GENEL - 07 Temmuz 2018 Cumartesi 11:18

Arguvan’da lavanta bahçeleri

A
A
A
Arguvan’da  lavanta  bahçeleri

Türküleri ile dillere destan Malatya’nın Arguvan ilçesini buram buram lavanta kokuları sardı.

Türküleri ile dillere destan Malatya’nın Arguvan ilçesini buram buram lavanta kokuları sardı.


Malatya Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Daire Başkanlığı’nın destekleri ile 2 yıl önce Arguvan Belediyesi’ne ait 42 dekarlık araziye, yaklaşık 3 bin lavanta fidanı dikildi.


Arguvan Belediye Başkanı Mehmet Kızıldaş, lavanta bahçesi ile ilgili bilgiler vererek, lavantaları, turizme kazandırmak istediklerini söyledi.


Kızıldaş, “2 yıl önce oluşturduk bu bahçeyi. Çok keyifli, zevkli, biz bu bahçeye geldiğimizde ayrı bir keyif alıyoruz. Bölgede, yöremizde olmayan bir ürün çeşidini burada yetiştirdik. Örnek bir bahçe oluşturduk. Toplam 42 dönümlük bir alan. Umuyoruz ki bu alanı diğer çiftçilerimiz ile birlikte daha da genişleteceğiz. Önümüzdeki günlerde burada hasat günü yapacağız. Arguvan’ın lavanta bahçesi tamamen mor bir görüntüye 5 yılda kavuşacak. 5 yılda tamamen genişleyecek, alanın tamamını kaplayacak duruma gelecek. Ondan sonra burayı bir lavanta turizmi haline getireceğiz. Umut ediyoruz ki lavanta bahçesi istediğimiz hale geldiğinde Malatya’dan çevre illerden evlenen, nişanlanan genç çiftler, sünnet olan çocukların dış mekan çekimlerinde kullanılabilecek bir alan haline gelecek” dedi.


Bakımının oldukça kolay olduğunu ifade eden Başkan Kızıldaş, “Lavanta önemli bir bitki. Kozmetik sanayinde kullanılıyor. İlaç sanayinde kullanılıyor, yağı çok kıymetli. Ayrıca lavanta çayı da her gün bir su bardağı içildiğinde, uzmanların söylemi ile vücutta rahatlama sağlıyor. Bağırsak sistemi ve sindirim sisteminde, uyku problemi yaşayanlarda büyük oranda rahatlama sağladığı belirtiliyor. Lavantanın bakımı da çok kolay. Lavanta bahçesi arazisinin mülkiyeti de bize ait. Tamamen bakımı da bize ait. Su istemiyor, ilaç istemiyor, herhangi bir masrafı da yok. Sadece içerisini sürüp, otunu temizliyoruz. 5 yıldan sonra uzun süre ürün veriyor. Örneğin bir buğday veya arpayı her yıl ekmek zorundasınız. Ama lavanta öyle değil. Bir yıl ekiyorsunuz, yetişmeye başladıktan sonra iyi bakarsanız, her yıl büyüyerek, genişleyerek, gelişerek devam ediyor. Burada bir tesis oluştuğunda buradaki çiftçilerimiz, üreticilerimizde emeklerinin karşılığını almış olacak. Keyifli bir iş” ifadelerini kaydetti.


Lavanta yetiştiriciliğinin yaygınlaştırılması için ilerleyen dönemlerde ilçede bir lavanta işleme tesisi kurulması için kolları sıvayan Mehmet Kızıldaş, “Biz hasat gününde çiftçilerimizi de davet edeceğiz. Çiftçilerimizin de lavanta bahçesini görüp, burada yetişebileceğini görmelerini sağlayacağız. Her çiftçimizin de 5 veya 10 dönümlük bir arazisini ayırarak bu bölgeyi lavanta bölgesi yapmalarını sağlayacağız. Yetiştiriciliğine başlayıp daha sonra burada bir lavanta işleme tesisi kurmayı hedefliyoruz. Bu işleme tesisinde çayı için paketleme ve özellikle lavanta yağı için bir tesis kurmayı planlıyoruz. Birkaç yıl içerisinde diğer çiftçilerimizin de bizim yaptığımız bu örnek bahçeyi gördüklerinde, ‘evet burada olabiliyormuş’ dediklerine şahit olacağız” şeklinde konuştu.


