POLİTİKA - 26 Mart 2017 Pazar 15:37

Çukurova Bölgesel Havalimanı inşaatının temeli atıldı

A
A
A
Çukurova Bölgesel Havalimanı inşaatının temeli atıldı

Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, Çukurova Havalimanı’nın bölge ekonomisine turizm açısından inanılmaz bir katkı sağlayacağını belirterek, "Sadece turizm açısından değil, ihracatımızın daha da artması ve güçlenmesi açısından da bu havaalanı büyük bir öneme haiz.

Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, Çukurova Havalimanı’nın bölge ekonomisine turizm açısından inanılmaz bir katkı sağlayacağını belirterek, "Sadece turizm açısından değil, ihracatımızın daha da artması ve güçlenmesi açısından da bu havaalanı büyük bir öneme haiz. Özellikle kargo taşımacılığının güçlü bir şekilde başlatılması, inşallah Çukurova Havalimanı’nın yapılmasından sonra hep birlikte gözlemleyeceğimiz, Çukurova havzasının ihracatının nasıl ve ne şekilde patlayacağını hep birlikte göreceğiz" dedi.


Mersin ve Adana başta olmak üzere bölgeye hizmet vermek amacıyla konvansiyonel boyutlarda yapımı planlanan ve 30 milyon yolcu kapasitesine sahip olan Çukurova Bölgesel Havalimanı inşaatının temeli, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan ve Avrupa Birliği Bakanı Ömer Çelik’in katıldığı törenle atıldı. Temel atma töreninde konuşan Kalkınma Bakanı Elvan, Çukurova’nın ülkenin en önemli cazibe merkezlerinden biri olduğunu, Marmara Bölgesi’nden sonra Türkiye’nin ekonomisinde, sanayisinde, tarımında ve hizmetler sektöründe ön almış olan ve ülkeye çok önemli katkılar sağlamış olan bir bölge olduğunu söyledi. Ancak bu bölgenin en önemli eksikliklerinden birinin uluslararası düzeyde ve Çukurova’yı tüm dünyaya entegre edecek bir havaalanı olduğunu dile getiren Elvan, "Bildiğiniz gibi 2013 yılında yap-işlet- devret modeli ile bu havaalanı ile ilgili ilk girişim başladı. Ancak ilgili yüklenicinin gereken taahhütleri yerine getirememesi nedeniyle maalesef bir gecikme söz konusu oldu. Bu süreçte gecikmenin yaşanmaması adına Sayın Başbakanımız ve Ulaştırma Bakanımız Sayın Ahmet Arslan ile birlikte bu havaalanının artık Ulaştırma Bakanlığımız tarafından yapılması gerektiği, hiçbir şekilde riske atılmaması gerektiği konusunda bir görüşme gerçekleştirdik ve bu süreçten sonra da hemen çalışmalara hızla başlandı. Ulaştırma Bakanlığımız gerekli çalışmaları bitirdi ve yatırım programımıza alındı. Allah’ın izni ile alt yapısını bu yıl sonu itibariyle tamamlayacağız. Üst yapıdaki hedefimiz ise 2018 yılı sonu" diye konuştu.



"Havaalanı ile birlikte bölge ihracatının patladığını hep birlikte göreceğiz"


Çukurova Havalimanı’nın önemine vurgu yapan Elvan, cumhuriyetin ilk yıllarında ilk sanayileşme hamlesinin Tarsus, Adana ve Mersin’de başladığını ifade ederek, "Modern tarım tekniklerinin yine bu Çukurova havzasında uygulanmaya başladığını görüyoruz. Çukurova öyle bereketli topraklara sahip ki, inşallah Türkiye ekonomisinin gelişmesine, kalkınmasına çok ciddi katkılar verecektir. Havaalanının yapımı ile birlikte Adana ve Mersin’in turizm potansiyeli inanılmaz bir şekilde değerlendirilecek ve bölge ekonomisine turizm açısından inanılmaz bir katkı sağlanacaktır. Tarihi ve kültürü ile inanılmaz bir değere sahip olan Çukurova havzamız, o uzun sahili ile hem yurt içi hem de yurt dışı turistlere önemli bir hizmet verecek. Bu anlamda Çukurova Bölgesel Havalimanı önemli bir işlevi yerine getirecek. Sadece turizm açısından değil, ihracatımızın daha da artması ve güçlenmesi açısından da bu havaalanı büyük bir öneme haiz. Özellikle kargo taşımacılığının güçlü bir şekilde başlatılması, inşallah Çukurova Havalimanı’nın yapılmasından sonra hep birlikte gözlemleyeceğimiz, hep birlikte Çukurova havzasının ihracatının nasıl ve ne şekilde patlayacağını hep birlikte göreceğiz" şeklinde konuştu.



