GENEL - 01 Aralık 2016 Perşembe 12:36

Cezayir’deki Türk izleri

A
A
A
Cezayir’deki Türk izleri

Cezayir 2 Üniversitesi Türkoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Chakib Benafri, şuanda binlerce Cezayirlinin, Cezayir vatandaşının damarlarında Türk kanı dolaştığını ve Cezayir’de hala ‘Karadenizli’, Aydınlı’, İzmitli’, ‘Afyonlu’, ‘Antepli’ , ‘Erzurumlu’ gibi lakapların sıklıkla kullanıldığını belirtti. 70 öğrenci ile başladıkları Türkoloji Bölümünün 3 senede 750 öğrenciye ulaştığını dile getiren Benafri, Cezayir ve Türkiye arasındaki ortak mirasın gelecek nesillere aktarılması gerektiğini söyledi.
Türk Tarih Kurumu ve Başbakanlık TİKA Başkanlığı tarafından desteklenen Manisa Celal Bayar Üniversitesinin ev sahipliğinde Cezayir 2 Üniversitesi işbirliği ile gerçekleştirilen ‘Uluslararası Fethinin 500’üncü Yılında Cezayir, Barbaros Hayrettin Paşa ve Osmanlı Denizciliği Sempozyumu’ Manisa CBÜ Süleyman Demirel Kültür Merkezinde başladı. 3 gün boyunca sürecek olan sempozyumda Cezayir’deki tarihsel mirasın, Türk izleri ve Osmanlı denizciliği konuşulacak.
Sempozyumun açılış toplantısına Manisa Valisi Mustafa Hakan Güvençer, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. A. Kemal Çelebi, Manisa İl Jandarma Komutanı Albay Özcan Kaplan, Cezayir 2 Üniversitesi Türkoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Chakib Benafri, Rektör Yardımcıları, Yunusemre Belediye Başkan Yardımcısı İdris Avşar, Başbakanlık Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) Temsilcisi Faruk Bozgöz, yüksekokul müdürleri ve çok sayıda öğrenci katıldı.
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Cezayir 2 Üniversitesi Türkoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Chakib Benafri, Türkiye ve Cezayir’in ortak bir mirasa sahip olduğunu ve bu mirasın gelecek kuşaklara aktarılmasının önemli olduğunu ifade etti. Barbaros kardeşlerin Cezayir’e gelirken İspanyol baskısı altındaki şehirleri kurtardığını ve huzurun geldiğini kaydeden Prof. Dr. Benafri, Cezayir’de binlerce Osmanlı arşivi olduğunu ancak Osmanlıca paleografyasını bilen kişi sayısının az olmasından dolayı bu ve benzeri sempozyumlar ve işbirliği ile ortak mirasa sahip çıkılabileceğini ve gelecek kuşaklara aktarılabileceğini dile getirdi.

Cezayir’deki Türkler
Barbaros kardeşlerin Cezayir’e girdiği tarihten 1830’a kadar Anadolu’dan yaklaşık 170 bin askerin de Cezayir’e geldiğini kaydeden Prof. Dr. Benafri, "Biliyorsunuz 1516’da Barbaros Kardeşlerin Cezayir’e gelmesi ve 1830’a kadar hemen hemen 170 bin Anadolu’dan ve Ege Bölgesinden gelen askerler olmuştur. Bu ne demek? Şuanda binlerce Cezayirlinin, Cezayir vatandaşının damarlarında Türk kanı taşıyor" dedi. Prof. Dr. Benafri, Cezayir’de hala ‘Karadenizli’, Aydınlı’, İzmitli’, ‘Afyonlu’, ‘Antepli’, ‘Erzurumlu’ gibi lakapların sıklıkla kullanıldığını belirtti.

Türkolojiye ilgi artarak devam ediyor
Üniversitelerinde 70 öğrenci ile açtıkları Türkoloji Bölümüne de her geçen yıl ilginin artarak devam ettiğini dile getiren Benafri, "Cezayir’de Osmanlıca ve Osmanlı Paleografyası bilen az. Bu şekildeki ortak çalışmalarla bu geçmişimizi mirasımızı değerlendirebiliriz. Bizim Türkoloji Bölümü 2013 yılında başladığımızda 70 öğrencimiz vardı. Şuanda 750 öğrencimiz var" dedi.

