YEREL HABERLER - 25 Mayıs 2017 Perşembe 12:56

Aşut: “İstihdam seferberliğinde hedefimizi aşarak 17 bini yakaladık”

A
A
A
Aşut: “İstihdam seferberliğinde hedefimizi aşarak 17 bini yakaladık”

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Şerafettin Aşut, istihdam seferberliğinde Mersin’de ilk etapta 13 bin kişilik ek istihdam hedefi belirlendiğini, ancak Mayıs ayı itibariyle hedefin aşılarak 17 bine yaklaştığını söyledi.

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Şerafettin Aşut, istihdam seferberliğinde Mersin’de ilk etapta 13 bin kişilik ek istihdam hedefi belirlendiğini, ancak Mayıs ayı itibariyle hedefin aşılarak 17 bine yaklaştığını söyledi. Seferberlikle kayıtdışı çalışanların da kayıt altına alındığını belirten Aşut, “Hedefimiz yüzde 5’ti, biz şu an yüzde 7’yi yakaladık” dedi.


MTSO Başkanı Aşut, düzenlediği aylık basın toplantısında Mayıs ayı boyunca gerçekleştirdikleri çalışmalar hakkında bilgiler vererek, gündemi değerlendirdi. MTSO’da yapılan toplantıya Yönetim Kurulu Üyeleri Hakan Sefa Çakır ve Ufuk Maya da katıldı. Toplantıda, Ankara’da gerçekleştirilen 73. TOBB Genel Kurulu’na ilişkin bilgi veren Aşut, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla yapılan genel kurulda TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun, Erdoğan’a iş dünyasının beklentilerini anlattığını söyledi. Aşut, öncelikli konular yüksek faizin indirilmesi, istihdam seferberliğinde sağlanan kolaylıkların 2018’e de taşınması ve bizlerin her fırsatta dile getirdiği Endüstri 4.0 için atılması gereken adımlar olduğunu belirtti.


“Rusya’nın Türkiye Ticaret Temsilcileri Eylül’de Mersin’e gelecek”


Türkiye ve Rusya arasında ticari ilişkilerin önündeki engel ve kısıtlamaların kaldırılmasına yönelik ortak bir bildiri imzalandığını anımsatan Aşut, bu kapsamda Ankara’da genel kurul öncesinde Rusya Federasyonu’nun Türkiye Ticaret Temsilcisi Aydar Gaşigullin ile bir araya geldiklerini ifade etti. Aşut, “Öncelikli konularımız turizm ve tarım oldu. Çukurova Bölgesel Havalimanı hakkında bilgi verip kargo taşımalarının başlaması ile birlikte farklı ürünlerin ihracatını da gerçekleştirebileceğimiz gündeme geldi. Eylül ayında Mersin’de bir araya gelip daha kapsamlı bir toplantı düzenlemeye karar verdik” diye konuştu.


“Mersin’de Mayıs ayı itibariyle ek istihdam 17 bine yaklaştı”


İstihdam seferberliği çerçevesinde Mersin’in geldiği son noktayı da aktaran Aşut, Mart ve Nisan aylarındaki basın buluşmalarında, istihdam seferberliğinde Mersin’in kısa sürede hedefine yaklaştığını dile getirdiğini anımsatan Aşut, çabalarının devam ettiğini ve alınan sonuçların giderek daha umut verici hale geldiğini vurguladı. TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu’nun, genel kurulda Türkiye genelindeki istihdamın Mayıs ayı itibariyle 1 milyonu aştığını dile getirdiğini belirten Aşut, “Bu da demek oluyor ki, başlangıçta belirlenen hedeflerimize yıl sonunda ulaşmakta hiç de zorlanmayacağız. Öte yandan, bu konuda kentimizle ilgili sevindirici rakamlar var. Mersin genelinde ilk etapta konulan hedef 13 bin kişilik ek istihdam sağlanmasıydı. Bizler bu hedefi Mayıs ayı itibariyle aşmış bulunuyoruz. İş dünyamızın özverili çalışmaları sonucu bu rakamın 17 bine yaklaştığını büyük bir memnuniyetle paylaşmak isterim. Ancak amacımız, Mersin’in ve Türkiye’nin istihdamla büyümesini kalıcı hale getirmektir” ifadelerini kullandı.


