EKONOMİ - 18 Temmuz 2018 Çarşamba 14:26

(Özel) Kuru kayısı fiyatında son durum

A
A
A
(Özel) Kuru kayısı fiyatında son durum

Malatya Ticaret Borsası (MTB) Başkanı Ramazan Özcan, kayısı fiyatları hakkında bilgiler vererek, “4 numara dediğimiz, standart ürün olarak gördüğümüz birinci kalite ürün 10 lira bandında satılıyor.

Malatya Ticaret Borsası (MTB) Başkanı Ramazan Özcan, kayısı fiyatları hakkında bilgiler vererek, “4 numara dediğimiz, standart ürün olarak gördüğümüz birinci kalite ürün 10 lira bandında satılıyor. Çiftçilerimiz piyasadaki arz talebi bozacak atraksiyonlardan uzak durursa mantıklı olur” dedi.


Dünya kayısı başkenti Malatya’da rakımı düşük olan yerlerde hasat sona ererken yüksek yerlerde ise hasat devam ediyor. Hasadın ağustosun ortalarına kadar sürmesi beklenirken çiftçiler topladıkları ürünleri yavaş yavaş pazara getirmeye başladı.


Malatya Ticaret Borsası Başkanı Ramazan Özcan, kayısıdaki son durum ve fiyatlar hakkında açıklama yaparak bulunarak çiftçilere uyarılarda bulundu.



“Rakımı yüksek yerlerde hasat devam ediyor”


25 Haziran’da rakımın en düşük olduğu yerlerde hasat döneminin başladığını aktaran Özcan, “Yaklaşık 25 gündür hasat devam ediyor. Rakımı bin 200’den az olan yerlerde bizim yaptığımız incelemelerde hasat dönemi bitti ama bin 200’den sonraki bölgelerde hala hasat süreci devam ediyor. Bizim tahminimize göre ağustosun 10’una kadar Malatya’da kayısı mutlaka tüketilecek kadar temin edilebilecek duruma gelecek” ifadelerini kullandı.



“400 bin ton tahmini rekoltemiz var”


Bu yıl kayısının diğer yıllara oranla daha az hasar gördüğünü ve tahmini rekoltenin 400 bin ton olduğunu aktaran Malatya Ticaret Borsası Başkanı Ramazan Özcan, “Kayısı olgunlaşma dönemindeyken 24 Haziran seçimi ile hasa aynı zamanda denk gelmesi hasebi ile birinci kısımlar kısmen zarar gördü ama yüksek kesimlerde bu konuda ciddi bir sıkıntı yok. Geçtiğimiz günlerde bir de yağışa maruz kaldık biliyorsunuz. Normalde temmuz ayındaki yağmurlar çok kısa sürer ama yağan yağış 1 saate yakın devam etti. Sergide olan kayısı çok az derece hasar gördü ama büyük oranda kayısı geçen günkü yağıştan fazla etkilenmedi. Özellikle organik üretimde gün kurusu dediğimiz üretime kısmen zarar verebiliyor yağmur ama bizim aldığımız haberler ve yapmış olduğumuz çalışmalarda ciddi bir hasarın olmadığını tespit ettik. Hasat dönemi halen devam ediyor ama inşallah çiftçimiz ürünlerini 15-20 güne kadar çekmiş olur. Şuanda bildiğiniz gibi haziran ayında gerçekleşen iklimsel değişikliklerden kaynaklanan yağmur ile birlikte gelen dolu ile birlikte kısmen bir hasar aldı kayısı özelikle olgunlaşma döneminde. Yağmurun denk gelmesi sebebi ile kısmen yer yer çürümelere sebep oldu. Bunun harici dolu da bazı bölgelerde ciddi hasara sebebiyet verdi ama 400 bin tahmini rekoltemiz var. Bu 400 bin tonun 65 bin tonunu biz daha önce Tarım İl Müdürlüğümüzle yapmış olduğumuz çalışmada kısmen ihracata giden kayısı kısmen de meyve suyu fabrikalarına gidecek olan yaş kayısı tahmini olarak belirlemişti. Burada kuruya tekabül eden tahmini rekoltemiz 81 bin tondu. Tabi burada kısmen bu hasarlar ile üründe kalite kaybının yüzde 30 olduğunu tahmin ediyoruz. Bu Tarım İl Müdürlüğümüzün sahada yaptığı çalışmalar neticesinde ortaya çıkan rakamdır” ifadelerine yer verdi.



