EKONOMİ - 18 Ocak 2017 Çarşamba 16:29

Bakliyat artık öksüz değil

A
A
A
Bakliyat artık öksüz değil

Mersin bakliyat sektörünün temsilcileri, Dünya Bakliyat Günü’nde, hem 120 çeşit yemeğin yapılabildiği yüksek besin değeriyle hem zengin-fakir her sofraya girmesiyle hem de ekonomik değeriyle insanlık için önemli bir gıda ürünü olan bakliyatın, 2016’nın Birleşmiş Milletler (BM) tarafından ‘Dünya Bakliyat Yılı’ ilan edilmesiyle artık öksüz olmadığı mesajını verdiler.
Dünya Bakliyat Günü, Mersin Ticaret Borsası’nın düzenlediği etkinlikle kutlandı. Etkinlik, bakliyatın sağlıklı beslenmedeki önemine dikkat çekmek amacıyla 2016’dan itibaren her yıl Ocak ayının üçüncü çarşamba gününün Dünya Bakliyat Günü olarak kabul edilmesi kapsamında HiltonSA Oteli’nde gerçekleştirildi. Etkinliğe, Mersin Valisi Özdemir Çakacak, Kanada’nın Türkiye Büyükelçisi Chris Cooter, Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Kadir Yıldız, Dünya Bakliyat Konfederasyonu Başkanı Hüseyin Arslan, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Şerafettin Aşut ile bakliyat sektöründen çok sayıda davetli katıldı.
Mersin Ticaret Borsası Başkanı Abdullah Özdemir’in ev sahipliğinde gerçekleşen etkinlikte, konuklara fasulyeden nohuda, mercimekten barbunyaya kadar bakliyat ürünleri ile yapılmış çorba, börek, salata ve ana yemeklerden 15 çeşit ikramda bulunuldu.

Abdullah Özdemir: “Mersin, dünyanın sayılı bakliyat merkezlerinden biridir”
Dünya Bakliyat Günü etkinliğinin açılış konuşmasını yapan Mersin Ticaret Borsası Başkanı Özdemir, bundan böyle Ocak ayının üçüncü çarşamba gününün tüm dünyada Bakliyat Günü olarak kutlanacak olmasının sektör için önemli bir gelişme ve kazanım olduğunu vurguladı. Yüksek besin değeriyle sağlıklı beslenmeye katkısı olan bakliyatın, çağımızın en yaygın sağlık sorunlarından obezite, diyabet, kalp-damar hastalıkları, sindirim sistemi kanserleri ve gıda alerjisi ile mücadelede en güvenilir besin kaynakları arasında olduğuna dikkat çeken Özdemir, “Dünya nüfusunun yüzde 10’u açlıkla mücadele ediyor. 1 milyarı aşkın kişi ise yetersiz beslenme nedeniyle sağlık sorunları yaşıyor. Yüksek besin değerinin yanında dayanıklı olması ve kolay muhafaza edilebilir olması nedeniyle bakliyat ürünleri, açlık ve beslenme sorunu olan bölgeler için adeta bir kurtarıcıdır” diye konuştu.

