YEREL HABERLER - 09 Aralık 2016 Cuma 17:33

Manisa Barosundan "İnsan Hakları" konferansı

A
A
A
Manisa Barosundan "İnsan Hakları" konferansı

Manisa Barosu tarafından İnsan Hakları Günü dolayısıyla "İnsan haklarının felsefi gelişimi ve güncel sorunlar" konulu konferans düzenlendi. Manisa Baro Başkanı Ali Arslan, "Bugün itibariyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde Türkiye aleyhine 9 bin 260 dava mevcut" dedi.
Manisa Barosu tarafından İnsan Hakları Günü dolayısıyla "İnsan haklarının felsefi gelişimi ve güncel sorunlar" konulu konferans düzenlendi. Manisa Adalet Sarayı Konferans Salonu’nda verilen konferansa Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Filiz Kartal ve önceki dönem Baro Başkanı Av. Serhan Özbek konuşmacı olarak katıldı. Manisa’da görev yapan avukatların dinleyici olarak katıldığı konferansı açılış konuşmasını yapan Manisa Baro Başkanı Av. Ali Arslan, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında işleyen süreçte yargıda ve güvenlik sisteminde aksaklıklar yaşandığını belirterek, "Bu darbe girişiminden sonraki süreçte işleyen yargı ve güvenlik sisteminde tabi ki aksaklıkların da yaşandığını görüyoruz. Mağduriyetlerin de yaşandığını görüyoruz. Bu anlamda kamuoyunu uyarmaya, ilgilileri uyarmaya ve bu yöndeki hak ihlallerinin önlenmesi anlamında da çalışmalarımıza devam edeceğiz" diye konuştu.

"Türkiye aleyhine 9 bin 260 dava mevcut"
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından Türkiye aleyhine açılan davaları ve bu davaların dağılımını açıklayan Başkan Arslan, "Türkiye’nin dününe ve bugününe baktığımızda bugün itibariyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde Türkiye aleyhine 9 bin 260 dava mevcut. Bunların 4 bin 570 tanesi adil yargılama ilkesinin ihlalinden, bin 700 tanesi işkence yasağı ilkesinin ihlalinden, 4 bin 360 tanesi adli karşılık ilkesinin ihlalinden kaynaklanmaktadır. 2015 yılına baktığımızda ise Türkiye, 8 bin 450 dava ile insan hakları ihlalinde 3. sırada yer almaktadır. İhlallere özellikle bakıldığında ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü, kişi güvenliği özgürlüğü, gösteri özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğüne yönelik ihlallerle; yaşam hakkına, kadınların ve çocukların yaşam hakkına saldırı ihlalleriyle, gözaltında işkence ve kötü muamele ihlallere yoğunlaşmaktadır. Coğrafyamızda yaşanan savaşlar ve sıkıntılar nedeniyle de sığınmacı ve mültecilerin yaşam hakkı konusunda da gerekli önlemlerin alınmamasıyla ilgili sıkıntılar yaşanmaktadır" dedi.
Türkiye’de 2011 yılından bu yana yaşanan hak ihlallerinin arttığı bilgisini veren Arslan, "Ülkemiz insan hakları ihlalleri yönünden 2010-2011 yıllarında iyileşme gözükse de sonraki yıllarda bu kötüleşerek devam etmiştir. Dünyada hukuk devleti indeksindeki sıralamamız sürekli geriye doğru düşmüş sürekli olumsuz bir sürece gitmiştir. 2016 indeksine baktığımızda 99. sırada yer aldığımızı görüyoruz. Daha sonraki yıllarda, 2015 yılında 80. sırada, 2014 yılında 72. sırada 2011 yılına baktığımızda 58. sırada olduğumuzu görüyoruz. Bu durum 2011 yılından bugüne gelindiğine durumumuzun ne kadar kötüye gittiğimizi göstermektedir. Yargı bağımsızlığı kriterlerini de içeren iktidarın sınırlanması, denetlenmesi konusunda da 2011 yılında 52. sıradayken bu her yıl kötüleşerek 2016 yılında 105. sıraya düşmüş durumdayız. Tüm bu durumlar ülkemizin insan hakları yönünden kötüye gittiğimizi göstermekte" diye konuştu.
