GÜNDEM - 09 Mart 2022 Çarşamba 11:05

Fransız Sarayı’nda 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinliği düzenlendi

A
A
A
Fransız Sarayı’nda 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinliği düzenlendi

8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri kapsamında Fransa’nın Türkiye Büyükelçiliği, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu, Kadın Adayları Destekleme Derneği (KA.DER) işbirliği ile resepsiyon düzenlendi. Etkinlikte kadın hakları, ücret eşitsizliği gibi konular ele alındı.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri kapsamında Fransa’nın Türkiye Büyükelçiliği, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu, Kadın Adayları Destekleme Derneği (KA.DER) işbirliği ile resepsiyon düzenlendi. Etkinlik 13 yaşındaki piyanist İlyun Bürkev’in piyano dinletisiyle başladı. İstanbul’da Fransız Sarayı’nda düzenlenen etkinlikte tıp, fizik, astronomi, biyoloji, tarih, felsefe, siyaset bilimi, toplumsal cinsiyet, iletişim alanlarında başarılı işler yapıp iz bırakan kadınların fotoğrafları sergilendi.

Gazeteci Özlem Gürses’in sunumuyla gerçekleşen etkinlikte kadın hakları, toplumsal eşitliğin sağlanması, kadınların iş hayatındaki ücret eşitsizliği gibi konular ele alındı. Özlem Gürses’in sunumunun ardından Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Nikolaus Meyer Landrut konuşma yaptı.

Fransız Sarayı’nda 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinliği düzenlendi

''Kadınların her zaman en üst seviyede bulunması bir norm olmalı, istisna olmamalı''
Landrut konuşmasında, ‘’Kadın erkek eşitsizliği gündeme çokça geliyor. Türkiye’de kadın hareketleri her zaman olmuştur ve bu hareketler kadın haklarının geliştirilmesi adına fayda sağlamıştır. Türkiye’nin İstanbul sözleşmesinden çekilmesinden üzüntü duydum. Kadına yönelik şiddet dünyanın her yerinde sorun oluşturuyor. Biz bunu engellemek için çalışmalar yapıyoruz. Kadınların durumu pandemide daha da kötüleşti. Pandemide artan ev içi şiddeti gözlemledik. Toplumsal cinsiyete dayalı şiddete karşı çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Kadınların her zaman en üst seviyede bulunması bir norm olmalı, istisna olmamalı. Toplumsal cinsiyet önyargılarını yok etmek adil ve kapsayıcı bir dünya hepimizin için gereklidir. Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağladığımızda kadınlar gününü kutlamaya gerek kalmayacak’’ açıklamasında bulundu.