“Borsamızda işlem gören bakliyat ürünlerinin değeri 2,5 milyar lirayı bulmaktadır”
Mersin’in sadece Türkiye’nin değil, dünyanın sayılı bakliyat merkezlerinden biri olduğunu belirten Özdemir, Türkiye’de bakliyat ürünlerinin işlenmesine dayalı sanayinin yaklaşık yüzde 70’inin Mersin’de bulunduğunu, bakliyat dış ticaretinin yüzde 85’inin de Mersin üzerinden yapıldığını dile getirdi. Mersin’de 250 firmanın bu sektörde çalıştığı bilgisini veren Özdemir, “Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşu içinde yer alan 5 Mersinli firmadan üçü bakliyat sektöründe faaliyet göstermektedir. Ayrıca Türkiye’nin en büyük ihracatçı firmaları arasına giren 16 Mersinli firmadan 7 tanesi bakliyat ihracatçısıdır. Bu da bakliyatın Mersin’de ne kadar önemli bir sektör olduğunu göstermektedir. Mersin’de 25 kırmızı mercimek işleme tesisinde yıllık 1 milyon ton mercimek, 100’e yakın eleme, paketleme tesisinde yıllık 1,5 milyon ton nohut, kuru fasulye, yeşil mercimek işleme kapasitesi mevcuttur. 2016 yılında borsamızda işlem gören ürün miktarı 750 bin tondur. Bu ürünlerin değeri 2,5 milyar lirayı bulmaktadır. Bu yüksek işlem hacmi ile bakliyatta lider borsa, Mersin Ticaret Borsası’dır” ifadelerini kullandı.

“Türkiye’nin bakliyat üretimi kan kaybediyor”
“Ülkemizin bakliyat üretimi kan kaybediyor” diyen Özdemir, dünyada üretimi yüzde 40 artarken, aynı dönemde Türkiye’de bakliyat üretiminin yüzde 40 azaldığına dikkat çekti. Özdemir, “Bu dönemde gerek dünya bakliyat üretiminde, gerekse bakliyat dış ticaretinde sahip olduğumuz belirleyici konumu kaybettik. Sonuç olarak bakliyatta ithalata bağımlı hale geldik. Taşıma suyla değirmen ne kadar döner göreceğiz. Bakliyat üretiminin arttığı, üretimde ve dış ticarette belirleyici olduğumuz günlere yeniden ulaşmak hepimizin arzusudur” diyerek, bu amaçla Mersin Ticaret Borsası olarak geliştirdikleri projeleri anlattı.

Hüseyin Arslan: “Bakliyat tarımın öksüz çocuğuydu, biz buna sahip çıktık, bakliyat artık öksüz değil”
Dünya Bakliyat Konfederasyonu Başkanı Arslan da 2016’nın BM tarafından Dünya Bakliyat Yılı ilan edilmesinde Türkiye’nin önemine değinerek, geçen yıl yapılan etkinliklere değindi. Geçen yıl 750 milyon kişinin ‘bakliyatı seviyorum’ mesajı yayınladığını ifade eden Arslan, “Şu an 62 ülkede kutlama yapılıyor. Bakliyat Günü’nün bu kadar kapsamlı kutlanması Mersin için bir avantaj. Dünyada bakliyat araştırma geliştirmeye 177 milyon dolarlık bütçe ayrılıyor. Yani 13 bakliyat türü için bu bütçe ayrılıyor. Fakat sadece mısıra bunun 10 katı bütçe ayrılıyor. Bunun sonucunda ne oldu? Son 50 yılda bütün dünyada bakliyatın artış hızı ortalama yüzde 1, yani 50 yılda yüzde 56’lık artış sağlandı bakliyatta. Fakat bunun yanı sıra mısırda üretim bunun 8 katı, soyada 16 katı, buğdayda 6 katı. Bakliyat tarımın öksüz çocuğuydu, biz buna sahip çıktık, bakliyat artık öksüz değil” şeklinde konuştu.
Dünyadaki en önemli sorunlardan birinin de gıda israfı ve gıdaların kaybı olduğuna işaret eden Arslan, 1,6 milyar ton gıda israf edildiğini, bunun önlenmesi gerektiğini kaydetti. Bakliyatın son kullanma tarihinin olamayacağını vurgulayan Arslan, şunları söyledi:
“Bizim karşılaştığımız sorunlardan biri de mesela bir fasulye konservesi alıyorsunuz, üzerinde son kullanma tarihi yazıyor. Halbuki içinde et yoksa son kullanma tarihi denen bir şey olamaz. Sadece tavsiye edilen tüketim tarihi olur. Dünyada birçok ülke artık tavsiye edilen tüketim tarihi yazıyor. Bakliyatın son kullanma tarihi olmaz. Gelecek 40 yılda üretmemiz gereken, geçmiş 10 bin yılda ürettiğimiz gıdadan daha fazla. Bunu unutmamamız lazım. İsrafı önlemekten ve daha çok üretmekten başka çaremiz yok.”