“Eğitim odak noktamız”


Bu konuda Oda olarak yaptıkları en büyük yatırımın eğitim olduğunun altını çizen Aşut, eğitimin odak noktaları olduğunu her fırsatta yinelediklerini kaydetti. Bu çerçevede Mayıs ayında Dijital Pazarlama, Endüstri 4.0 ve Meslek Komiteleri Kampı eğitimleri ile eğitim etkinliklerine devam ettiklerini anlatan Aşut, Yönetim Kurulu Üyeleri ve personelin de görev alanları ile ilgili konularda eğitimlere katılmalarına özen gösterdiklerini ifade etti. Aşut, “Konjonktür gereği bir projemiz askıya alınabilir, ertelenebilir vazgeçilebilir ama eğitim projeleri asla bırakmayacağımız tek alandır. Odamızın ve ekonomimizin bel kemiğidir” şeklinde konuştu.


RIS-PLUS Projesi’ne de değinen Aşut, projenin tüm paydaşlarla devam ettiğini, RIS PLUS projesi ile sektörleri değil, firmaları ön plana çıkaracaklarını ve başarı hikayeleri oluşturacaklarını vurguladı. Rol modellere ve başarı hikayelerine ihtiyaçları olduğuna işaret eden Aşut, katma değer yaratan, yüksek teknolojili, Endüstri 4.0 mantığını benimseyen firmalara odaklanmayı amaçladıklarını dile getirdi.


“Mersin artık kimyasal kullanmadan verimli üretim yapmayı öğreniyor”


Hafta başında MTSO Avrupa Birliği Bilgi Merkezi tarafından ‘Avrupa Birliği’nde Gıda Güvenliği ve İzlenebilirlik’ konferansını düzenlediklerini anımsatan Aşut, iyi tarım uygulamaları ve ürünlerin izlenebilirliğinin sağlanmasının önemine dikkat çekerek, şunları söyledi: “Çünkü konu sadece üreticiyle, ihracatçıyla ilgili değil, sağlığımızla ilgili. Tarım ürünlerini gönül rahatlığıyla tüketemiyoruz. Bunun en önemli sebebi de bilinçsizce kullanılan tarım ilaçları. Daha çok üretmek adına doğanın döngüsünü bozuyoruz ve ortaya kirlenen topraklar, ihraç edilemeyen kalıntılı ürünler ve sağlığı bozulan insanlar çıkıyor. Mersin, iyi tarım uygulamaları ile buna son vermeye başladı. Pazartesi günü düzenlediğimiz toplantı da bu konudaki farkındalığımızın en belirgin örneğidir. Bildiğiniz üzere bundan önce yaptığımız çalışmalar da mevcuttu. Solarizasyon metodu ile biberde büyük başarılar elde ettik. Bunu çileğe de uygulamaya başladık. Mersin artık kimyasal kullanmadan verimli üretim yapmayı öğreniyor. İnşallah Mersin bu konuyu daha çok gündeme getirerek, üreticiyi eğitimlerle bilinçlendirerek ve işi takip ederek sağlıklı tarım üretiminin yapıldığı bir yere dönüşecektir. Bu sadece ihracat için değil, insanımız için önemlidir. Biz Mersin iş camiası olarak ‘önce insan’ demeye devam edeceğiz. MTSO olarak, verimli topraklarımızın çoraklaşmasına, kalıntı sorunu ile tarımsal ihracatımızın sekteye uğramasına ve insanımıza zarar gelmesine izin vermeyeceğiz.”


“Seferberlikle kayıt dışı çalışanlar da kayıt altına girdi”


Yönetim Kurulu Üyeleri Çakır ve Maya’nın son bir ayda yaptıkları çalışmalara ilişkin bilgi verdiği toplantıda, basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Aşut, istihdam seferberliğine ilişkin sorular üzerine şu yanıtı verdi: “İstihdamdaki veriler gerçek veriler, net rakamlar. Örneğin bir işletmenin çalışanını işten çıkarıp yeniden işe alarak bu teşvikten faydalanma şansı yok. Çünkü 3 ayı doldurması gerekir. Bu bir kural. O kuralı iş dünyası bozamadığı gibi işveren de bozamıyor.”


