GENEL - 29 Haziran 2018 Cuma 16:23

Babalarını savaşta kaybeden 4 kardeşe üvey baba işkencesi

A
A
A
Babalarını savaşta kaybeden 4 kardeşe üvey baba işkencesi

Mardin’de öz babalarını Suriye’deki savaşta kaybeden 7-11 yaşları arasındaki 4 kardeşe üvey babaları tarafından işkence yapıldığı ortaya çıktı.

Mardin’de öz babalarını Suriye’deki savaşta kaybeden 7-11 yaşları arasındaki 4 kardeşe üvey babaları tarafından işkence yapıldığı ortaya çıktı. Üvey babanın, çocukları günlerce aç ve susuz bıraktığı, bu da yetmezmiş gibi hortumla dövüp, vücutlarında sigara söndürdüğü tespit edildi. Çocuklardan birinin gördüğü işkence nedeniyle yoğun bakımda yaşam savaşı verdiği öğrenildi. Eşini de her gün kafasına poşet geçirerek döven şahıs gözaltına alınırken, anne ve çocukları koruma altına alındı.


Edinilen bilgilere göre, Suriye’deki savaşta kocasını kaybettikten sonra 4 çocuğuyla birlikte Türkiye’ye sığınan ve Mardin’e yerleşen S.S., iki yıl sonra burada Suriyeli M.E. ile ikinci evliliğini yaptı. Başlangıçta üvey çocuklarıyla aralarında hiçbir problem olmayan M.E., S.S.’den iki çocuğu dünyaya geldikten sonra üvey çocuklarına yönelik tavırları değişti. M.E., bir süre sonra 7 ile 11 yaş arasındaki çocukları aç ve susuz bırakmaya başladı. Bununla da kalmayan M.E., hortumla dövdüğü çocukların vücudunda sigara da söndürerek işkence yapmaya başladı. M.E. eşi S.S.’yi de hem psikolojik hem de fiziksel şiddete maruz bıraktı. Eşinin de kafasına da her gün poşet geçirerek döven M.E., S.S.’nin Mardin Aile ve Sosyal Politikalar (ASP) İl Müdürlüğüne başvurması sonucu gözaltına alındı. S.S. ve 6 çocuğu ise koruma altına alındı. İşkence gören çocuklardan birinin kaldırıldığı hastanenin yoğun bakım ünitesinde yaşam savaşı verdiği öğrenildi.



"İşkence sistematik olarak devam etmiş”


ASP İl Müdürü Hüsnü Bengi Efetürk, S.S.’nin müdürlüğe geldiğini belirterek, kendisiyle yaptıkları görüşmede, ilk evliliğini 2005’te Suriye’de gerçekleştirdiğini öğrendiklerini belirtti. S.S.’nin ilk evliliğinden 4 çocuğunun dünyaya geldiğini ifade eden Efetürk, "İlk eşinin 8 yıl önce Suriye’de çıkan savaşta hayatını kaybettiğini, eşini kaybettikten yaklaşık iki yıl sonra M. E. isimli kişi ile 2. evliliğini yaptığını, bu evliliğinden ise 2 çocuğunun dünyaya geldiğini anlattı. 2. evliliğine Almanya’da yaşayan babası razı olmamış ve buna rağmen bu evliliği gerçekleştirmiş. Evliliğinin ilk bir yılında herhangi bir sıkıntı yaşamamış. Ancak ikinci eşinden olan çocuğu M. doğduktan sonra eşi M.E.’nin ilk eşinden olan çocuklarına karşı tutum ve davranışlarının değişmiş. Çocuklarını aç bırakmak, çocukların vücutlarını ıslattıktan sonra hortumla çeşitli yerlerine vurmak, çocukların vücutlarında sigara söndürmek suretiyle işkence etmiş. Bu şiddet sistematik olarak bugüne kadar devam etmiş. Aynı şekilde eşi kendisine de fiziksel ve psikolojik şiddet uygulamış. Kendisi ve çocuklarının maruz kaldığı şiddet ve açlık durumunun tırmanması üzerine gidecek yeri olmadığından müdürlüğümüze başvuruda bulunduğunu belirtmiştir" dedi.



"2-3 günde bir tabak yemek vermiş"


S.S. ile yaptıkları görüşmede kendilerine eşinin çocuklarına 2-3 günde bir tabak yemek ve günde bir tas su ayırdığına dikkat çeken Efetürk, şunları kaydetti:


"Bunun haricinde çocuklara yemek ve su vermeyeceği yönünde kendisinden yemin etmesini istemiş. Kendisi de yemin etmiş ve bu nedenle çocuklara gün içerisinde yemek ve su vermediğini ifade etmiştir. S.S. ayrıca eşinin kök ailesi ile görüşmesine müsaade etmediğini, eşi ile babasının arasının iyi olmadığını, bu durumun eşinin çocuklara karşı tutumunu olumsuz etkilediğini, eşinin kendisine de fiziksel şiddet uyguladığını, neredeyse her gün başına poşet geçirerek kendisinin vücudunun çeşitli yerlerine vurduğunu, son gebeliğinde eşinin kendisinin kolunu kırdığını, bu olayın hastaneye intikal ettiğini ancak kendisinin eşinden şikayetçi olmayarak doktorlara düştüğünü söylediğini ifade etmiştir."



