GENEL - 24 Nisan 2018 Salı 20:09

Manisa’da askerlerin zehirlenmesine ilişkin dava başladı

A
A
A
Manisa’da askerlerin zehirlenmesine ilişkin dava başladı

Manisa 1.

Manisa 1. Piyade Er Eğitim Tugay Komutanlığı Albay Arif Seyhun Kışlası’nda yaşanan ve 1 askerin hayatını kaybettiği ve 722 askerin yaralandığı gıda zehirlenmesi şüphesine ilişkin davanın ilk duruşması görüldü.


Manisa 1. Piyade Er Eğitim tugay Komutanlığı Albay Arif Seyhun Kışlası’nda, 23 Mayıs, 16 ve 17 2017 Haziran tarihlerinde yaşanan ve 1 askerin hayatını kaybettiği 722 askerin ise yaralandığı gıda zehirlenmesi şüphesine ilişkin açılan davanın ilk duruşması Manisa 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeye başlandı. 35 sanığın tutuksuz olarak yargılandığı davada tutuksuz yargılanan bazı sanıklar ile avukatları katılırken, mağdur ve yakınları katılmadı.


Sanıkların dinlenildiği davada duruşmada sanık Mutfak Kontrol Teşkilatı Komisyon Başkanı Alper Akyol, suçlamaları kabul etmediğini belirterek hindi etinin hangi şartlarda muhafaza edildiğini görmediğini savundu. Askerlerin etkilendiği illeri sürülen öğle yemeğinden kendisinin de yediğini ve fiziksel bir rahatsızlık yaşamadığını belirten Akyol, daha sonra besin zehirlenmesi olduğunu öğrenince o günkü yemek numunelerini sakladığını aktardı. Akyol, yemek şirketinin yükümlülüklerini kontrol etmekteki görevini tam olarak yaptığını savundu.



"Zehirlenmeden önce makamları uyardım" iddiası


Aykol’un ardından mahkemede ifade veren sanık kısım amiri Teğmen Asım Şevki ise, yemek şirketi ile ilgili yapılan sözleşmede yer alan maddeleri daha önce ilgili makamları uyardığını belirterek, "Ben buraya mal saymanı olarak göreve geldim. Ama yönetmenliğe aykırı olarak hiçbir eğitim almadan kısım amiri olarak burada görevlendirildi. Ardından sözleşmede yaptığım incelemede gıda zehirlenmesinin 5 kere olmadığı müddetçe sözleşmenin fesih edilemeyeceği maddesini gördüm. Bu konuda ilgili makamları birkaç uyarıda bulundum. Yaşanan zehirlenme vakasından sonra bu maddelerin sözleşmeden çıkarılması benim görüşümün ne kadar haklı olduğunun kanıtıdır. Zaten benim sözleşmeyi fesih etme ile alakalı bir yetim yok" dedi.



"Kışladaki suyu içince karnım ağrıyordu"


Sanıklardan firmada aşçı olarak görev yapan Cezmi Elciz ise, kışlada hiç su içmediğini içtiği zaman ise karnının ağrıdığını savunarak, "O gün yemekten bende yedim ancak o gün kışladan su içmedim. Çünkü kışladan su içince karnım ağrıyordu" diye konuştu. Sanıklardan firmada gıda mühendisi olan Hilal Yılmaz ise olayın gıda zehirlenmesi olmadığını düşündüğünü belirtti. Olayın sudan kaynaklandığını ileri süren Yılmaz, pişen yemeklerde salmonella bakterisinin üremesinin mümkün olmadığını söyledi.



Yemeklerde salmonella bakterisi bulundu iddiası


Öte yandan Manisa 1. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, Ege Müfreze Komutanlığınca Batı Kışla’da 21, 22 ve 23 Mayıs 2017 tarihlerinde yenilen öğle yemeklerinden numune alınarak askeri yetkililerce THSK Mikrobiyoloji Referans Laboratuvarları ve Tüketici Güvenliği Laboratuvarlarında inceleme yapıldığı, incelemede hindi sote eti ve salçalı makarnada "salmonella" bakterisi tespit edildiği belirtildi.


Yemeğe bakteri karışmasının "hindi etinin hazırlanmaya başlanılmasının ardından 26 saat sonra yemekhaneye dağıtılmak üzere gönderilmesi, et ile kıyma makinesinde parçalanma işlemine tabi tutulması, uygun olmayan sıcaklıkta pişirilme işlemine alınmasından" kaynaklandığı ifade edildi.


