GENEL - 17 Mart 2018 Cumartesi 14:03

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Artık an meselesi Afrin’e girdik giriyoruz, her an bu müjdeyi verebiliriz"

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Artık an meselesi Afrin’e girdik giriyoruz, her an bu müjdeyi verebiliriz"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, artık Afrin’e girmenin an meselesi olduğunu belirterek, "Müjde bekliyoruz, müjde yakın.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, artık Afrin’e girmenin an meselesi olduğunu belirterek, "Müjde bekliyoruz, müjde yakın. İnşallah o müjdeye doğru ilerliyoruz" dedi.


Partisinin Mardin İl Başkanlığının 6’ncı Olağan Kongresine katılmak üzere kente gelen Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, kongrenin yapılacağı kapalı spor salonu önünde vatandaşlara hitap etti. Burada Afrin operasyonuna ilişkin konuşan Erdoğan, Afrin’e girmenin artık an meselesi olduğuna dikkat çekti. Bu konuyla ilgili müjdeyi her an verebileceklerine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugün de buraya gelirken aldığım rakam, etkisiz hale getirilen terörist sayısı 3 bin 569. Niçin benim Mehmetçiğim bu terör koridorunun olduğu yere yürüdü. Onlar da bir şeye inandılar. Allah ayetinde ne buyuruyordu, ‘Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz, onlar diridirler. Ancak siz bilemezsiniz.’ Biz şimdi müjde bekliyoruz. İnşallah o müjdeye doğru ilerliyoruz" dedi.



"Bin 800 kilometrekare alanı kontrol altına aldık"


Bir kez daha Türkiye’nin Suriye topraklarında gözünün olmadığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz 780 bin kilometrekareye nerelerden geldik. 18 milyon kilometrekareden buralara geldik. Verdik, verdik buralara geldik. Öyle bir derdimiz yok. Ama bir terör koridoru ki oradan sürekli taciz ediliyoruz. Hatay, Kilis taciz ediliyor, Gaziantep, Şanlıurfa taciz ediliyor. Mardin aynı şekilde. Artık bıktık, sabır sabır, ‘Yetti artık’ dedik. ‘Öyleyse gireceğiz’ dedik. Bize dost görünenler, ‘Girmeyin’ dedi. Çok dinledik girmedik, ne oldu durdurdunuz mu, roketlerle devamlı tacizler. 100’ü aşkın vatandaşımız şehit oldu. Dedik, ‘Artık durmayacağız.’ Ya Allah Bismillah yürüdük. Önce Fırat Kalkanı Harekatını yaptık. Bu harekatta 2 bin kilometrekarelik alanı kontrolümüz altına aldık. Şimdi de burada yaklaşık bin 800 kilometrekarelik alanı kontrolümüzün altına aldık” diye konuştu.



"Artık mülteci olarak kalmalarını istemiyoruz"


Çok kısa bir zamanda insanların geri döneceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:


"Cerablus’ta olduğu gibi. Orada 140 bin kişi geri döndü, inşallah burada da dönecekler. Çünkü biz onların artık mülteci olarak kalmasını istemiyoruz. İstiyoruz ki bir an önce evlerine dönsünler. Onlara her türlü desteği verdik, vereceğiz. Çünkü onlar bizim kardeşlerimizdir. İnsani ve vicdani bütün görevlerimizi yerine getiriyoruz, getireceğiz. Az bir zaman içerisinde inşallah Afrin ile ilgili müjdeyi de duyacaksınız. Ne diyorduk, ‘Bir gece ansızın gelebiliriz.’ Neler yapmışlar, ne tüneller açmışlar televizyonlarda izliyorsunuz. Batılı dostlarımızın onlara verdiği desteklerle bu tünelleri açtılar. Bu tünellerde kamyon gidiyor. Silah depolama yerlerini gördünüz, her türlü silah var. Bize dost görünenlerin onlara verdiği silahlar. Nedir bunlar diye sorduğumuz da yalan bunlarda su gibi. Dürüst olun dürüst. Biz gerçekleri görüyoruz, yalanlarınız ortada. İşte kasa kasa silahlar ve mermiler ortada. Dürüst olun, olmadılar. Bize dürüst olana can kurban ama bize dürüst olmayan kusura bakmasın. İnşallah artık müjdeyi sizlere vereceğiz."