"Siyasi istikrarın olduğu bir ülkede ekonomik istikrar olur"


Bir ülkede ekonomik istikrarın siyasi istikrarla birlikte oluştuğuna vurgu yapan Elvan, şöyle devam etti:


"Ekonomik istikrarın olduğu bir ortamda yatırım olur, üretim olur, ihracat olur. Şöyle bir an 15-20 yıl geriye dönün. Siyasi istikrarın olmadığı dönemler, ekonomik krizlerin yaşandığı dönemler, yatırımların yapılamadığı, ihracatın yapılamadığı dönemlere bir bakın. İşsizlik ordusunun ortaya çıktığı, ülke ekonomisinin daha kötüye gittiği, Türkiye’nin büyümek bir yana küçülmeye başladığı dönemleri görürsünüz. 1950’li-60’lı yıllarda milli gelir açısından Türkiye’nin çok gerisinde olan ülkeler, şu anda 2-3 katı milli gelire sahipler. Nedeni nedir? İşte o yapılan darbeler, o vesayet odaklarının hükümetler üzerinde yaptıkları baskılar. Türkiye’de egemenliğin kayıtsız şartsız milletin olmaması için her türlü girişim yapıldı. Siz gittiniz oy verdiniz, ama birileri Meclise müdahale etmeye çalıştı, hükümete müdahale etmeye çalıştı. Yeri geldi Meclisin üzerinde uçakları uçurdular, yeri geldi milletvekillerinin genel kurula girmelerini engellediler. Artık biz buna bir nokta koymak istiyoruz, yeter artık diyoruz."



"Milletimiz, demokrasi aşığı olan bir millet"


15 yıllık süreçte AK Parti hükümetlerinin önüne her türlü engeli çıkardıklarını, her türlü krizleri ortaya koyduklarını, partiyi kapatmaya kalktıklarını kaydeden Elvan, "En sonunda 15 Temmuz’da bu ülkeyi FETÖ ve onun destekçileri işgal etmeye kalktı. Ama sizler yine Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde ayağa kalktınız ve tarihinde ilk defa 81 ilde millet sokağa döküldü. Aslında bizim milletimiz demokrasi aşığı olan bir millet, bizim milletimiz demokrasiyi özümsemiş olan bir millet. İşte 16 Nisan’da Allah’ın izni ile artık milli iradenin tam manası ile bu ülkede tesis edilmesi için, vesayet odaklarının tamamıyla ortadan kaldırılması ve ülkemizin kalıcı bir siyasi istikrara ulaşabilmesi için hep birlikte ’evet’ diyeceğiz. Aslında 16 Nisan’da halk kendine oy verecek. Çünkü hükümeti doğrudan belirleyecek olan sizsiniz. Hükümetin kim olması gerektiğine artık millet doğrudan karar verecek. O aradaki vesayet odaklarını, o baskıcı grupları tamamen devre dışı bırakıyoruz. 16 Nisan bizim için, ülkemiz için, milletimiz için son derece kritik bir süreç. Kim ne derse desin, halk ne derse o olacaktır" ifadelerini kullandı.



