr. İnci Kara, insanların yaşadıkları sağlık sorunlarında ya da zayıflama, kilo alma, toksin atma gibi farklı amaçlarla Batı tıbbı ve bunun getirdiği sentetik ilaçlar yerine geleneksel yöntemlere ve aktarlara başvurduğunu belirtti. Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Merkezi’nin ve Selçuk Üniversitesi bünyesinde kurulu bulunan Tıbbi Bitkiler Araştırma ve Uygulama Çiftliği’nde geliştirilen ürünlerin destekleriyle ortak çalışmaların önemini vurgulayan Doç. Dr. İnci Kara, “İnsanlar tarafından giderek kabul görmeye başlayan geleneksel yöntemlerin daha profesyonel eller tarafından gerçekleştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. İnsan vücudunun kutsallığına ve mükemmelliğine inanıyoruz. Elbette bu zamana kadar bu alanda emek vermiş aktarlara saygımız var ancak özellikle bu uygulamalar esnasında ve sonrasında oluşabilecek komplikasyonlara müdahale anlamında mutlaka bir hekim elinin olması hayati önem taşımaktadır. Bunun yanında sebep-sonuç ilişkisi göz önüne alınınca herhangi bir tedavi yöntemi uygulanmadan önce profesyonel bir hekim tarafından teşhis konulmuş olmasının tedavi süreci ve başarısı açısından önemli olduğunu biliyoruz. Hastanemizde hizmet vermeye başlayan Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Merkezimizde, yıllarca en uygun tabirle hor görülen geleneksel yöntemleri, fitoterapide uzman ellerden ve doğanın bize sunduğu tıbbi bitkileri kullanarak en yakın zamanda fitoterapi hizmeti vermeyi hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep "Anneye Süt Bebeğe Can" projesiyle yaklaşık 6 milyon litre süt anne adaylarına ulaştırıldı Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından 5 yıl önce bebeklerin anne karnında sağlıklı gelişimi için başlatılan “Anneye Süt Bebeğe Can” projesi ile 5 milyon 845 bin 380 litre süt anne adaylarına ulaştırıldı. Erken doğum ile bebek ölümlerinin önüne geçilmesi, anne adaylarının hamilelik döneminde ihtiyaç duyduğu kalsiyumun sağlanması için başlatılan “Anneye Süt Bebeğe Can” projesi büyük memnuniyet oluşturdu. Sosyal belediyecilik anlayışıyla 16 Aralık 2019’da başlatılan projede bugüne kadar 132 bin 747 anne adayına ulaşıldı, 15 bin 395 gebe anneye ise sütlerin dağıtımı devam ediyor. Gaziantepli üreticilerin sütleri şehrin her köşesindeki anne adaylarına ulaştırılıyor Gaziantepli üreticiden alınan sütler, sterilizasyon ve paketleme işlemi sonrası 10 ekip Gaziantep’in tüm ilçeleri ve mahallelerine ulaşarak sütleri anne adaylarına teslim ediyor. Projeden yararlanabilmek için anne adayları Kadın Dostu Kent mobil uygulaması, ALO 153, Beyaz Masa veya 211 12 00 üzerinden 8111-14 dahili numarayı tuşlayarak başvurularını yapabiliyor. Öte yandan anne adayları, Büyükşehir Belediyesi tarafından aile sağlığı merkezlerine bırakılan formları doldurarak da projeden yararlanılabiliyor. “Buradaki temel amacımız prematüre çocukların doğum oranını düşürmek” Proje hakkında bilgi veren Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Abdullah Aksoy, hamilelik döneminde kadınların kalsiyum ihtiyacında ciddi bir artış olduğunu belirterek, “Kalsiyum ihtiyacını karşılayan besinlerin başında da süt geliyor. Kadınların, 9 ay hamileliği süresince her 45 günde bir 12 litrelik süt kolisi evlerine kadar gönderiyoruz. Buradaki temel amacımız prematüre çocukların doğum oranını düşürmek. Hamile kaldıkları takdirde kadınlar hem bizim Kadın Dostu Kent mobil uygulaması üzerinden başvurabiliyor hamile olduğuna dair doktordan belgeyi sisteme entegre ettikleri zaman biz hemen bu kadınlara hamile kadınlara bu desteğimiz sağlıyoruz” dedi. Nurdağı ilçesinin Gökçedere Mahallesi’nde ikamet eden 5 aylık hamile Ümmügülsüm Aydın, üçüncü hamileliği olduğunu aktararak, “Hamilelik güzel gidiyor. Bana 45 günde 1 öyle geliyor süt. Anne içtikçe bebek içiyor yani bebeğe gidiyor sonuçta. Doktorlar da öneriyor” şeklinde konuştu. konuştu. “Ekonomik anlamda çok güzel katkı sağlıyor” Çocuklarına, gelen sütten bazen yoğurt yaptığını da belirten Ümmügülsüm Aydın, “Süt olsun, ayran olsun, yoğurt olsun, güzel oluyor. Ekonomik anlamda çok güzel katkı sağlıyor. Mesela bizim keçilerimiz var ama sütü yok. Ben bu gelen sütlerden alıyorum, içiyorum. Aile ekonomisini rahatlatan bir şey, benim iki çocuğum var ikisi de içiyor. Gaziantep’te Fatma Şahin olduğu için çok çok memnunum. Sürekli kadınlara destek oluyor. Şiddetle ilgili olsun başka şeylerde olsun çalışmalar yürütülüyor. Süte de gelince bizi düşünüyor. Kendisi de bir anne olduğu için anne adaylarını süt gönderiyor” diye konuştu.