"Hep birlikte Türkiye olacağız"


Yarın 18 Mart Çanakkale Zaferi’nin yıldönümü olduğunu anımsatan Erdoğan, şunları söyledi:


"Yarın Çanakkale’de sizlere hitap edeceğiz. Ama ben şimdi sizden bir şey istiyorum. Bizlere ayrılık yakışır mı, hep beraber olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Öyleyse tek millet, Türk’ü, Kürt’ü, Arap’ı, Laz’ı, Çerkez’i, Gürcü’sü ve Roman’ı ile 81 milyon tek millet. Bundan daha güzel ne olabilir. Biz yaratılanı yaratandan ötürü sevmedik mi. Öyleyse Türk, Kürt, Arap ve Laz’mış diye ayrım yok. İnşallah Mart 2019 seçimlerinde bunu ispatlayacağız. Kasım 2019’da da cumhur, parlamento ve başkanlık seçimini yapıyor. Orada da bunu ispat edeceğiz. Şimdi bir ittifak kurduk biliyorsunuz. Bu cumhurun ittifakı olacak. Ayrılık gayrılık olmadan. İki, tek bayrak, işte bayrağımız. Rengi şehidimizin kanı, hilal bağımsızlığın ifadesi, yıldız şehitlerimizin ifadesi. Üç, tek vatan, 780 bin kilometre kare tek vatan. Bizim vatanımızı bölemeyecekler. Dört, tek devlet, Türkiye Cumhuriyeti Devletinden başka bizim devletimiz yok. Yok paralel devletmiş, yok PKK devletiymiş, Türkiye Cumhuriyeti Devletinden başka devletimiz yok."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Deprem uzmanından uyarı: “Tokat’ın üzerinde bulunduğu fay hattında beklenen büyük şiddetli deprem hala olmadı” Gazi Üniversitesi DEMAR (Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi) Müdürü Prof. Dr. Abdussamet Arslan, Tokat’ın da üzerinde bulunduğu Kuzey Anadolu Fay Hattı’nda beklenen büyük şiddetli depremin hala olmadığını kaydetti. Prof. Dr. Abdussamet Arslan, Tokat’ta meydana gelen ve Samsun, Yozgat, Çankırı ve Çorum gibi çevre illerde de hissedilen 5.6 büyüklüğündeki depreme ilişkin açıklamalarda bulundu. Arslan, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, Bingöl çevresinde birleşen Doğu Anadolu Fay Hattı ve Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın birbirleri üzerinde sürekli hareket halinde olduğunu kaydederek, “Son 1 ayda özellikle Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın her iki ucunda hareketlenmeler mevcut. 4’ün üzerinde çok fazla sayıda deprem oldu. Hem Doğu bölgesinde özellikle Adıyaman’ın biraz daha ilerisinde depremler oldu hem de hattın batı ucunda yani Yunanistan’da 4’ün üzerinde depremler oldu. Dolayısıyla bu fay hattının üzerinde bir hareketlenmenin olduğu çok net bir şekilde ortaya çıkıyor” ifadelerini kullandı. Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası Doğu Anadolu Fay Hattı’nın, Kuzey Anadolu Fay Hattı’na doğru 9 metre kaydığını kaydeden Arslan, yukarıya doğru meydana gelen hareket sonucu Kuzey Anadolu Fay Hattı’nda kırılmalar meydana geldiğini ve Tokat’ın da bu hat üzerinde olduğunu kaydetti. Arslan, iki hattın birleştiği noktalarda bulunan Bingöl, Erzincan, Bitlis ve Muş çevresinde stres birikimi yaşandığını kaydetti. Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde ortaya çıkan jeolojik verilere değinen Arslan, 10 yıl içerisinde bu hat üzerinde 7.0 ila 7.5 büyüklüğünde bir deprem olma ihtimalinin yüzde 90 olduğuna dikkati çekti. "Deprem olan bir bölgede bir kırılmanın tekrar yaşanma ihtimalinin neredeyse sıfır" Deprem olan bir bölgede bir kırılmanın tekrar yaşanma ihtimalinin neredeyse sıfır olduğunu belirten Arslan, sözlerine şöyle devam etti: “Ne zamana kadar? Periyodu doluncaya kadar. Kahramanmaraş depreminin periyodu 450 ila 500 yıl civarındadır. Dolayısıyla da Pazarcık bölgesinde fayın tekrar kırılması için 450 yıla daha ihtiyacımız var ancak buradaki kırık meydana geldiğinde hem Elazığ ve Bingöl’e doğru olan bir bölgede hem de Hatay’ın daha güneyinde olan bölgelerde gerilme birikmesi meydana geldi. 