“Çiftçi ihtiyacı kadarını satsın”


Kayısının tarladan pazara yavaş yavaş gelmeye başladığını aktaran Malatya Ticaret Borsası Başkanı Ramazan Özcan, kayısı fiyatları hakkında da bilgiler vererek, “4 numara değimiz standart ürün olarak gördüğümüz birinci kalite ürün 10 lira bandında satılıyor. Tabi bu numara değiştikçe fiyatlar da değişiyor. Özellikle kuru çok yüksek. Bizim ricamız çiftçilerimizin piyasadaki arz talebi bozacak atraksiyonlardan uzak durmasıdır. Yani ihtiyacı olduğu kadarını eğer piyasaya getirip de piyasada paraya çevirirse bu çok daha mantıklı olur. Yoksa piyasanın talep ettiği 10 bin tonsa siz piyasaya 20 bin ton ürünü aynı anda satışa sunduğunuz anda burada bir takım sıkıntılar oluyor. Hem ihracatçımızın eli güçlü olsun hem çiftçimizin hem de tüccarlarımızın eli güçlü olsun. Bu üçlü koordinasyonu iyi kurgulamak gerekiyor. Biz kayısının değerinde satılması için elimizden geleni yapacağız. İhracatçımız da bu konuda çok vakur duruyor” dedi.



“Meyve suyu fabrikaları fiyatı yükseltti”


