GENEL - 09 Mayıs 2018 Çarşamba 15:19

Engelliler Haftası

A
A
A
Engelliler Haftası

Mersin Valisi Ali İhsan Su, engelli vatandaşların önlerindeki engeller kaldırıldıkça, kendilerine inanılıp fırsat verildikçe, hayatın her alanında daha etkin ve verimli olduklarını belirterek, "Sahip oldukları potansiyeli azimle, sabırla ve inançla çalışarak ortaya çıkarmakta ve büyük başarılara imza atarak hayallerini gerçekleştirmektedirler" dedi.

Mersin Valisi Ali İhsan Su, engelli vatandaşların önlerindeki engeller kaldırıldıkça, kendilerine inanılıp fırsat verildikçe, hayatın her alanında daha etkin ve verimli olduklarını belirterek, "Sahip oldukları potansiyeli azimle, sabırla ve inançla çalışarak ortaya çıkarmakta ve büyük başarılara imza atarak hayallerini gerçekleştirmektedirler" dedi.


Vali Su, ’Engelliler Haftası’ dolayısıyla yaptığı açıklamada, engellilerin sosyo-ekonomik hayatın içerisinde karşılaştıkları sorunlar karşısında bireysel ve toplumsal hassasiyeti en üst düzeye taşıma adına her yıl 10-16 Mayıs tarihlerini kapsayan haftanın ’Engelliler Haftası’ olarak kutlandığını hatırlattı.


Birey ve toplum olarak herkesin birer engelli adayı olduğu gerçeğinden hareketle bu hassasiyetin gösterilebildiğinde, engellilerle empati kurulduğunda en büyük engelin de ortadan kalkacağına işaret eden Su, "Engelli vatandaşlarımız da önlerindeki engeller kaldırıldıkça, kendilerine inanılıp fırsat verildikçe, hayatın her alanında daha etkin ve verimli olmakta, sahip oldukları potansiyeli azimle, sabırla ve inançla çalışarak ortaya çıkarmakta ve büyük başarılara imza atarak hayallerini gerçekleştirmektedirler.


Mersin Valiliği olarak ilin tüm dinamikleri ile işbirliği içerisinde, engelli vatandaşlarımızın karşılaştıkları sorunlara çözüm bulma, engellilerimizin herhangi bir engele takılmadan toplumsal hayatın içerisinde rahatça yer almasını sağlama noktasında çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürmekteyiz" diye konuştu.


Kocamaz: "Mersin’i engelsiz kentler standardına çıkarmak için çalışıyoruz"


Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz ise Mersin’i engelsiz kentler standardına çıkarmak için Mersinlilerle el ele vererek birçok çalışma gerçekleştirdiklerini söyledi. Kocamaz, “Mutlu bir dünyanın kapılarını açabilecek altın anahtar, engelsiz kentlerde yaşama şansı bulan engelli bireylerimizin mutluluğudur” ifadelerini kullandı.


Büyükşehir Belediyesi olarak Mersin’de kurdukları merhamet odaklı sevgi sistemiyle başta dezavantajlı toplum kesimleri olmak üzere tüm halkı sevgiyle kucakladıklarını kaydeden Kocamaz, "Engelli bireylerinin kendilerini güvende hissetmelerini sağlayamayan, onları mutlu ve huzurlu kılamayan bir millet gerçekten mutlu sayılamaz. Engelli bireylerinin hayır dualarını alamayan bir yerel yönetim ya da merkezi hükümet gerçekten başarılı sayılamaz. Mersin’i engelli bireylerimizin yaşamaktan mutlu olduğu bir kent haline getirmek ve engelli vatandaşlarımıza daha sağlıklı ve rahat bir hayat sunabilmek için Mersin Büyükşehir Belediyesi olarak kentimizde birçok çalışma yapıyor, birçok proje geliştiriyoruz. Farkındayız ki onların huzuru, refahı, mutluluğu, tüm insanlarla eşit hizmeti alabilmeleri sadece engelli vatandaşlarımızın değil toplumu oluşturan tüm bireylerin ortak meselesidir. Bu sorunun çözümü ise engelli vatandaşlarımızın sosyal hayata adapte olmasını sağlayacak hizmetlerle oluşturulan olanaklar ile mümkündür" şeklinde konuştu.


Özdemir: "Engelli hakları konusunda toplumumuzda yeterli duyarlılık oluşmamıştır"


Mersin Barosu Başkan Vekili Gazi Özdemir ise engelli hakları konusunda toplumda yeterli duyarlılığın oluşmadığını söyledi.


Özdemir, engelli haklarının anayasaya göre temel hak ve özgürlük kapsamında olduğuna işaret ederek, "Engelli vatandaşlarımızın sorunlarının toplumsal bir sorun olduğunun bilincine varılıp, sadece Engelliler Haftası’nda değil hayatımızın her anında haklarının korunması ve sorunlarına çözüm üretilmesi gündeme alınmalıdır. Engellilik sadece engelli vatandaşlarımızı ve ailelerini değil, toplumu oluşturan tüm kesimleri ilgilendiren, duyarlı olmayı gerektiren toplumsal bir sorundur. Engelli vatandaşlarımıza sahip çıkarak yaşamlarını kolaylaştırmak, ailelerine destek olmak, sorunlarının giderilmesine katkıda bulunmak bir insanlık görevi ve ortak sorumluluğumuz olduğu asla unutulmamalıdır” ifadesini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.