Fransa’nın Türkiye Büyükelçisi Herve Magro ise "Bizim için toplumsal cinsiyet konusu çok önemli. Pandemi döneminde kadınların toplumdaki etkileri ortaya çıktı. Bu dönemde kadınlar kırılganlaştı. Ukraynalı kadınları anmadan geçemiyorum, kendilerine desteğimiz tam. Kadınlara destek de çabalarımızı katlayarak daha fazla eyleme geçmemiz gerekir. Kadınlar ile erkekler arasındaki ücret farklılığını kaldırmak için çalışıyoruz. Kadına şiddeti önlemek için mevzuatlar hazırlanıyor. Bunlar için çalışıyoruz. Türkiye’de de kadınların güçlendirilmesi konusunda daha fazla desteğe ihtiyaç var. Kadın erkek eşitliği için çalışan herkese teşekkür ediyoruz" diye konuştu.
Türkiye Kadın Adayları Destekleme Derneği Başkanı Nuray Karaoğlu, ‘’8 marta karışık bir dünya ortamında girdik. Ukraynalı kadınlar yaşlılar yurtlarından oldular. Erkek egemen düzenin dünyayı karıştırdığı için bunlar yaşandı. 8 Mart’ı eşitlik mücadelesi oluşturdu. Hepimiz eşit olana kadar dayanışmamızı sürdürmemiz, birbirimizi güçlendirmemiz gerekiyor. Kadınların her alanda eşit olması için çalışmamız lazım. Kadınların siyasete katılma mücadelesi bir dilek değil bir ihtiyaçtır, o koltukların yarısı biz kadınlarındır’’ sözlerini ifade etti.
Etkinlik toplu fotoğraf çekiminin ardından kokteyl sonrası sona erdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Diyarbakır’da vektörlere karşı ilaçlama çalışmaları sürüyor Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ekipleri, kent genelinde ilaçlama çalışmalarını aralıksız bir şekilde sürdürüyor. Belediyeden yapılan açıklamada, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı Veteriner İşleri ve Halk Sağlığı Şube Müdürlüğü İlaçlama Birimi ekipleri, sivrisinek, karasinek, yakarca, kene ve benzeri haşere popülasyonlarının insan sağlığını tehdit etmeyecek düzeyde tutulması ve bunlardan bulaşabilecek sıtma, tifo, kolera, dizanteri, sarıhumma, şark çıbanı gibi hastalıkların önlenmesi için bilimsel mücadele yöntemleriyle ilaçlama çalışmalarına hız verdi. İlaçlama faaliyetleri; 274 personel, 80 adet araç, 34 adet holder, 1 adet traktör holderi, 15 adet atomizör, 50 ulv cihazı, 200 adet sırt pompası, 1 adet misblower, 5 adet termal sisleme cihazı ile 17 ilçe ve 1046 mahallede sürüyor. İlaçlama çalışmaları, sivrisinek ve karasinek larvalarına karşı havuz, göl, gölet, kanalizasyon, sazlık alanlar, bataklıklar, fosseptikler, birikinti sular, bodrum suları, süs havuzları, hayvan gübrelerinin biriktiği alanlar, ahırlar, organik atıkların toplandığı ve biriktiği yerler, çöplükler, çöp konteynırları, çöp aktarma istasyonları vb. üreme alanlarında belli periyotlarla yapılıyor. İlaçlama hizmetleri, mühendisler gözetiminde yıl boyunca Sivrisinek, karasinek, tatarcık gibi zararlıların erginlerine karşı üredikleri, beslendikleri, barındıkları ve dinlendikleri tüm alanlarda biyosidal ürünler, araç ve cihazlar kullanılarak devam edecek.
Ankara AYM üyeliğine seçilen Çınar için yemin töreni düzenlendi Anayasa Mahkemesi (AYM) üyeliğine seçilen Ömer Çınar, düzenlenen törenle ant içip, cübbe giyerek görevine başladı. Anayasa Mahkemesi’nin 62. kuruluş yıldönümü ve yeni üye Prof. Dr. Ömer Çınar’ın göreve başlaması dolayısıyla tören düzenlendi. Anayasa Mahkemesi Yüce Divan Salonu’nda gerçekleştirilen törene Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Gökhan Karaköse ile birçok yargı mensubu katıldı. Törende açılış konuşmasını gerçekleştiren AYM Başkanı Kadir Özkaya, AYM’nin yeni üyesi Ömer Çınar’ı tebrik etti. Ülkeye hayırlara vesile olmasını dileyen Özkaya, ”Liyakatli üyelerden oluşan AYM’nin yeni üyesinin kendisinden beklenen katkıyı sağlayacağını umuyorum” dedi. "Hakimler