GENEL - 18 Ağustos 2018 Cumartesi 11:15

’Kurban etlerini naylon poşetlerde istiflemeyin’ uyarısı

A
A
A
’Kurban etlerini naylon poşetlerde istiflemeyin’ uyarısı

Manisa Esnaf ve Sanatkarlar Odası Kasaplar Temsilcisi Rıdvan Keçeci, kurban etlerinin naylon poşetler içerisinde buzdolaplarına yerleştirilmemesi konusunda uyarıda bulunarak, “Etlerin sıcak bir şekilde naylon poşetler içerisinde buzdolabına yerleştirilmesi, etin sağlıksız bir şekilde bakteri üretmesini sağlar” dedi.

Manisa Esnaf ve Sanatkarlar Odası Kasaplar Temsilcisi Rıdvan Keçeci, kurban etlerinin naylon poşetler içerisinde buzdolaplarına yerleştirilmemesi konusunda uyarıda bulunarak, “Etlerin sıcak bir şekilde naylon poşetler içerisinde buzdolabına yerleştirilmesi, etin sağlıksız bir şekilde bakteri üretmesini sağlar” dedi.


Manisa Esnaf ve Sanatkarlar Odası Kasaplar Temsilcisi Rıdvan Keçeci, Kurban Bayramı sonrasında etlerin nasıl korunması gerektiği hakkında bilgi verdi. Kurban etlerinin sağlıklı saklanması konusunda vatandaşlara uyarıda bulunan Keçeci, kurban kesildikten sonra bir süre dinlendirilmesi gerektiğini söyledi. Kurbanların ehil kasaplar tarafından bilinçli bir şekilde kesilmesine özen gösterilmesi gerektiğine dikkat çeken Keçeci, “Kurban kesildikten sonra ıslak süngerle hayvan temizlendikten sonra bir süre dinlenmeye alınmalı. Bu dinlenme işlemi yapıldıktan sonra eğer yer uygunsa dolaplara büyük parçalar halinde konulmalıdır. Dolapta bu şekilde dinlenmeleri daha sağlıklı olur. Naylon poşetler içerisinde etler buzdolaplarına yerleştirilmemelidir. Etlerin sıcak bir şekilde naylon poşetler içerisinde buzdolabına yerleştirilmesi, etin sağlıksız bir şekilde bakteri üretmesini sağlar. Vatandaşlarımız ellerinden geldiğince etleri bütün bir şekilde dolaba koymalı. Parçalama işlemlerini yapabiliyorlarsa yapsınlar, yapamıyorlarsa işi bilen kasaplara hijyen ortamda yaptırsınlar” diye konuştu.



Korsan kasaplara dikkat çekti


Keçeci, şöyle devam etti: “Kurban bayramlarında özellikle terk edilmiş sağlıklı olmayan yerlerde korsan kasapların hijyen olmayan ortamlarda bir kıyma makinesi koyarak, bu işi yaptıklarını görüyoruz. Belki bunlar ucuz yapıyor ama insanlarımız unutmamalılar ki bayramda kurbanlar veteriner hekimlerin kontrolünden geçerek kesilen hayvanlar değil. Bu da Kurban Bayramı’nda pek mümkün olmuyor. Sağlıklı ortamda et işlemlerini yaptırmaları kendileri açısından iyi olur. En azından sağlıksız bir bakteri oluşmaz”



“Yiyebileceğiniz miktarda dolaplara yerleştirin”


