EKONOMİ - 19 Mart 2018 Pazartesi 14:57

Hisarcıkoğlu: "Hukuk sistemi sadece devletin değil ekonomin de direğidir"

A
A
A
Hisarcıkoğlu: "Hukuk sistemi sadece devletin değil ekonomin de direğidir"

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıkloğlu, yargı sisteminin yavaş çalışmasından herkesin şikayetçi olduğunu belirterek, "Hukuk sistemi sadece devletin değil ekonominin de direğidir.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıkloğlu, yargı sisteminin yavaş çalışmasından herkesin şikayetçi olduğunu belirterek, "Hukuk sistemi sadece devletin değil ekonominin de direğidir. Çünkü hukuk demek, güven demektir. Su ve ekmek nasıl bir ihtiyaçsa hukuk da aynen öyle bir ihtiyaçtır" dedi.


Başkan Hisarcıklıoğlu, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Tahkim ve Arabuluculuk Merkezi açılışına katıldı. Açılışa Başkan Hisarcıklıoğlu’nun yanı sıra Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Daire Başkanı Hakan Öztatar, Mersin Barosu Başkanı Ali Er, MTSO Başkanı Şerafettin Aşut ile iş dünyası temsilcileri katıldı. MTSO Başkanı Aşut’un konuşmasının ardında kürsüye çıkan TOBB Başkanı Hisarcıkloğlu, Çanakkale’de şehit olanları minnetle andıklarını söyledi. Bugün Türk milletinin istiklal ve istikbal mücadelesinin Afrin’de Zeytindalı Harekatında devam ettiğini belirten Hisarcıkloğlu, "Orada mücadele eden askerlerimize de buradan selamlarımı gönderiyorum. Şehitlerimizi rahmetle yad ediyor, gazilerimize acil şifalar diliyoruz. Allah kahraman Mehmetçiğimizi korusun, ordumuzu muzaffer kılsın, birlik ve beraberliğimizi de muzaffer eylesin" diye konuştu.



"Hukuk sisteminin yavaş çalışmasından herkes şikayetçi"


Bugün MTSO’nun Mersin’e yeni bir eser daha kazandırdığını belirten Hisarcıklıoğlu, “Odamız inisiyatif alarak tahkim ve arabuluculuk merkezini kurması çok önemli. Zira yargı sisteminin yavaş çalışmasından hepimiz şikayetçiyiz. Hukuk sistemi sadece devletin değil ekonominin de direğidir. Çünkü hukuk demek, güven demektir. Güven olursa girişimcilerimiz önünü görür, daha kolay risk alıp yatırım yapar, istihdam sağlar. Adil ve etkin bir hukuk sistemi olması bu noktada çok önemli. Aslında bizim kültürümüzde, inancımız da hukukun yeri ayrı. Mülkün temelinde adaletin olduğuna inanan bir milletiz. Bireylerin haklarını savunan, insanı yaşat ki devlet yaşasın ilkesi bu topraklardan çıktı. Eğer hukuk sistemi iyi işlerse toplumda da güven duygusu artar. Kişilere, kurumlara ne kadar çok güven duyulursa ekonomide o kadar iyi ve adil işler. Dolayısıyla su ve ekmek nasıl bir ihtiyaçsa hukuk da aynen öyle bir ihtiyaçtır. Yani hukuk demek ekmek demek" şeklinde konuştu.



"Mahkemelere her sene 7 milyona yakın dosya gelmektedir"


Mahkemelerin, hakimlerin her geçen gün iş yükünün arttığını vurgulayan Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti:


