ÇEVRE - 16 Ağustos 2018 Perşembe 11:02

(Özel Haber) Manisa’nın içme suyu alarm veriyor

A
A
A
(Özel Haber) Manisa’nın içme suyu alarm veriyor

Manisa Su ve Kanalizasyon İdaresi (MASKİ) Genel Müdürlüğü küresel ısınma, aşırı tarımsal sulamalar ve bilinçsiz su tüketimi gibi nedenlerden dolayı il genelinde yeraltı sularındaki seviyenin ve sudan elde edilen verimin ciddi bir şekilde düştüğünü açıkladı.

Manisa Su ve Kanalizasyon İdaresi (MASKİ) Genel Müdürlüğü küresel ısınma, aşırı tarımsal sulamalar ve bilinçsiz su tüketimi gibi nedenlerden dolayı il genelinde yeraltı sularındaki seviyenin ve sudan elde edilen verimin ciddi bir şekilde düştüğünü açıkladı. MASKİ Genel Müdürü Yaşar Coşkun, bilinçli su tüketiminin önemine vurgu yaparak, önlem alınmadığı takdirde gelecek nesillerin susuzluk tehlikesi ile karşı karşıya kalacağını söyledi.


Manisa Su ve Kanalizasyon İdaresi, Manisa’nın yeraltı su kaynaklarının hızla tükendiğini açıkladı. Hem uluslararası düzeyde hem de idarenin yaptığı incelemelerde, Manisa’daki yeraltı içme suyu rezervlerinin hızla azaldığı ortaya çıktı. İl genelinde yeraltı sularındaki seviyenin ve sudan saniyede elde edilen verimin ciddi bir şekilde düştüğü ifade edilirken, yakın bir gelecekte gereken önlemlerin alınmaması halinde durumun daha da kötüleşeceğinin altını çizildi. Bu durumun sebepleri ise şöyle bildirildi: “Küresel ısınma, bilinçsiz tüketim, tarımsal sulama ve iklim değişikliği”



Manisa’da içme suyuna artık 300 metrede ulaşılıyor


İçme suyu ihtiyacını yeraltı su kaynaklarından sağlayan Manisa’da, su rezervlerine 1985-2005 yılları arasında 80 ila 100 metre derinlikte, 2005-2014 yılları arasında ise 100 ila 150 metre derinlikte ulaşıldığı ifade edildi. 2014 yılı sonrasında da açılan sondajlarda 250 ila 300 metre derinliğe kadar inildiği vurgulandı. Ayrıca sondajlardan içme suyunu yüzeye çıkarmak ve depolara çekmek için kullanılan kolon borularının sadece son 8 ay içerisinde ortalama 15 metre uzatıldığı ifade edildi. Bu durumdan en fazla etkilenen ilçeler ise Alaşehir, Sarıgöl, Kula ve Salihli olduğu belirtildi. 2018 yılında MASKİ tarafından yapılan bir diğer incelemeye göre de su yetersizliğinden kaynaklı dalgıç motopompların da küçültülmeye başlandığı bildirildi. Bir sondaj kuyusundan geçmiş yıllarda elde edilen verimin düşmesi sebebiyle yapılan değişimler, yeraltı sularının hızlı bir şekilde tükenmeye başlamasının bir diğer kanıtı olarak paylaşıldı. MASKİ Genel Müdürü Yaşar Coşkun, ortaya konan verilerle ilgili şu açıklamaları yaptı:


