GÜNDEM - 08 Mayıs 2023 Pazartesi 09:53

Yok olmaya yüz tutan bir meslek: Kalaycılık

A
A
A
Yok olmaya yüz tutan bir meslek: Kalaycılık

Anadolu günlük yaşamın vazgeçilmezlerinden ve en eski malzemelerden biri olarak bilinen kalay; gümüş renginde, bakır kapları kalaylama işinde kullanılan yumuşak bir maden olarak tanımlanıyor.

Özellikle pişirme için kullanılan bakır gereçlerin havayla teması neticesinde oluşan zararları önleyerek sağlıklı bir alaşım sağlayan kalay; hem bakırı, hem içinde pişirilen yemeği hem de insanı korumasıyla bilinmektedir. Bakır kaplara kalay işlemini yapan kişiye kalaycı deniliyor.

Kalaycılık artık kaybolmaya yüz tutmuş meslekler arasında sayılıyor. Erzurum’un Bakırcıları Çarşısı’nda dünden bu güne sadece dört kalaycının kalması bu görüşü destekliyor. Çarşıda aynı zamanda bakır kapların üretiminin hızla azalması ve insanların artık bakırdan yapılan eşyalara rağbet etmemesi, kalaycı esnafını da bitmesini ve dükkânlarını tek tek kapatmasını beraberinde getirdi. Bir çoğu ilerleyen yaşlarına rağmen çok az insanın kullanmaya devam ettirdiği bakır kap kacakları kalaylamayı alın teriyle sürdürmeye çalışan kalaycılar, artık çırak bulamamaktan ve bu geleneksel mesleğin yitip gitmesinden endişeleniyor.

Kalayın en çok bildiğimiz yönü Türk mutfağıyla özdeşleşmiş olan bakır kaplarla ayrı düşünülemez oluşudur. Kalaycılık Anadolu’da günlük yaşamla iç içe geçmiş olup bir meslek halini almıştı. Öyle ki sabit dükkânları haricinde kalaycılar, sokak sokak dolaşarak insanların mutfaklarında kullandıkları bakır eşyaları kalaylamak için emek verirlerdi. Günümüzde de yer yer bu tarz seyyar kalaycıları görmek mümkün oluyor.

Kalay ustaları; havayla ve ateşle teması sonucu içinde pişen yemeğe zararlı madde yayan bakırın, kalaylandığı takdirde bir şifa kaynağına dönüşeceğini bilecek ve asırlarca uygulayacak kadar hâkimlerdi bakır ve kalaya. Böylelikle bakırın kullanıldığı her yerde kalay ve kalaycılar da olmak zorundaydı. Günümüze geldiğimizde eskisi kadar yaygın kullanılmasa da bakırın hâlâ o ayrıcalığını koruduğunu ve vazgeçilemez olduğunu görülmektedir.
Erzurum Bakırcılar Çarşısı’nın en kıdemli kalaycılarından birisi olan Fahrettin Çelik, yıllardan beridir ısrarla ve sabırla mesleğini sürdürmeye çalışan ustalardan biri. Ancak o da artık ilerleyen yaşına ve ilgi görmeyen kalaycılık mesleğinin gelecek nesillere aktarılacağı noktasında umudunu yitirmiş durumda.