"Türkiye’nin ekonomisinin büyümesi ancak halk iradesinin büyümesi ile olur"


Avrupa Birliği Bakanı Ömer Çelik ise bölgeyi, dünyanın uluslararası hava yolları ile direkt bağlantıya sokacak olan bu projenin Çukurova’nın tarihsel derinliğine, vatandaşların taleplerine ve kalkınma planlarına son derece uygun ve çok büyük bir katkı sağlayacağını söyledi. Projede emeği geçenlere teşekkür eden Çelik, bunların hiçbirinin durduk yere olmadığını, boş yere yapılmadığını belirterek, "Sadece geçmişte Türkiye’nin dünya ile doğrudan bağlantısı olarak İstanbul öne çıkarken, şimdi Anadolu’nun çeşitli yerleri, Türkiye’nin ticaret başkenti, sanayi başkenti Çukurova bölgemiz de bu bağlantılar içerisinde dünyanın kavşak noktalarından biri olmaya doğru bu havaalanı ile birlikte yerleşmiş olacak. Ama şunu iyi düşünmemiz gerekiyor; bütün bunların arkasındaki itici güç nedir? 2002’den bu tarafa Türkiye yepyeni, ekonomisinin imkanlarını tamamen dönüştürecek petrol kaynakları keşfetmemiştir. Başka ülkelerin yaptığı gibi Asya’da ya da Afrika’da zenginlik elde etmek için onların kaynakların sömürgeleştirmemiştir. Peki fark nedir? Geçmişte Türkiye’de olmayan şeylerin, son 15 yılda olmasının arkasındaki güç nedir? Bunun arkasındaki yegane güç, halkın iradesine dayanan hükümet modelinin ve halk tarafından yönetilen bir devlet modelinin ortada olmasıdır. Siz bu meydanları doldurunca, siz meydan meydan, sokak sokak bu kuvveti, bu istikrarı yaratınca, Türkiye iyi yönetilince, bütün bu projeler geçmişte hayal iken, bugün arka arkaya hayata geçiyor. Türkiye’nin ekonomisinin büyümesi ancak halk iradesinin büyümesi ile olur. Halkın iradesinin büyümediği hiçbir zamanda Türkiye’nin ekonomisi büyümemiştir. Demokrasimiz büyüdükçe, halkın iradesi büyüdükçe Türkiye’nin ekonomisi büyümüştür ve bu hizmetler mümkün olmuştur. Darbe dönemlerinde, müdahaleler dönemlerinde, koalisyonlar dönemlerinde halkın iradesi, halkın devleti yönetme iradesi zayıf kaldığı için, istikrar oluşamadığı için bunlar ortaya çıkamamıştır. Ama istikrar mümkün olunca, bütün bu projeler son derece hızlı bir şekilde hayata geçmektedir" dedi.



"Halkın iradesi daha da güçlenecektir"


Türkiye’de vatandaşın gücünü, halkın gücünü, milletin iradesini daha da güçlendirecek tarihsel bir dönüm noktasına gidildiğini ifade eden Çelik, şöyle devam etti:


"16 Nisan’daki referandumla ilgili çeşitli yorumlar duyuyorsunuz. Ama bir tek şeye dikkat etmek lazım. Ben siyaset hayatımda herhangi düzenleme geldiği zaman tek bir şeye dikkat ederim. Bu düzenlemede halkın iradesi güçleniyor mu, zayıflıyor mu? Bakın geçmişte yüzde 10’lar, yüzde 7’lerle dört partili, üç partili koalisyonlar dönemi Türkiye için bir zaman kaybı olmuştur. Halkın iradesinin parçalandığı dönemler, Türkiye’de krizlerin, çeşitli fay hatlarının ortaya çıktığı dönemler olmuştur. Ama bizim 16 Nisan’da sizlerin ’evet’ oylarınızla hayata geçireceğimiz düzenleme ile bundan sonra iktidarın oluşması, hükümetin oluşması için en az yüzde 50’lik bir iradeye ihtiyaç vardır. Yani halkın iradesi daha da güçlenecektir."