“İlimizde içme suyu ihtiyacı genellikle yeraltı su kaynaklarından sağlanmaktadır. Bunlar sondajlar vasıtası ile temin ediliyor. Yapılan istatistikler bize gösteriyor ki 1985-2004 yılları arasında 80 ile 100 metreye kadar mesafelerde su buluna biliniyorken, bu 2005-2015 yılları arasında 150 metreye kadar gerilediği, günümüzde ise 2015 yılından bu yana ise 250 hatta 300 metreye kadar inerek su arama çalışmalarımızın sürdüğünü görüyoruz. Hatta 500 metreye kadar inilebileceği yapılan çalışmalarda tespit edilen değerlerdendir. Bu da bize suyun giderek yeryüzünde aşağıya doğru çekilmesinde olduğunu ve azalmakta olduğunu göstermektedir. Ciddi tehdit belirtisidir. Bu başta küresel ısınma, bilinçsiz tüketim, vahşi sulama, tarımsal sulamada aşırı su tüketimi ve iklim değişikliği bunun belli başlı sebeplerindendir. Yapılması gereken iklim değişikliği ve bilinçsiz tüketime karşı suyu daha ekonomik kullanmazsak yakın bir gelecekte susuzluk tehlikesi ile dünyanın, ülkemizin karşı karşıya kalacağı kaçınılmaz bir gerçektir."



"Susuzluk hızla artıyor"


Mevcut sondajlara sürekli ilave borular yapmaya başladıklarını aktaran Coşkun, konuşmasına şöyle devam etti:


"Bir yerde sondajı buluyoruz. 3-5 ay sonra o sondaja ilave boruyla daha aşağılara inmek zorundayız. Bir yılda ortalama sondajlarda 15 metre aşağıya indiğimizi tespit ediyoruz. Bu susuzluğu artık günümüzde giderek hızla arttığını bize göstermektedir. Manisa için tabii ki ciddi anlamda tehlike. Geleceğe emanet edeceğimiz genç ve gelecek kuşaklara yaşanılabilir bir ülkeden öte susuzlukla karşı karşıya kalmış bir ülke bırakmak demektir. Suyun olmadığı yerde hayatın da olmadığı herkes tarafından bilinmektedir. Böyle bir ülkeyi bırakma gibi bir durumla ne yazık ki karşı karşıya kalacağız.”



“2030 ile 2050’li yıllara varıncaya kadar tatlı su kaynakların ortadan kalkacağı öngörülüyor”


Suyun doğru kullanımı konusunda tavsiyelerde bulunan Coşkun, “4 kişilik bir ailenin ortalama tüketimi 8 ila 10 metreküp arasındadır. Bu 4 kişilik bir ailenin aylık su tüketimini bize ortalama düzeyini göstermektedir. Tarımsal sulamanın yoğun olarak görüldüğü mahallelerde bu 100’ü, 250’yi hatta 300’ü aştığı görülmektedir. Bu gerekse tarımsal alanda ya da hayvan sulamacılığında kullanılmaktadır. Bu da içme suyu oranların hızla düşmesine neden olmaktadır. Bizim buradan tavsiyemiz, bu tür mahallelerde yaşayan insanlarımızın tarımsal sulama ve hayvan sulamalarının içme suyundan arındırılması ya da sondaj vurulmak suretiyle ya da taşıma gibi farklı yöntemlerle yerine getirilmesidir. Yoksa yakın bir gelecekte ciddi tehlikelerle karşı karşıya kalmanın sorumluluğunu hiç kimse üstlenmeyecektir ve üstlenmemelidir de, buna hakkımız da yoktur. Milletler arası yapılan araştırmaların incelendiğinde Birleşmiş Milletler buna ’su stresi’ demiş. Yani giderek tükenmekte olan bu susuzluğu su stresi başlığı altında ele almış. Burada kişi başı tüketilen su miktarının ülkelerin yüzde 80’i diyebileceğimiz bir kısmında susuzluk tehlikesi baş gösteren ülkelere yansıdığını görüyoruz. Türkiye de bunlardan, susuzluk tehdidi altındaki ülkeler arasına girmektedir. Bu kişi başı tüketilen suyun yüzde 75’i. Artık yakın bir gelecekte yani 2030 ile 2050’li yıllara varıncaya kadar tatlı su kaynakların ortadan kalkacağını gösteriyor. Bu tamamen kurak bir ülkeyi, dünyayı bizden sonraki nesillere emanet edeceğiz demektir. Eğer önlem alınmazsa böyle bir gelecek ile karşı karşıya kalmak elbette hiç birimizi mutlu etmeyecektir" dedi.