Keçeci, son olarak, vatandaşların yiyebileceği miktarda kurban etlerini dolaba yerleştirmeleri gerektiğini dile getirdi. Keçeci, şöyle konuştu: “Dolaba yerleştirdikleri vakit vatandaşlar kullanabilecekleri miktarda yerleştirsinler. Ondan sonra kullanacağını sadece çıkarıp çözsünler. Eğer dolaba koyma ve çıkarma işlemi çok sık olursa bu da bakteri üretir. O yüzden ellerinden geldiğince yiyecekleri miktarda çıkarıp pişirsinler. Buz dolaplarında saklanma kapları var. Naylon olmayan maddelerden kullanılan kaplar var. Bu tip malzemelerde paketlenmesi daha iyi olur. Naylon kimyasal maddelerden üretildiği için ette bakteri üretmesi daha kolay olabilir. Mesela folyo kağıdı olabilir. Folyo kağıtlarında kullanabilecekleri miktarda dolaba koyabilirler. En sağlıklısı o tip şeyler. Eğer dolaba koyma şansları yoksa kavurmada belirli bir yağ oranıyla birlikte tuzlayıp kavurursa daha uzun süreli saklanabilir. Tabi ki normalde etin uzun bir süre kaldığı dolapta etin lezzeti açısından kaybettirebilir. Başka şansımız yok ama sadece çok aşırı bir şekilde dolaba koyup çıkarma işlemini yapmasınlar”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Kafe içindeki silahlı çatışma tarafları adliyeye sevk edildi Antalya’da bir kafenin iki ortağı arasındaki 2 milyon 750 bin TL’lik alacak verecek meselesinde çıkan anlaşmazlıkta çıkan, silah, bıçak sopalı kavganın tarafları toplam 25 kişi emniyetteki sorgularının ardından adliyeye sevk edildi. Durumu ağır olan 4 kişinin hastanede devam edilirken, şüphelilerden birinin tekerlekli sandalye ile götürülmesi dikkat çekti. Olay, geçtiğimiz Çarşamba günü Kepez ilçesi Yeni Mahalle Karatay Caddesi üzerindeki bir kafede meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, kafenin iki ortağı arasında 2 milyon 750 bin TL’lik alacak verecek meselesi yüzünden anlaşmazlık çıktı. Ağız kavgası ile başlayan tartışma kısa sürede büyüdü ve şiddete dönüştü. Taraflar birbirine, bıçak, sopa, tabanca ve pompalı tüfekler saldırdı. 112 Acil Çağrı Merkezi’ne yapılan ihbarla olay yerine çok sayıda polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Yaralılar ambulanslarla hastaneye kaldırıldı, şüpheliler ise tek tek yakalandı. İşletmenin içi ve çevresi savaş alanına dönerken, polis tarafları güçlükle sakinleştirdi. Olay yerinde 6 tabanca, 1 pompalı, 6 bıçak, çok sayıda sopa ve 63 adet fişek ele geçirildi. 19 kişinin vücudunun çeşitli yerlerinden yaralandığı belirlendi. Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, iki taraftan yaralılar dahil 29 şüpheliyi gözaltına aldı. İl Emniyet Müdürlüğü’ndeki ifadelerinin ardından sağlık kontrolünden geçirilen, 25 şüpheli adliyeye sevk edildi. Durumu ağır olan 4 şüphelinin ise hastanede tedavilerinin devam ettiği bildirildi. Adliyeye sevk edilen şüphelilerinden birinin tekerlekli sandalyede olması ise dikkat çekti. Olay anı ise çok sayıda vatandaşın cep telefonu ve güvenlik kamerasına yansıdı. Silahların konuştuğu görüntülerde taraflar arasındaki silahlı çatışma, birbirlerine sopa ile vurmaları, sandalye fırlatmaları polisin olayı ayırma çabası yer aldı.
İstanbul Erdem Karakoç: "Firavunların oyununu bozduk" Milliyetçi-Ülkücü camianın tanınan isimlerinden Erdem Karakoç, Topkapı Suriçi Sosyal Tesisleri’nde iftar verdi. Karakoç programda yaptığı konuşmada, 31 Mart yerel seçimlerine az bir zaman kaldığını belirterek, birlik ve beraberliğin önemine değindi. Topkapı Suriçi Sosyal Tesisleri’nde düzenlenen iftar programında konuşan Erdem Karakoç, Ülkücü hareketin Türk milletinin milli ve manevi değerlerine bağlı olduğunu, bu nedenle bölücülüğe ve her türlü emperyalizme karşı çıktığını belirtti. Nihal Atsız’ın bir şiirini okuyarak sözlerine devam eden Karakoç, şöyle konuştu: "Ne Kafkaslımızı, ne Balkanlımızı, ne Güneydoğulumuzu ne de Kuzey Afrikalımızı ayrı görmedik. Birlikten yana olduk. Devleti bu birlikle kurduk. Bugün kavga sağcılar ve solcular arasında, laikler ve laik olmayanlar arasında yapılmıyor. Batılı merkezlerden beslenen mandacı zihniyetle buna direnen Türk milleti arasında yaşanmaktadır." Alparslan Türkeş’in yetiştirdiği bir nesil olduklarını belirten Karakoç, Mümtaz Turhan, Erol Güngör ve Seyit Ahmet Arvasi gibi büyük fikir adamlarının eserlerini okuyarak neyin mücadelesini verdiklerini öğrendiklerini, dost kimdir, düşman kimdir bunu iyi bellediklerini söyledi. Karakoç, "Türk milliyetçileri her türlü mandacı ve art niyetli girişimlere izin vermemiştir, vermeyecektir. Batı’dan destek alan Türk düşmanı, Firavunca planları bozmuştur yine bozacaktır" dedi. "Ülkücü davasına sevdalıdır" İftar yemeğinde bir konuşma yapan Ülkücü camianın tanınan isimlerinden Orhan Çakıroğlu, Ülkücünün kim olduğunu ve neyin kavgasını verdiğini anlattı. Ülkücünün ömrünü Peygamberimize adadığını, Turan davasını Peygamberimizin yoluyla aydınlattığını ifade eden Çakıroğlu, "Ülkücü kendi nefsini yok etmek için yola çıkmıştır. Ülkücü Allah dedi mi bir daha geri dönmez. Bu yolda ya öldürür ya da ölür" diye konuştu. Eski MHP Milletvekili Ahmet Çakar ise sözlerine her Ülkücünün bir hikâyesi olduğunu belirterek başladı. Türk milletinin bekası için mücadele verdiklerini ve bunu başardıklarını anlatan Çakar, "Mesele vatan, din ve millettir. Alparslan Türkeş bu mukaddes davaya bağlı bir nesil yetiştirdi" ifadelerini kullandı. Yazar Mahmut Yıldırım da eğitimin önemine değindiği konuşmasında, Ülkücülerin neyin mücadelesini verdiğini anlattı ve Ülkücülerin nerede nasıl davranacağını bilen şuurlu bir nesil olduğunu söyledi. İftar programında ayrıca, Hayrettin Alp bir şiir okudu, İsmet Koçak, Mustafa Can ve Perihan Durmaz da kısa konuşmalar yaptı.