"Halkı ile beraber tankın üzerine yürüyen diktatör değildir, asıl ona diktatör diyen diktatörlük özlemi içindedir"


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili bazılarının ahlak dışı bir şekilde diktatörlük suçlaması yaptığını hatırlatan Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü:


"Diktatörlerin bir özelliği vardır. Diktatörler halktan korkarlar, halkın sofrasına oturmazlar, halkın çayını içmezler. Halktan korktukları için de tankların arkasına saklanırlar, savaş uçaklarının arkasına saklanırlar. Ama bizim Cumhurbaşkanımız sizlerle birlikte tankların üzerine yürümüştür, savaş uçaklarının üzerine yürümüştür. Unutmamamız gereken bir şey vardır; halkı ile beraber tankın üzerine yürüyen, savaş uçağının üstüne yürüyen diktatör değildir, asıl ona diktatör diyen diktatörlük özlemi içindedir. Bir de televizyonlarda çok duyuyorsunuz, bir rejim tartışmasından bahsediliyor. Türkiye’nin rejimi cumhuriyettir. Laik, demokratik, sosyal hukuk devleti ile Türkiye’nin bir problemi yoktur, vatandaşımızın bir problemi yoktur. Rejim değişikliği cumhuriyetin içinden cumhuru çalmaktır, cumhurun gücünü gasp etmektir. O yüzden 27 Mayıs darbesi bir rejim değişikliğidir, cumhura karşı, size karşı yapılmıştır. 12 Eylül ve 28 Şubat bir rejim değişikliğidir. 15 Temmuz gecesi FETÖ’nün yapmaya çalıştığı bir rejim değişikliği teşebbüsüdür. Şu tartışmasızdır. Türkiye büyüyecekse, Türkiye güçlenecekse bu sadece halkın sayesinde olacaktır. Türkiye’nin sahibi millettir. İktidar doğrudan halkın oyları ile kurulacak. Artık meclis hükümeti sisteminden millet hükümeti sistemine geçiyoruz. Türkiye’nin patronunun milli irade olduğu, Türkiye’nin sahibinin halk olduğunun altını çizen bir döneme giriyoruz."


