YEREL HABERLER - 22 Temmuz 2017 Cumartesi 15:02

TÖTM Karaciğer Nakli Hastanesi bilimsel çalışmalarıyla tıp dünyasında ses getiriyor

A
A
A
TÖTM Karaciğer Nakli Hastanesi bilimsel çalışmalarıyla tıp dünyasında ses getiriyor

Karaciğer Nakli Uygulamaları Araştırma Laboratuvarı’nda, son dönem karaciğer yetmezliğinde nakle gerek kalmadan yapılabilecek tedaviler araştırılacak.

Karaciğer Nakli Uygulamaları Araştırma Laboratuvarı’nda, son dönem karaciğer yetmezliğinde nakle gerek kalmadan yapılabilecek tedaviler araştırılacak.


Canlıdan karaciğer naklinde dünya ikincisi ve Avrupa birincisi olarak 18 kişilik nakil ekibi ile rekorlara imza atan Malatya İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Karaciğer Nakli Hastanesi, bilimsel çalışmalarıyla da tıp dünyasında ses getiriyor. Burada geliştirilen karaciğer nakil tekniği “Malatya Yöntemi” olarak tıp literatürüne geçen merkez, karaciğer hastalıklarının çaresini bulmak için de çalışmalar yapıyor. YÖK tarafından özel bir statü ile Karaciğer Nakli Enstitüsü olarak onaylanan ve dünyada bir organla ilgilenen yegane enstitü olma özelliğini taşıyan merkezde, “Karaciğer Nakli Uygulamaları Araştırma Laboratuvarı” kuruldu. Bu laboratuvar bünyesinde dünyanın en büyük “Karaciğer doku bankası” oluşturulacak. Ameliyat edilen karaciğer örneklerinin saklanacağı bankadan elde edilen verilerle, karaciğer hastalıklarının çaresi aranacak. Hastaların nakle gerek kalmadan sağlığına kavuşabilmesi için tedavi metotları geliştirilecek.


Uzman yetiştiren merkez


Karaciğer Nakil Hastanesindeki nakille elde edilen başarının Enstitü bünyesinde eğitim ve araştırmalarla da sürdürüleceğini söyleyen Malatya İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay “Burası aynı zamanda insan yetiştiren bir merkez. Türkiye’nin hemen her yerindeki organ nakli merkezlerinde bizim üniversitemizden giden ya da buraya gelerek karaciğer nakli ile ilgili çalışmalar yapmış değerli isimler var” dedi.


Karaciğer hastalıklarına bağlı olarak gelişen karaciğer yetmezliğinde organ naklinin en son şans olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Kızılay, henüz bu aşamaya gelmeden yapılabilecek tedavilerin çok önemli olduğunu belirterek “Enstitümüz dünya çapında bir araştırma merkezi olmaya aday. İleri düzeyde bilimsel araştırmaların yapıldığı laboratuvara bir de elektron mikroskobu gelecek. Çok detaylı bir laboratuvar görüntüleme cihazı olan bu aleti Türkiye’de çok az kişi kullanabiliyor. Bu aletle karaciğerin en küçük yapısal bozuklukları tespit edilebilecek” diye anlattı. Elektron mikroskop laboratuvarında karaciğer naklinde alınan örneklerin kullanılması ile tedavide yeni yöntemler geliştirileceğini belirten Karaciğer Nakli Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Sezai Yılmaz “Buradaki amacımız acaba nakil yapmadan, bu hastaları başka yöntemlerle mesela, ilaçla, kök hücre ile tedavi edebilir miyiz? Bunu araştırmak ve bunun için metotlar geliştirmek. Ayrıca yeni nakil yöntemleri ve nakil sırasında ve sonrasında karşılaşılacak problemleri çözmek için neler yapılabileceği ile ilgili çalışmalar yapmak” ifadelerine yer verdi.