Ankara Yabancı öğrenciler ebru sanatı ile tanıştı Erasmus+ değişim programıyla Türkiye’ye gelen 4 farklı ülkeden 9 öğretmen ve 12 öğrenci, Ankara’da Mehmet Özcan Torunoğlu Ortaokulunda ebru sanatı ile tanıştı. Erasmus+ değişim programıyla Japonya, Polonya, Portekiz ve Yunanistan’dan 9 öğretmen ve 12 öğrenci Ankara’ya geldi. Değişim programıyla yabancı misafirler, Türk kültür ve sanatı ile tanışma fırsatı bulacak. Yabancı ortaokul öğrencileri, Türk kültürüne aşina olmak için bir hafta boyunca Mehmet Özcan Torunoğlu Ortaokulu velilerinin yanında kalacak. Değişim programının ilk gününde ise misafir öğretmen ve öğrenciler, ebru sanatını deneyimledi. Türk öğrenciler, yabancı misafirlere ebru sanatının tarihini önce anlattı sonra ise uygulamalı olarak gösterdi. İlk kez ebru sanatı ile tanışan yabancı misafirlerin şaşkınlığı ise yüzlerinden okundu. Bunun yanı sıra yabancı öğrenciler, okulun resim atölyesinde doğayı koruma ve ekolojiye sahip çıkma temalı resimler çizdi. Türk öğrenciler ve yabancı misafirlerin koordineli olarak hareket ettiği etkinlikler bir hafta boyunca devam edecek. Bunun yanı sıra Japonya’dan gelen iki öğretmen, öğrencilere İngilizce eğitimi de verecek. İngilizce öğrenme noktasında farklı modelleri öğrencilere gösterecek olan Japon misafirler, Türk öğretmenler ile bilgi alışverişi yapacak. “Ankara’nın çok güzel bir şehir olduğunu anlatacağım” Erasmus+ değişim programıyla Ankara’ya gelen Portekiz vatandaşı Maria, İHA Muhabirine yaptığı açıklamada, “Ülkelerimizi tanıtan slaytlar sunduk. Yemek zincirini öğrendik. Orman yangınları ile ilgili posterler, kitap ayraçları ve sloganlar hazırladık. Portekiz’e gittiğimde Türkiye’nin ve Ankara’nın gerçekten çok güzel bir şehir olduğunu anlatacağım ve buraya gelmelerini de önereceğim” ifadelerini kullandı. Yunanistan vatandaşı Georce ise “Bugün orman yangınları hakkında bilgiler öğrendik ve ekolojiler ile ilgili çalışmalar yaptık” dedi. “Türk insanları ile tanışmak ve eğlenmek için geldik” Polonya Vatandaşı öğretmen Ursula ise “Burada çok eğlenceli şeyler yaptık. Bizi güzel ağırladığınız için teşekkür ederiz. Türkiye’nin kültürünü öğrenmek, burada güzel aktiviteler yapmak, Türk insanları ile tanışmak ve eğlenmek için geldik” diye konuştu. “Huzur ile barışı öğretmek ve anlatmak” İngilizce Öğretmeni Sakamoto ise “Alanım İngilizce ve İngilizce konuşmayı seviyorum. Bu erasmus projesinde hedeflediğim amaç huzur ile barışı öğretmek ve anlatmak” ifadesini kullandı. Bir diğer Japon öğretmen Yuki Yamano ise yaptığı konuşmada, Türk öğrencilerin İngilizce öğrenmekte zorlandığına dikkati çekti. “Türk öğrenciler çok eğlenceli” İngilizce öğrenmenin 3 farklı yolu olduğunu belirten Yamano, şunları kaydetti: “Birincisi aktif öğrenmek. Örneğin bakkala gidip kendi içinden düşünmek. İkinci olarak karşılıklı sohbetler yapmak etkili bir yöntem. Çoğu öğrencinin İngilizcesini iyi yönde etkiliyor. Erasmus gibi programlara katılmak da ayrıca faydalı. Erasmus’a geldiğimde öğrencilerin İngilizcesinin ne kadar iyi olduğundan etkilendim. Türk öğrenciler gerçekten çok mutlu ve eğlenceli. Onları gerçekten çok sevdik.” “Çocuklar İngilizceye sarıldı” Erasmus+ koordinatörü Tülay Önder ise yaptığı konuşmada, 13 yıldır bu mesleğin içinde olduğunu belirterek, “Hem öğrencilerimizin hem ailelerimizin İngilizceye olan farkındalığı müthiş artmış durumda. Çocuklarımız bu tür projelere katılmak için İngilizceye sarıldı ve öğrenmek için daha da çaba sarf ediyor” şeklinde konuştu. Yabancı öğrenciler ile Türk çocukları kaynaştırılmaya çalışılıyor Görsel Sanatlar öğretmeni Demet Uçak ise “Sanat kültürlerin buluşmasında çok önemli bir araç. Bizde bu projemiz sayesinde yurt dışından gelen çocuklarımız ile ülkemizin çocuklarını kaynaştırmaya çalışıyoruz” diye konuştu.