Şirketin genel müdürlüğü görevinde bulunan Ahmet Türkmen, gıda zehirlenmesi şüphesinin yaşandığı günlerde Erzincan’da bulunduğunu ve böyle bir mutfakta bakterinin oluşamayacağını savundu.


Şirket çalışanlarının avukatlarının yaptığı savunmada ise salmonella bakterisinin 70 derecede öldüğünü ve etlerin 150 derecede 2 kez pişirildikten sonra üzerine kaynayan sos döküldüğünü belirterek bakterinin bu şartlarda oluşamayacağını savundu. Avukatlar tarafından salmonella bakterisinin hindi etinden kaynaklandığına dair bir kanıtın olmadığı savunulurken ölen er Hüsnü Özel’in ölümüyle ilgili otopsi raporunda salmonella bulunamadığını savundu.



Askerin ölümünde doktor ihmali şüphesi


Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulunca oluşturulan heyet tarafından hazırlanan rapor da mahkemede yer aldı. Raporda er Hüsnü Özel’in ölümünün gıda enfeksiyonuna bağlı olduğuna işaret edilerek, hastane acil servisinde askeri tedavi eden doktorun ihmali olabileceğine dikkat çekildi. Heyetin raporunda, hayatını kaybeden Özel’in herhangi kronik bir rahatsızlığının bulunmadığı, sağlıklı, askerliğe uygun olduğu vurgulanarak şu ifadelere yer verildi:


"Yeterliliğe sahip kimselerin dış etkenler tarafından müdahale edilmedikçe bu şekilde ani bir ölüm gerçekleşmesi mümkün değildir. Ölüm zamanı gıda zehirlenmesinin olduğu bir dönemde meydana gelmesi ve kendisinin de buna maruz kalması, ayrıca otopside kan ve doku örneklerinin mikrobiyolojik analizinde stafikokus hominus, enterobakter clocac bulunması, askerin ölümünde bir gıda enfeksiyonuna bağlı olduğu kanaat edilmiştir. Adli Tıp 1. İhtisas Kurulunun raporunda da belirtildiği gibi şahsın geçirdiği hastalıkla ölümü arasında nedensel bir bağ vardır. Ancak acilde ilk muayeneyi yapan ve biyokimyasal tahlilleri alan, tedavisini ve takibini yapan hekimin kusurlu olduğu konusunda (acilde bekletilme süresi, lenfopeni ve diğer vital bulgular göz önüne alınıp genel durum düzeldikten sonra mı bırakılmış, vital durumla taburcu arasında nasıl bir değişme olup olmadığı) şüpheler taşımaktadır"