Konuşmaların ardından bakanların ve kent protokolünün katılımı ile Çukurova Bölgesel Havaalanı inşaatının temeli atıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin MIP 25 milyon TEU’nun üzerinde konteyner elleçleyerek yeni bir kilometre taşına ulaştı Türkiye’nin lider konteyner terminali Mersin Uluslararası Limanı (MIP), 2007’den bu yana 25 milyonuncu (TEU) konteynerini elleçleyerek yeni bir kilometre taşına imza attı. Bu kapsamda EMH1 terminalinde düzenlenen törene, Mersin Liman Mülki İdare Amiri ve Mersin Vali Yardımcısı İbrahim Küçük, Mersin Gümrük Bölge Müdürü Osman Göllüce, TCDD Mersin Limanı İşletme Müdürü Murat Birinci, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hakan Sefa Çakır, Gümrük Müşavirleri Derneği Başkanı Cebrail Orman, MIP Yönetim Kurulu Başkanı David Yang, Yönetim Kurulu Üyeleri, MIP Genel Müdürü Ajay Kumar Singh ve liman çalışanları katıldı. MIP Genel Müdürü Ajay Kumar Singh: "25 Milyon TEU kilometre taşına ulaşılmasında gösterdikleri üstün katkıdan ve iş birliğinden dolayı Mülki İdare Amirimize, Gümrük Müdürlüğümüze, Liman Başkanlığımıza, TCDD yetkililerine ve tüm MIP çalışanlarına en içten teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Ayrıca, Limanımızın bu olağanüstü yolculuğunda bizi destekleyen tüm paydaşlarımıza şükranlarımı sunmak istiyorum. Daha iyisine ulaşmak için daha çok çalışacağız" ifadelerini kullandı. 2007 yılında liman operatörü PSA International ve Akfen Holding ortak girişimiyle kurulan, 2017 yılında IFM’in hissedarları arasına katıldığı MIP’nin kuruluşundan bugüne elleçlenen konteyner hacmi yılda ortalama yüzde 14,4 büyüdü. MIP, 2023 yılında yaklaşık 2 milyon TEU konteyner, 8 milyon tonun üzerinde konvansiyonel yük elleçledi. Endüstrinin değişen ihtiyaçlarını karşılamak için 455 milyon ABD doları bütçeli East Med Hub 2 (EMH2) kapasite artırımı projesi ile elleçleme kapasitesini 2,6 milyon TEU’dan 3,6 milyon TEU’ya çıkarmayı hedefleyen MIP’in, mevcut EMH1 rıhtımını 380 metre uzatarak toplam 880 metre uzunluğa ve 17,5 metre su çekimine ulaşacak EMH2’nin inşaatına başladığı bildirildi. EMH2 Terminalinin, 400 metreden uzun iki ultra büyük konteyner gemisinin (ULCV) aynı anda yanaşmasına imkan tanıyacak. Proje ayrıca sekiz yeni otomatik raylı portal vinç (aRMG) ve dört ek rıhtım vincinin satın alınmasını da içeriyor. Proje 500 kişiye doğrudan ve 5.000 kişiye dolaylı istihdam fırsatı oluşturacak olması sebebiyle de önem arz ettiği kaydedildi. MIP’in aynı zamanda karbon ayak izini azaltma konusundaki kararlılığını da sürdürdüğü elektrikle çalışan ekipmanlara ve yenilenebilir enerji kaynaklarına sürekli yatırım yaparak karbon emisyonlarını 2030 yılına kadar yarıya indirmeyi, 2043 yılına kadar da karbon nötr hale gelmeyi planladığı ifade edildi.
Konya Karatay Tabiat Mektebi eğitimlere başladı Konya’nın merkez Karatay İlçe Belediyesi tarafından, ilçede eğitim çağındaki çocukların okul dışı öğrenme ve tabiat sevgisine katkı yapmak amacıyla hayata geçirilen Karatay Tabiat Mektebi’nde eğitimler başladı. Karatay Şehir Parkı içerisinde kurulan Karatay Tabiat Mektebi’nde ilkokul ikinci sınıf öğrencileri, bir taraftan birçok atölye çalışmasıyla doğayı yeniden keşfederken diğer taraftan da eğlenceli bir şekilde eğitim hayatlarına katkı sunacak. Her yıl Karataylı bin 500 ilkokul 2. sınıf öğrencisi faydalanacak Karatay Tabiat Mektebi sayesinde her yıl ilçedeki 1500 ilkokul ikinci sınıf öğrencisi; kurulan atölyelerde tarım, hayvancılık, sıfır atık, çevre ve daha birçok konuda uygulamalı eğitimler ile etkinliklere katılacak. Karatay İl Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliğiyle yürütülen eğitimler kapsamında Karatay Tabiat Mektebi’nde; ahşaptan oluşturulan 3 adet atölyede kil seramik yapımı, temel yaşam becerileri, kompost yapımı, atık malzemelerden organik kompost yapımı ve daha birçok etkinlik gerçekleştiriliyor. Proje kapsamında ayrıca; içerisinde midilli atları, tavşan, kedi, güvercin, tavuk ve horoz gibi hayvanların olduğu Hayvan Evleri ile çadırlar kuruldu. 