Kanada Büyükelçisi Cooter: “Bakliyat üvey evlat olmaktan çıktı”
BM’nin 2016 yılını ‘Dünya Bakliyat Yılı’ ilan etmesiyle 2016’nın bakliyat sektörü için önemli bir eşik olduğunu belirten Kanada Büyükelçisi Cooter da etkinlikte yaptığı konuşmada, “Bu sayede bakliyatın önemine değinildi. 2016 yılı aynı zamanda Kanada açısından da önemli bir yıl oldu. 2016 yılı bakliyatın zirveye çıktığı yıl oldu. Bakliyat daha sağlıklı bir gıda olması nedeniyle mutfaklarda daha fazla yer aldı. Bakliyat üvey evlat olmaktan çıktı yani. Bakliyat, çevresel ve ekonomik yararlarının ötesinde toprağa da fazlasıyla faydalıdır. Kanada, bakliyatta dünya lideri olmaktan fazlasıyla mutluluk duymaktadır. Kanada’da 90’lı yıllardaki bakliyat üretimi 1 milyon ton iken, bunu yüzde 600 oranında artırmayı başarmıştır. Kanada’da 12 bin bakliyat üreticisi vardır. 2016 yılında BM’nin 2016 yılını ‘Dünya Bakliyat Yılı’ ilan etmesi sonrasında Mersin’de, Türkiye’de ve Kanada’da yakalanan başarıların bu yıl da devam etmesini diliyorum” dedi.

Vali Çakacak: “Mersin ihracatının üçte biri bakliyat, hububat, yağlı tohumlar ve mamullerinden oluşmaktadır”
2016 yılının Birleşmiş Milletler tarafından ‘Dünya Bakliyat Yılı’ olarak ilan edildiğini anımsatan Vali Çakacak ise Dünya Bakliyat Konseyi tarafından Bakliyat Günü ilan edilerek bakliyatın hem üretimine hem tüketimine dikkat çekilmesinin amaçlandığını söyledi. Bakliyatın tüm dünyada temel gıda maddesi olarak tüketildiğine işaret eden Çakacak, şöyle devam etti:
“Ama bunun yanında Mersin için bakliyatın ayrı bir önemi vardır. Mersin, tarımsal üretimde tarımsal katma değer olarak ülkemizin üçüncü büyük tarım kentidir ve 1,494 milyar dolar olan Mersin’in ihracatında gıda ve sebze-meyve ihracatı önemli bir yer tutmaktadır. Yaklaşık 1 milyar doları gıda ve sebze-meyve ihracatıdır. Bunun da 484 milyon doları hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri ihracatıdır. Dolayısıyla Mersin’de kayıtlı olan firmalarımızca yapılan 1,5 milyar dolarlık ihracattan yaklaşık üçte biri hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamullerinden oluşmaktadır.”

“Mersin, ülkemizin bakliyat üssü durumundadır”
Türkiye’de üretilen 1 milyon 80 bir ton civarındaki bakliyatın yüzde 80’inin Mersin Ticaret Borsası’nda işlem gördüğünü ve kayıt altına alındığını ifade eden Çakacak, “Ülkemizdeki bakliyat işleyen tesislerin de yüzde 70’i Mersin’de bulunmaktadır. Bu açıdan baktığımızda, Mersin’i ülkemizin bir bakliyat üssü olarak da nitelendirebiliriz. Mersin, bakliyatın ekonomiye ve ihracata kazandırılmasında bir üs durumundadır. Hem ilimizin hem ülkemizin ekonomisine hem istihdamına önemli katkılar sağlamaktadır” diye konuştu.
