EKONOMİ - 26 Temmuz 2017 Çarşamba 16:51

Arslan: “Bakliyat sektöründe ilk 5 aydaki dış ticaret açığı 96 milyon dolar”

A
A
A
Arslan: “Bakliyat sektöründe ilk 5 aydaki dış ticaret açığı 96 milyon dolar”

Ulusal Baklagil Konseyi Başkanı Mahmut Arslan, 2017 yılının ilk 5 ayında bakliyat sektöründeki dış ticaret açığı tutarının 96 milyon dolar olduğunu bildirdi.

Ulusal Baklagil Konseyi Başkanı Mahmut Arslan, 2017 yılının ilk 5 ayında bakliyat sektöründeki dış ticaret açığı tutarının 96 milyon dolar olduğunu bildirdi.


Akdeniz Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı da olan Ulusal Baklagil Konseyi Başkanı Arslan, yazılı bir açıklama yaparak, 2016-2017 yıllarında Türkiye’de bakliyat sektöründe yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Türkiye’nin 2016 yılında miktarda 467 bin ton, değerde ise 380 milyon dolar değerinde bakliyat ithalatı gerçekleştirdiğini belirten Arslan, aynı dönemde bakliyat ihracatının ise değerde 339 milyon dolar, miktarda ise 318 bin ton olarak kaydedildiğini ifade etti. 2016 yılı sonu itibariyle Türkiye’de bakliyat sektörünün miktarda 149 bin ton, değer bazında ise 41 milyon dolarlık dış ticaret açığı oluşturduğu bilgisini veren Arslan, “2016 yılında bakliyat ürünleri içerisinde en fazla ithal edilen ürün, değerde 275 milyon dolar ve miktarda 338 bin ton ile mercimek oldu. Mercimeğin ardından miktarda 30 bin ton ve değerde 40 milyon dolar ile nohut, 34 milyon dolarlık değeriyle fasulye gelmektedir. İhracatta ise en önemli bakliyat ürünümüz yine 279 milyon dolar ve 244 bin ton ile mercimek olmuştur” dedi.



“Bakliyat sektöründe ilk 5 aydaki dış ticaret açığı 96 milyon dolar”


Türkiye’nin 2017 yılının ilk 5 ayında miktarda 325 bin tonluk, değerde ise 238 milyon dolarlık bakliyat ithalatı gerçekleştirdiğini dile getiren Arslan, aynı dönemdeki bakliyat ihracatının ise 142 milyon dolar değerinde ve 156 bin ton olarak kayıtlara geçtiğini vurguladı. Arslan, bu verilerle 2017 yılının ilk 5 ayında bakliyat sektöründe miktarda 170 bin ton, değer bazında ise 96 milyon dolarlık dış ticaret açığı oluştuğunu kaydetti. Arslan, “2017 yılının aynı döneminde bakliyat ürünleri içerisinde en fazla ithal edilen ürün, değerde 160 milyon dolar ve miktarda 243 bin ton ile mercimek oldu. Mercimeğin ardından en fazla ithal edilen ürün 42 bin tonluk miktarı ve 56 milyon dolar değeriyle nohut, ardından 10 milyon dolar değeriyle fasulye oldu. İhracatta ise en önemli kalemlerimiz 125 milyon dolar ve 131 bin ton ile mercimek olmuştur” ifadelerini kullandı.



“Ülkemizin bakliyat sektöründeki en önemli ihraç ürünü mercimek üretimi”