Seferberlik çalışmaları çerçevesinde özellikle hedef belirlediği işletmeleri ziyaret ederek, kayıt dışı çalıştırılan personeli kayıt altına almaları önerisinde bulunduğunu aktaran Aşut, “Devlet zaten sana bunu ödüyor. Biz de bu işin 2018’in sonuna kadar götürülmesi için mücadele ediyoruz. Devlet zaten bunu 2018’in sonuna kadar verecek. Bunun için kayıt dışı çalışanların kayıt altına alınmalarını istedik. Ziyaret ettiğimiz o bölgelerden tepkiler olumlu yönde döndü ve bu artı istihdamın verdiği rakamları yakaladık. Yani kayıt dışı çalışanlar da bu seferberlikle kayıt altına girdi. Bunun yanında artı istihdam da var. Tabi girişler var, çıkışlar var, kapanan iş yerleri var. Basında yer aldı, ‘Aşut’ta personel çıkarıldı’ diye. Evet Aşut’ta personel çıkardım, çünkü o proje bitti. Onları çıkardım ama bu taraftan da 25 personel aldım. Burada çıkardığım 7-8 kişi ama bu tarafta aldığım 25 kişi. Böyle baktığınız zaman artı istihdam oldu. Girecek ve çıkacak. İş dünyası esnek olmak zorunda. Bizim taleplerimiz doğrultusunda hükümet, iş dünyasının rahatlayabilmesi, çalışanların da kayıt altına alınabilmesi revizyonlar yaptılar ve rahatlattılar bizi” dedi.


“Hedefimiz yüzde 5’ti, biz şu an yüzde 7’yi yakaladık”


2016 sonu itibariyle mevcut personele eklenecek her artı bir istihdama devletin teşvik verdiğini anımsatan Aşut, şöyle devam etti: “Böyle güzel bir sistem oldu. O açıdan benim bir tereddüdüm yok. Türkiye geneli için de durum aynı. Çünkü İŞKUR ile birebir çalışıyoruz. TOBB’da bu konuları hep beraber tartışıyoruz. Yani Hakkari’den Edirne’ye, Mersin’den Samsun’a kadar bütün grupların olduğu bir ortam. Bir ilde bir sıkıntı varsa onlar konuşuluyor ve çözüm yoluna gidiliyor İŞKUR ile birlikte. Çünkü haksız rekabetin önüne geçmemiz lazım. Mersin’de istihdam seferberliğinde Sayın Vali ile yaptığımız toplantıda hedefimiz yüzde 5’ti, biz şu anda yüzde 7’yi yakaladık.”


“KOSGEB, selden zarar gören firmalara 100 bin liraya kadar kredi verecek”