Özcan, kayısıyı çiftçiden 25 kuruşa alamaya çalışan meyve suyu fabrikalarına karşı başlattıkları mücadelenin olumlu anlamda sonuçlandığını ve çiftçinin kazançlı bir duruma geldiğini söyledi. Özcan, “Bizim ‘hurda’ diye tabir ettiğimiz, doğa ve iklim şartları hasarlarına maruz, kalan kalite kaybının olduğu bir ürünümüz var. Bu ürün bildiğimiz gibi meyve suyu fabrikalarında konsantresi alınarak meyve suyuna dönüştürülerek kullanılan bir üründür. Burada meyve suyu fabrikalarının bize teklif etmiş oldukları fiyatlar gerçekten çok komik fiyatlar. Bunun çiftçide de kamuoyunda da karşılık bulması imkansız. Biz burada sadece bu fabrikaları uyardık. ‘Bu fiyatlarla çiftçimizin karşısına gelmeyin. Aksi takdirde çiftçi size bu fiyata bu mahsulü vermeyecek’ dedik. Çiftçimiz de önemli bir duruş sergiledi. 50 kuruş üzerine fiyatlar olmasına rağmen çiftçimiz ‘içerisindeki çekirdeğin onda birini bile hesaplasanız bu gün kurusu diye adlandırdığımız organik çekirdek 3-3.50 lira bandında’ değerlendirmesini yaptı. Buradaki hurda diye tabir ettiğimiz kayısıyı da endüstriyel olarak değerlendirdiğimiz zaman ıskarta dediğimiz bu da şuanda piyasada 2.50-3 lira bandında dolayısı ile burada 25 kuruş dediğiniz rakamlar çok komik rakamlardır, çiftçi de bu hesabı yaptı. Biz de çiftçimizin yanında durduk ve burada da ciddi anlamda bir sonuca gidildi ve çiftçimiz daha kazançlı bir konuma geldi” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Naci Görür: "Çağdaş toplumlarının yaptığı gibi depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorundayız" Hatay’ın İskenderun ilçesinde söyleşiye katılan jeolog ve deprem bilimci Prof. Dr. Naci Görür, depreme dirençli yerleşim alanların oluşturulması gerektiğine dikkat çekti. Prof. Dr. Naci Görür, depremin vurduğu Hatay’ın İskenderun ilçesinde vatandaşlarla bir araya geldi. Görür, İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası tarafından düzenlenen ‘İskenderun’un Depremselliği ve Deprem Dirençli İskenderun’ söyleyişine katıldı. Türkiye’de 13,6 milyon önce deprem mekanizmaların oluştuğunu ifade eden Prof. Dr. Görür, depremleri durdurmanın mümkün olmadığını, toplum olarak depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorunda olduğunu söyledi. “Her depremde de 10 bin ve 50 bin insanı dün olduğu gibi toprağa veremeyiz" Deprem mekanizmasının Türkiye’de 13,6 milyon önce oluştuğunu söyleyen Prof. Dr. Görür, “Bizim ülkemizde bu faylar 13,6 milyon seneden beri deprem oluşturmaya devam ediyor. Biz depremleri durduramayız, bu mümkün değil çünkü bu mümkün değil. Her depremde de 10 bin ve 50 bin insanı, dün olduğu gibi toprağa veremeyiz. O halde yapılacak bir şey bilgi, aydın ve çağdaş toplumlarının yaptığı gibi depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorundayız. Bunları yaparsak deprem sorununu büyük ölçüde hallederiz” dedi. “İskenderun tarafına gelen kıta biraz büküldüğü ve eğildiğinde o bölgenin belli ölçüde gömülmesi ve batması anlamına geliyor” Deprem sonrası İskenderun sahilindeki çökme konusuna değinen Prof. Dr. Görür, “İskenderun’da bazı yerler çökmüş ve batıyor. Neden batıyor konusu fayla ilgili bir durumdur. Bin yıl önce Bingöl ilinin Karlıova’dan gelen doğu fayı, yanal hareket ederken İskenderun’daki fay biraz eğiliyor. İskenderun tarafına gelen kıta biraz bükülüyor ve eğiliyor. O kısımda bir duvar ve diklik oluşturuyor. Burada düşey atılım meydana geliyor ve fay niteliği doğuruyor ve batıyor. Bu nedenle de bir bölgenin belli ölçüde gömülmesi ve batması anlamına geliyor. Deniz seviyesinin göreceli olarak işlenmesi anlamına gelir” ifadelerini kullandı. İskenderun ilçesinde düzenlenen ’İskenderun’un Depremselliği ve Deprem Dirençli İskenderun’ temalı konferansa yer bilimci Naci Görür’ün yanı sıra; İskenderun İlçe Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek, İskenderun Belediye Başkanı Mehmet Dönmez, Belen İlçe Belediye Başkanı İbrahim Gül ve İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Levent Hakkı Yılmaz katıldı.
İstanbul Sadettin Saran: "Göreve gelirsek Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız" Fenerbahçe Başkan Adayı Sadettin Saran, 48 saat içinde 500 imza toplayabildiklerini belirterek, "Göreve gelirsek ne sabır ne de süre istiyoruz. Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız" dedi. Fenerbahçe Başkanlığına adaylığını açıklayan İş İnsanı Sadettin Saran, Faruk Ilgaz Tesisleri’nde düzenlediği lansmansa kongre üyeleriyle bir araya geldi. Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu eski Başkanı Vefa Küçük de toplantı da yer alarak Saran’a destek verdi. Fenerbahçe’yi şampiyon yapmak için çalışacaklarını aktaran Saran, adaylık süreci ile ilgili bilgiler vererek, "Kasım ayında Ali Koç ile buluştum. Maddi manevi çok büyük emek verdiniz, bu işi öğrendin, devam edeceksen biz arkandayız ancak devam etmeyecekseniz biz bu işi çok iyi yaparız ve göreve talibiz dedim. O da, ’Çok iyi yapacağına ben de inanıyorum’ dedi. Kulüp bilançolarına, defterlere bakmamız için resmi olarak aday olmamız gerekiyordu. Takım şampiyonluğa gidiyor, kongre sürecine de sokmak istemiyoruz ama madem öyle dedik 48 saatte büyük teveccühle 500 imzayı topladık. Bunun için de çok teşekkür ediyoruz. Göreve gelirsek ne sabır ne de süre istiyoruz. Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız. Hem saha içinde hem saha dışında mücadele ediyoruz. Oyuncularımıza uzanan elleri kırmasını biliriz" ifadelerini kullandı. "Fenerbahçe hepimizindir" Fenerbahçe için birlik beraberlik mesajı beren 59 yaşındaki iş insanı, "Fenerbahçe hiçbir şahsa ait değildir. Fenerbahçe sizindir Fenerbahçe bizimdir. Fenerbahçe hepimizindir" diyerek sözlerini noktaladı. Saran’ın konuşmasının ardından Kongre Üyeleri yoğun alkışlarla destek verdi.