Türkiye’nin 2016 yılında 244 bin ton mercimek ihracatı gerçekleştirdiğini bildiren Arslan, ithalatının ise 338 bin ton olarak kaydedildiğini belirtti. Aynı dönemde 330 bin ton olduğu düşünülen mercimek üretiminin 2017 yılında yüzde 15 artış göstererek 380 bin ton civarında olmasını beklediklerini ifade eden Arslan, şöyle devam etti: “Fiyat beklentileri nedeniyle 2016 sezonunda satışa arz olmayan yaklaşık 50 bin ton stok-devir mahsulün de olduğu tahmin edildiğinde 2017 üretim sezonunda Türkiye’de 420-430 bin ton kırmızı mercimeğin pazara arz edilmesini bekliyoruz.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Ukraynalı eşi ile tamiri öğreniyor Sanayi ve teknolojinin başkenti Kocaeli’de açılan otomotiv kursu, bir yandan sektörün kanayan yarası haline gelen ara elaman yetişmesine katkıda bulunurken, diğer yandan vatandaşların kendi araçlarındaki arızaya müdahale etmelerini kolaylaştırıyor. Aracında meydana gelebilecek arızaya hızlı müdahale için kursa katılan Murat Yılmazer de Ukraynalı eşi ile aynı sırayı paylaşıyor. Son dönemde teknolojik gelişmeler ve talep artışıyla sürekli büyüyen ve gelişen bir sektör haline gelen otomotiv sektöründe nitelikli iş gücüne olan ihtiyaç her geçen gün artıyor. Otomotiv endüstrisindeki bu talebi karşılamak için ara eleman yetiştirme kurslarını açanKocaeli Büyükşehir Belediyesi Meslek ve Sanat Eğitim Kursları (KO-MEK), verdiği eğitimlerle özellikle bu sektörde çalışmak isteyen gençlerin dikkatini çekmeye devam ediyor. Teorik eğitimlerin yanı sıra eksiksiz düşünülerek hazırlanan fiziki ortam sayesinde uygulamalı eğitimler de veriliyor. Kursiyerler motor mekaniği, otomotiv elektroniği, otomotiv bakımı ve onarımı gibi konularda eğitimler alarak saha deneyimi de kazanıyor. "Fabrikalarda rahatlıkla iş bulabiliyorlar" Otomotiv eğitmeni Ersin Gökbudak, "KO-MEK’i usta tezgahı gibi düşününler kalfa olmuyor ama yetişmiş birer eleman olarak iş yapabiliyor. Buradan alınan belgelerle otomotiv üzerine iş yapan fabrikalarda rahatlıkla iş bulabiliyorlar. Ayrıca kursiyerlerimize kendi araçlarının çok detaylı olmadan bakımlarını yapabilsin, arıza tespitini yapabilsin diye de eğitimler veriyoruz. Zaman zaman kursiyerlerimiz araçlarını getiriyor, böylece hem arıza tespiti yapıyoruz hem de elimizden geldiğince tamir ediyoruz" dedi. "3 bine yakın parçayı tanımış oluyoruz" İzmit sanayisinde motor mekanik ve kaporta işletme sahibi Yusuf Sancar, "Uzun zamandır sanayide iş yapıyoruz. KO-MEK’in böyle bir kursu olduğunu duyunca hemen kayıt yaptırdım. Burada uygulamalı eğitimlerle el yatkınlığımız daha da artıyor ve aynı zamanda 3 bine yakın parçayı da tanımış oluyoruz. Gelişen teknolojiyle verilen eğitimlerde KO-MEK’te eğitim alan herkes sanayide rahatlıkla çalışma imkanı bulabilir" diye konuştu. Ukraynalı eşi ile birlikte eğitim alıyor Bir diğer kursiyer Murat Yılmazer ise kursa Ukraynalı eşi ile birlikte katılıyor. Yılmazer, "Emekli olduktan sonra aracımızla bol bol gezmeye başladık. ’Acaba aracımız arıza yaparsa ne yaparız?’ diye düşünürken KO-MEK’in böyle bir eğitimi olduğunu öğrendik. Eşimle birlikte burada aldığımız eğitimlerle hem evdeki işlerde hem de aracımızda olan arızalara elimizden geldiğince müdahale ediyoruz. Eşim fazla Türkçe bilmediği için kendini ifade edemiyor ama verilen kurslardan kendisi de gayet memnun ve bu kursların sürdürülebilir olmasından yana" ifadelerini kullandı.