Toplantıda, Mersin’de 29 Aralık 2016’da yaşanan sel felaketinde zarar gören firmalara da müjde veren Aşut, “Yaşanan sel felaketinden sonra zarar gören firmaların kullanabilmesi için KOSGEB 100 bin TL’ye kadar bir krediyi ortaya koydu. Bununla ilgili protokol imzalandı. Önümüzdeki günlerde selden zarar gören ve protokoldeki kriterlere uyan firmalar, KOSGEB’e müracaat edecekler ve 100 bin liraya kadar destek alacaklar” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Çin’den Antalya’ya dostluk köprüsü kuruluyor Antalya Valisi Hulusi Şahin, Çin Halk Cumhuriyeti Anhui İl Komitesi Sekreteri, Halk Kongresi Daimi Komite Başkanı Bay Han Jun ve beraberindeki heyeti Hükümet Konağı binasında misafir etti. Vali Yardımcısı Mustafa Hulusi Arat, Dışişleri Bakanlığı Antalya Temsilcisi Büyükelçi Deha Erpek ile birlikte Antalya Valilik Makamını ziyarete gelen Komite Başkanı Bay Hun Jun Valilik şeref defterini imzaladı. İki ülke arasındaki ticaret, ekonomi ve insanlar arası alışverişlerde işbirliğini teşvik etmek için Bay Jun’a Anhui eyaleti ticaret komisyonu temsilcileri ve farklı sektördeki firmaların temsilcileri de eşlik etti. Anhui Eyaleti heyetini Antalya’da ağırlamaktan büyük bir mutluluk duyduğunu ifade eden Vali Şahin Çin Halk Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti arasında önemli yatırımların devlet başkanları nezdindeki ilişkilerin güçlü olmasından ötürü son yıllarda giderek arttığına vurgu yaptı. Antalya’nın önemli bir turizm ve tarım şehri olduğunu belirten Vali Şahin, Çin ile özellikle tohum üreticiliği ve mermer sektöründe Antalya’nın önemli bir ticaret hacmi olduğunu, her yıl binlerce Çinli turistin Türkiye’ye geldiğini ve ikili ilişkilerin güçlendirilmesi Antalya’nın tanıtımının artırılması ile birlikte bu sayının daha da artacağını belirtti. Ziyarette Antalya ile Anhui eyaleti arasında başta turizm olmak üzere, tarım, teknoloji, madencilik, sanayi, otomotiv gibi birçok alanda işbirliğinin daha ileri aşamalara taşınması için atılabilecek adımlar değerlendirildi. Anhui eyaleti ile Antalya arasında kardeş şehir ilişkisi tesis edilmesine yönelik çalışmaların konuşulduğu görüşmede Bay Hun Jun, kültürel ilişkilerin güçlendirilmesi ve Anhui eyaletinden bir şehir ile Antalya’nın kardeş şehir olmasını sağlayabilmek amacıyla Vali Hulusi Şahin ve beraberinde sektör temsilcilerinden oluşacak heyeti Çin’e davet etti. Valilik ziyaretinin ardından Anhui heyeti ile Vali Hulusi Şahin, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, kurum müdürleri, iş dünyası sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin yer aldığı Antalya heyeti, Anhui Eyaleti ve Antalya arasındaki karşılıklı ticari ve kültürel ilişkileri güçlendirmek ve daha ileriye taşımak için atılacak adımların görüşüldüğü bir toplantı gerçekleştirdi.
İzmir İzmir’in geleneksel festivaliyle Bayındır’da yine çiçekler açtı İzmir’in Bayındır Belediyesi tarafından her yıl geleneksel olarak düzenlenen Uluslararası Çiçek Festivali’nin 25’incisi ilçedeki Atatürk Caddesi’nde açılan 450 stant ile başladı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay 25-28 Nisan tarihlerinde düzenlenen 25’inci Uluslararası Bayındır Çiçek Festivali’nin açılış törenine katıldı. Bayındır Belediye Başkanı Davut Sakarsu’nun ev sahipliği yaptığı programda Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Mahir Polat, Torbalı Belediye Başkanı Övünç Demir, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, Bayındır Kaymakamı Emin Kaymak, milletvekilleri, ilçe belediye başkanları, sivil toplum kuruluşları, oda, kooperatif ve siyasi partilerin temsilcileri, belediye meclis üyeleri, mahalle muhtarları yer aldı. “Halkımız seçimden sonra tüm Türkiye’nin dağlarını çiçekle bezedi” İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, festival alanına kendisini ilçe