"Bilinçli su tüketimi sağlanmalıdır"


İçme suyu ile tarımsal sulamaları birbirinden ayırt etmek gerektiğini vurgulayan Coşkun, "Bilinçli su tüketimi sağlanmalıdır. Tarımsal sulama, damlama sulama ve benzeri yöntemlerle su kullanımını minimize etmek zorundayız. Ya da daha farklı tedbirler almak zorundayız ki bizden sonraki nesiller yaşanılabilir bir dünya coğrafyası ile karşı karşıya kalabilsin” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Aliağa’da CHP Grup Sözcüsünden şok eden gaf Aliağa Belediyesi CHP’li Grup Sözcüsü İbrahim Doğangül, meclis toplantısında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı’nın ismine “Cemil Bayık” dedi. Doğangül, binlerce kişinin istihdam edildiği Gemi Söküm sektörüne “uyuşturucu trafiğinin durağı” iddiasında bulundu. 31 Mart’ta yapılan seçimlerde Aliağa’da MHP’li Serkan Acar’ın üçüncü kez Belediye Başkanı seçilmesinin ardından Belediye Meclisinin 2. oturumu yapıldı. Hararetli geçen Belediye Meclis toplantısına CHP Meclis Grup Sözcüsü İbrahim Doğangül’ün İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’dan bölücü terör örgütünün elebaşlarından “Cemil Bayık” olarak söz etmesi damgasını vurdu. Cemil Tugay’dan “Cemil Bayık” olarak bahsetti, herkes şok oldu CHP Grup Sözcüsü İbrahim Doğangül, belediyenin faaliyet raporunun görüşüldüğü oturumun sonunda dilek ve temennileri olduğunu belirterek söz istedi. Doğangül sözlerine, “Dün veya evvelsi gün Büyükşehir Belediye Başkanımız Cemil Bayık’ın” diyerek söze bölücü terör örgütünün eli kanlı elebaşlarından birinin adıyla başladı. CHP’li meclis üyesinin bölücü örgütün eli kanlı isimlerinden birinden bahsetmesi bir anda salonda şaşkınlığa sebep oldu. O sırada büyük bir gafa imza atan CHP’li meclis üyesine İzmir Büyükşehir Belediye Başkanının adının Cemil Tugay olduğunu hatırlatan isim ise MHP Grup sözcüsü Avukat Hilal Sadıkoğlu Akar oldu. MHP Grup sözcüsü Avukat Hilal Sadıkoğlu Akar “Tugay, soy ismi” dedi. Bunun üzerine büyük bir şaşkınlık yaşayan CHP’li üye, sözlerini düzeltti ancak sözlerinin devamında bir gafa daha imza atarak hem belediye meclis üyelerinin hem de salondaki vatandaşların tepkisini çekti. CHP Grup Sözcüsü Doğangül’den Gemi Söküm sektörüne uyuşturucu iddiası Aliağa Belediye Meclisi toplantısında birbiri ardına gaflarına devam eden CHP Grup Sözcüsü İbrahim Doğangül, bu kez binlerce işçinin çalıştığı gemi söküm sektörüne uyuşturucu iddiasında bulundu. Aliağa’da binlerce ailenin istihdam edilerek geçimini sağladığı gemi sökümden “uyuşturucu trafiğinin duraklarından” olarak söz eden Doğangül’ün iddiaları tepki çekti. Meclis toplantısını izleyen bir vatandaş, CHP’li meclis üyesine yüksek sesle, "Öyle bir iddia size yakışmıyor. Uyuşturucu trafiği yok" diyerek sert tepki gösterdi.