3 katlı Gözlem Kulesi’ne çıkan minikler, doğal hayatı izleme fırsatı bulurken, 100 metrekarelik Labirent Oryantiring Parkuru’nda ise öğrenciler birçok eğlenceli etkinliğe katıldı. “Çocuklarımızın iyi yetişmesi önceliğimiz” Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca, çocukların eğitim hayatına önemli katkı sağlamasını hedefledikleri projenin Karatay’a hayırlı olmasını diledi. Başkan Hasan Kılca, “Karatay Belediyesi olarak eğitime yönelik yatırımlarımıza devam ediyoruz. Bu çerçevede çocuklarımızın eğitimi ve geleceğe hazırlanmaları bağlamında milli eğitim müdürlüğümüze önemli destekler veriyoruz. Karatay Şehir Parkımızın içerisine Karatay Tabiat Mektebi’mizi kurduk ve eğitimlerimize başladık. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğümüzle birlikte yürüttüğümüz projemizle her yıl ortalama bin 500’ün üzerinde ilkokul ikinci sınıf öğrencimizi buraya getirip öğrencilerimize uygulamalı ve teorik eğitimler verilecek. Çocuklarımız, oluşturduğumuz atölye ve alanlarda hem doğayla, toprakla, canlılarla iç içe olacaklar hem de birçok atölye çalışmalarıyla okullarında gördükleri eğitimlerini pekiştirmiş oluyorlar. Öğrencilerimizin doğayla buluştuğu, doğada yaşayarak güven elde ettiği, el becerilerinin, kişisel, sosyal ve duygusal becerilerinin geliştiği, birlikte iş yapabilme yeteneğinin güçlendiği bir ortam sunmuş olduk. Karatay Tabiat Mektebi’mizi bu çerçevede, geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımızın okul dışı öğrenme bağlamında önemli görüyoruz. Karatay Tabiat Mektebi’miz ilçemize, Konya’mıza ve çocuklarımıza hayırlı olsun” ifadelerini kullandı.
Adana Diyetisyen Özbay: "Güne kahvaltı ile başlayanlar kendini daha mutlu hissediyor" Kahvaltı yapılmadığında gün içerisinde yorgunluk, halsizlik, baş ağrısı, dikkat eksikliği gibi sorunlar yaşanabildiğini söyleyen Medline Adana Hastanesi’nden Klinik Diyetisyen Duygu Özbay, “Fiziksel sağlığımız ve ruhsal sağlığımız bir bütünün ayrılmaz parçasıdır. Bu yüzden fizyolojimiz ne kadar sağlıklı ise ruhsal açıdan da o kadar sağlıklı oluruz. Kahvaltı ise bizi güne hazırlayarak mutlu hissetmemize yardımcı olur” diyerek sağlıklı bir kahvaltı için önerilerde bulundu. Akşam yemeği ile sabah arasında yaklaşık 8-10 saatlik bir süre geçer ve bu süre içinde vücut, besinlerden elde ettiği tüm enerjiyi kullanır. Sabah uyandıktan sonraki 2 saat içerisinde yapılacak bir kahvaltı sayesinde hem metabolizma için gerekli enerji elde edilir hem de günün büyük kısmını daha tok bir şekilde geçirebilmemiz sağlanmış olur. Medline Adana Hastanesi’nden Klinik Diyetisyen Duygu Özbay, “Fiziksel sağlığımız ve ruhsal sağlığımız bir bütünün ayrılmaz parçasıdır. Bu yüzden fizyolojimiz ne kadar sağlıklı ise ruhsal açıdan da o kadar sağlıklı oluruz. Kahvaltı ise bizi güne hazırlayarak mutlu hissetmemize yardımcı olur” diyerek sağlıklı bir kahvaltı için önerilerde bulundu: "Güne kahvaltı ile başlayın Beynimiz açken ya da doyduğumuzda sinyaller göndererek bizi uyarır. Karnımız doyduğunda beynimize gelen sinyaller ile fizyolojik durumumuzun yanı sıra ruhsal durumumuzda değişir. Yapılan bazı araştırmalar gösteriyor ki güne kahvaltı yaparak başlayan kişiler kendilerini daha mutlu ve enerjik hissederken, güne kahvaltı ile başlamayan bireyler daha negatif ve yorgun hissediyorlar. Bu nedenle güne sağlıklı bir kahvaltı ile başlamak büyük önem kazanıyor. Ne