Eskişehir İftarda içilen asitli içecekler diş kaybına neden olabilir Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Batu Can Yaman, özellikle günün ilk öğünü olan iftarda asitli içecek tüketiminin diş kaybına neden olabileceğini söyledi. Ramazan ayında içerisinde besin ve sıvı tüketiminin olmaması nedeniyle tükürük akışının azalmasıyla yaşanabilen diş çürümelerine karşı uyaran uzmanlar, sahurda yatmadan önce yemek artıklarının temizlenmesi için ağız bakımının çok önemli olduğunu vurguluyor. Sahurdan sonra ağız içinde kalan yemek artıkları gün içerisinde çürümeye evrilirken iftarda içilen asitli gıdalar ise diş sağlığı açısından çok daha büyük tehlike oluşturuyor. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Batu Can Yaman, iftarda içilen asitli içecekler hakkında “Servikallerde dişin kök kısımlarında meydana gelebilecek aşınmalara yol açması açısından asitli gıdalar tüketmeyelim” dedi. “Sahurdan sonra yemek artıkları temizlenmezse çürük oluşumuna neden olur” Gece saatlerindeki sahur yemeğinin ardından ağız ve diş temizliğinin mutlaka yapılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Yaman, “Ramazan ayı hepimiz için özel bir aydır tabii ki. İnsanlar iki öğün ile besleniyorlar. İftarımızı açıyoruz arkasından belli bir saat sonra sahurumuzu yapıyoruz. Yemeğin arkasından mutlaka dişlerin fırçalanması, ara yüzlerinde kalan yiyecek artıklarının oralardan uzaklaştırılması gerekiyor. Bunları yapmazsak, herhangi bir şekilde yemek yemediğimiz veya su içmediğim için ağızda tükürük akışı azaldığından dolayı tükürüğe bağlı tamponlanma mekanizmaları da çalışmayacağından çürük aktivasyonlar ile karşılaşma ihtimalimiz ortaya çıkıyor. Bunun için de en iyi ağız sağlığı sahurdan sonra mutlaka dişlerimizi fırçalayarak dişlerimiz arasında kalan yiyecek artıklarına ortadan kaldırarak sağlanır. Gün içinde bu sayede bir korunma sağlanır. Özellikle de ilk yemeğimiz olan iftarın arkasından da yiyecek artıklarının dişlerden uzaklaştırılması biz diş hekimleri tarafından tavsiye edilmektedir” dedi. “İftarda asitli gıda tüketimi çürüksüz diş kayıplarına neden olur” İftar sofralarında sıkça yer alan asitli içeceklerin ise çürüksüz ve hızlı diş kayıplarına neden olduğunu belirten Prof. Dr. Batu Can Yaman, şu ifadeleri kullandı: “Sahurlarda dişe yapışabilen şekerli yiyeceklerden uzak duralım. Çünkü bunları ağzımızın içinden bir şekilde fırçalayarak uzaklaştıramazsak, gün içerisinde oluşan tükürük akış hızı az almalarıyla çürük aktivasyonlar görebiliriz. Bu da durup dururken dişimizi çürütmeye yol açacaktır. İftarda ilk defa yemek yiyorsunuz. Ağız ortamına bir anda çok yüksek asitli gıdaların da girmemesini tavsiye ediyoruz. Özellikle gün içerisinde hiçbir şey yememişsiniz ilk defa yiyeceklerle beslenmeye başlıyorsunuz. İftarda özellikle direkt asitli gıdaların tüketilmesi bizim açımızdan çürüksüz diş kayıpları anlamına geliyor. Yani servikallerde dişin kök kısımlarında meydana gelebilecek aşınmalara yol açması açısından asitli gıdalar tüketmeyelim.”