Dünya Bakliyat Konfederasyonu Başkanı’nın Mersinli olmasının da son derece önemli olduğunu vurgulayan Çakacak, Hüseyin Arslan’ın bu makama seçilmesinin, Mersin açısından bakliyat ve ekonomisinin son derece önemli olduğunun göstergesi olduğunu söyledi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Galatasaray, 5 futbolcusu ile sözleşme yeniledi Galatasaray; futbol takımı oyuncularından Fernando Muslera, Lucas Torreira, Barış Alper Yılmaz, Abdülkerim Bardakcı ve Kaan Ayhan’ın sözleşmelerini uzattı. Galatasaray 5 futbolcusuyla sözleşme yeniledi. Ali Sami Yen Spor Kompleksi RAMS Park’ta düzenlenen imza törenine Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, Sportif AŞ Başkan Vekili Erden Timur, futbolcular; Fernando Muslera, Lucas Torreira, Barış Alper Yılmaz, Abdülkerim Bardakcı ve Kaan Ayhan katıldı. Dursun Özbek: "Okan hocamız önderliğinde yeni başarılara doğru ilerliyoruz" Törende konuşan Başkan Dursun Özbek, "Burada kardeşlerimin yanında olmayı özellikle istedim. Galatasaray’ımız için bu zamana kadar verdikleri emek, çaba ve fedakarlık için onlara teşekkür ederim. Değerli kaptanımız Fernando Muslera, sadece sahada gösterdiği performansla değil, efendiliğiyle de Türkiye’de tüm sporseverlerin gönlünde taht kurmuş birisi. Tam tamına 13 senedir sarı-kırmızılı forma için ter akıtmış, zor zamanlar yaşamış, sakatlanmış ama bir gün bile mücadeleden kaçmamış, takımımızın en önemli liderlerinden biri. Artık Nando’yu yabancı futbolcu değil bizden birisi olarak görüyorum. Kendisi yeni sözleşme konusunda çok kısa konuştuk. Hiç ikiletmedi, ’Sen ne diyorsan öyledir başkan’ dedi. Benim dileğim, futbol hayatını Galatasaray formasıyla sona erdirmesi, ileride yine Galatasaray’ın içinde bir görevle camianın içinde devam etmesi. Kendisine teşekkür ediyorum. Abdülkerim ilk transfer olduğu dönemde kimilerinin burun kıvırdığı aslan kardeşim. Biz senden hiç şüphe etmedik. Sen de bugüne kadar gösterdiğin performansla birçok kişiyi düşüncelerine pişman ettin. Ben uzun ve başarılı yıllar olduğuna yürekten inanıyorum. Sana da teşekkür ediyorum. Lucas, takımızın enerji küpü, orta sahamızın dinamosu. Galatasaray’a transfer olduğu ilk andan itibaren farkın ortaya koydu. Bugüne kadar elde ettiğimiz başarılarda büyük katkısı var. Senin oynadığın tüm maçlarda terinin son damlasına kadar mücadele ettiğinden her zaman eminimiz. Sana güveniyoruz, hep böyle devam etmeni diliyoruz ve çok seviyoruz. Kaan kardeşim her zaman göreve hazır. İhtiyaç olduğunda farklı pozisyonlarda oynayıp, aklını ve tecrübesini gösteren çok değerli bir oyuncumuz. Takım içindeki birlik ve beraberliğe yaptığın katkılar en az sahada gösterdiğin performansın kadar değerli. Kısa sürede bize sanki yıllardır bu formayı giyiyormuş gibi hissettirdiğin için teşekkür ederim. Barış, Türk futbolunun son dönemdeki en önemli başarı hikayelerinden biri yazmaya devam eden bir kardeşim. Sokakta gol atan çocuklar Barış Alper diye bağırarak sevinmeye başladılar. Önünde uzun seneler ve kimsenin hayalini bile kuramadığı başarılar olduğuna inanıyorum. Burada sözleşmelerini imzaladığımız değerli kardeşlerim ve şu an burada olmayan diğer futbolcularımızla, Okan hocamız önderliğinde yeni başarılara doğru ilerliyoruz. Galatasaray’ımızın değerlerine, şanlı tarihimize yakışan ve bunu özümsemiş bir futbolcu topluluğunun bir arada olmasıdır. Tüm taraftarlarımızın