yediğinize dikkat edin Kahvaltı kadar kahvaltıda ne tüketildiği de önemlidir. Bu nedenle zeytin, peynir, yumurta ve bal gibi klasik bir kahvaltıda olmazsa olmaz besinlerin yanı sıra söğüş domates, salatalık, yeşil biber türü sebzelere de kahvaltı sofralarında bolca yer vermek önem kazanıyor. Ekmek olarak ise 1-2 dilim tam tahıllı ürünler tercih ederken, kızartmalardan ve salam, sosis, sucuk gibi katkı maddesi içeren işlenmiş gıdaların tüketiminden ise kaçınmak gerekiyor. Hazır besinlerden uzak durun Günümüzde özellikle çalışanlar ve öğrenciler kahvaltı için tercihlerini genellikle pratik olması bakımından poğaça, simit, börek, tost gibi yağ ve karbonhidrat yönünden zengin besinlerden yana kullanıyorlar. Ancak bu tür besinler kilo alımını ve mide rahatsızlıklarını tetikliyor. Bu nedenle sabahları bütün besin gruplarının yer aldığı Türk tipi kahvaltıyı tercih etmek önem kazanıyor. Çayı limonla birlikte tüketin Adet olduğu üzere sabah kahvaltı sırasında içilen siyah çay, birlikte tüketilen diğer besinlerde bulunan faydalı maddelerin metabolizma tarafından kullanımını olumsuz etkiliyor. Bundan dolayı eğer mutlaka çay içmek isteniyorsa bu çayın çok açık ve içine limon dilimi eklenmiş bir çay olması gerekiyor. Hazır ve taze sıkılmış meyve sularından ise içerdikleri yüksek şeker miktarı nedeniyle uzak durulmalı. Çünkü bu içeceklerin kahvaltıda tüketilmesi, bireylerde kan şekerini ve insülini çok fazla yükselterek insülin direncinin gelişmesine kapı aralayabiliyor. Formda kalmak için kahvaltı şart Sanılanın aksine sabah kahvaltısı yapmadan güne başlayanlar için formda kalmak daha zor oluyor. Çünkü akşam yemeği ile kahvaltı arasında oldukça uzun bir süre bulunuyor ve bu zaman zarfında vücut, gün içerisinde aldığı besin ögelerinin tümünü kullanırken metabolizma da oldukça yavaşlıyor. Güne erkenden ve dengeli bir kahvaltıyla başlamak ise hem metabolizmayı diğer öğüne doğru bir miktar tok tutuyor hem de yeni gün için hızlandırarak formda kalmaya yardımcı oluyor."
Erzurum ETSO’nun Mart ayı Meclis Toplantısı yapıldı Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası’nın (ETSO) Mart Ayı Meclis Toplantısı, Meclis Başkanı Gökhan Yılmaz başkanlığında gerçekleştirildi. ETSO Meclis Salonu’nda düzenlenen toplantı, saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Toplantıda daha sonra ETSO’nun Şubat Ayı Mizan ve Bütçe İzleme Raporu görüşülerek onaylandı. Sonrasında, Yönetim Kurulu Başkanı ve TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Saim Özakalın, yönetim kurulunun Mart ayı faaliyetleri hakkında Meclis üyelerini bilgilendirdi. Özakalın konuşmasının başında, ETSO’nun sosyal sorumluluk anlayışıyla ramazan ayında il genelinde 3 bin ihtiyaçlı aileye ramazan yardımı ulaştırdığını ifade ederek, “Bu yılki Ramazan yardımlarımıza katkıda bulunan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğimize (TOBB) ve hayırsever Erzurumlu iş insanlarımıza desteklerinden dolayı müteşekkiriz. Ayrıca yardımların ihtiyaçlı ailelerimize ulaştırılmasını sağlayan Yönetim Kurulu, Meclis ve Meslek Komitelerimizin üyeleri ile Oda personelimize özenli ve özverili çalışmaları sebebiyle teşekkür ederim” dedi. Başkan Özakalın konuşmasında daha sonra ay boyunca yürütülen diğer faaliyetlerle ilgili Meclis’e bilgi sundu. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın ETSO’yu ziyaretinde gerçekleştirilen toplantının değerlendirmesini yapan Özakalın ayrıca, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın iştirakiyle TOBB’da gerçekleştirilen, ‘TOBB Türkiye Sektörel Ekonomi Şurası’, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in katılımıyla yine TOBB’da düzenlenen, ‘Oda/Borsa Başkanları İstişare Toplantısı’, ETSO’nun, ‘2025 Turizm Başkenti Erzurum’ etkinliklerine sunacağı katkılar, İl Genç ve İl Kadın Girişimciler Kurullarının yürüttüğü çalışmalar ve 3. Erzurum Çalıştayı Paydaş Toplantıları gibi konularda Meclis üyelerini bilgilendirdi. ETSO Meclisi’nin Mart ayı toplantısı, Meclis üyelerinin dilek ve temenniler kısmında yaptığı konuşmaların ardından sona erdi.