Çocuklara en çok nakil yapılan merkez


Malatya İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Karaciğer Nakli Hastanesi aynı zamanda gelişmiş bir Pediatrik Karaciğer Nakil Programı’na da sahip. Türkiye’de çocuklara karaciğer naklinin en çok yapıldığı yer olma özelliğini taşıyan merkezde yılda gerçekleştirilen 300 naklin 50’si çocuklara yapılıyor. Dünyada nadir merkezlerde 2,5 aylık bebeğe karaciğer naklinin yapılabildiğini söyleyen Prof. Dr. Sezai Yılmaz “Çocuklara nakil çok özel bir ihtisas gerektiriyor. Bunun için çok iyi bir pediatrik gastroentereloji programının olması lazım. Biz şu anda bunu da geçtik, Pediyatrik Transplantasyon Hepatolojisi diye çok çok özel bir ihtisas programı başlatıyoruz.


Düşünebiliyor musunuz bir anneden çocuğa takmak için karaciğerin bir parçasını alıyoruz. Anneden 250 gram çıkıyor. Çocuğa takacağımız karaciğerin en fazla 70-80 gram olması lazım. Onu aynı marangozlar gibi törpülüyoruz, sadece küçücük bir karaciğer ve damarları kalıyor. Aksi halde çocuğun karnına sığmıyor. Çocuğun küçücük karnı var. Çok zahmetli ve tecrübe gerektiren bir iş” ifadelerine yer verdi.


Karaciğer vücudun motorudur


Karaciğer naklinde, nakil zamanlamasının son derece önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Yılmaz “Komplikasyon gelişmemiş birine ameliyat alternatifini sunmamak gerekir. Ancak çok iyi takip edilmelidir. Çünkü karaciğer vücudun motoru gibi bir organdır. Karaciğeri bozulmuş bir kişinin böbreği ve kalbi de zamanla bozulur. Eğer geç kalınırsa, işler zorlaşır. Hastaya hem böbrek hem de karaciğer naklini birlikte yapmak gerekebilir. İkili nakilleri de başarıyla yapıyoruz” ifadelerini kaydetti.


Yaşama süresi 2 yıl


Karnında hafif bir su toplaması olan sirozlu hastanın 2 yıllık yaşam ihtimalinin yarı yarıya düştüğünü belirten Prof. Dr. Yılmaz, kansere çeviren sirozda belirli bir evreden sonra ameliyat şansının kalmadığını belirterek “Karaciğer sirozlu hastalarda önemli problem, karaciğere giren ana damarın tıkanması. Bir süre sonra o damarın tıkanması bu ameliyatı bir kat daha zorlaştırıyor” diye açıklıyor.


Çocuklar anne ciğeri ile yaşıyor


Prof. Dr. Sezai Yılmaz, özellikle Doğu’da ailelerin kalabalık olduğunu ve nakil gündeme geldiğinde bütün akrabaların hastaneye akın ettiğini belirterek “Ama organ vermek söz konusu olduğunda hem fedakarlık hem de uyum açısından en çok annelerin çocuklara, çocukların da anne ve babaya verdiğini görüyoruz. Bu kişilerden alamazsak daha sonra ikinci derecedeki akrabalara başvuruyoruz. Akraba dışındaki kişiler için de illerdeki etik kurullar arada herhangi bir ticari ilişki olup olmadığını belirledikten sonra izin veriyor” dedi.


Nakil neden düşük?


Organ nakli sayesinde 1 kişinin 10 kişinin hayatını kurtarabileceğini söyleyen Prof. Dr. Sezai Yılmaz, ülkemizde kadavradan naklinin yetersiz olmasının sebebinin, insanların nakil yapmaması değil, hastanelerde beyin ölümü tespitinin yapılamaması olduğunu söylüyor. Dünyada kadavradan nakil oranlarının milyon nüfus başına 20’nin üzerinde olduğunu, ülkemizde ise Sağlık Bakanlığının son yıllardaki çabalarıyla günümüzde 7-8’lere yükseltilebildiğini ifade eden Prof. Dr. Yılmaz “Ne dinimizde, ne örfümüzde ne de halkımızın yaklaşımında organ nakline herhangi bir direnç yok. Bu konudaki en önemli problem, hastanelerde beyin ölümünün tespit edilememesi. Hekimler ‘bu konu benim alanım değil’ diyerek sorumluluk almak istemiyorlar. Bazılarında ise altyapı yeterli değil. Bizim ülkemizde beyin ölümü tespiti yapılırsa en az 3’te bir oranında halk, yakınlarının organlarını nakiller. Hele bu bilinç oluştuysa ve ailelerinde organ yetmezliği ile ilgili problem yaşamışlarsa bu insanlar daha duyarlı hale geliyorlar” şeklinde konuştu.