İstanbul Bayraktar TB3’ün toplam uçuş saati 272 saat 47 dakikaya ulaştı Baykar’ın milli ve özgün olarak geliştirdiği Bayraktar TB3 SİHA test uçuşlarına hız kesmeden devam ediyor. Hafta boyunca süren testlerde iki prototipi de test uçuşları gerçekleştiren Bayraktar TB3’ün toplam uçuş saati 272 saat 47 dakikaya ulaştı. Baykar’ın milli ve özgün olarak geliştirdiği Bayraktar TB3 Silahlı İnsansız Hava Aracı (SİHA) test uçuşlarını ara vermeden sürdürüyor. Hafta boyunca gerçekleştirilen testlerde iki prototipi de uçuş icra eden milli SİHA’nın toplam uçuş saati 272 saat 47 dakikaya ulaştı. İki Bayraktar TB3 havada Cumhuriyet’in 100. yılını taçlandırmak amacıyla 27 Ekim 2023 tarihinde ilk uçuş testini başarıyla tamamlayarak gökyüzü ile buluşan Bayraktar TB3 SİHA’nın iki prototipi de test uçuşlarını Tekirdağ’ın Çorlu ilçesindeki AKINCI Uçuş Eğitim ve Test Merkezi’nde sürdürüyor. Bayraktar TB3 PT-1 ve PT-2, geçtiğimiz hafta boyunca orta irtifada icra edilen sistem ve dayanım performanslarının ölçüldüğü testlerin tamamını başarıyla tamamladı. Toplam uçuş 272 saate ulaştı Bayraktar TB3 SİHA bugüne kadar gerçekleştirilen test uçuşlarında toplam 272 saat 47 dakika havada kaldı. TEI tarafından yerli olarak geliştirilen PD-170 motoruyla havalanan milli SİHA, 20 Aralık 2023’te gerçekleştirilen uzun uçuş testinde yere inmeden 32 saat havada kalmış ve gökyüzünde 5 bin 700 km yol kat etmişti. Milli SİHA, milli kamera Bayraktar TB3 SİHA, 26 Mart 2024 tarihinde ilk kez Aselsan tarafından milli olarak geliştirilen ASELFLIR-500 ile uçtu. İcra edilen test kapsamında dünyadaki muadillerine göre en yüksek performansa sahip olan ASELFLIR-500 Elektro-Optik Keşif, Gözetleme ve Hedefleme Sistemi entegrasyonu başarıyla gerçekleştirildi. TCG ANADOLU’dan ilk uçuş 2024’te Bayraktar TB3 SİHA, katlanabilen kanat yapısıyla TCG Anadolu gibi kısa pistli gemilerden kalkış ve iniş kabiliyetine sahip dünyadaki ilk silahlı insansız hava aracı olacak. Baykar Yönetim Kurulu Başkanı ve Teknoloji Lideri Selçuk Bayraktar, Bayraktar TB3 için 2024 yılı içinde TCG Anadolu gemisinde testlere başlanmasını planladıklarını açıklamıştı. Bayraktar TB3’ün sahip olacağı kabiliyetler bu sınıftaki insansız hava araçları açısından da önemli bir yenilik olacak. Görüş hattı ötesi haberleşme kabiliyetine de sahip olacak milli SİHA, bu sayede çok uzun mesafelerden kumanda edilebilecek. Başlangıçtan bugüne tüm projelerini öz kaynakları ile yürüten Baykar, 2003 yılındaki İHA Ar-Ge sürecinin başlangıcından itibaren tüm gelirlerinin yüzde 83’ünü ihracattan elde etti. Öte yandan Baykar 2021 ve 2022 yıllarında Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre savunma ve havacılık sektörünün ihracat lideri oldu. Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından 2023’te de sektörün ihracat şampiyonu olduğu açıklanan Baykar, geçen yıl 1.8 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Son yıllarda gelirlerinin yüzde 90’ından fazlasını ihracattan elde eden Baykar, 2023’te savunma ve havacılık sektöründeki ihracatın 3’te 1’ini tek başına yaptı. Öte yandan Bayraktar TB2 SİHA için 33 ülkeyle, Bayraktar AKINCI TİHA için ise şimdiye kadar 9 ülke ile olmak üzere toplam 34 ülkeyle ihracat anlaşması imzalandı.