Mardin Artuklu ilçesinde içme suyu sorunu bitiyor Mardin Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Tuncay Akkoyun, Mardin Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (MARSU) tarafından yürütülen Artuklu ilçesinin içme suyu sorununu bitirmesi hedeflenen “Mardin İçme Suyu Projesi” çalışmalarında incelemelerde bulundu. Artuklu İlçesi Cumhuriyet Mahallesinde devam eden Kasımiye-1 ve Kasımiye-2 su depo çalışmalarında incelemelerde bulunan Vali Akkoyun, MARSU Genel Müdürü Murat Erçin ve Plan Proje Daire Başkanı Güven Bayraktar’dan bilgi aldı. Artuklu’da 112 bin 500 nüfusun günlük insani kullanım su ihtiyacını karşılayacak 15 bin ve 7 bin 500 metreküp su depolarında projede fiziki gerçekleşmenin yüzde 30’u geçtiğini bildiren Vali Akkoyun, “Mardin İçmesuyu Projesi”nde çalışmaların çok hızlı bir şekilde devam ettiğini kaydederek, “Bu proje tamamlandığı zaman Mardin’imizde günlük insani kullanım su ihtiyacı anlamında ciddi bir sorun çözülmüş, ciddi bir ihtiyaç karşılanmış olacak. Bu vesileyle yeni su projemizin şehrimize hayırlı olmasını diliyorum” dedi. 112 bin 500 nüfusun günlük su ihtiyacını karşılayacak. Proje hakkında açıklamalarda bulunan veren Vali Tuncay Akkoyun, “Proje çerçevesinde Kasımiye-1 15 bin ve Kasımiye-2 7 bin 500 metreküp depolarında depolanan su ile Yenişehir bölgesinde 112 bin 500 nüfusun günlük insani kullanım suyunu karşılanacak Kasımiye-3 2 bin metreküp, deposu ise Yeniyol mevkii ve Kayacan Mahallelerinde 10 bin nüfusun günlük insani kullanım suyunu depolayacak. 2 bin metreküp kapasiteli Sultanköy-1 deposu da 10 bin nüfusun günlük su ihtiyacını karşılayacak” ifadelerini kullandı. Kasımiye 1,2 ve 3 depoları yanı sıra Koyunlu mevkiinde aktif olarak hizmette bulunan 10 adet kuyuya ilave olarak 4 adet daha kuyu ile mevcuttaki 135 lt/sn su kapasitesinin 215 lt/sn’ye çıkarılması ve yaklaşık 19 kilometrelik 600 mm çapında Düktil Demir İçmesuyu Boruları ile şehir merkezine iletilmesi hedeflendiğini aktaran Vali Akkoyun, yeni yapılacak hatta tamamen farklı bir teknoloji ile üretilen ve müdahale edilerek kaçak hat çekmeyi imkânsız hale getiren tipte dökme demir borular kullanılacağını bildirdi. Vali Akkoyun, yenilenen iletim hattı da kayıp ve kaçağı imkansız hale getirdiği için kaynaktan alınan su hiçbir kayba uğramadan, 215 lt/sn olarak şehrin kullanımına sunulacağını ifade etti. Vali Akkoyun, “Bünyesinde 9 adet pompa bulunduran P5A Pompa istasyonu Beyazsu’dan gelen suyu Kasımiye-1, 2 ve 3 depolarına yönlendirerek Şehir merkezinde aralıksız, sürekli su kullanımına imkan verecektir. Artuklu ilçemizde toplamı 153 bin 274 metre olan şebeke boru hatlarımızın an itibarı ile 47 bin 410 metresi, yani yüzde 31’lik kısmı tamamlanmıştır. Bu çalışma ile önemli bir kısmının hammaddesi asbest olan borulardan teşkil edilen mevcuttaki İçmesuyu şebekemiz tamamen yenilenmiş olacaktır. Toplam maliyeti yaklaşık 26 milyon avro, yani yaklaşık 950 milyon TL olan projemiz inşallah yakın bir zamanda tamamlanarak vatandaşlarımızın hizmetine sunulacaktır. Mardin İçme suyu Projesi hemşehrilerimize hayırlı olsun" ifadelerini kullandı.