Bitkisel ilaçlar karaciğeri bitiriyor


Sağlık Bakanlığının organ bekleyenler listesine göre şu an itibari ile ülkemizde 2018 kişi kronik karaciğer yetmezliği sebebiyle karaciğer bekliyor. Aniden gelişen karaciğer yetmezlikleri bu rakamın içinde yok. Prof. Dr. Sezai Yılmaz, ülkemizdeki karaciğer yetmezliğinin en önemli sebebinin bugün için Hepatit B mikrobu olmasına rağmen yakın gelecekte bunun yerini şişmanlığa bağlı karaciğer yağlanmasının alacağını söylüyor. Yeni doğan aşılama programları sonucunda yakın bir gelecekte Hepatit B’ye bağlı hastalık görülmeyeceğine dikkat çeken Prof. Dr. Yılmaz “Türkiye için asıl tehlike karaciğer yağlanması. İnsanlar karaciğerin sadece alkol sebebiyle yağlandığını sanıyor. Alkol dışı karaciğer yağlanması bu tür vakaların yüzde 95’ini oluşturuyor. Şişmanlık en önemli sebep” dedi. Türkiye için önemli bir problemin de bitkisel ilaç olarak sunulan otların kullanılması olduğunu anlatan Prof. Dr. Yılmaz “Bu konuda yapılan en korkunç hata hastalıklara iyi gelsin diye ot kaynatıp içmek ya da televizyonda kendini profesör olarak tanıtan kişilerin tavsiye ettiği bitkisel olarak tarif edilen ilaçları kullanmak. Bu kişiler karşımıza karaciğeri iflas etmiş şekilde geliyorlar. Tek çare karaciğer nakli oluyor” dedi.


