GENEL - 17 Temmuz 2018 Salı 17:41

Üniversitenin saklı incisi Arboretum Park Göleti

A
A
A
Üniversitenin saklı incisi Arboretum Park Göleti

İnönü Üniversitesi içerisinde yer alan Arboretum Park Göleti üniversite çalışanlarının ve öğrencilerin dinlenmek için uğrak yerlerinin başında geliyor.

İnönü Üniversitesi içerisinde yer alan Arboretum Park Göleti üniversite çalışanlarının ve öğrencilerin dinlenmek için uğrak yerlerinin başında geliyor.


Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü tarafından projelendirilen ve uygulanan Arboretum Park Göleti, üniversitenin adeta saklı bir incisi. Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bülent Yılmaz Arboretum Park Göletinin 2013 yılında bir proje ile ortaya çıktığını belirterek, “Bu proje TED Malatya Koleji ile Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesinin arasındaki bölgeden güneybatı yönündeki alanda bir Arboretum Park oluşturma fikri ile ortaya çıktı” dedi.


Arboretum’un odunsu bitki türlerinden oluşan canlı bitki müzesi olduğunu dile getiren Yılmaz, Arboretumların pek çok bilimsel araştırma yapılmasına imkan sağladığını ve bu parklar sayesinde bitki tanıtımı yapılabilecek eğitim gezileri, farklı fotoğraflar çekilebilecek fotoğraf turlarının da gerçekleştirilebildiğini söyledi. Bu sayede insanların doğa ile iç içe hem hoş vakit geçirebilecekleri hem de bitkiler ile ilgili bilgi birikimlerini artırabilecekleri bir ortam oluşturulduğunu kaydeden Yılmaz, “Bu amaçlar doğrultusunda Üniversitemiz içindeki Arboretum park alanının kaplayacağı alan yaklaşık 47 hektar olarak planlanmıştır. Arboretumlar uzun yıllar içinde şekillenir ve sürekli bir gelişim içindedir. Biz bu proje kapsamında ilk olarak Arboretum Park projesinde yer alan yapay gölet ve çevresini düzenledik. 2015 yılında tamamlanan bu bölgedeki göletin taban alanı 3,5 dönüm ve yamaçları ile kapladığı alan 5 dönümdür. Çevresindeki yeşil alanlar, oturma alanları ve yürüyüş yolları ile bu alan yaklaşık 12 dönüme ulaşmıştır. Gölette su derinliği 130 cm olup yaklaşık 7000 metreküp su hacmine sahiptir. Gölet üç kademeden oluşmakta, devirdaim yardımıyla suyun çıkış yaptığı kanala ulaşarak havalanması sağlanmaktadır. Göletin yapım aşamasından bahsetmek gerekirse ilk aşamada alan kazı ve dolgu çalışmaları ile tesviye edildi. Daha sonra sıkıştırılmış zemin üzerine 10 cm kil serilerek tekrar sıkıştırma işlemi sağlanmıştır. Bunun üzerine koruyucu keçe ve asıl su geçirimsizliğini sağlayan 2 mm kalınlığında jeomembran malzeme serilmiştir. Sentetik özelliğe sahip mebran tabakasının zarar görmemesi için üzerine tekrar koruyucu keçe serilmiştir. Koruyucu keçe üzerine yerleştirilen hasır çelikler üzerine ise 10 cm kalınlığında beton dökülmüştür. Son olarak 3 mm kalınlığında zemin koruyucu uygulanarak taban geçirimsizliği tamamlanmıştır. Doğal bir görünüm sağlayabilmek için irili ufaklı dere taşları yamaçlara yapıştırılmıştır. Yani burada su kaybı hemen hemen hiç olmamakta sadece yazın çok sıcak günlerde su kaybına neden olan buharlaşma ise yok denecek kadar azdır.” İfadelerine yer verdi.


“Gölet fauna için yaşam ortamıdır”


Göletin yaban yaşamına çok büyük bir katkı sağladığını kaydeden Dekan Yılmaz, “Çok farklı kuş türleri özellikle belli saatlerde ve mevsimlerde yoğun olarak göletin alanı çevresinde görünmektedir. Bu da özellikle kuş gözlemcileri için keyifli anlar yaşatmakta ve ilgi çekici görüntüler oluşturmaktadır. Yani fauna için önemli bir yaşam alanı oluşturmuş olduk.” dedi. Göletin etrafında bir yürüyüş yolunun olduğunu belirten Dekan Yılmaz “Biri göletin en büyük çanak alanının içindeki ada üzerinde olmak üzere toplam 7 adet kameriye bulunmaktadır. Ayrıca göletin üzerindeki ahşap köprü de estetik bir görüntü sağlamaktadır. Tabi ki bu proje ilk etap olarak başlamıştır. Bundan sonraki kısımda özellikle göletin çevresindeki arboretum park alanı için farklı türlerdeki bitkiler bu alana getirilerek bitki tür çeşitliliği açısından zengin bir ortama dönüştürülecektir. Bu da gelecekteki hedeflerimiz içerisinde yer almaktadır.” ifadelerini kullandı. Göletin kullanımının giderek arttığını kaydeden Dekan Yılmaz, amaçlarını şu şekilde açıkladı: “Bizim burada ki en önemli görevimiz gölet ve çevresinin sürdürülebilir olmasıdır. Elbette kullanacağız ancak mutlaka korumamız da gerekiyor. Bunu sağlayamazsak bu gördüğünüz güzellikler kısa sürede yok olabilir. Onun için çok dikkat etmemiz gerekiyor” şeklinde konuştu.