Nihat Kılıçoğulları

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Naci Görür: "Çağdaş toplumlarının yaptığı gibi depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorundayız" Hatay’ın İskenderun ilçesinde söyleşiye katılan jeolog ve deprem bilimci Prof. Dr. Naci Görür, depreme dirençli yerleşim alanların oluşturulması gerektiğine dikkat çekti. Prof. Dr. Naci Görür, depremin vurduğu Hatay’ın İskenderun ilçesinde vatandaşlarla bir araya geldi. Görür, İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası tarafından düzenlenen ‘İskenderun’un Depremselliği ve Deprem Dirençli İskenderun’ söyleyişine katıldı. Türkiye’de 13,6 milyon önce deprem mekanizmaların oluştuğunu ifade eden Prof. Dr. Görür, depremleri durdurmanın mümkün olmadığını, toplum olarak depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorunda olduğunu söyledi. “Her depremde de 10 bin ve 50 bin insanı dün olduğu gibi toprağa veremeyiz" Deprem mekanizmasının Türkiye’de 13,6 milyon önce oluştuğunu söyleyen Prof. Dr. Görür, “Bizim ülkemizde bu faylar 13,6 milyon seneden beri deprem oluşturmaya devam ediyor. Biz depremleri durduramayız, bu mümkün değil çünkü bu mümkün değil. Her depremde de 10 bin ve 50 bin insanı, dün olduğu gibi toprağa veremeyiz. O halde yapılacak bir şey bilgi, aydın ve çağdaş toplumlarının yaptığı gibi depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorundayız. Bunları yaparsak deprem sorununu büyük ölçüde hallederiz” dedi. “İskenderun tarafına gelen kıta biraz büküldüğü ve eğildiğinde o bölgenin belli ölçüde gömülmesi ve batması anlamına geliyor” Deprem sonrası İskenderun sahilindeki çökme konusuna değinen Prof. Dr. Görür, “İskenderun’da bazı yerler çökmüş ve batıyor. Neden batıyor konusu fayla ilgili bir durumdur. Bin yıl önce Bingöl ilinin Karlıova’dan gelen doğu fayı, yanal hareket ederken İskenderun’daki fay biraz eğiliyor. İskenderun tarafına gelen kıta biraz bükülüyor ve eğiliyor. O kısımda bir duvar ve diklik oluşturuyor. Burada düşey atılım meydana geliyor ve fay niteliği doğuruyor ve batıyor. Bu nedenle de bir bölgenin belli ölçüde gömülmesi ve batması anlamına geliyor. Deniz seviyesinin göreceli olarak işlenmesi anlamına gelir” ifadelerini kullandı. İskenderun ilçesinde düzenlenen ’İskenderun’un Depremselliği ve Deprem Dirençli İskenderun’ temalı konferansa yer bilimci Naci Görür’ün yanı sıra; İskenderun İlçe Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek, İskenderun Belediye Başkanı Mehmet Dönmez, Belen İlçe Belediye Başkanı İbrahim Gül ve İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Levent Hakkı Yılmaz katıldı.
İstanbul Sadettin Saran: "Göreve gelirsek Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız" Fenerbahçe Başkan Adayı Sadettin Saran, 48 saat içinde 500 imza toplayabildiklerini belirterek, "Göreve gelirsek ne sabır ne de süre istiyoruz. Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız" dedi. Fenerbahçe Başkanlığına adaylığını açıklayan İş İnsanı Sadettin Saran, Faruk Ilgaz Tesisleri’nde düzenlediği lansmansa kongre üyeleriyle bir araya geldi. Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu eski Başkanı Vefa Küçük de toplantı da yer alarak Saran’a destek verdi. Fenerbahçe’yi şampiyon yapmak için çalışacaklarını aktaran Saran, adaylık süreci ile ilgili bilgiler vererek, "Kasım ayında Ali Koç ile buluştum. Maddi manevi çok büyük emek verdiniz, bu işi öğrendin, devam edeceksen biz arkandayız ancak devam etmeyecekseniz biz bu işi çok iyi yaparız ve göreve talibiz dedim. O da, ’Çok iyi yapacağına ben de inanıyorum’ dedi. Kulüp bilançolarına, defterlere bakmamız için resmi olarak aday olmamız gerekiyordu. Takım şampiyonluğa gidiyor, kongre sürecine de sokmak istemiyoruz ama madem öyle dedik 48 saatte büyük teveccühle 500 imzayı topladık. Bunun için de çok teşekkür ediyoruz. Göreve gelirsek ne sabır ne de süre istiyoruz. Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız. Hem saha içinde hem saha dışında mücadele ediyoruz. Oyuncularımıza uzanan elleri kırmasını biliriz" ifadelerini kullandı. "Fenerbahçe hepimizindir" Fenerbahçe için birlik beraberlik mesajı beren 59 yaşındaki iş insanı, "Fenerbahçe hiçbir şahsa ait değildir. Fenerbahçe sizindir Fenerbahçe bizimdir. Fenerbahçe hepimizindir" diyerek sözlerini noktaladı. Saran’ın konuşmasının ardından Kongre Üyeleri yoğun alkışlarla destek verdi.