Ortak kader
Manisa Celal Bayar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Çelebi ise konuşmasında şunları dile getirdi:
"Akdeniz, Ortadoğu, Orta Asya, Kafkaslar ve Balkan coğrafyasında bizim ortak tarihsel geçmişe ve kültürel mirasa sahip olduğumuz toplum ve devletlerden oluşuyor. Tabiki bu tarihten gelen birliktelik ve ortaklık bizi gelecekte de birlikte hareket etmeye bir kader olarak aslında mahkum ediyor. Dünyanın gözyaşı, kan, zulüm ve sömürü içinde bulunduğu bu dönemde ortak geçmişe ve kültürel mirasa sahip olan bu ayrı bağımsız ve özgür ülkeler dünyanın yeniden ihya ve inşasında, imarında gelecekte birlikte yürümek durumundadırlar. Bu bakımdan bu sempozyum ayrı bir önem arzediyor. Bu sempozyumda fethinin 500’üncü yılında Osmanlı ve Cezayir ilişkilerini, Barbaros Hayrettin Paşa ve Osmanlı Denizciliği bağlamında çok kıymetli bilim insanları ele alacaklar, inceleyecekler. Burada yaptıkları çalışmaların neticelerini paylaşarak geleceğe ışık tutmuş olacaklar. Bu bakımdan bu uluslararası sempozyumların önemi çok farklı ve çok fazla."
Knuşmaların ardından Manisa Valisi Mustafa Hakan Güvençer, Başbakanlık TİKA Temsilcisi Faruk Bozgöz’e, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Çelebi de Cezayir 2 Üniversitesi Türkoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Chakib Benafri’ye katkılarından dolayı teşekkür plaketi takdim etti.
Manisa Celal Bayar Üniversitesi Süleyman Demirel Kültür Merkezinde başlayan sempozyum 3 Aralık tarihine kadar devam edecek.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Ruhsatsız tabanca ile yakalandı, “Taşımıyorum bozuk” diyerek tüfek ruhsatı gösterdi Aksaray’da ruhsatsız tabanca ile yakalanmasına rağmen önce “Taşımıyorum” deyip inkar eden, sonra da “Bozuk” diyen sürücü bir de “Ruhsatım var” diyerek tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. Olay Gülağaç Yolu Kireçlik Mevkiinde yaşandı. Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde gece yarısı bekçilerin de katıldığı asayiş ve trafik uygulaması yapan İl Emniyet Müdürlüğü asayiş ile trafik şubesi ekipleri şüphe üzerine Gülağaç ilçesinden Aksaray merkez istikametine seyreden Ali B. (38) idaresindeki 51 ACV 230 plakalı otomobile "dur" ihtarında bulundu. Sürücüsü ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirildikten sonra araçta arama yapan bekçiler araç içerisine gizlenmiş bir adet tabanca buldu. Kullandığı araçta tabancayla birlikte yakalanmasına rağmen “Taşımıyorum” diyen sürücü Ali B. daha sonra tabancanın bozuk olduğunu belirterek işlem yapılmasından kaçmak istedi. 2 ayrı bahanesiyle başarılı olamayan sürücü bu kez de “Ruhsatım var” diyerek yakalattığı tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. 3 ayrı bahanesiyle işlemden kaçamayan sürücü son olarak tabancayı kabullenerek “Benim, tamir için taşıyorum” dedi. Tabancaya bekçiler tarafından dolu boş kontrolü yapıldıktan sonra el konulurken ruhsatsız tabanca taşımaktan gözaltına alınan sürücü adli işlemler için polis merkezine götürüldü.
Bartın Bartın’daki feci yangının tanıkları yaşanan dehşeti anlattı Bartın’da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı yangında şok detaylar ortaya çıkarken, olayın tanıkları ise yaşanan dehşeti anlattı. Bartın’ın Kayadibikavlak Köyü Örencik Mahallesi’nde bulunan tek katlı bir evde saat 20.30 sıralarında kesin sebebi henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Bitişiğindeki eve de sıçrayan yangında Tevfik Çetinbağ hayatını kaybederken, eşi Seher Çetinbağ, ile kardeşi Selim Çetinbağ ağır şekilde yaralandı. Olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saat süren çalışmalarının ardından yangın söndürülürken, iki ev de kullanılamaz hale geldi. Yaralılar ambulansla hastaneye kaldırılırken, durumlarının ağır olduğu belirtildi. Boş tüpü itfaiye evden uzaklaştırdı Yangın esnasında Bartın Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, bölgede geniş güvenlik tedbirleri alındı. Yangının tamamen söndürülmesinin ardından nöbetçi savcı ve olay yeri inceleme ekipleri, evin