gurur duyduğuna inanıyorum. Onlardan tüm kupaları bize getirmelerini istiyorum" diye konuştu. Erden Timur: "İnşallah bu sene de hayallerimize kavuşacağız" Herkesle neredeyse 2 senedir birlikte olduğunu hatırlatan Erden Timur, "Sanki çok uzun yıllardır gibi geldi. Hepsi ile farklı dostluklar yaşıyoruz. Hepsinin yeri farklı bende. Takımdaşlıktan, ortaya koydukları performanslardan çok öte. Aslan gibi karakteri olan çok güzel insanlar. Asıl kalacak şey burada edinilen dostluklar. En çok da onun için mutluyum. Geçtiğimiz sene yaz kampında toplantı yaptık. Amacımın ne olduğunu anlatmak istedim. ’Benim buradaki misyonumu sizi hayallerinize kavuşturmak’ dedim. Geçen sene başkanımız önderliğinde o hayale kavuştuk. İnşallah bu sene de kavuşacağız. İnşallah hepsinin ömründe çok güzel şeyler olur. Ailelerine de teşekkür ediyorum. Başkanımıza da teşekkür ediyorum, bu imkanları sunduğu için" şeklinde konuştu. Kaan Ayhan: "İnşallah daha uzun seneler geçiririz" Herkese teşekkür eden Kaan Ayhan, "Hocamız ve takımımıza teşekkür ediyorum. Çünkü takım arkadaşlarım olmasa belki ben ve hepimiz burada olmayacağız. Başarıya imza attık ve o yüzden de yönetim tarafından böyle bir karar alındı. Çok mutluyum. 1.5 sene önce geldim. Buraya gelmek değil burada kalmak daha zor beceri olarak söylüyorum. Takım arkadaşlarımla beraber yaptım için mutluyum. İnşallah daha çok senelere diliyorum. İnşallah daha uzun seneler geçiririz. Daha büyük başarılara imza atarız" ifadelerini kullandı. Lucas Torreira da, "Muslera sayesine buraya geldim. Herkese teşekkür ederim" dedi. Abdülkerim Bardakcı ise Galatasaray ailesinin bir parçası olduğundan dolayı gurur ve onur duyduğunu vurgulayarak, "Bu ailenin parçası olmaktan dolayı her zaman gurur ve onur duymuşumdur. ‘Bu kulübe uzun yıllar hizmet edip efsaneler arasına girmek istiyorum’ diye bir röportajımda söylemiştim. Bunun için tekrar bir adım attım. İnşallah hayallerim ve hedeflerim doğrultusunda güzel bir şekilde ilerler" açıklamasında bulundu. Çok özel duygular yaşadıklarını ifade eden Barış Alper Yılmaz, "İlk günkü gibi. Bana bu şansı veren başkanımıza, Erden ağabeye, hocamıza teşekkür ediyorum. Her iki taraf için de hayırlı olsun" değerlendirmesinde bulundu. Fernando Muslera: "İleride de bu takımın parçası olmaya devam edeceğim" Konuşurken duygulanan Fernando Muslera, "Klipte de gördüğünüz 13 yıl dile kolay bir ömür bu kulüpte geçirdim. Burada 3. kez kontratımı yeniliyorum. O yüzden başkanıma ve Erden Bey’e teşekkür ediyorum. Bu benim için hayatımın en önemli anlarından biri. Burada ailemle, arkadaşlarımla enerji ve mutluluk dolu yıllar geçirdim. Takım arkadaşlarıma da teşekkür ederim. Hocama, Florya personeline, başkanıma, Erden Bey’e durmadan çalıştıkları için, bizimle mücadele ettikleri için ve bize bu imkanı tanıdıkları için teşekkür ediyorum. Ben 16 şampiyonluk gördüm. Galatasaray, Türkiye’nin en büyüğü ve bunu sürekli göstermesi gerekiyor. Bunun için mücadele ediyoruz. İsmim burada ailem tarafından da yıllarca konuşulacağı zaman Galatasaray’ın kalecisi olarak konuşulacak. Onların desteğinden dolayı çok memnunum. Şimdi oyuncu olarak burada bulunuyorum. İleride de bu takımın parçası olmaya devam edeceğim, şimdi ve sonsuza kadar" diye konuştu. Toplantıda ayrıca futbolcular için tek tek videolar hazırlandı. İmza töreni toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi.