girişinde karşılayan Torbalı Belediye Başkanı Övünç Demir ile geldi. Kortej ve bando eşliğinde yürüyen Başkan Tugay, halkın yoğun ilgisiyle karşılaştı. Bayındır’da rengarenk bir görüntü oluşturan ve dört günü kapsayacak geleneksel festivalin açılış töreni ilçe stadında halk oyunları ve gösterilerle başladı. Çiçek üreticilerinin yanında başta tarım olmak üzere farklı sektörlerden stantların da açıldığı, konserler, gösteriler ve yarışmaların düzenleneceği festivalin açılışını yapan Başkan Cemil Tugay, “Bayındır’ı Türkiye’de çiçeğin başkenti yapan herkese teşekkürler ediyorum” dedi. Başkan Tugay, “Çiçek bize doğanın sunduğu en güzel nimetlerden birisi. En özel günlerimizdeki en güzel hediyelerimizden birisi. Bir evin, bahçenin, balkonun çiçekli olmasının ne demek olduğunu gözünüzü kapatıp bunu hayal ederek anlayabilirsiniz. Böylesine özel ve değerli bir ürünü üretmek gerçekten en çok Bayındır ve Bayındırlılara yakışırmış. Yıllar öncesinden o faaliyeti başlatan o teyzemizi rahmetle anmak isterim. O günden bugüne bu emeği büyüterek bugünlere getiren herkesi de tebrik etmek isterim. Bize üretmek, güzellikler ortaya çıkarmak yakışıyor. Son seçimden sonra halkımız sadece İzmir’in değil Türkiye’mizin dört bir köşesinin dağlarını çiçeklerle bezedi. Bu güzel sonucun bizlere nasıl umut verdiğini ve geleceğe dair nasıl bir sorumluluk yüklediğini biliyoruz” dedi. “Verdiğimiz sözleri tek tek yerine getireceğiz” Seçimden önce olduğu gibi yine bir araya geleceklerini, birlikte çalışacaklarını belirten Başkan Tugay, “Bugün festivalde güç birliği yaptığımız değerli Davut Başkan’ımızı ve onun nezdinde Bayındır Belediyesi’nin tüm çalışanlarını saygıyla selamlıyorum. Önümüzdeki günlerde Bayındır, Küçük Menderes ve İzmir’imizin dört bir köşesinin daha iyi yaşam şartlarına sahip olabilmesi için ve ayrıca verdiğimiz tüm sözlerin hepsini tek tek yerine getirmek için iş birliğimizi sürdüreceğiz. Bayındır’da 25’inci kez çiçek festivali kutlanıyor. İnanıyorum bir gün 50’ncisi olacak. İnanıyorum bir gün şu an aramızda olan küçük çocuklarımız 100’üncüsünü kutlayacaklar. Bayındır’ımıza kutlu olsun. Nice güzel günlerde birliğimiz, beraberliğimiz devam etsin” ifadelerini kullandı. Başkan Tugay’a teşekkür Festivale katkılarından dolayı Başkan Tugay’a teşekkür eden Bayındır Belediye Başkanı Davut Sakarsu ise “Başladığı günden beri ilçemizin gelişimine katkı sağlayan, sosyal, kültürel ve ekonomik hayatımıza hız kazandıran, her sene sabırsızlıkla beklediğimiz çiçek festivalimizde birlikte olmanın heyecanını ve mutluluğunu yaşıyoruz. Festivalimizin ilçemiz için hayırlı olmasını diliyorum” dedi. “Altın yıllarını da görecek” 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı haftasını hatırlatan Bayındır Kaymakamı Emin Kaymak, “Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını saygıyla, hürmetle anmak istiyorum. Bayındır, gümüş yıl diyebileceğimiz 25’inci yılını idrak etmekte. İnanıyorum altın yıllarını da görecektir” diye konuştu. “Türkiye’ye çiçeği biz tanıttık” Bayındır Çiçek Üreticileri Tarımsal Kalkınma Kooperatifi (BAYÇİKOOP) Yönetim Kurulu Başkanı Ersoy Sümerkan da çiçekçiliğin Bayındır’daki tarihine değindi. Hikayenin bir evde başladığını ve arazilere yayıldığını belirten Sümerkan, “Türkiye’ye çiçeği tanıtan Bayındırlılardır. Önce mahallede satmaya başlamışlar, sonra pazarlara gitmişler, büyümüş. Çiçeği tanıtmışlar. Bu bir gerçektir. İddialıyız; Türkiye’ye çiçeği biz tanıttık” dedi. Başkan Tugay ve renkli anlar Açılışın ardından festival alanını gezen Başkan Tugay ve vatandaşlar arasında renkli görüntüler ortaya çıktı. Gösteriler eşliğinde stantlar boyunca yürüyen Başkan Tugay, üreticilerle sohbet etti, esnafla şakalaştı. Başkan Tugay, daha sonra Bayındır Belediyesi’ne geçerek Başkan Davut Sakarsu’nun makamını da ziyaret etti. Tugay ayrıca