Başkan Arslan’ın konuşmasının ardından Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Filiz Kartal ve önceki dönem Baro Başkanı Av. Serhan Özbek tarafından, "İnsan haklarının felsefi gelişimi ve güncel sorunlar" konulu konferans verildi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Uzmanı uyardı: “Tokat’ta 6 ve üzeri deprem olabilir” Tokat’ta meydana gelen 4.7 büyüklükteki depremi değerlendiren Deprem Uzmanı Serkan İçelli, 4 bin yıldır faaliyete geçmemiş fayın üzerinde ufak bir atılımın olduğunu ifade ederek, Kuzey Anadolu fayının ise 6 ve 6.5 büyüklüğünde bir deprem üretebileceğini söyledi. Deprem Uzmanı ve Maden Teknolojisi ve Yer Bilimi Uzmanı Serkan İçelli, dün Tokat’ın Sulusaray ilçesinde yaşanan 4.7 ve 4.1 büyüklüğündeki depremlerin ardından değerlendirmelerde bulundu. İçelli, bölge için korkulacak bir durumun olmadığını fakat 23 kilometrelik bir fayda yaklaşık 4 bin yıldır faaliyete geçmemiş bir fayın üzerinde ufak bir atım olduğunu söyledi. “Bu depremler sürekli devam edecek” İçelli, bu tür depremlerin sürekli devam edeceğine değinerek, “Korkulacak bir durum yok. 23 kilometrelik bire fayda yaklaşık 4 bin yıldır faaliyete geçmemiş bir fayın üzerinde ufak bir atım oldu. Bu atımlar normaldir çünkü orası çok kaotik bir bölge. Alp Himalaya deprem kuşağında olan ülkemiz Kuzey Anadolu fayı, Doğu Anadolu fayı ve Ege Graben sisteminde bu depremler sürekli devam edecek. Çünkü kıtasal kırıkların yitim zonların da gerçekleşiyor büyük faylar” dedi. “Bu fayların üzerinde bu tip atımlar çok normal” Bölgedeki fayların üzerindeki atılımların normal olduğunu söyleyen İçelli, “Kuzey Anadolu fayı üzerinde 1939’dan başlarsak eğer İç Anadolu ve Doğu Anadolu’nu baz aldığımızda 3 tane büyük depremimiz var. 7.1, 7.2 ve 7.9’luk Erzincan depremimiz var. Dün yaşadığımız bölge aktif tektonik bir bölge. Burada Kuzey Anadolu fayının çok fazla saçılma kırıkları mevcut. 20-30-40 kilometre orta ve küçük büyüklükte faylarımız var. Bu fayların üzerinde bu tip atımlar çok normal. Bölgeye baktığımız da her yıl 4’lük depremi en az iki kere yaşıyoruz. 5’lik depremi de 5 yılda bir yazıyoruz” diye konuştu. “Biraz daha dikkatli olmamız gerekiyor” Tokat ve çevresinde biraz daha dikkatli olunmasını gerektiğini ifade eden İçelli, “Bölgede aktif tektonik hatların durumlarına baktığımız da genelde bir birleriyle aynı özellikleri taşımış olsa da bazıları farklı özellikler taşıyabiliyor. Çevrede biraz daha dikkatli olmamız gerekiyor. Yapılarımızı göz önünde bulundurmamız lazım. Zemin ivme değerleri çok yüksek. Daha yamaçlarının aşağısına alüvyon zeminlere doğru bina yaptığımız da 5, 5.5’lu depremleri dahi 6, 6.5 büyüklüğünde hissedebiliriz” şeklinde konuştu. “Kuzey Anadolu fay zonu şuan da 6, 6.5 büyüklüğündeki depremleri üretebilir” İçelli, Kuzey Anadolu fay zonunun 6, 6.5 büyüklüğündeki depremleri üretebileceğine değinerek, “Faylara özel olarak yaklaşıp o şekilde incelememiz gerekiyor. Bölgeye bütüncül olarak baktığımızda biz yanılıyoruz. Bütüncül bakmayacağız. Tokat’ta deprem olmaz veya Tokat’ta deprem olur dediğinizde gerçekçi olmuyorsunuz. Rasyonel bakmamız lazım. Tokat’ta deprem olmaz nasıl olmaz? Şu fayın üzerinde olmaz dememiz lazım ama maalesef biz onu diyemiyoruz. Bilimde onu söyleyemiyor. Kuzey Anadolu fay zonu şuan da 6, 6.5 büyüklüğündeki depremleri üretebilir. Bu deprem diğer fayları tetikler mi? Tarzında sorular soruluyor. O bölgede 5’li depremin olmaması mümkün değil. Her 4 yılda bir 5’lik depremimiz var. Bunun asıl sebebi 6 Şubat’taki iki büyük deprem. Özellikle Çardak fayındaki depremimiz. Biraz daha Kuzey’e doğru ortalama 3 metre bir baskı uyguladı. Bu 3 metrelik atım Deliler fayı Tecer segmentinden tutunda Kuzey Anadolu fayının Suşehri ilçesinden Amasya makaslama zonuna kadar Niksar makaslama zonuna kadar etki etti. Bu depremler muhtemeldir. 7’lik deprem üretmeseler de 6’lık depremlere hazırlıklı olmamız gerekiyor” diye aktardı.