İstanbul İmamoğlu, Balıkçı Kenan’ı ablukaya aldı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun arazisini istediğini vermeyince de baskı yaptığını öne süren balıkçı Kenan’a baskılar devam ediyor. İmamoğlu aleyhinde açıkmalarının ardından işletmesi zabıtalar tarafından ablukaya alınan balıkçı Kenan direnmeye devam ediyor. Türkiye Deniz Canlıları Müzesi Kurucusu Kenan Balcı, “Gece geliyorlar, gündüz geliyorlar. Arsamızı elimizden alıp işletmemizi mühürlemek istiyorlar” dedi. Türkiye Deniz Canlıları Müzesi’nin de bulunduğu Beylikdüzü Balıkçı Kenan Tesisleri sahibi balıkçı Kenan Balcı İmamoğlu aleyhinde yapmış olduğu açıklamalar sonrasında işletmesi zabıtalar tarafından ablukaya alındı ve mühürlenmek istendi. Evraklarının tam ve eksiksiz olduğunu belirten tesis sahibi Balıkçı Kenan Balcı, "İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun talimatıyla işletme adeta abluka altına alındı. 150 bin lira olan arazimize 1500 lira verip almaya çalışıyorlar" dedi. Zabıta ekiplerine direnen Kenan Balcı, “Ben 15 yıldır Anadolu Caddesi üzerinde, 50 yıldır da esnaflık yapıyorum. Böyle bir şey ilk defa gördüm. Zabıta ekipleri talimatla işletmemizi mühürlemeye geliyorlar. Bizlere de ’bu mühür sembolik’ diye ifadelerde bulunuyorlar. Gündüz ayrı ekip, gece ayrı ekip geliyor. zabıta ekipleri işlerini bırakmışlar, Balıkçı Kenan Tesisleri’ni ablukaya almışlar. Gündüz zabıta ekip araçlarla geliyorlar. Gecede vinçlerle. Bizim arazimizi, işletmemizi elimizden almak için her yolu deniyorlar” ifadelerini kullandı. "Ben bir esnaf olarak kazanımlarımı korumak amaçlı çıktığım bu yolda her geçen gün yeni bir zulümle karşı karşıya kalıyorum" ifadelerini kullanan Balcı, “50 yıldır balıkçıyım. Esnaflık yapıyorum. İmamoğlu tarafından yaklaşık 5 yıl önce kendi tapulu arazimden bir kısmını hediye etmem istendi. Ben bu isteği reddettim. Ondan sonra isteklerini yerine getirmediğim için kapsamlı olarak yıpratma ve yıldırma kampanyası başlattılar. Kendi tapulu arazime el koydular. Metrekaresi 150 bin lira olan arazimin metrekaresini bin 500 liraya almaya çalıştılar. Biz sesimizi yükselttikçe, itiraz ettikçe onlar daha çok üstümüze gelmeye başladılar” dedi. "Paradan kuleler yapan İmamoğlu ve ekibi istediklerine ulaşamayınca zulmün dozunu artırmaya başladı" diyen Balcı, “30 yıldır bu bölgede balıkçılık yapıyorum. Ruhsatımı kendisi verdi. Ama şimdi beni ruhsatsız balık satmakla suçluyor. Ruhsatsız olduğu gerekçesiyle işyerimi kapatmak istiyor. Bu dükkanım tam 15 yıldır aynı yerde faaliyet göstermekte. 15 yıldır sorunsuz bir şekilde çalışan işyerimi istediklerini yapmadığım için ruhsatsızdır diye ilan edip kapatmak istiyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar burada balık satmaya devam edeceğiz. Arazimi, işyerimi İmamoğlu’na yem etmeyeceğim. Bu arazimin tapularını pankart yapıp suratlarına çarpıyorum” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan yardım isteyen Balıkçı Kenan Balcı, “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a seslenmek istiyorum. Erdoğan sevdalısı esnaf olarak başımıza bu işleri açan, bize çökmeye çalışan, paradan yeni kuleler yapmak isteyen, İmamoğlu ve ekibine karşı bizi koruyun. Adaletin sağlanmasına vesile olun. Hz Ömer adaletinin temsilcisi sayın Cumhurbaşkanımızdan bunu talep ediyorum. Lütfen zulme karşı yanımızda olun” ifadelerini kullandı.