ASAYİŞ - 12 Ağustos 2018 Pazar 13:11

Beş yıllık kan davası, 5 bin kişinin katılımıyla son buldu

A
A
A
Beş yıllık kan davası, 5 bin kişinin katılımıyla son buldu

Mardin’in Mazıdağı ilçesine bağlı Balpınar ve Sisan köylerinde yaşayan iki aile arasında başlayan ve 5 kişinin ölümüyle sonuçlanan kan davası, 5 bin kişinin katıldığı barış töreniyle son buldu.

Mardin’in Mazıdağı ilçesine bağlı Balpınar ve Sisan köylerinde yaşayan iki aile arasında başlayan ve 5 kişinin ölümüyle sonuçlanan kan davası, 5 bin kişinin katıldığı barış töreniyle son buldu.


Mazıdağı’nın Balpınar ve Sisan köyünde ikamet eden Özyılmaz ve Kaya aileleri arasında 5 yıl önce arazi anlaşmazlığı nedeniyle çıkan silahlı kavgada 5 kişi hayatını kaybetmiş, 6 kişi de yaralanmıştı. Kan davasına dönen olayda aileleri barıştırmak için araya giren Metina-Der üyeleri ve kanaat önderlerinin 5 yıllık çabası sonucunda aileler Balpınar köyünde düzenlenen barış töreniyle husumeti sona erdirdi. Yaklaşık 5 bin kişinin katıldığı tören Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Daha sonra dualar eşliğinde iki ailenin üyeleri Kur’an-ı Kerim altından geçerek barış yemini etti. Verilen yemeğin ardından yapılan konuşmalarda barış vurgusu yapılarak bir daha olayların yaşanmaması temennisinde bulunuldu.



Barış güvercinleri uçuruldu


Barış yemeği için 14 dana kesilirken, ’Barış’ kelimesinin harflerinin yazılı olduğu tişörtler giydirilen çocuklar barış güvercinleri uçurdu. Metina Aşireti lideri Şerif Temelli burada yaptığı konuşmada, "Çocuklarımızın geleceğini düşünerek barışa ikna olan Balpınar ve Sisan aile temsilcilerimize bizleri kırmadıkları için teşekkür ediyoruz. Metina’nın olduğu yerde barış, barışın olduğu yerde huzur vardır. Bu barışın kalıcı olmasını Allah’tan diliyorum. Barışın bölgedeki diğer husumetli ailelere de örnek olmasını temenni ediyorum. Katkı sunan herkese teşekkür ediyorum" dedi.


Metina-Der Başkanı Aydın Pirinççioğlu, gece gündüz demeden Metina Aşireti’nin ileri gelenlerinin yaptığı çalışmalar sonucunda husumeti sonlandırdıklarını ifade ederek, "5 tane ölü vardı. Bu bütün Metina ailesini rahatsız ediyordu. Çok büyük aileler. İkisi de çok değerli aileler. Yani bizi üzüyordu. Arkadaşlarla, kanaat önderleri ile bunu çözdük çok mutluyuz. Önümüzde birkaç tane kan davası var. Onları da inşallah bitireceğiz. Barış süreci biraz zor bir iş. Bir iki günde olmaz. Bu yaklaşık 4 yıl sürdü. O yüzden mutluyuz. Biz mutluyuz, ailelerimiz mutlu, dostlarımız, akrabalarımız arkadaşlarımız mutlu" diye konuştu.



"Bayram havasında barış”


Metina-Der Yönetim Kurulu üyesi Esat Güngürür ise barış töreninin bayram havasında geçtiğini vurgulayarak, "İki ailemiz arasında olumsuz bir hadise meydana geldi. Çok mutluyuz. Emeği geçen herkese şahsım ve Metina-Der aşiretimiz adına teşekkür ediyoruz" şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.