Şanlıurfa Kırsal mahallelerde üstyapı iyileştiriliyor Haliliye Belediye Başkanı Mehmet Canpolat’ın talimatlarıyla daha konforlu yolların hizmete sunulduğu kırsal mahallelerde stabilize yol çalışması sürüyor. Köse Mahallesinde tamamlanma aşamasına gelen konforlu yollar ile ekipler, mahalle sakinlerinin takdirini topluyor. Fen İşleri Müdürlüğü, “Değişimin ve Yeniliğin Kalbi Haliliye” sloganıyla ilçe genelindeki üstyapı çalışmalarını devam ettiriyor. İlçede daha konforlu yolların hizmete sunulması amacıyla yapılan yatırımların ardından sıcak asfalt, kilitli beton parke döşeme, stabilize ve sathi kaplama asfalt çalışmaları hummalı şekilde sürüyor. Fen işleri ekipleri tarafından devam eden üstyapı hizmetleri ile ulaşımı büyük ölçüde rahatlatan yeni yollar, mahalle sakinlerinin hizmetine sunuluyor. Bu kapsamda; Köse Kırsal Mahallesinde ömrünü tamamlamış yolları stabilize yol çalışmasıyla yeniden konforlu hale getiren ekipler, kısa süre içerisinde çalışmaları tamamlamayı hedefliyor. Ekiplerin özverili çalışmasıyla mahalle sakinleri kışın çamurdan, yazın tozdan kurtuluyor. Yenilenen yollar ile merkez ve kırsal ayrımı yapılmadığını ifade eden vatandaşlar, hizmete sunulan yollar için Başkan Mehmet Canpolat’a ve Haliliye Belediyesine teşekkürlerini iletti. Fen İşleri Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada ise merkez ve kırsalda yürütülen üstyapı hizmetlerinin periyodik olarak devam ettiği ifade edildi.
Sakarya Hastanede çalışan temizlik personeli ilk kitabını çıkardı Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde çalışan temizlik personeli Muhammed Ali Fikri ilk şiir kitabını çıkardı. Fikri, Hz. Ali’nin (R.a.) ‘Çocuklarınızı kendi zamanınıza göre değil, onların yaşayacakları zamana göre yetiştirin’ sözünden yola çıkarak yazdığı kitabın ilk baskısını hastane Destek ve Kalite Müdürü Tülay Kaya’ya hediye etti. Yaklaşık 2 yıldır Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde temizlik personeli olarak çalışan Muhammed Ali Fikri, ’İçimdeki Yara’ isimli ilk şiir kitabını çıkardı. Muhammed Ali Fikri, Hz. Ali’nin (R.a.) ‘Çocuklarınızı kendi zamanınıza göre değil, onların yaşayacakları zamana göre yetiştirin’ sözünden esinlenerek 2008 yılında kitabını yazmaya başladı. Muhammed Ali Fikri, ebeveynler için kişisel gelişim anekdot ve çocuk yetiştirme ile alakalı yazılarına da yer verdiği ‘İçimdeki Yara’ isimli şiir kitabının ilk baskısını, hastanenin Destek ve Kalite Müdürü Tülay Kaya’ya hediye etti. Eserini büyük bir mutlulukla ortaya çıkardığını belirten Muhammed Ali Fikri, “Kalemimi, kağıda değdirdiğim ilk sanat eserim ve ardından gelen roman kitaplarının ağabeyi olan şiir kitabımı, okuyuculara sunmanın mutluluğunu yaşıyorum. Bu kitabın serüveni 2008 yılında başladı. Hz. Ali’nin (R.a.) ‘Çocukları kendi zamanınıza göre değil, onların zamanına göre yetiştirin’ sözünden yola çıkarak kitabımı yazmaya başladım. Ebeveynler için kişisel gelişim anekdot ve çocuk yetiştirme ile alakalı yazılara da kitabımda yer verdim. Kitabımı yazarken gündelik yaşamdan etkilendim. Bilinçli ebeveynler olmalıyız. Çevreme baktığımda sosyal medya ve televizyona bağımlı çocuklar yetişiyor, önceden böyle değildi biz sokaktan eve gelmezdik. Ebeveyn ve çocuklarla ilgili bilgilerin yanı sıra şiirlerin de yer aldığı kitabım bugün itibari ile raflarda yerini almaya başladı” ifadelerine yer verdi.