"Bir çocuğun hayati tehlikesi devam ediyor”


Çocuklarıyla birlikte müdürlüğe başvuran kadının çocuklarının sağlık sorunlarının olduğunu dile getiren Efetürk, "Bu nedenle müdürlüğümüze gelmeden 2 çocuğunun hastaneye yatırıldığı, Linda ve Hamude adlı çocukların ise görüşme esnasında sağlık durumunun iyi olmadığı gözlendiğinden 112 acil servis aranarak tıbbi müdahale talep edilmiş, çocuklar ŞÖNİM’de görevli sağlık personeli eşliğinde hastaneye götürülmüştür. Yatışı gerçekleşen çocuklardan Hele’nin yoğun bakım servisinde olduğu, doktoru ile gerçekleştirilen görüşmede Hele’nin durumunun hastaneye yatışının yapıldığında mevcut durumuna göre daha iyi olduğu ancak hayati tehlikesinin devam ettiği, Şehed isimli çocuğun ise belinde kırıklar olduğu, mama ile beslendiği ve 3 gün gözetim altına tutulacağı şu an Mardin Devlet Hastanesi servisinde takibinin yapıldığı, Linda ve Hammude isimli çocukların tetkik sonuçlarından sonra ilaç tedavisine başlandığı ve hastaneden taburcu olduktan sonra Musa Cihaner Çocuk Evleri Sitesi Müdürlüğüne misafir olarak yerleştirildiği, eş M.E.’nin ise şu an göz altında olduğu ve hakkında başlatılan soruşturmanın devam ettiği bilgileri edinilmiştir. S.S. ve beraberindeki 2 çocuğu ise 26.06.2018 tarih ve E. 549 sayılı Müdürlük oluru ile Kadın Konukevi İlk Kabul Birimine yerleştirilmiştir. S.S.’nin Kadın Konukevine kabul işlemlerinin yapıldığı sırada yanında bulunan Murad ve Meram isimli çocuklarının ise vücutlarının çeşitli yerlerinde sigara söndürme izlerinin olduğu, çocuklarına karşı ilgisiz olduğu, hastanede tedavi olan çocuklarının durumu hakkında bilgi talep etmediği, eşinin cezaevinden çıktıktan sonra çocukları eşine bırakarak Almanya’da yaşayan ailesinin yanına gideceğini ifade ettiği bilgileri Kadın Konukevi personelinden alınmıştır" diye konuştu.



"Acil koruma kararı talep edildi”


S.S. ile gerçekleştirdikleri görüşmede mağdur kadının 6284 Sayılı Kanun, Kadın Konukevi Hizmeti, ŞÖNİM hizmetleri, ALO 183 ve ALO 155 hakkında bilgilendirildiğini vurgulayan Efetürk, sözlerini şöyle sürdürdü:


"S.S. sığınma talebinin olduğunu ancak hakkında tedbir kararı istemediğini belirtmiştir. Bunun üzerine gerekli işlemler yapılarak S.S., Kadın Konukevi Müdürlüğü İlk Kabul Birimine yerleştirilmiştir. S.S.’nin çocuklarını karşılaştıkları veya karşılaşabilecekleri her türlü kötülükten/riskten koruyup kollayamadığı, çocuklarının sağlık durumları hakkında bilgi sahibi olmadığı ve tarafımızdan bilgi talep etmediği, çocuklarına karşı ilgili bir tutuma sahip olmadığı, çocuk yetiştirme konusunda yetersiz olduğu, eşinin çocuklarının temel ihtiyaçlarını karşılamasına engel olduğu, kendisinin de bu duruma sessiz kaldığı, tüm bu sebeplerden dolayı çocukların ihmal ve istismara açık olduğu izlenimi oluşmuştur. Söz konusu durumlar göz önünde tutularak Kadın Konukevi Müdürlüğü tarafından sosyal inceleme raporu ile S.S.’nin 6 çocuğu hakkında 5395 Sayılı Kanunun İlgili Maddeleri gereğince Acil Koruma Kararı talep edilmiştir. S.S. her ne kadar hakkında tedbir kararı talep etmemişse de eşi M.E. tarafından can güvenliği riskinin olduğu düşünüldüğünden ’Ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesine dair kanun’ kapsamında uygun görülen tedbir kararları talep edilmiştir.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Özhaseki: "Elimiz, gözümüz, gönlümüz deprem bölgesinde" Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, "Bizim elimiz, gözümüz, gönlümüz deprem bölgesinde. Hatay’da ve diğer illerimizde var gücümüzle çalışıyoruz" dedi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, 6 Şubat 2023’te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerin yaralarını sarmaya devam ediyor. Depremin ilk gününden itibaren bölgenin ihya ve inşası için başlatılan çalışmalarla bir yandan yeni konutların yapımı hızla sürerken, bir yandan da inşaatı tamamlanan konutların teslimine devam ediliyor. Bakanlık, bu kapsamda bugüne kadar 76 bin konutu tamamlayarak hak sahiplerine teslim etti. "Hissettiğim mutluluğu size tarif edemem" Depremde büyük yıkım yaşayan Hatay’da evleri yıkılan afetzedelerden Güngör ailesi de yeni konutlarına kavuştu. Depreme, Defne ilçesinde yaşayan oğlunun evinde yakalanan Hülya Güngör, yeni evlerinin kısa sürede yapılarak teslim edilmesinden dolayı mutlu olduğunu ifade etti. Afetin ilk gününden itibaren devletin deprem bölgesinde her türlü yardımı yaptığını belirten Hülya Güngör, "Bir odayı bile yaptıramazken, bir yılda dört dörtlük bir planla evin teslim ediliyor. Beklediğime değdi. Çok güzel oldu. Hissettiğim mutluluğu size tarif edemem. Cumhurbaşkanımıza, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımıza ayrı ayrı çok teşekkür ediyorum. Allah sizlerden razı olsun" diye konuştu. "Vatandaşlarımız yuvalarına yerleşene kadar bize durup dinlenmek yok" Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, "Hülya kardeşim, sizden de Allah razı olsun. Yeni evinizde ailenizle, evlatlarınızla huzur içinde, sağlıkla, mutlulukla yaşayın inşallah. Bizim elimiz, gözümüz, gönlümüz deprem bölgesinde. Hatay’da ve diğer illerimizde var gücümüzle çalışıyoruz. Hiç kimsenin endişesi olmasın. Hak sahibi vatandaşlarımızın hepsi sağlam ve güvenli yuvalarına yerleşene kadar bize durup dinlenmek yok" ifadelerini kullandı.
İstanbul Beşiktaş’taki terör saldırısına ilişkin davada sanık hakkında 12 yıl hapis cezası Beşiktaş’ta 10 Aralık 2016’da gerçekleşen 40 polis memurunun şehit olduğu ve 7 vatandaşın da hayatını kaybettiği terör saldırısına ilişkin firari olarak aranırken 7 yıl sonra yakalanan sanık Aydın Ekici’nin davasında karar çıktı. Sanık Ekici, 12 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Beşiktaş Vodafone Park çevresinde 10 Aralık 2016’da gerçekleşen 40 polis memurunun şehit olduğu ve 7 vatandaşın da hayatını kaybettiği terör saldırısına ilişkin firari olarak aranırken geçtiğimiz sene yakalanan sanık Aydın Ekici’nin yargılandığı dava karara bağlandı. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Ekici Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağladı. Sanık avukatı ise duruşmada hazır bulundu. Duruşmada PKK terör örgütü yüzünden İstanbul’a göç ettiğini belirten Ekici, “Maddi ve manevi olarak bu örgüt yüzünden zarar gördüm. Tek amacım İstanbul’a gelip, para kazanmaktı. Mehmet Emin denen şahsın kim olduğunu bilmiyorum” ifadelerini kullandı. “Çok büyük bir mağduriyet yaşamaktayım” Savunmalarına Şükrü Koç’un PKK elemanı olduğunu bilmediğini söyleyen Ekici, “Şükrü Koç ile ihtiyaçlarım için birbirimizle konuşuyorduk. Üzerimde bulunan kimlik abimin kimliğidir. Şükrü Koç ile aramızda geçen telefon görüşmesi başka bir adli dosyayla ilgiliydi. Bu olayla alakalı değildi. Bu olaydan ötürü çok büyük bir mağduriyet yaşamaktayım. Beraatımı talep ediyorum” şeklinde konuştu. Duruşmada son sözü sorulan sanık “Adaletin tecelli edeceğinden şüphem yok. Burada hayatım söz konusudur. Takdir sizindir” dedi. 12 yıl hapis cezasına çarptırıldı Kararını açıklayan mahkeme, sanık Aydın Ekici’yi ‘Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak’ suçundan 12 yıl hapis cezasına çarptırdı. Sanığın tutukluluk halinin devamına hükmeden heyet, ayrıca üzerine atılı diğer suçlardan delil yetersizliğinden dolayı da beraatına hükmetti.