Dava sanık avukatlarının taleplerinin dinlenmesinin ardından müştekilerin ifadelerinin beklendiği gerekçesiyle 2 Ekim Salı gününe ertelendi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara YÖK Başkanı Özvar: "2027 yılına kadar üniversitelerimizin tamamına yakınının akreditasyon süreçlerini tamamlamasını bekliyoruz" Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Erol Özvar, "2027 yılına kadar üniversitelerimizin tamamına yakınının akreditasyon süreçlerini tamamlamasını bekliyoruz" dedi. Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi İletişim Fakültesi Itri Konferans Salonu’nda Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) Uluslararası Kalite Güvencesi ve Akreditasyon Konferansı gerçekleştirildi. Konferansta konuşan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, yükseköğretime kayıtlı örgün ve açık öğretime devam eden yaklaşık 7 milyon öğrenci ve 185 bine yakın akademik personel olduğunu belirterek, "Sahip olduğumuz bu kapasiteyle Avrupa Yükseköğrenim Alanı içinde önde gelen ülkelerden biri konumundayız. Ancak bizler ulaştığımız noktayı yeterli görerek yavaşlayacak bir anlayışta olamayız. Yükseköğretim Kurulu olarak bir yandan kapasitemizi iş dünyası ile öğrencilerin eğilim ve beklentileri doğrultusunda düzenlerken, diğer yandan üzerinde hassasiyetle durduğumuz kalite güvencesi standartlarımızı yükseköğretim sistemimizin bütün alanlarına yaygınlaştırmaya çalışıyoruz" dedi. "350 bine yaklaşan uluslararası öğrenci sayımız var" Uluslararasılaşma ve kalite bağlamında üniversitelerin uluslararası görünürlüklerini artırmayı hedeflediklerini aktaran Özvar, şunları kaydetti: "Uluslararası sıralamalardaki üniversite sayımızı yükseltmek, akademisyenlerimizin yer aldığı uluslararası projeler ile nitelikli ve etki değeri yüksek yayınların sayısını çoğaltmak; akademisyenlerimizin ve öğrencilerimizin uluslararası hareketliliğini artırmak öncelikli hedeflerimiz arasındadır. Bu alanlarda sağlayacağımız başarı, bir taraftan yükseköğretimimizin kalitesini artıracak, diğer taraftan çok daha fazla sayıda nitelikli uluslararası öğrencinin üniversitelerimize ilgi göstermesini sağlayacaktır. Böylece 350 bine yaklaşan uluslararası öğrenci sayısıyla dünyada ilk 10 içinde yer alan ülkemiz, ilk 5 ülkeden biri olma hedefine bir adım daha yaklaşmış olacaktır." "İyi bir seviyeye ulaşmış olsak da daha atmamız gereken adımlar var" Üniversitelerin yüzde 35’inde kurumsal akreditasyon olduğunu hatırlatan YÖK Başkanı Özvar, "Bu anlamda iyi bir seviyeye ulaşmış olsak da daha atmamız gereken adımların var olduğu anlaşılmaktadır. 2027 yılına kadar üniversitelerimizin tamamına yakınının akreditasyon süreçlerini tamamlamasını bekliyoruz. Hiç şüphe yok ki kalite süreçleri sonu olmayan ve sürekli iyileşmeyi ilzam eden bir uğraşı alanıdır. Program bazındaki akreditasyonlar ise YÖKAK tarafından yetkilendirilen 24 ulusal ve 13 uluslararası akreditasyon kuruluşu tarafından yürütülmektedir. Mevcut durumda yükseköğretim sistemimizde akreditasyondan geçen programların sayılarının artmasını beklediğimizi ifade etmek isterim" dedi. Konuşmaların ardından YÖK Başkanı Erol Özvar, üniversite rektörleriyle hatıra fotoğrafı çektirdi.
Muğla Başkan Köksal Üniversite öğrencileri ile buluştu Menteşe Belediye Başkanı Gonca Köksal, Kötekli Gençlik Merkezinde üniversite öğrencileri ile buluştu. Buluşmada gençlik merkezinin (MEGEM) nasıl daha etkin ve verimli olabileceği konusu ile ilgili öğrencilerin taleplerini dinleyen ve notlar alan Köksal, gençlerin belediyeden beklentilerine yönelik de çözüm önerilerini paylaştı. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi öğrenci topluluklarının, gençlerin ve vatandaşların yoğun katılım gösterdiği gençlik merkezindeki buluşmada konuşan Köksal, “Kentimizi ortak akılla yönetecek, taleplerin önceliğine göre hizmet üreteceğiz demiştik. Sizlerin öncelikli olarak ulaşım ücretleri ile ilgili talebinizi Büyükşehir Belediyemiz ile görüşerek çözdük. Böylece otobüslerin ring seferleri 1 TL’ye düştü. Ayrıca otobüslerin sefer saatleri de güncelleniyor” dedi. Üniversite kent entegrasyonunu sağlamak istediklerini belirten Köksal, “Gençlik merkezimizi sizlerin talepleri doğrultusunda daha verimli, kent merkezimizde sizlerin kentin yaşamına, üretimine dâhil olacağı bir proje hazırlıyoruz. Sizlere Menteşe’de bir alan tahsis edeceğiz. Bu alanda dans, spor, yemek, satranç, kodlama, meslek etkinlikleri gibi yeni deneyimler kazanacak ve ilgi alanlarınıza göre yeteneklerinizi keşfedeceksiniz. Fikir üretebileceğiniz, sosyalleşeceğiniz, satış yapabileceğiniz ve kentin yaşamı içerisinde aktif olarak yer alacağınız bir alan oluşturacağız. Her zaman sizlerle bir arada ve iletişim halinde olmak istiyoruz” diye konuştu. Köksal, “Gençlik Birimi ve Gençlik Meclisi kuracağız” Başkan Köksal, gençlik birimi ve gençlik meclisi kuracaklarını belirterek, “Yarınlarımızı, sizlerle birlikte doğru şekilde inşa etmek istiyoruz. Bu anlamda gençlik birimi ve gençlik meclisi oluşturacağız. Sizlerin enerjisinden, fikirlerinden faydalanmak istiyoruz” dedi. Başkan Köksal konuşmasının ardından sözü buluşmaya katılan öğrencilere bıraktı. Sırayla söz alan ve buluşma için Başkan Köksal’a teşekkür eden öğrenciler, gençlik merkezinin daha etkin kullanılması ile ilgili önerilerini ve belediyeden farklı konulardaki beklentilerini açıkladılar.