Naklin vericiye zararı yok


Canlıdan organ nakillerinde akıllara takılan en önemli sorulardan birinin de vericinin sağlık durumu olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Sezai Yılmaz “Alıcı aldığı karaciğerin reddedilmemesi için ömür boyu bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar kullanmalıdır. Bu arada enfeksiyonlardan korunmalıdır. Ancak organ veren kişi için herhangi bir problem yoktur. Maske takmak zorunda değildir. Sadece organı verdikten sonra bir süre takip edilmesi gerekir” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Talasgücü Belediyespor altyapı sporcularıyla buluşan Başkan Yalçın; Talas Belediye Başkanı ve Talasgücü Belediyespor Onursal Başkanı Mustafa Yalçın, Talasgücü Belediyespor altyapı oyuncuları aileleri ve teknik heyetle iftar sonrasında bir araya geldi. Burada konuşan Başkan Yalçın, “Cumhuriyetimizi ikinci yüzyıla devrederken, en önemli futbolcuları bizim çocuklarımız olsun diye bütün imkânlarımızı seferber ediyoruz.” dedi. Bir düğün salonunda düzenlenen programa Talas Belediye Başkanı Mustafa Yalçın’ın yanı sıra Talasgücü Belediyespor Kulübü Başkanı Yunus İloğlu, meclis üyeleri, altyapı oyuncuları, aileleri ve teknik heyet katıldı. “YALÇIN BAŞKANIMIZ HER ZAMAN YANIMIZDA” Programın açılışında konuşan Talasgücü Belediyespor Kulübü Başkanı Yunus İloğlu, altyapıyla ilgili bilgiler vererek, “Altyapıda 8-18 yaş arası 400’e yakın futbolcu kardeşlerimiz var. 8 yıl Bölgesel Amatör Lig’de mücadele edip şu an TFF 3. Lig’de olan A takımımız var. Başkanımız göreve geldiğinden bu yana şampiyonluklarla dolu bir hikayemiz oldu. U12, U14, U16, U18 takımlarımız hep Kayseri şampiyonluğu yaşadı. Talasımızı ve Kayserimize ülkemizde temsil eden bir altyapımız var. Bu yıl da U12, U14, U16 ve U18 yine Kayseri şampiyonu oldu. Şu an U15 ve U17 takımlarımız da ligde liderler. U14 takımımız Türkiye’de 4 takım arasına girdi ve gelecek hafta Bolu’daki maçta Türkiye şampiyonu olacaklarına inanıyoruz. Amacımız altyapımızdaki oyuncalarımızı A takıma çıkararak şehrimizi en iyi şekilde temsil etmek. Bizim her zaman maddi ve manevi yanımızda olan başkanımıza çok teşekkür ediyorum.” diye konuştu. “BÜTÜN İMKANLARIMIZI SEFERBER ETTİK” Talas Belediye Başkanı ve Talasgücü Belediyespor Onursal Başkanı Mustafa Yalçın da altyapıdaki gençlerin başarılarından dolayı duygulandığını ifade ederek, “Çocuklarımız hem akademik gelişimlerini tamamlıyorlar hem de futbol oynuyorlar. Cumhuriyetimizi ikinci yüzyıla devrederken en önemli futbolcuları bizim çocuklarımız olsun diye bütün imkanlarımızı seferber ediyoruz. Gelecek yüzyılda ülkemizin payidar olması için hepimiz yaptığı işi en iyi şekilde yapacak. Nasıl ki savunma sanayinde önemli kazanımlar elde etmeye başladıysak futbolda da bir numara olma yolunda çalışacağız. Bunun sonunda başarılı olacağımıza kuşkum yok.” şeklinde konuştu. “SADECE FUTBOL EĞİTİMİ YOK” Çocuklara sadece futbolcu eğitimi vermediklerini kaydeden Başkan Yalçın şöyle konuştu: “Çocuklarımızı sadece futbolcu mu yetiştiriyoruz? Hayır. Hem akademik çalışmalarında başarıları devam edecek hem de biz çocuklarımızı zararlı alışkanlıklardan korumak için bu tür faaliyetleri sürdüreceğiz. Bizlere güvenen değerli velilerimize, hocalarımıza, yöneticilerimize teşekkür ediyorum. Gözlerinden ve gönüllerinden öpüyorum. Başarılarının devamını diliyorum.” Konuşmaların ardından altyapıda oynayan futbolcuların aileleri Başkan Yalçın’a çiçek takdim ederek sağladığı desteklerden dolayı teşekkür etti.
Muğla Bodrum’da kıyı işgaline son verecek Cumhur İttifakı Bodrum Belediye Başkan Adayı Mehmet Tosun, hazırladığı kıyı kenar projesi ile hem Bodrumluları yeniden denizle buluşturacak, hem de sahillerdeki işgallere son verecek. Cumhur İttifakı Bodrum Belediye Başkan Adayı Mehmet Tosun, Bodrum’da kıyıları yeniden dizayn edecek bir Kıyı Kullanım Planı hazırladıklarını belirterek “Bu proje ile hem halkımızın kıyılardan yararlanma hakkını koruyacağız, hem de işletmelerimizin yaşadığı mağduriyetleri gidereceğiz” dedi. Türkiye’nin turizm cenneti Bodrum’da, plansız ve kontrolsüz büyüme neticesinde kıyıların sadece yüzde 10’unun halka açık olduğunu, vatandaşların artık isyan ettiğini söyleyen Tosun, 31 Mart’ta seçilerek göreve geldiği takdirde