GENEL - 20 Eylül 2017 Çarşamba 13:59

Yazdığı romanda 28 Şubat’ı gerçek hikayelerle anlattı

A
A
A
Yazdığı romanda 28 Şubat’ı gerçek hikayelerle anlattı

Malatya Halk Eğitim Merkezi Müdür Yardımcısı ve 26 yıllık eğitimci Nurgül Yakın, 28 Şubat’ı konu alan “Ergenekon’un Çocukları” isimli bir roman yazdı.

Malatya Halk Eğitim Merkezi Müdür Yardımcısı ve 26 yıllık eğitimci Nurgül Yakın, 28 Şubat’ı konu alan “Ergenekon’un Çocukları” isimli bir roman yazdı. Yakın, romanında o dönemde yaşayan iki öğrencinin başından geçen olayları anlatarak 28 Şubat’ın bıraktığı kalıcı izlere dikkat çekiyor.


28 Şubat sürecinde başörtülü iki Hukuk Fakültesi öğrencisinin başından geçen olayları konu edinen kitabında öğrencilerin yaşadığı zorlukları ve o dönemde başörtülü insanlara yapılan baskıları anlatan Yakın, 28 Şubat’ın hafızalarda derin izler bıraktığını söyleyerek, bir daha böyle dönemler yaşanmaması için bu kitabı yazdığını ifade etti. Türkiye’de 10 yılda bir, bir şekilde gruplaşmalar olduğunu ve arkasından darbeler yapıldığını ifade eden Yakın, “Darbeler ülkemizde derin izler bırakıyor. Her 10 yılda bir büyük bir nesli kaybediyoruz. Her defasında küskünler ve kırgınlar oluşturuyoruz. 28 Şubat da bunlardan birisi. Belki etkisi 15 yılda bitti ama bana göre bilinçaltımıza 100 yıllık bir kara leke bıraktı. Ben, bu kara lekenin unutulmaması adına kitabı kaleme aldım. Kitabı yazmadaki amacım ise özellikle yeni neslin şu anda sahip olduğu özgürlüklerin farkında olmadığını görmemdendir. Yani o kadar çok özgür yaşıyor ve o kadar çok özgürlüğü var ki bizim çektiğimiz sıkıntılardan haberleri yok yeni neslin" dedi.


Türkiye’nin birlik ve beraberliğini istemeyenlerin ülkenin başına 28 Şubat gibi dönemleri musallat ettiğini aktaran Yakın, “Bizi Anadolu’da istemiyorlar. Biz bin yıldır bu toprakları şehit kanıyla sulayarak buraya sahip olduk. Hala bizi bu topraklarda söküp atmak istiyorlar. O yüzden bir ve beraber olarak bu topraklara sahip çıkacağız” dedi.


Kitabın adının ‘Ergenekon’un Çocukları’ olmasının sebebinden de bahseden Yakın, “Ergenekon’un kelime anlamı aşılamayan dağ demek. Yani 28 Şubat süreci de kadınlar için aşılamayan bir dağ, bir engeldi. Ancak onu yaşayanlar bilir. Toplumunda sürekli rencide edilenler bilir. Hepimiz Orta Asya’dan gelen boyların birer parçasıyız. Ve biz geldik buraya tutunmak istedik. ‘Anadolu’nun Çocukları’ diye de yazabilirdim bu kitabı. ‘Ergenekon’un Çocukları’ deme sebebim hem tarihi bir ismi hatırlatmak hem de bir mahkeme süreci ile kirletilmiş bir ismi aklamaktır. Ergenekon bizim ata yurdumuzun adı, demiri eritip geldiğimiz dağın adı. Bizim başka alternatifimiz yok, biz bu topraklara tutunmak ve burada yaşamak zorundayız. O halde biz birbirimizi sevmek zorundayız. Biz, Allah’ın emrettiği başörtüsü nedeniyle kadınları hor göremeyiz. ‘Başınızı açın’ diye bir dayatmayı kadınlara yapamayız” ifadelerini kullandı.


Kitapta, gençlere mesajlar verdiğini aktaran Yakın, “İstedim ki bundan sonraki nesiller küçük küçük meseleler için ya da uyduruk meseleler için birbirlerini incitmesinler. Birlik beraberlik içinde okullarına gitsinler. Devlet dairelerinde çalışsınlar, sokakta birbirlerine gülerek selam versinler. ‘Bu Alevi, bu Sünni, bu sağcı bu solcu’ demesinler. Bizim birbirimizi sevmekten başka alternatifimiz yok” şeklinde konuştu.