“Üniversitenin göz bebeği olabilecek yerlerden birisi”


Parkın herkes tarafından çok iyi korunması gerektiğini de dile getiren Yılmaz, “Çünkü bilinçsiz kullanım ve çevre kirliliği bazen rahatsızlık verici bir boyuta ulaşabiliyor. Fakültemiz elemanları ve öğrencilerimiz ile bunu bertaraf etmeye çalışıyoruz ancak her an yetişmek mümkün olamıyor maalesef. Kısacası biraz daha dikkat etmemiz gerekiyor. Çünkü bu gölet alanı ile arboretum park projesinin merkezini yani çekirdek bölgesini oluşturmuş olduk. Bundan sonra hem bitki tür çeşitliliğini arttırmak hem de üniversitemizin ikinci merkezi olabilecek yaşam alanlarını oluşturma yolunda daha çok çalışmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.


Üniversite yönetiminin bu anlamda çalışmaları önemsediğini ve desteklediğini kaydeden Yılmaz, “Şüphesiz bu destek, çalışmaların hızlı ve sağlıklı bir şekilde yürümesi noktasında büyük önem taşımaktadır” şeklinde konuştu.


Arboretum Park Göletinin devamı olacak yeni proje hakkında da bilgi veren Yılmaz, “Bu projenin diğer bir ayağı da göletin kampüsümüzün merkezine yani kuzeydoğuya doğru uzanan geniş bölgesinde yoğun bir kullanıma ev sahipliği yapabileceği düşünülen sosyal ve rekreasyon alanının oluşturulmasıdır. Tabi ki bu proje üniversitemiz için önemli bir yatırımdır. Merkezde eksikliği hissedilen özellikle öğrencilerin oturup zaman geçirebileceği, yeme içme yerlerin olacağı bu bölge göletle beraber çok daha göz dolduracaktır” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Erzincan’da tarım bölümü öğrencileri hem öğreniyor, hem üretiyor Erzincan’da meslek lisesi öğrencileri okulun bahçesindeki serada fide yetiştiriciliği yaparak hem öğreniyor hem de ekonomiye katkı sunuyor. Tarım bölümü öğrencileri, serada teorik eğitimlerini uygulama fırsatı buluyor. Erzincan İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nün destekleri ile kurulan seralarda sebze fidesi üretim faaliyeti 2020 yılında başlayarak Tarım Alanı öğretmen ve öğrencileri tarafından kurulduğu yıl 30 bin sebze fidesi üretimi gerçekleştirildi. 2021 yılında Covid-19 nedeniyle uzaktan eğitim yapıldığı için, sebze ve aromatik bitki fidesi üretim faaliyetleri öğrencilerin okulda olmaması nedeniyle Tarım Alanı öğretmenleri tarafından yapıldı. Okul serasının üretim kapasitesi, pandemi olmasına rağmen, 2021 yılında iki katına çıkarılarak 60 bin adet fideye ulaştı. 2022 yılında ise mevcut serada tam kapasiteye ulaşılarak 90 bin sebze ve aromatik bitki fidesi üretildi. 2023 yılında da serada 95 bin fide üretimi yapıldı. Bu sene ise 110 bin fide üretimi yapıldı. Serada, domates, biber, hıyar, kabak, kavun, karpuz, lahana, patlıcan ve 3 cins aromatik bitki olarak reyhan, kekik, fesleğen üretimi olmak üzere toplamda 35 farklı tür fide üretimi yapılıyor. Üretimde yerelde halkın lezzet olarak en çok tercih ettiği ata tohumları kullanılmaya özen gösterilirken, ticari anlamda üretim yapmak isteyenler için yüksek verimli hibrit türlerin de üretimi gerçekleştiriliyor. Kullanılan tohumların genelde ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 30 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticiler için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı vatandaşlardan oldukça rağbet görüyor. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi Tuba Bakartepe, “Biz derste gördüğümüz teorik işlemleri serada uygulayabiliyoruz. Serada fidelerimizi yetiştiriyoruz. İlaçlaması, gübrelemesi, sulaması hep bizim elimizden geçiyor. Organik gübreyle kendimizin yetiştirdiği fideleri halkımıza sunuyoruz.” dedi. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdür Başyardımcısı Abdullah Çiftçi’de, “Okulumuzun üretim üssü olan seramızdayız. Bu serada öğretmen ve öğrencilerimizle 100 binin üzerinde fide üretilmiş durumda. Kullanılan tohumların genelinin ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 20 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticilerimiz için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı halkımızın talebi fazla olmaktadır. Ayrıca üretilen fideler sosyal projeler dahilinde ihtiyaçlı ailelere ücretsiz olarak verilerek, öğrencilerimiz nezaretinde söz konusu ailelerin üretim faaliyeti yapmaları ve ailelerin geçimlerine katkı sağlamaları hedeflenmektedir." dedi.