Düzce Gastronomideki yenilikler konuşuldu Düzce Üniversitesi Akçakoca Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu tarafından düzenlenen etkinlikte, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Doç. Dr. Alper Kurnaz ile Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Turizm Fakültesi Turizm İşletmeciliği Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Vahit Oğuz Kiper, öğrencilerle buluştu. Düzce Üniversitesi Akçakoca Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Muammer Mesci, yeni gelişmelerde uzmanlaşmanın öğrenciler için bir zorunluluk olduğunu ifade ederek teknolojiyi takip eden kişilerin rekabette avantaj sağlayacağını dile getirdi. Programın ilk konuşmacısı Doç. Dr. Alper Kurnaz, gastronomideki yeni trendler üzerinde durdu. Yeni trendler arasında dijital gelişmelerin önemli bir yer tuttuğunu söyleyen Kurnaz, 3D yazıcılar, yapay zeka, nörogastronomi gibi uygulamaların gastronomi alanını dönüştürdüğünü vurguladı. Mutfaktaki aşçının dijital araçları kullanarak aynı zamanda sürdürülebilirliği de sağladığını sözlerini ekledi. Programın diğer davetli konuşmacısı Dr. Öğr. Üyesi Vahit Oğuz Kiper ise uzayın ticarileşmesinden bahsederek, gözünü göğe diken insanların merak duygusuyla uzay turizmini canlandırdığının altını çizdi. İnsan hayatı ile turizm döngüsü arasında yakın benzerlik olduğunu söyleyen Kiper, temel güdünün meraktan oluştuğunu belitti. Geleceğin turizmcileri olarak öğrencilerin teknik bilgiler de gerektiren iki kritik ve güncel konu ile ayrıntılı olarak bilgilendirildiği ve turizmin geleceğinde önemli noktaların paylaşıldığı etkinlik, teşekkür belgelerinin takdimi ile sona erdi.