İkinci kez hasadı yapılacak olan lavantalar kurutulup, muhafaza edileceğini ilk aşamada ticaretinin değil, tanıtımının yapılacağını vurgulayan Kızıldaş, “Önümüzdeki günlerde ilçede hasat günü yapacağız. Çiftçilerimiz, ziraat odamız, Tarım Kırsal Kalkınma Daire Başkanlığı ile birlikte yapacağız hasat gününü. Hasadın ardından lavantaları gölgede kurutacağız. Kurutup belirli bir kıvama getirdikten sonra cam kavanozlara koyarak muhafaza edeceğiz. Şu anda ticari amaçlı değil, konuklarımıza çayını ikram ederek, birer kavanoz hediye ederek ilk aşamada tanıtımını yapmaya çalışacağız. Biz 42 dönümlük alanda lavanta yetiştirmeye başladık, geçtiğimiz yıllarda 7 dönümlük alanda yetiştirilen lavantaların gündemde uzunca yer bulduğuna şahit olduk. Ama biz yaptığımız işin şovunu yapmıyoruz. Önemli olan hizmet etmek” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.
Edirne Edirne’de gastronomi yolculuğu başladı Edirne Valiliği, gastronomi turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Osmanlı Saray Mutfağı lezzetlerini kitaplaştırılarak gelecek nesillere aktarılacak. Edirne Valiliği tarafından “Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri Kitabı” tanıtımı iftar programı düzenlendi. Edirne’de valilik öncülüğünde önemli bir projeye imza atıldı. Proje çerçevesinde "Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri" kitabı oluşturulacak. İftariyelikler, ara sıcaklar, çorbalar, ana yemek, tatlı ve içecekler geçmiş lezzetlere göre sunumla hazırlandı. Tabaklar süslendi, masalar hazırlandı. Ezanın okunmasının ardından oruçlar açıldı. Yemeğin ardından ise duaya geçildi. Devecihan Kültür Merkezi’nde düzenlenen iftar menüsünde geçmişten günümüze gelen lezzetler arasında yer alan bademli terbiyeli tavuk çorbası, ballı gemici böreği, taş kebabı- sarımsaklı pilav, zerde ve ayva şerbeti yer aldı. Geçmişten günümüze gelen ve unutulmaya yüz tutmuş Rumeli, Balkanlar ve Osmanlı Saray Mutfağında yer alan lezzetlerin gelecek kuşaklara aktarılması ve tanıtılması için önemli bir proje çalışmasına imza atıldı. Proje çerçevesinde 87 farklı çeşidin yer alacağı bir kitap oluşturulacak. Edirne’nin kadim ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış sultanlar şehri olduğunu söyleyen Vali Yunus Sezer, aynı zamanda balkanlardan gelen insanların yerleştiği ve kendi kültürlerini yaşattığı da bir şehir olduğuna değindi. "Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağı lezzetleri yaşatılacak" Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağının yaşatıldığı Edirne’de çok anlamlı bir ilke imza atıldığını söyleyen Vali Yunus Sezer, "Gelecek nesiller Edirne mutfağında neler var diye baktığı zaman ellerinde bir kitap ve kaynak olacak. Bizim somut varlıklarımızın yanı sıra kültürel zenginliklerimiz de çok önemli. Çok büyük emek var. Hem Rumeli hem de saray mutfağına ait 87 çeşit farklı lezzet var. Bunların bir kitapta buluşması çok önemli. Şeflerimiz kendi illeri için farklı bir şey yapmak istiyorlar. Yaklaşık 1 buçuk aydır çalışmalar devam ediyor" dedi. Gastronomi anlamında çok önemli faaliyetler yürütmüş parmakla gösterilen iller olduğunu söyleyen Vali Sezer, "Biz büyük bir hazine üzerinde duruyoruz. Ama kendimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bizim bir tava ciğerimiz, bir de ciğer sarmamız var. Dışarıdan insanlara sorduğumuzda neyimiz var diye ’Bir gelip ciğerinizi yeriz’ diyorlar. Bu güzel bir şey aslında. Ama bunun yanına ne koyabiliriz? Bunun üzerinde çalışıp Rumeli Saray ve Osmanlı mutfağını günümüzle uyarlayıp nasıl yaşatabiliriz bunun peşindeyiz" şeklinde konuştu. "Edirne’nin parlayan yıldız olmasını istiyoruz" Edirne’nin her konuda balkanların ve Türkiye’nin parlayan bir yıldızı olmasını istediklerini belirten Vali Sezer, "Bunu da sanayide, ticarette, turizmde, gastronomide eğitimde aktivitelerle birlikte başarmamız lazım. İçinde saray ve Rumeli mutfağının da olduğu birkaç yemeği ve menüyü tava ciğerin yanına ekleyebilirsek zenginleştirebiliriz" ifadelerine yer verdi. Festivallerin yanı sıra marka aday olabilecek lezzetleri de sunabilecekleri bir yerin olmasının çok önem taşıdığını belirten Vali Sezer, "Bunu başarırsak herkes restoranında alternatif bir ürün sunmak isteyecek. Bunu da hazırlanan projelerle hayata geçireceğiz. Valilik olarak bunu yapıp özel sektöre devrederiz. Buna biz öncü oluruz" diye konuştu. "3 hedefe inşallah hep birlikte ulaşacağız" Önlerinde 3 hedef olduğunu ve buna şeflerle birlikte ulaşacaklarını belirten Vali Sezer, birincisinin bu kitabı hazırlamak ve basıp yayınlamak, ikincisinin gastronomi festivalleri düzenlemek üçüncüsünün de bu markalaştırılan yemeklerin daimi sunulacağı tarihi bir yer yapmak olduğunu ifade etti. "Edirne gastronomide de büyük zenginliğine sahip" Edirne’nin tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra gastronomi anlamında da büyük zenginliğe sahip olduğunu söyleyen İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, düzenlenen iftarda saray, Rumeli ve Balkan mutfağından lezzetlerin yer aldığı bir menü hazırladıklarını aktardı. İftar programına, Vali Sezer ve eşi Canan Sezer, Vali Yardımcıları Erdoğan Beypınar ve Eyyüp Batuhan Ciğerci ile eşleri, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, şefler, gastronomi yazarları ve basın mensupları katıldı. Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar programı toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.