GENEL - 15 Ekim 2018 Pazartesi 17:31

Radyoculardan telif tepkisi

A
A
A
Radyoculardan telif tepkisi

Malatya’da radyocular adına bir açıklama yapan Mehmet Zafer, sanatçıların haklarını korudukları iddiası ile kurulan kuruluşların sanatçılara yarardan çok zarar verdiğini ileri sürdü.

Malatya’da radyocular adına bir açıklama yapan Mehmet Zafer, sanatçıların haklarını korudukları iddiası ile kurulan kuruluşların sanatçılara yarardan çok zarar verdiğini ileri sürdü.


Malatya Gazeteciler ve Televizyoncular Cemiyetinde bir basın toplantısı düzenleyen Radyocu Mehmet Zafer, sanatçıların haklarını korudukları iddiasıyla kurulan kuruluşların sanatçıları mağdur etmekten başka hiçbir icraat yapmadığını dile getirerek tepki gösterdi.


Yıllardır var olan bu kuruluşların yasa ile kurulmasına rağmen eser sahibinin emeğini vermediğini iddia eden Zafer, “Biz sanatçının ve eser sahibinin haklarını korumaktan yanayız, telifi ödeyelim ancak hak sahibine ödeyelim. Sanatçıların haklarını koruduklarını iddia eden bu yapılanmaların sanatçılara ödeme konusunda çok komik rakamlar ödediklerini maalesef biliyoruz. Ben de hem sanatçıyım hem de eser sahibiyim. Bu mağdurlardan biriyim. Hak sahibi olan sanatçı radyolara ve televizyonlara eserlerinin yayınlanması için hiçbir telif ücreti talep etmeksizin yayınlanmasına izin verdiklerine dair imza veriyorlar, bu yapılanmalar telifi bize ödeyeceksiniz diyorlar. Kültür Bakanlığının bu düğümü çözmesi gerekiyor” ifadelerine yer verdi.


Türkiye Musiki Eseri Sahipleri Meslek Birliği (MESAM) ve benzeri yapılanmaların sanatçıdan albüm çıkardığı zaman eser işletme belgesi adı altında hak ettikleri ücreti aldıklarını da kaydeden Zafer, “Yapımcılar sanatçının albümünü çıkarırken sanatçıdan ücretini alıyor. Telif hakkı yasa ile de sabit olduğu üzere sanatçının ve eser sahibinin hakkıdır. Sanatçıların mağdur olmamaları için, hak ettikleri ücreti almaları için telifin tamamının sanatçıya ödenmesi gerekiyor. Biz yayın kuruluşları sanatçıların eserlerini yayınlarken ücret almıyoruz, dinleyiciden ücret almıyoruz, bu hizmeti tamamen ücretsiz yerine getiriyoruz. Bizim kazanç alanımız reklamlardır. Reklam gelirimizi de RTÜK’le paylaşıyoruz, devletimize karşı bütün sorumluluklarımızı yerine getiriyoruz” şeklinde konuştu.


Yasanın gayet net olduğunu ifade eden Zafer, “Eserlerin ve eseri icra edenin tanımını yaptığımız için MESAM ve benzeri meslekler birliği bize ücret ödemeleri gerekirken nahak yere bizden ücret talep etmektedirler. Sanatçıyla yapılan anlaşmalarında her türlü tanıtım firmaya aittir diye bir madde imzalamalarına rağmen yükümlülüklerine yerine getirmeyip haksız kazanç elde ediyorlar. Kültür Bakanlığı gerekli yasal düzenlemeyi yapıp radyo ve televizyonların mağduriyetini ortadan kaldırmalıdır” diye konuştu.


Cemiyet Başkanı Fatih Avcı ise, Radyoların da tıpkı gazete ve televizyonlar gibi basının özgür sesi olduğunu ifade ederek, "Bizlerde hem yerel medyamızın hem de Türkiye’deki meslektaşlarımızın işlerini iyi şartlarda yapmalarını her zaman arzuluyoruz. Bu konuda ne gerekiyorsa radyocularımıza her türlü desteği vereceğiz" ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Dağlarda çiriş otu bereketi Doğu Anadolu Bölgesinde ve Erzincan’da bu günlerde çarşı pazarda sıkça görülen çiriş otu dağlarda yaban hayvanlarının da ilgisini çekiyor. Bahar ayları ile birlikte Erzincan’ın yüksek kesimlerinde ortaya çıkan çiriş otu vatandaşlar tarafından toplanmaya başlandı. Munzur Dağlarında yerli ve yabancı birçok kişiye rehberlik yapan Murat Aydemir, yaptığı gözlemlerde dağ keçilerinin de çirişi yediğini ifade etti. Dağlarda doğal olarak yetişen çirişten birçok yemek yapıldığını anlatan Aydemir, çirişten yapılan turşunun ayrı bir lezzet olduğunu söyledi. İnsanlar yüzyıllardır yaşamın neredeyse her alanında bitkilerden faydalanıyor. Bazı bitkiler tıbbi faydaları sebebiyle sağlık alanında kullanılırken bazı bitkiler besin bazıları ise boya ya da süs bitkileri olarak kullanılıyor. Çiriş otu da bu bitkilerden bir tanesi. Latincede Asphodelus aestivus L. olarak bilinen ve Zambakgiller familyasına ait olan çiriş otu, çoğu bölgede güllük, dağ pırasası, kirkiş otu, sarı zambak, yabani pırasa ve yeling otu olarak biliniyor. Toplumun büyük bir kısmı bazı hastalıkların tedavisinde tıbbi bitkilere başvuruyor. Bitkisel tedavi yöntemlerinin yan etkilerinin olmadığı ya da daha az olduğu düşünülmesi buna büyük bir etken olarak gösteriliyor. Çiriş otu da bölgede halkın tercih edilen bitkilerin başında yer alır. Çirişten birçok yemek yapılıyor Meryem Badayman, Ekin Dinçel ve Ayla Ünver Alçay tarafından yapılan bir araştırmada çirişin; yabani bir ot olup yenilebilmesinin yanında vitamin, antioksidan, lif ve mineral içerikleri ile vücudu besleyen özelliğe sahip olması sebebiyle yaygın olarak tüketildiği belirtildi. Çiriş otu, Afrika, Arap ülkeleri, Türkiye, Mısır ve Avrupa’nın bazı bölgelerinde görülen bir bitki türü. Türkiye’de Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu Ege ve Akdeniz bölgelerinde yetişiyor. Çiriş otu genel olarak zararsız ve faydaları ile ön planda olan bir bitki olarak biliniyor. Bunun yanında çirişin yaprakları henüz tazeyken de yenilebiliyor. Ayrıca çirişten çorba ve birçok yemek de yapılıyor. Haşlandıktan sonra yumurta ile kavrulması ya da peynirle de karıştırılarak yufka ekmek içinde yeniliyor. Ayrıca kaşila diye adlandırılan bir yemeği de yapılıyor. Sevilen yemeklerden biri olan kaşila, çirişin kaynatılıp, içerisine bulgur katılarak, katılaşıncaya kadar pişirilmesiyle yapılıyor. Katılaştıktan sonra içi çukurlaştırılarak yağ dökülüp ve servis edilip yeniliyor.