"Yargıdaki en önemli sorunda iş yükü. Burada hem süre uzamaktadır hem de kalite düşmektedir. Buda vatandaşın adalete erişimini zorlaştırmaktadır. Adalet zamanında ve doğru tecelli etmeyince adalet sistemine olan güven azalmaktadır. Avrupa’da bir hakim yılda ortalama 200 dosyaya bakarken, ülkemizde bir hakim ise yılda 700-800 dosyaya önüne gelmektedir. Bir yılda 250 iş gününün var olduğunu sayarsak, hakimlerimiz sabah bir dosya, öğlen bir dosya, akşamda eve gitmeyip bir dosyaya bakıp karar vermelerini bekliyoruz. Mahkemelere her sene 7 milyona yakın dosya gelmektedir. Bunların 4 milyonu o sene karara bağlanıyor, 3 milyon dosya ertesi seneye kalmaktadır. Peki bizleri en çok ilgilendiren iş davalarında durum ne. Mahkemeye gelişiyle, karar verilmesi arasındaki geçen süre son 5 senede 250 günden 450 güne çıktı. Bazı mahkemelerde duruşma tarihleri 6 ay sonrasına bırakılıyor. Bu kadar uzun süren yargılamadan da herkes zarar görmektedir. Bir önemli sıkıntı da uygulamada yaşanmaktadır. İş mahkemelerindeki davaların neredeyse yüzde 99’ununu iş veren aleyhine sonuçlanmaktadır. Bu durumda insanın aklına şu soru gelmiyor değil. Bu ülkede iş verenlerin müteşebbislerin hepsi mi haksız, hepsi mi hatalı. Bu mümkün mü? İşin doğrusu hak edene hak ettiğin vermektir."



"Son 2,5 ayda arabuluculuğa 21 bin dosya gitti"


Arabuluculuk sisteminin devrim niteliğinde olduğunu kaydeden Hisarcıklıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:


"Biz bu sisteme geçen en son ülkelerden biriyiz. Esasında fikrin patenti de bize ait. Arabuculuğun temelinde ahilik kültürümüz vardır. O dönem 2 kişi anlaşamazsa o günkü ticaret ve sanayi odası başkanı ahi babaya giderdi ve ahi baba onları anlaştırırdı. Sonra biz bu anlayışı terk ettik, gelişmiş ekonomiler sahiplendi. Bunu modernize ettiler. En az bir sene sürecek bir mahkeme hükmü arabuluculuk sistemiyle bir günde elde edilebilmektedir. İş dünyası olarak bu tür alternatif çözümlerin ülkemizde olmasını yıllardır hayal ederdik ve ısrarla isterdik. Nihayet bizim de hukuk sistemimize girdi. İşçi, işveren arasındaki arabuluculuk artık zorunlu hale geldi. Biz arabuluculuğu adalete hızlı erişim olarak görüyoruz. İş, işveren arasındaki anlaşmazlıkların çözümünde iş adamların arasındaki alacak, verecek davalarında da arabulucukla süreçler kısalacak. 2,5 ayda 21 bin anlaşmazlık arabuluculuğa gitti. Bunların yüzde 68’i uzlaşmayla bitti. Başarılı anlaşma oranını artırmak için bu sistemi geliştirip, yaygınlaştırmamız lazım. MTSO gibi odalarımız bu konuda hemen adım attılar. MTSO 3 pilot bölge konusunda hemen sorumluluk üstlendi. Odamızın hukukçuları da gerekli eğitimi alarak arabulucu oldular. Bu merkezi de kurarak hizmeti üyelerimizin ayaklarına kadar getirdiler. Hukuk sistemini daha sağlıklı hale getirdiğimizde ülkemiz ve ekonomimizde o derece güçlenir. Öyle bir hukuk sistemimiz olmalı ki herkes adaletten emin olmalı, adaletin terazisinden kimse şüphe duymamalı. Eğer adalet doğru tartar, kılıcı doğru keser, adalet doğru zamanda tecelli ederse devlet ve sisteme inançta o ülkede kuvvetlenir. İşte o zaman daha güçlü bir ülke, daha zengin bir millet oluruz."