AK Parti’den istifa eden Karahalilli Muhtarı Hasan Sarıyeri’ye CHP rozeti taktı. Festivalin ilçeye kattıklarıyla en önemli sektör çiçekçilik Bayındır, son yıllardaki artışla dış mekân süs bitkileri üretiminde ilk sıraya yerleşti. İlçede çiçekçilik sektöründe yaklaşık 5 bin kişi istihdam ediliyor. Kooperatifler aracılığı ile yurtiçi ve yurtdışında belediyelere, otellere, site yönetimlerine, peyzaj şirketleri ile diğer özel ve resmi kuruluşlara mevsimlik, yer örtücü, çalı ve ağaç grubu, saksılı süs bitkilerinin üretimi ve satışı yapılıyor. Bayındır’da 1998 yılından beri çiçek festivali düzenleniyor. 8 üretici ile başlayan festival artık tüm Türkiye ve dünyada bilinen bir etkinlik halini aldı.
İstanbul Tekstilde çevreci dönüşüm vurgusu GAİB Başkanı Fikret Kileci, “Tekstili dönüştürmemiz gerekiyor. Şu ana kadar ki yaptığımız konvansiyonel üretimlerden çıkıp, günümüz şartlarına uygun daha çevreci, doğa dostu, insanları yok saymayan yöntemlere doğru geçmemiz lazım” dedi. Türkiye’de İş Dünyası dergisi tarafından başlatılan Mahkeme Sohbetleri 18 Nisan’da dokuzuncu kez iş dünyasıyla bir araya geldi. Bu kez “Tüm Sektörlerde Sürdürülebilir İnovasyon” başlığı altında toplanan farklı sektörlerden bir araya gelen temsilciler konuya ilişkin bilgi ve fikir alışverişinde bulundular. “Sürdürülebilirliğin düşmanı modadır” Sürdürülebilir inovasyonu bir tekstilci gözüyle değerlendiren GAİB Başkanı Fikret Kileci, bu kavramların eskiden bir moda ve satış argümanı olduğunu ancak işlerin artık değiştiğini söyledi. Bu dönüşüme ayak uydurmak adına bir an önce aksiyon almak gerektiğini dile getiren Kileci, “Burada da en öncelikli konu eğitim. Bu eğitim ve farkındalıkları oluştururken de konuya inanan, bunun öneminin farkında olanlarla süreci yönetip bu alanda bir başarı hikayesi yazmamız gerekiyor, bu sayede de toplumun geriye kalan kısmının da bu alanı takip etmesini sağlamamız lazım. Bugün bu adımları atmazsak daha sonra çok daha büyük bedeller ödemek zorunda kalırız” diye konuştu. “Sürdürülebilirliğin düşmanı modadır” diyen Kileci, hızlı tüketimin sürdürülebilirliği öldürdüğünü de aktararak, “İklim değişiyor, mevsimler değişiyor, dünyamız tümüyle değişiyor. Birileri var ki bu durumu çok erken fark ettiler ve hızlı aksiyon aldılar. Ama bir kesim de var ki durumun kendi menfaatlerine yarar sağlamayacağını fark edip değişime direniyor. Her eylemin mutlaka doğru yapanı da vardır, yanlış yapanı da. Geçen haftalarda Brüksel’deydim, bir platforma katıldım. Orada şunu fark ettim ki; Hindistan, Pakistan, Malezya, Bangladeş gibi rakip ülkelerimiz bizden çok öndeler. Mesela Pakistan ciddi anlamda olayın farkında. Bu durumu herkes biliyor, Avrupa’da konuşuluyor, dünyada konuşuluyor ama aksiyon alınmıyor. Aslında haksız da değiller, durumda bir bilinmezlik var” dedi. Tekstil özelinde de bir değerlendirmede bulunan Kileci, şöyle konuştu; “Tekstil bugün en önemli sektörlerden bir tanesi. Dolayısıyla bizim sektörümüzde bugün Türkiye’de milyarlarca Dolarlık yatırımlar var. Planlı ve programlı bir şekilde devletinde öncülüğünde tekstili dönüştürmemiz gerekiyor. Şu ana kadar ki yaptığımız konvansiyonel üretimlerden çıkıp, günümüz şartlarına uygun daha çevreci, doğa dostu, insanları yok saymayan yöntemlere doğru geçmemiz lazım.” “Gelecek, zanaati olan insanın elinde olacak” TİAD Başkanı Murat Akyüz, sürdürülebilirlik kavramının inovasyona olan etkisine değinerek şu sözleri kullandı; “Sürdürülebilirlik gelişebilir olmalı. Dolayısıyla sürdürülebilirlik ve inovasyon birlikte değerlendirilebilecek bir süreç. Sürdürülebilirliğin kendisi başlı başına kadındır. Kadın olmazsa sürdürülebilir olamayız.” TİAD’ın bu kapsamdaki çalışmalarına değinen Akyüz, “Sürdürülebilirlik adına TEMA ile çalışmalar yapıyoruz. Örneğin artık birini ziyaret etmek için gittiğimizde ona