9 metreye ileriye doğru giden hareket, Malatya civarında durdu. Sonra bu hareket bir türlü devam edecek, kırılmayı tamamlayacak.” “Önümüzdeki 10 yılda Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde 7.0 ila 7.5 civarında deprem beklemek yanlış olmaz” Bingöl civarında büyük şiddetli depremin hala olmadığını ifade eden Arslan, “İki fay hattının buluştuğu kavşak nokta olan Bingöl’de henüz beklediğimiz deprem olmadı. Bu depremi de hakikaten bekliyoruz. Kuzey Anadolu Fay Hattı boyunca 7.0 ila 7.5 büyüklüğündeki depremi beklememek çok hata değil ama zamanlamasını söyleyebilmek çok zor. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde kesinlikle 7.0 ila 7.5 civarında deprem beklemek yanlış olmaz” değerlendirmesinde bulundu.
Ankara Atılım Üniversitesi sağlık turizmi alanında sertifikalı program başlattı Ticaret Bakanlığı ile protokol imzalayan Atılım Üniversitesi, sağlık turizminde faaliyet gösterecek olan ve sektöre yeni gireceklere yönelik sertifikalı bir program başlattı. Atılım Üniversitesi tarafından sağlık turizmi alanında sertifikalı program Ticaret Bakanlığı ile iş birliği çerçevesinde başlatıldı. Atılım Üniversitesi İşletme Fakültesi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Dilaver Tengilimoğlu, Sağlık turizmi hakkında İhlas Haber Ajansı’na (İHA) özel açıklamalarda bulundu. Tengilimoğlu, sağlık turizminin son yıllarda büyüyen alanlardan biri olduğunu belirterek, "Sağlık turizmin de birkaç alt boyut var. Medikal turizm, termal turizm, yaşlı ve engelli turizmi gibi turizm türleri var. Diğer turizm türünde yüzde 4’lerde 5’lerde büyüme varsa sağlık turizminde daha büyük bir büyüme var. Bunda ülkelerin insanların bulundukları ülkelerdeki sağlık, tedavi, rehabilitasyon ve koruyucu sağlık hizmetleri gibi sağlığın iyileştirmesi ile ilgili hizmetlerle ilgili bulundukları ülkelerdeki imkanların kısıtlı olması veya pahalı olması çeşitli nedenlerden dolayı veya gizli tutmak için kendi ülkesinde bilinmesini istemediği için başka ülkelere yönelmekte. Sınır ötesi hasta hareketliliği dediğimiz sağlık turizminde birçok ülke pazardan pay almaya çalışıyor. Pazar payını 3,5 trilyon dolar üzerinde olduğu söyleniyor. Geçmiş yıllarda daha çok gelişmiş ülkeler pay alırken, son yıllarda gelişmekte olan ülkeler, özellikle Türkiye, Hindistan, Malezya, Singapur, diğer Polonya gibi ülkelerinde pazardan almaya çalıştığını görüyoruz" diye konuştu. "Merdiven atlı uygulamaların sıkı denetlenmesi gerekiyor" "Son 15-20 yıl içerisinde gerçekten Türkiye bu alanda büyük bir ivme kazandı, sağlık turizmi alanında büyük bir gelişme katetti" diye konuşan Tengilimoğlu, şunları kaydetti: "Hala da katetmeye devam etmekte. Burada biraz daha planlı programlı ve koordinasyon içerisinde bu sağlık turizmine yönelmemiz gerekiyor. Kontrol dahilinde yönelmemiz gerekiyor. Ülkeye döviz girdisi sağlasın mantığıyla değil de uzun vadeli düşünmek lazım bu alanı. Bu alandaki denetimlerin sıklaştırılması lazım. Merdiven altı uygulamaları özellikle kozmetik cerrahide saç ekimi gibi diğer alanlardaki uygulamaların sıkı denetlenmesi gerekiyor. Her ne kadar Sağlık Bakanlığı sağlık turizm faaliyetinde bulunacak olan kurumlara, kuruluşlara