Kıyı Kullanım Plan ve Projesini, sivil toplum kuruluşları, meslek odaları ve bilim insanlarının da katılımıyla hayata geçireceğinin sözünü verdi. Seçim çalışmaları kapsamında Bodrum’un en popüler turizm merkezlerinden biri olan Kumbahçe sahilinde esnaf ziyaretleri yapan ve plajda güneşlenen vatandaşların dertlerini dinleyen Mehmet Tosun, Bodrum’un yol, su, altyapı problemlerinin yanı sıra halkın denize girecek alanlarının kısıtlı olmasının da başlı başına bir sorun olduğunu dile getirdi. Kumbahçe’nin eski görkemli günlerine yeniden kavuşacağını anlatan Tosun, “Gemi Yanaşma İskelesi’nden Çarşı merkezine kadar olan Kumbahçe sahil güzergahını sokak sağlıklaştırma projeleri çerçevesinde yeniden düzenleyeceğiz. Bunu tüm kıyılarımızda adım adım hayata geçireceğiz” diye konuştu. Halk plajlarının sayısını artıracaklarını söyleyen Tosun, “Geldiğimiz noktada, üç tarafı denizlerle çevrili yarımadamızda insanlarımız denize giremiyor. Her bölgeden denize ulaşamıyorlar. Bu konuda ciddi bir sorun var. Bununla ilgili Kültür ve Turizm Bakanlığımızla görüştük. Kültür ve Turizm Bakanlığımızın açtığı halk plajı sayıları artacak. Aynı şekilde biz de göreve geldiğimizde Büyükşehir Belediyemizle birlikte yeni plajlar açacağız. Şu anda Bağla tarafından bununla ilgili bir çalışmamız var ve birçok bölgede bu planları uygulayacağız. Ayrıca mevcut plajlarımızın tamamını bir kıyı kullanım çerçevesinde planlamak ve vatandaşımızın denize gireceği şekilde düzenlemek suretiyle hem turizm işletmelerinin ecrimisil sorununu çözeceğiz, hem de kıyılarımızın kullanım plan ve programını belirleyeceğiz. Nerede denize girileceğini, nerede su sporları yapılacağını ortaya koyacağız. Aynı şekilde ecrimisil sorunu bugün turizm işletmelerimizin en büyük sıkıntılarından biri. Bununla ilgili olarak da doğru noktalarda kıyı kiralamasını Milli Emlak’tan yapacağız, vatandaşlarımızın belediye ile muhatap olmasını sağlayacağız. Böylece vatandaşlarımızı denizle buluşturacağız. Aynı şekilde denize girerken bu bölgelerde ihtiyaçlarını karşılayacakları butik alanlar oluşturacağız. Bodrum insanımızı önümüzdeki süreçte adım adım denizimizle, plajlarımız üzerinden buluşturacağız. Mevcut plajlarımızı da inşallah bizim görev süreci içerisinde Bodrumumuza yakışan ve Bodrum halkının dilediği gibi yararlanabileceği, gönül rahatlığıyla denize girebileceği hale getireceğiz” dedi. Sahada çalışmaların çok güzel gittiğini de belirten Tosun, “Son 3 günümüz kaldı, sahada vatandaşlarımızın büyük bir ilgisi alakası var. İnşallah bu seçimleri Pazar günü kazanacağız. Biz Bodrum’u karış karış geziyoruz. Gece gündüz sokaklardayız. Artık karar ve söz Bodrum halkının” ifadelerini kullandı.
Eskişehir Ramazan şenliklerine ziyaretçi akını Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nde organize edilen Ramazan şenliklerine 7’den 70’e birçok kişi yoğun ilgi gösterdi. Eskişehir Anadolu Üniversitesi Rektörlüğü öncülüğünde Halk Bilim ve Araştırmaları Merkezi tarafından hazırlanan Ramazan Şenlikleri programı, dün akşam Atatürk Kültür ve Sanat Merkezi’nde ‘Hacivat-Karagöz’ oyunu ile başladı. Türk Sanat Müziği, Türk Halk Müziği, halk dansları ve karışık Türk müziği ile devam eden programlara, 7’den 70’e çok sayıda kişi katılım gösterdi. Program esnasında salon hınca hınç dolarken, merdiven boşluklarında dahi oturacak yer kalmadı. “Ramazanın bereketiyle de bütün organizasyonlarda bir araya gelmeye çalışıyoruz” Program öncesi konuşan Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fuat Erdal, şu ifadeleri kullandı: “Bu akşam önce uluslararası öğrencilerimizle bir iftar yaptık. Arkasından da bütün öğrencilerimizle ve çalışanlarımızla bir iftar eğlencesi düzenledik. Biliyorsunuz, Ramazanlar kardeşliğimizin, dostluğumuzun ve arkadaşlığımızın pekiştirildiği, birlik beraberliğimizin güçlendirildiği zamanlardır. Dolayısıyla bu Ramazanın bereketiyle de bütün organizasyonlarda bir araya gelmeye çalışıyoruz. Bu etkinlikler aynı zamanda hem öğrencilerimizle, hem de akademik ve idari personelimizle bir kaynaşma platformu. O yüzden Ramazanın bereketiyle umarım bu kadar savaşların, felaketlerin olduğu dünyada her şey en kısa sürede düzelir, dostluk ve barış her şeyin yerini alır, sevgi hepimizi kuşatır diye temenni ediyoruz.”