Antalya Antalya’da nefes kesen orman yangını tatbikatına 2 sikorsky helikopter ve 3 uçak destek verdi Antalya’da orman yangınları ile mücadele kapsamında gerçekleştirilen orman yangını tatbikatı adeta nefesleri kesti. Tatbikatta metrelerce havaya çıkan alevlere havadan 2 adet S-70 sikorsky helikopter ve 3 airtractor söndürme uçağı müdahale etti. Karadan çok sayıda arazöz ve 82 personelin görev aldığı yangın dakikalar içerisinde söndürüldü. Tatbikatı yakından takip eden Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, orman yangınları ile mücadelede geçmiş yıllara göre büyük aşama kaydettiklerini söyleyerek yangına müdahale suresinde hedefin 10 dakika olduğunu belirtti. Orman Genel Müdürlüğü tarafından Orman Yangınları ile Mücadele kapsamında Döşemealtı İlçesinde Uluslararası Ormancılık Eğitim Merkezi’nde tatbikat gerçekleştirildi. Tatbikat çerçevesinde Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, yangın simülasyon merkezini ziyaret etti. Bakan Yumaklı’ya yaşanabilecek bir orman yangınında eylem planı harita üzerinde anlatıldı. Ardından ise ormanlık alan içerisinde tatbikat gerçekleştirildi. Tatbikat gereği belirli bir alanda orman yangını oluşturuldu. Daha sonra ise ihbarla bölgeye hava ve kara unsurları sevk edildi. Yangına ilk olarak 2 adet S-70 sikorsky helikopter ve 3 airtractor söndürme uçağı müdahale etti. Hava unsurlarının müdahalesi ile büyük çapta sundurulan yangına karadan ekipler yönlendirildi. 82 personelin katıldığı yangında 13 arazöz, 2 ilk müdahale aracı, 1 dozer, 2 yangın yönetim aracı, 1 greyder, 1 treyler, 2 su ikmal aracı görev aldı. Yangın dakikalar içerisinde söndürüldü. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, yangını söndürmede görev alan hava ve kara ekibine teşekkür etti. “Son 22 yılda 7 milyardan fazla fidanı toprakla buluşturduk” Tatbikatın ardından Bakan Yumaklı, Orman Genel Müdürlüğü’nün yangınla mücadele kullandığı hava ve kara araçlarında incelemelerde bulunarak personelden bilgi aldı. İncelemelerin ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunan İbrahim Yumaklı, “Ülkemiz Akdeniz Havzası’nda yer alması nedeniyle; küresel iklim değişikliğinden en çok etkilenen ülkeler arasında yer alıyor. Bütün doğal afetlerle Bakanlık olarak etkin şekilde mücadele ediyoruz. Ülkemiz yüzölçümünün yaklaşık yüzde 30’u ormanlardan oluşuyor. Son 22 yılda 7 milyardan fazla fidanı toprakla buluşturduk. Elbette bir yandan da bu ormanlarımızı korumak için olağanüstü bir gayret gösteriyoruz. Orman yangınlarının çıkış nedenlerinin yüzde 90’ı insan kaynaklıdır. Bunlar ihmal ve dikkatsizliktir. Zira bilimsel çalışmalar, önümüzdeki yıllarda iklim şartlarına bağlı olarak orman yangınlarının artacağını gösteriyor. Bizler de bu gerçek karşısında, geçmişten gelen tecrübelerimizle birlikte gerekli tüm tedbirleri almaya gayret ediyoruz. Bu çalışmalarımızı yangın öncesi, yangın sırası ve yangın sonrası diye üçe ayırıyoruz” dedi. Hedef 10 dakika Yangını önlemek için çocuklar, öğrenciler, orman köylüleri ile çeşitli meslek gruplarına yönelik eğitim ve bilinçlendirme faaliyetleri yürütüldüğüne dikkat çeken Bakan Yumaklı, “Yangın sırasındaki çalışmalarımız ve bu mücadeleye baktığımızda; geçmiş yıllara göre büyük aşama kaydettiğimizi söyleyebiliriz. Yangının ilk tespitinden son ateşin söndüğü ana kadar, hem yönetimi hem mücadelesinde Orman Genel Müdürlüğümüzün tecrübesini görüyoruz. Bu mücadelede başarılı olmamızda devletimizin ilgili kurumlarının, sivil toplum kuruluşlarımızın ve