ASAYİŞ - 22 Mart 2017 Çarşamba 17:28

Malatya’daki kanlı kafeterya baskını sonrasında çekilen görüntüler yürek burktu

A
A
A
Malatya’daki kanlı kafeterya baskını sonrasında çekilen görüntüler yürek burktu

Malatya’da bir kafeteryada 2 kişinin ölümü, 10 kişinin yaralanması ile sonuçlanan olayın ardından başlatılan soruşturma sürüyor.

Malatya’da bir kafeteryada 2 kişinin ölümü, 10 kişinin yaralanması ile sonuçlanan olayın ardından başlatılan soruşturma sürüyor. Gözaltına alınan şüphelilerin sorguları sürerken polis olayın yaşandığı kafeterya önünde güvenlik önlemini sürdürüyor.


20 Mart Pazartesi günü Kanalboyu’ndaki bir kafeteryada işletme sahipleri ile bir grup arasında yaşanan karşılıklı silahlı çatışmada 12 kişi yaralanmış, hastaneye kaldırılan yaralılardan 2’isi hayatını kaybetmişti. Olayın ardından gözaltına alınan şüphelilerin Asayiş Şube Müdürlüğündeki sorgusu devam ederken, olayın yaşandığı kafeterya çevresinde polisin aldığı güvenlik önlemleri sürüyor.


Öte yandan, silahlı çatışmanın yaşandığı kafeterya içerisinden olay sonrası cep telefonu ile çekilen görüntü olayın vahametini de ortaya koydu. Kafeteryanın her yerinin adeta kan gölüne döndüğü görüntülere yansırken, duvarlarda bile kan izlerinin olması dikkat çekti. Bu arada 4’ü pompalı tüfek 10 silahın kullanıldığı iki grup arasındaki çatışmanın ardından kafeterya mühürlendi.



CHP olayı meclise taşıdı


Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ise 2 kişinin ölümü ve 10 kişinin yaralanmasına neden olan olayı TBMM’ye taşıdı. Ağbaba Malatya’daki olayla ilgili İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın yanıtlaması istemi ile meclise soru önergesi sundu.


Milletvekili Ağbaba, olaya karışan şüphelilerin büyük bir bölümünün sabıka kaydının bulunduğunu anımsatarak olayın yaşandığı kafeteryanın 4 gün önce de kurşunlandığını söyledi. Malatya’nın en işlek caddelerinden biri olan Kanalboyu’nda yeterli emniyet tedbirinin alınmadığını ileri süren Ağbaba, olaya müdahale eden 112 ambulanslarında ise doktor sayısının yetersiz olduğunu iddia etti. Ambulanslarda sağlık personeli olarak 17-18 yaşlarında acil tıp teknisyeninin bulunduğunu ve yaralılara ilk müdahale sırasında sıkıntılar yaşandığını iddia eden Ağbaba, 2 bakana yönelttiği soru önergesinde olayla ilgili güvenlik ve sağlık konusunda ihmal olup olmadığını sordu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.