içerisinde, çevresinde detaylı inceleme yaptı. Evin kapısının önündeki boş tüp ise, ekiplerin incelemesinin ardından bir itfaiye eri tarafından kapının önünden alınarak, yola çıkartıldı Faciada şok detaylar Facianın ardından olayla ilgili sır perdesi de aralanmaya başladı. Yanarak ölen Tevfik Çetinbağ’ın yatalak hasta olduğu ve yangından kaçamadığı öğrenildi. Patlama esnasında kocasıyla birlikte evde bulunan Seher Çetinbağ’ın patlamanın hemen ardından yardım istemek için dışarı çıktığı ve kocasının kardeşi olan Selim Çetinbağ ile birlikte yatalak eşini kurtarmak için alevlerin arasına girdiği belirtildi. Alevlerin arasında kalan Seher Çetinbağ ve kaynı Selim Çetinbağ, Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmayı başaramazken, kendileri de ağır bir şekilde yaralandı. "Gaz sızıntısı" iddiası Yapılan ilk incelemelerde, Seher Çetinbağ’ın olaydan birkaç saat önce tüp değişimi yaptığı belirlendi. Dolu tüpü kendisini ocağa monte ettiği ileri sürülen Seher Çetinbağ’ın, yemek yapmak için tüpü açtıktan bir süre sonra tüpten sızan gazın alev aldığı ve patlamanın meydana geldiği tahmin ediliyor. Yangının kesin sebebinin ise itfaiye ve olay yeri inceleme ekiplerinin hazırladığı raporların tamamlanmasının ardından ortaya çıkacağı kaydedildi. Patlama sesine irkildiler Alevlerin kül ettiği evlerin yaklaşık 5 metre uzağındaki evde oturan Belma Çetinbağ ve yengesi Fatma Çetinbağ, o anlarda yaşanan dehşeti anlattı. Yangında amcasını kaybeden ve babası yaralanan Belma Çetinbağ, yemek yerken patlama sesi ile irkildiklerini kaydetti. Patlama sesinin ardından dışarı çıktıklarında ise amcasının kaldığı evin alevlerin arasında kaldığını gördüğünü kaydeden Belma Çetinbağ, “Akşam yemeği yiyorduk. Ben yan evdeki üst kattaydım. Bir yerde bir patlama gibi bir ses oldu. Ben yengeme, soba gibi bir şey patladı dedim. Yengem dışarı çıktı. Ev yanıyor diye bağırmaya başladı. Dışarı çıktım ben de, baktım ahşap ev birden alev almış” dedi. Kurtarmak isterken alevlerin arasında kaldılar Babası ve yengesinin yatalak amcasını kurtarmak için alevlerin sardığı eve girince yaralandığını söyleyen Belma Çetinbağ, “Babamla yengem de, sakat amcamı kurtarmak için eve girmişler ama kurtaramamışlar. Zaten ev bir anda alev aldı. Evde 2 kişi vardı, amcamla yengem vardı. Tüp patlayınca yengem, dışarı çıkıp bizimkileri mi çağırdı, ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Babamla, yengem tekrar amcamı kurtarmak için girmişler içeri. Sonuç olarak ikisi de yandı. Onlar da şu an hastanede. Amcam tamamen yandı. Yengem de yanmış olarak içeriden çıktı. Ambulans hastaneye götürdü. Amcam sakattı, sol tarafı hiç tutmuyordu, yatalaktı, yatağa bağlıydı” diye konuştu. “Yengem büyük ihtimal tüpü tam takamadı” Patlamanın ve yangının tüp değişiminden sonra olduğunu kaydeden Belma Çetinbağ, “Yengemin bu akşam tüpü değiştirdiği söylenmişti. Büyük ihtimal tüpü tak takamadı, çakmağı çakınca öyle patlama oldu. Zaten yengem tüpü yeni değiştirmiş. Büyük ihtimal tüpten oldu. Tüpü tam takamadı herhalde” diye konuştu. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma sesi duydum” Emmi yanıyor diye bağırma sesi üzerine alevlerin arasında kalan amcası Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmaya çalıştığını anlatan Fatma Çetinbağ ise, “Akşam yemeğini yiyorduk, o anda aniden bir dinamit patlaması gibi bir patlama oldu. Ben merdivenden aşağıya inerken baktım emminin evi alev almış. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma duydum. Kurtarmaya çalıştım, camı falan açtım ama kurtaramadık. Bir şey yapamadık, çok üzgünüm. Yemek yaparken mi olmuş bilmiyoruz. Tüp mü patladı bilmiyoruz. Ama akşamüstü, boş tüpü kapının ağzına koydu. Galiba tüpten oldu” diye konuştu. Olay yerinde yapılan incelemelerin tamamlanmasından sonra ise Tevfik Çetinbağ’ın yanan bedeni, ceset torbasına konularak, evden çıkartıldı. Çetinbağ’ın cesedi, evin önüne getirilen tabutun içerisine yerleştirildi. Tabuta konulan Tevfik Çetinbağ’ın cesedi jandarma, itfaiye ekipleri ve vatandaşlar tarafından cenaze aracına taşındı.