çikolata almak yerine adına bağışladığımız ağaç sertifikasını veriyoruz. Bunun bir de teknolojik tarafı var. Bu alanda sürdürülebilirliği birazda kopyalıyoruz diyebiliriz. Yurt dışında bu işin öncüsü olan firmalardan bize uygun olan gelişmeleri ülkemize transfer etmeye çalışıyoruz” dedi. Teknolojinin büyük bir hızla ilerlediğini de sözlerine ekleyen Akyüz, derneğin yapay zekâyı ve makineleşmeyi oldukça aktif olarak kullandığını ifade etti. Akyüz, son olarak gençlere de bir çağrıda bulunarak şunları söyledi; “Üniversite mezunu arkadaşlarımızı mutlaka teknoloji fuarlarını özellikle de endüstri ve üretim ile ilgili olan fuarlarını gezmelerini öneriyorum. Çünkü gelecek, elinde bir zanaati olan insanın elinde olacak. Ekim ayında Maktek Avrasya Fuarı var. Gelip orada teknoloji ile tanışmalarını rica ediyorum.” “İthalata bağlı olmayan tek sektör yazılım” Sürdürülebilir inovasyon tüm dünyada yaygınlaşmaya devam ediyor. Bu kavramı yazılım ve teknoloji açısından ele alan TÜYAFED Başkanı Mustafa Çalış, “İnovasyon konusunda temel hedefimiz sürdürülebilirlik ve teknoloji. Bugün ülkemizi ilk 10 ekonomiye taşıyacak yegane güç; teknoloji ve yazılımdan geçiyor. Eğitim ve ihracat özelinde inovasyonları birleştirip, şirketlerin kombinasyonlarını sağlayarak dünyaya adapte etmemiz gerekiyor. Şu anda ilk 10 ekonominin yedisi teknoloji alanındaki şirketleri kapsıyor. Biz ise ülke olarak 21’inci sırada yer alıyoruz. Endüstri 3.0 ya da 4.0’dan artık yazılım devrimine doğru geçmiş bulunuyoruz. Dolayısıyla buraya yapacağımız yatırımlar ülkenin kaderini değiştirecek unsurlardır” şeklinde konuştu. İhracat özelinde değerlendirmelerde de bulunan Çalış, “Ülkemizde şu anda 3,5 milyar Dolarlık yazılım ve teknoloji ihracatı var. Bu da Türkiye’nin bugün 255 milyar Dolarlık ihracatının yüzde 1,4’üne tekabül ediyor. Sürdürülebilir inovasyon tarafındaki çalışmalarla kamu, sanayi ve STK entegrasyonlarıyla beraber ülkemizi yukarıya doğru taşıyabiliriz. Dünya trilyon Dolarlık hacme doğru giderken Türkiye’nin de bu pazarda yerini alması gerekiyor. Bu da inovasyonla, dijital dönüşümle gelişebilir. Bugün ithalata bağlı olmayan tek sektör yazılım.” “Sürdürülebilirliğe bireysel bakmak gerek” Konuyu hukuki yönüyle ele alan Stratejik Satın Alma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi, Arya Kadın Girişim Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Özlem Kurt ise tüm alanlarda karşılaşıldığı gibi sürdürülebilirlik alanında da bazı rezistanslarla karşılaşıldığını aktardı. Konuya bireysel bakmak gerektiğini belirten Kurt, “Özellikle sürdürülebilirlik konusuna biraz bireysel bakmak gerektiğini düşünüyorum. Kanunla desteklenmesi gerektiğine de inanıyorum ancak diğer yandan da eğitimden şirket politikalarına kadar uygulamalarda alışkanlıkların değiştiriliyor olmasına çalışılması lazım. Örneğin bu konunun okullarda ders niteliğinde öğretilmesi gerekiyor. Çünkü çocukların dijital dünyadaki etiğin nasıl olduğunu doğru anlaması önemli. Aynı şekilde sürdürülebilirliği de anlatmak gerekiyor. Çünkü bu kavram iki çöpü birbirinden ayrıştırmak demek değil” dedi. “Fikrimize sahip çıkalım” Dijital ortamda sınırların e-ticaret ile ortadan kalktığını söyleyen Destek Patent Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yamankaradeniz, bu durumun bazı riskleri de beraberinde getirdiğini dile getirdi. Bu risklerden de söz eden Yamankaradeniz; “Markanızı, tasarımlarınızı tescil işlemleriyle koruma altına almazsanız çok ciddi maddi kayıplara uğrayabilirsiniz. Üstelik bunun için artık markanızı veya buluşunuzu ülke çapında tescil ettirmek de yeterli değil. Uluslararası marka tescili, küresel pazarda rekabet avantajı elde etmek için kritik bir adımdır. Öte yandan tescilli markaların dahi taklit edilebilmesi, global marka izlemenin önemini de ortaya koyuyor” dedi.