vatandaşlarımızın desteklerinin de çok önemli olduğunun altını çizmeliyim. Geçmişte 40 dakikaları bulan ilk müdahale süresini bugün, 11 dakikaya indirmiş bulunuyoruz, geçtiğimiz yıl bunu 10 dakikaya düşürmek için mücadele ettik, hedefimiz 10 dakikaya düşürmek. Ülkemiz genelinde, 776 yangın gözetleme kulesi ve yerli-milli insansız hava araçları sayesinde tabiri caizse nokta atışı etkili bir mücadele gerçekleştiriyoruz. Yangına müdahale noktasında; ihtiyaçlarımız doğrultusunda kapasite artırımı ve teknoloji geliştirme odaklı bir strateji izliyoruz” ifadelerine yer verdi. "105 helikopterimiz, 26 uçağımız ve 14 İHA’mız ormanlarımızı çelik kanatlarıyla adeta kucaklamaktadır" Yangınlarla mücadelede tarihin en büyük hava filosunun kurulduğunu belirten Yumaklı, “105 helikopterimiz, 26 uçağımız ve 14 İHA’mız ormanlarımızı çelik kanatlarıyla adeta kucaklamaktadır. Türk savunma sanayiimizin ürettiği Bayraktar TB2 ve Aksungur İHA’larımız ile T-70 Nefes helikopterlerimizin filomuza ayrı bir güç verdiğini de vurgulamak isterim. Daha etkili bir mücadele için, her hava aracımızı etkin bir şekilde kullanacağız. Helikopterlerimiz yalnızca açık su kaynaklarından değil, daha hızlı müdahale edilmesi için inşa ettiğimiz yangın havuzlarından da su alabilecek. Bu anlamda 2002 yılında hiç yangın havuzu yokken, bugün 4 bin 727 adet yangın havuzu bu mücadelede helikopterlerimize destek oluyor. Bilimsel veriler ve tecrübeler göstermiştir ki; yangınların söndürülmesinde asıl güç kara ekipleridir. 25 bin orman kahramanımız daha etkili ve güçlü şekilde orman yangınlarıyla mücadele edecektir. Bin 649 arasöz, 2 bin 453 ilk müdahale aracı ve 821 iş makinesi inşallah alevlere karşı en büyük güçlerimiz olacak” dedi. “120 binin üzerinde orman yangın gönüllümüz var” Orman teşkilatının bugün, teknoloji odaklı mücadelede artık önemli bir aşamaya geldiğini ifade eden Yumaklı, konuşmasına şu sözlerle devam etti: “İHA’larımız ve yapay zekanın kullanıldığı akıllı yangın gözetleme kulelerimizle milyonlarca hektar ormanı anbean 7/24 gözetliyoruz. Bugün 184 akıllı kuleyle hizmet verdiğimizi ayrıca belirtmek isterim. Orman Genel Müdürlüğümüz tarafından geliştirilen ’Yangın Karar Destek Sistemi’ ile yangınla mücadeleyi yapay zeka tabanlı bir sistemle yapıyoruz. Orman yangınlarıyla ’Görevden Değil, Gönülden Mücadele’ ilkesini benimsiyoruz. Aslında millet olarak; ağaca, doğaya ve yeşile önem veriyoruz. Bir orman yangını meydana geldiğinde vatandaşlarımız tabiri caizse ayağında terliği ile orman teşkilatına yardıma koşuyor. Bizler de vatandaşlarımızın bu teveccühünü ’Orman Yangın Gönüllülüğü’ sistemiyle bir düzene oturtmak istedik. 100 bin gönüllü hedeflemişken, bugün 120 binin üzerinde orman yangın gönüllümüz var. Vatandaşlarımız bu sistemle artık daha bilinçli şekilde yangınlarda bizlere yardım ediyor.” Tatbikat hakkında da açıklamalarda bulunan Bakan Yumaklı, “Bugün gerçekleştirdiğimiz orman yangınları tatbikatıyla, bu mücadelemizin bir ön gösterimizin izledik. Buradaki tatbikatın daha çetini ormanın kahramanları tarafından Yeşil Vatan’da gerçekleştiriliyor. Geçmişten bugüne, bu mücadele esnasında hayatını kaybetmiş şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Göğsünü siper ederek mücadele eden ormanın kahramanlarını tebrik ediyor, şükranlarımı sunuyorum. Yangın öncesi, yangın sırası ve yangın sonrası çalışmalarda emeği olan Orman Genel Müdürlüğümüzün işçisinden mühendisine her kademedeki çalışanlarına teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.