Kitapta o dönemde yaşamış iki Hukuk Fakültesi öğrencisinin başından geçen olayların anlatıldığını dile getiren Yakın, “Gerçek bir hikayedir. Buradaki çocukların hem kendileriyle hem aileleriyle hem de devletle mücadele vererek hayata tutunma mücadelesini anlatıyorum. İnşallah işe yarar. Şu anada kadar birçok kişi kitabı inceledi ve çok beğendiklerini söyledi” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli İki belediyenin çalışanları birbirine girdi Kocaeli Şehir Hastanesi’nin etrafının düzenlenmesi sırasında iki belediyenin çalışanları karşı karşıya geldi. Yaşananlar üzerine Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Aydınlık ile İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet görüştü. İddiaya göre İzmit Belediyesi ekipleri, şehir yanında bulunan ve Tavşantepe Mahallesi’nde kalan sokağın asfalt çalışması için bölgeye gitti. Bu sırada aynı sokakta çalışma yapan Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ekipleri ile İzmit Belediyesi çalışları karşı karşıya geldi. İki grup arasında zaman zaman kavgalar da yaşanırken, İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet bölgeye geldi. İzmit Belediyesi ile gelen grupta yer alan bir kişi İzmit Belediyesi meclis üyesi İbrahim Efe’yi ittirdi. Yere düşen İbrahim Efe’ye İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet ile yanında bulunanlar, "Kendini yere atıyorsun, numara yapma" diye tepki gösterdi. Bu sırada Fatma Kaplan Hürriyet’in yanında bulunan bir kişi de yere düştü. Yaşananlar an be an kaydedildi. Ayağa kalkan İbrahim Efe, "Başkanım bu yapılanlar doğru mu?" diyerek Fatma Kaplan Hürriyet’e tepki gösterdi. Yaşananların ardından Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Aydınlık’ta bölgeye geldi. Fatma Kaplan Hürriyet ile Hasan Aydınlık karşılıklı görüşme gerçekleştirdi. Fatma Kaplan Hürriyet açıklama yaptı Yaşananların ardından Fatma Kaplan Hürriyet yaptığı açıklamada, "Lütfen biraz uzlaşı. Lütfen beraber hizmet edelim. Birbirimize bilgi verelim. Biz bu konuda erinmeyiz. Teşekkür etmekten de asla gocunmayız. Sonuçta seçilmiş belediye ve belediye başkanlarıyız. Dolayısıyla nezaket gereği birbirimize bilgi vermek çok zor olmasa gerek. Bundan sonra biz yapıcı tavrımızı devam ettireceğiz. Uzlaşı arayışımızı devam ettireceğiz. İnşallah bu uzlaşı arayışımıza olgunlukla cevap gelir" dedi.
Denizli Arıcılardan çevre örgütlerine ilginç sitem: "Arı yoksa peşinden koştukları hayvanlar da olmayacak" Denizli’de plansız yapılan ilaçlama, polen toplayan arılara zarar verdi. Gelişmiş ülkelerde aynı zamanda tohumlama yapan arılar için ücret ödendiğine savunan arıcılar, bu konuya duyarsız kalan çevreci örgütlere, “Arı yoksa peşinden koştukları hayvanlar da olmayacak ancak belgesellerde izleyebilecekler” diyerek sitem etti. Baharla birlikte arıların polen mesaisi de yoğun bir şekilde devam ederken, arıcılar için de korku dolu günler başlamış oldu. Arıların polen topladığı gün içinde yapılan ilaçlamalar, kolonilerde kayıplara yol açtı. Denizli’nin Buldan ilçesinde arı yetiştiriciliği yapan ve Denizli Arı Yetiştiricileri Birliği Yönetim Kurulu üyesi olan Hakan Aytekin, polen toplayan arıların bu dönemde badem, erik, kiraz, vişne, şeftali, ayva ve armut ağaçlarında dölleme yaptığına dikkat çekti. Meyve üreticilerinin ilaçlamalarını akşam saatlerinde yapmalarının önemine değinen Aytekin, “Arıların doğal yaşama yaptıkları katkı tartışılamaz. Arı yaşamazsa hayat