sağlık turizm yetki belgesi verse de bu belgenin de çok kolay verilmemesi gerekiyor. Türkiye’de kozmetik cerrahi son yıllarda çok arttı. Diş yine sağlık turizmiyle ilgili hastaların tercih ettiği alan. Kanser tedavileriyle ilgili, kalp damar hastalıklarıyla ilgili çeşitli branşlarda enfeksiyon hastalıkları hatta obezite, tüp bebek uygulamaları gibi birçok alanda sağlık turizm konusunda Türkiye tercih edilen bir ülke haline geldi." Prof. Dr. Dilaver Tengilimoğlu, Türkiye’nin sağlık turizmi alanında dünyada ilk 10 arasında yer aldığını söyledi. "Eğitimimiz yaklaşık bir buçuk ay sürecek " Geçtiğimiz yıl sağlık turizminde ve yabancı dil eğitiminde sertifikalı bir eğitim programının başlatılması amacıyla Ticaret Bakanlığı ile bir protokol imzaladıklarını ifade eden Tengilimoğlu, şunları söyledi: "Sağlık turizminin gelişmesi konusunda Ticaret Bakanlığının çok büyük destekleri var. Sağlık turizminde faaliyet gösterecek olan, sektöre yeni girecek olanlara yönelik, sektörde halihazırda sağlık turizmi yetki belgesi almış olan kurum ve kuruluşlarda görev olan personelin sertifikalanmasıyla ilgili bir destek bu. Bakanlık sertifika programının yüzde 60’ına destek vermekte, yüzde 40’ına da adaylar veya kurumlar kendi ceplerinden karşılamakta. Bu büyük bir imkân, gerçekten zengin bir program. Bu eğitimlerin ciddi bir şekilde yürütülmesi, bu belge sertifikasyonların sektöre de gerçekten ayırt edicilik bir özelliğinin bulunması bizim için önemli. 24 Nisan’da başlayacak olan eğitimimiz yaklaşık bir buçuk ay sürecek. Online olarak verilecek eğitime Türkiye’nin herhangi bir yerinde kendini bu alanlarda geliştirmek isteyenler katılabilir. Kayıtlar halihazırda devam etmekte. Bu eğitimler Atılım Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi tarafından verilecek. Bu eğitimi başarıyla tamamlayan adaylara sertifikalarını veririz, sektörde de bunun meyvelerini alırız diye ümit ediyorum."
Bursa Yanan sandalye fabrikası havadan görüntülendi Bursa’nın İnegöl ilçesinde alevlere teslim olan sandalye fabrika dron ile görüntülendi. Olay yerine gelen İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban, "Yangın kontrol altında. Can kaybımız yok" diye konuştu. Yangın, saat 09.30 sıralarında İnegöl Organize Sanayi Bölgesinde faaliyet gösteren sandalye fabrikasında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, dumanların yükseldiğini gören çalışanlar, kendi imkanlarıyla müdahale etmeye çalıştı. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda itfaiye ekibi sevk edildi. İtfaiye ekiplerine çalışanlarda yardımcı olurken, yanan fabrika dron ile görüntülendi. Polis ekiplerinin yangınla ilgili tahkikatı devam ederken, olay yerine gelen İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban, "Sandalye firmamızda sabah saatlerinde bir ihbar alınıyor ve burada çıkan oluşan yangını söndürmeyle ilgili de Büyükşehir ekiplerimiz İnegöl Belediyesi ekiplerimiz olay yerine gelerek müdahale ediyorlar. Şu anda yangın büyük oranda. Kontrol altına alınmış durumda. Arkadaşlarımız burada çalışmaktadırlar. İnşallah soğutma ve toparlama süreçleri devam etmekte. Ben tabi çok geçmiş olsun temennisinde bulunuyorum. Sevindirici tarafı hiçbir vatandaşımızda hiçbir çalışanımızda can kaybımız yok yaralanma yok dolayısıyla içerde yangını söndürülmesiyle beraber maddi hasar tespiti ve olayın başlangıcı ile ilgili tespiti arkadaşlarımız yapacaktır. Çok geçmiş olsun diyorum" dedi.