Sivas Baba-oğul hakemler beraber maç yönetti Sivas bölgesi futbol hakemlerinden Ali Selim Müşteri ile aday futbol hakemi oğlu Soner Eyyüp Müşteri, Sivas Belediyespor-Çimentospor maçında aynı triyoda görev aldı. Sivas’ta amatör küme futbol maçları devam ediyor. A takım, U18 ve U15 Ligi müsabakalarının oynandığı Sivas’ta, klasman, il ve aday futbol hakemleri de karşılaşmaları yönetiyorlar. Sivas il futbol hakemlerinden Ali Selim Müşteri, 4 Eylül Spor Vadisi futbol sahasında oynanan U15 Ligi’ndeki Sivas Belediyespor - Çimentospor maçında aday futbol hakemi oğluyla görev yaptı. Ali Selim Müşteri ile oğlu Soner Eyyüp Müşteri, aynı mücadelede görev alarak önemli bir deneyim yaşadılar. Bu maç, baba ve oğlunun birlikte görev aldığı 5. karşılaşma oldu. Ali Selim Müşteri: “Tarif edilemeyecek bir duygu” Hakem Ali Selim Müşteri, oğluyla çıktığı maçta unutulmayacak anlar yaşadığını ifade ederek, oğlunun hakemliğe merakının hakem malzemelerini görerek ortaya çıktığını söyledi. Müşteri, “Bu camiaya 2010’da başladım. Türk futboluna, Türk hakemliğine değerler katmaya devam ediyoruz. Oğlumla beraber maç yönetmek çok heyecanlı bir duygu. Tarif edilemeyecek bir duygu. Bizim hakemliğimizin sonuna yaklaşmışken oğlumuza da bu hizmeti sunmak, bir emanet olarak bırakmak istiyorum. Bayrak devretmek bizim için çok değişik. Türk hakemliğine hizmet etmesi en büyük değer, en büyük gurur diyebilirim. Kendisi başka işlerle uğraşmak yerine, spora hizmet etmesi bizim için daha da gurur verici olur. ‘Hocam ben de bu işe hizmet etmek istiyorum’ dedi. Biz de tabii dedik. Yaklaşık 3 aydır bu camianın içerisinde. Türk futboluna, Türk hakemliğine uzun yıllar en üst liglerde hizmet etmesini bekliyoruz” dedi. “Müsabakaya çıkana kadar o benim oğlum” ’Maç esnasında anlaşamadığınız pozisyonlar oluyor mu?’ sorusuna Ali Selim Müşteri, “Müsabakaya çıkana kadar o benim oğlum. Müsabakaya çıktıktan sonra diğer hakem arkadaşlarım nasılsa, oğlum da benim için öyle. Zaten kendisinin de camiamız içerisindeki bana hitap şekli hocam. Ben de kendisine aynı şekilde hitap ediyorum. Sahaya çıktıktan sonra anlaşamadığımız durumlarda diğer hakemlerle nasıl iletişim kuruyorsam onunla da aynı şekilde iletişim kuruyorum. Kendisinin de hataları muhakkak olacak. Futbol hata oyunu. En üst düzey liglerdeki hakemlerimiz, hocalarımız nasıl hata yapıyorsa bizler de yeni yetişenler de hata yapacak muhakkak” yanıtını verdi. Soner Eyyüp Müşteri: “Süper Lig’e kadar yükselmeyi istiyorum” 17 yaşındaki aday hakem Soner Eyyüp Müşteri ise, “Benim için çok heyecanlı bir duygu. Çünkü babamla birlikte maça çıkmak cidden tarif edilemez bir duygu ve heyecanlı bir durum. Maçları sürekli izliyordum. Babam da şehir dışına gidiyordu maçlar için. Ben de merak sardım malzemelerden. Daha sonra ben de hakem olmak istediğimi söyledim. Aday Hakem Kursu’na katıldım. Aday hakem olarak şu an Sivas’ta görev yapmaktayım. Şu an hakemlikte Süper Lig’e kadar çıkmayı düşünüyorum. Yapabileceğime inanıyorum. Babamla anlaşamadığım konular şöyle oluyor, bazen pozisyonlarda sıkıntı yaşayabiliyoruz ama daha sonra göz hareketleriyle ve saha içerisindeki iletişimimizle bunu hallediyoruz” diyerek duygularını aktardı.