özgürce karar vermelidirler" Hakimlerin kimsenin etkisinde kalmadan tarafsız bir şekilde karar vermesi gerektiğini ifade eden Özkaya, “Adaletin sağlanması bakımından en önemli sorumluluk hakimlere düşer. Hakimin terazisi hep doğru tartmalıdır. Hiçbir neden onları hakkı ayakta tutmaktan alıkoymamalıdır. Örnek ahlak sahibi olmalı, kişilik ve vicdanlarını kirletmemelidirler. Herhangi bir dışsal etki altında kalmadan özgürce karar vermelidirler. Bağımsız ve tarafsız yargının varlığı bağımsız ve tarafsız hakimlere bağlıdır” diye konuştu. “Gazze’deki ikiyüzlülüğü kabul etmiyorum” İsrail’in Gazze’ye yaptığı zulmü kabul etmediklerini vurgulayan Özkaya, “Millet olarak ortak menfaatlerimiz için kenetlenip çalışmalıyız. Gazze başta olmak üzere zulümlere karşı gösterilen ikiyüzlülüğü kabullenemediğimizi dile getirmeyi bir görev biliyorum. İnsanlığa adaleti anlatan devletlerin zulme ve haksızlığa gözlerini ve vicdanlarını kapatmaları, insanlığı gelecek adına umutsuzluğa sevk etmektedir” dedi. Özkaya’nın konuşmasının ardından AYM’nin yeni üyesi Çınar kürsüde yemin etti.
Erzurum Tarih Derneği ve Türk Ocakları’ndan 24 Nisan tepkisi ABD ve Fransa gibi ülkelerin 24 Nisan’ı Ermeni Soykırımı olarak anma günü olarak kabul etmesine tepki gösteren Erzurum Tarih Derneği Başkanı Prof. Dr. H. Ömer Özden ile Türk Ocakları Erzurum Şube Başkanı Av. Nizam Işık, Ermenilerin Türklere karşı yapmış oldukları soykırımın belgelerle ortada olduğunu söylediler. Konuyla ilgili olarak ortak bir basın açıklaması yapan Prof. Dr. Ömer Özden ile Av. Nizam Işık, 24 Nisan 1915 yılında asıl soykırıma uğrayanların Doğu Anadolu’da yaşayan Türkler olduğunu belirterek, asıl bunun dünya gündemine oturtulması gerektiğini ifade ettiler. ABD, Fransa ve Almanya gibi ülkelerin 24 Nisan’ı Ermeni Soykırımı Anma Günü ilan etmesinin yıl dönümünde ortak bir açıklama yapan Erzurum Tarih derneği Başkanı Prof. Dr. H. Ömer Özden ile Türk Ocakları Erzurum Şube Başkanı Av. Nizam Işık, şu ifadeleri kullandılar: “24 Nisan 1915 tarihinde, Ermenilerin Türklere yönelik tedhiş ve terör eylemlerine karşı bir tedbir olmak üzere Osmanlı Devleti’nin Sevk ve İskân Kanunu, bir tehcir değil, Ermenileri iskân etme kanunudur. Bu kanun gereğince Ermeni nüfus hem güvenli bölgelere nakledilmiş ve orada iskan edilmiş hem de Osmanlı ordusuna karşı yapabilecekleri suikastler önlenmeye çalışılmıştır. Bu iyi niyetli girişim, sonraki zamanlarda ters döndürülerek bir soykırım yapıldığı gibi yalan bir beyanın etrafında insanlar aldatılmaya çalışılmış ve Türk toplumuna ve devletine yönelik bir karalamaya dönüştürülmüştür. 1918 yılında Anadolu coğrafyasında Ermenilerin Türklere karşı yapmış oldukları soykırım ise belgelerle ortadadır. 1915 yılında çıkarılan yasanın bir sevk ve iskan yasası olduğu da yine belgelerle ortadadır. Tarih ise belgelerden yola çıkılarak yapılan bir bilimdir. Belgeden yoksun anlatılan hiçbir olayın kıymeti harbiyesi bulunmamaktadır. Bu bakımdan her 24 Nisan’da karşımıza çıkarılan sözde Türklerin Ermeni kıyımı yaptığı gibi bir yalanı artık bütün ülkelerin anlamasını ve bu yalanın artık tutmadığını görmelerini istiyoruz. Asıl soykırıma uğrayan Doğu Anadolu’da yaşayan Türklerdir ve asıl dünya gündemine oturtulması gereken budur. Doğu Anadolu’nun muhtelif bölgelerinde ortaya çıkarılan toplu mezarlar bunun en önemli kanıtıdır ve batılı ülkelerin özellikle de Amerika ve Fransa’nın artık bunu görüp anlaması gerekmektedir. 24 Nisan’da bir sözde Ermeni kıyımının yapıldığı iddiasını Türk Ocakları Erzurum Şubesi ve Erzurum Tarih Derneği olarak kınıyor ve böyle bir iddianın asılsız olduğunu tüm dünya kamuoyuna açıkça ilan ediyoruz.”