olmaz. Çiftçilerimiz ilaçlamalarını akşam saatlerinde yapsınlar ki arı ölümleri olmasın” dedi. Ailesinin tek geçim kaynağının arıcılık olduğuna işaret eden Aytekin, “Baharın gelmesiyle arılarımız hummalı bir çalışmaya başladı. Arılarımız çiçek açan meyve ağaçlarından polen toplarlarken bir taraftan da dölleme yapıyorlar. Bahar gelince işlerimiz yoğunlaşıyor ama biz arı yetiştiricileri için sıkıntılarda başlamış oluyor. Bizim en büyük sıkıntımız, zamansız yapılan ilaçlamalar. Meyve üreticilerimiz zamansız ilaçlama yapmalarından dolayı arılarımız zarar görüyor, zehir alıyorlar. Bugün dünyanın pek çok gelişmiş ülkesinde arıcılara arılar meyve ağaçlarında tohumlama yaptıklarından dolayı ekstra ücret ödenirken, bizler tohumlama sırasında arılarımız zehir almasın diye uğraşıyoruz. Üreticilerimizden ricamız ilaçlamalarını akşam saatlerinde yapmalarıdır. Albert Einstein’ın da dediği gibi ‘Arılar olmazsa, dünya olmaz. Arı yoksa hayat yoktur’ Bu dünyayı biz dedelerimizden değil, çocuklarımızdan ödünç aldık. Özellikle kimyasal ilaçlardan uzak durmamız gerekiyor” diye konuştu. “Çevreci örgütler arı ölümlerine duyarsız kalıyor” Arılar konusuna duyarsız kalan çevre örgütlerine sitem eden Aytekin, tepkisini şu sözlerle ifade etti: “Doğa dernekleri ve doğa ile ilgili çevreci sivil toplum örgütlerine sitemde bulunuyorum. Bu konuya önem vermelerini istiyoruz. Eğer arılar olmazsa, onların peşinden koştuğu hiçbir hayvan ve bitki topluluğunun yaşama şansı yoktur. Arı yoksa hayat yok. Arı yoksa peşinden koştukları hiçbirinin hayvanın resmini çekme gibi şansları olmayacak ancak doğayı belgesellerde veya eski çektikleri arşivlerinden izleyebilirler. Arıların zehirlenmesi noktasında lütfen bize destek çıksınlar. Arıların yaşaması, doğanın var olması gerçeğinden yola çıkarak bizlere destek vermeleri gerekiyor. Bu anlamda arıcılarımızın bereketli bir sezon geçirmelerini temenni ediyorum.”
Antalya Ehliyetsiz sürücünün çarptığı motosiklet sürücüsü ağır yaralandı, kaza sonrası kavga çıktı Antalya’nın Manavgat ilçesinde motosiklet ile otomobilin çarpışması sonucu meydana gelen kazada motosiklet sürücüsü ağır yaralandı. Kaza sonrası yaralanan motosiklet sürücüsünün yakınları, otomobil sürücüsüne saldırmak istedi. Kavgayı vatandaşlar güçlükle ayırdı. Kaza, Remzi Güven Caddesi’nde meydana geldi. Alınan bilgiye göre; İmam Hatip Lisesi istikametinden gelip 3544 Sokak istikametine gitmekte olan İsa Ali Ceylan’ın kullandığı 07 N 9247 plakalı otomobil ile Remzi Güven Caddesi üzerinde Bayır Mezarlığı istikametinden gelip Mehmet Akif Ersoy Caddesi istikametine gitmekte olan Hasan Kocademir’in kullandığı 07 LA 787 plakalı motosiklet çapıştı. Kazada yaralanan ve sağlık ekibinin olay yerindeki müdahalesinin ardından ambulansla hastaneye kaldırılan motosiklet sürücüsünün hayati tehlikesinin bulunduğu bildirildi. Olayı haber alıp gelen motosiklet sürücünün yakınları ise yaşı küçük olan ve ehliyeti bulunmayan otomobil sürücüsüne saldırdı. Kavgayı çevredeki vatandaşlar güçlükle ayırabildi. 38 bin 931 TL ceza Kazanın ardından Manavgat Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Büro Amirliği ekipleri tarafından yapılan kontrolde sürücü belgesi olmadığı belirlenen 17 yaşındaki otomobil sürücüsüne ve otomobil sahibine ayrı ayrı 12 bin 977 TL, motosiklet sürücüsüne de hurdaya ayrılmış motosiklet ile trafiğe çıkmaktan 12 bin 977 TL olmak üzere toplam 38 bin 931 lira para cezası uygulandı.