ASAYİŞ - 15 Kasım 2017 Çarşamba 18:36

Kütahya’da 7 yıl önceki cinayetle ilgili dava sonuçlandı

A
A
A
Kütahya’da 7 yıl önceki cinayetle ilgili dava sonuçlandı

Kütahya’da 7 yıl önce üniversite öğrencisi Hasan Şimşek’in bıçaklanarak öldürülmesiyle ilgili davada, yargılanan şahıslardan biri 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis, diğeri de 12 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Kütahya’da 7 yıl önce üniversite öğrencisi Hasan Şimşek’in bıçaklanarak öldürülmesiyle ilgili davada, yargılanan şahıslardan biri 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis, diğeri de 12 yıl hapis cezasına çarptırıldı.


Kütahya 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, tutuksuz sanıklar Mehmet T. ve Yasin Ç.’nin avukatları, Hasan Şimşek’in yakınları, avukatları ve Ülkü Ocakları Genel Başkanı Olcay Kılavuz katıldı. Mahkeme heyeti sanık avukatlarının son sözlerinin ardından kararını açıkladı. 7 yıldır devam eden dava sonucu sanık Mehmet T., ’kasten adam öldürmek’ suçundan 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Diğer sanık Yasin Ç.’ye ise örgüt üyeliğinden 12 yıl hapis cezası verildi. Bu arada, 5 yıl tutuklu kaldıktan sonra ’uzun tutukluluk’ nedeniyle 2015 yılında tahliye edilen şahıslar için yakalama kararı çıkartılmasına karar verildi.


Ülkü Ocakları Genel Başkanı Olcay Kılavuz, Ülkü Ocakları üyesi kalabalık toplulukla Zafer Meydanı’nda basın açıklaması yaptı. Kılavuz, davanın bundan sonraki sürecini de yakından takip edeceklerini dile getirdi.


Ülkü Ocakları üyesi Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Kütahya Meslek Yüksek Okulu Büro Yönetimi ve Sekreterlik Bölümü 2. sınıf öğrencisi Hasan Şimşek, 9 Kasım 2010 tarihinde bıçaklanarak öldürülmüştü.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.