"Artık en fazla 28 gün içinde sorun çözülüyor"


Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Daire Başkanı Hakan Öztatar ise uyuşmazlık yaşandığında bir an önce adalete erişmek istediklerini kaydederek, “Çünkü geç gelen adalet, adalet değildir. İşte bir an önce adalete erişim anlamında arabuluculuk gerçekten çok önemli bir alternatif olarak karşımıza çıktı. Şu ana kadar geçen yıl çözdüğümüz 27 bin 500 dosya var. Bunların yüzde 89’u bir günde ve bir günden daha az zamanda çözümlenmiş zamanda. Artık iş uyuşmazlıklarını kanunda en fazla 27 günde çözebileceğimizi açıklamış olduk. Bu yılda şu ana kadar bize ulaşan uyuşmazlıklardan 15 bin uyuşmazlığı olumlu bir şekilde sonuçlandırdık. Geçen yıl itibarıyla baktığımızda iş mahkemelerindeki ilk derece mahkemesindeki görülme süresi 542 gün. Şimdi arabuluculukta ise 28 gün içinde sorun çözülüyor. İkinci olarak baktığımızda arabuluculuk süreci ekonomik olarak da karşımıza çıkıyor. Çünkü arabuluculuk sonucunda iş veren dünyası davayı kaybettiğinde yargılama ücretleri, harç, karşı vekalet ücreti, diğer ücretlerle birlikte 1 ise 3 ödemek zorunda kalıyor davanın sonucunda. Oysa arabuluculuk bir yargılama olmadığı için sadece arabuluculuk ücreti dışında bir masrafı da olmadığı için daha ekonomik bir sistem olarak da iş verenimize hizmet vermektedir. Yine ticari dünya için arabuluculuğun en önemlisi de damga vergisinin getirdiği vergi muafiyetidir. Arabuluculuğun en önemli konusu da gizlilik olarak karşımıza çıkmakta. Ticaret için ticari sırların korunması, itibarları önemlidir. İşte arabuluculuk sisteminde konuşulanlar, bilgi, belgeler arabuluculuk sürecinde olan her şey arabuluculuk sürecinden sonra açıklanamaz. Bu bilgileri ortaya çıkan kişi 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılır" dedi.


Konuşmaların ardından tahkim ve arabuluculuk merkezinin açılışı yapıldı. Açılışın ardından protokol üyeleri merkezi gezerek, bilgi aldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul MediaMarkt ve TEGV’den 23 Nisan Çocuk Bayramı şenlikleri TEGV ile birlikte hayata geçirdiği “Eğitimle Daha İyiye” projesiyle çocukların eğitimini destekleyen MediaMarkt, 23 Nisan Çocuk Bayramı’nda da çeşitli etkinliklerde bulundu. 24 farklı okulda düzenlenen şenliklere destek veren MediaMarkt, çocukların eğlenceli anlar geçirmesini sağladı. “Eğitimle Daha İyiye” Projesiyle deprem bölgesindeki çocukların eğitimini destekleyen MediaMarkt, 23 Nisan’da da çocuklarla çeşitli etkinlikler gerçekleştirdi. MediaMarkt, Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı’nın (TEGV) 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı için Türkiye’nin farklı şehirlerindeki 24 okulda bulunan TEGV Ateşböceği Öğrenim Birimi tırlarında düzenlenen şenliklere destek sağladı. Ankara, Kahramanmaraş, Gaziantep, Diyarbakır, Hatay ve Malatya gibi Türkiye’nin farklı şehirlerinde 24 okulda etkinlik noktaları oluşturan TEGV Ateşböceği tırları, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda çeşitli oyunlar, yarışmalar ve dans gösterileriyle çocuklara şenlik coşkusu yaşattı. MediaMarkt Türkiye de etkinliklere verdiği destekle bu anlamlı günde çocukların bayram sevincini paylaştı. Ateşböcekleri çocuklara umut oluyor MediaMarkt, Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) iş birliğiyle hayata geçirdiği ‘Eğitimle Daha İyiye’ projesi kapsamında, çocukların yanında olmaya devam ediyor. MediaMarkt, bu projedeki her bir Ateşböceği tırıyla çocukların eğitimine ve kişisel gelişimine farklı yönlerden katkı sağlayarak, onların toplumsal başarıya ulaşmalarına yardımcı olmayı amaçlıyor. Marka, 4 yıl boyunca devam edecek proje ile her bir tır için yılda bin 500 öğrenci olmak üzere, toplam 24 bin çocuğa ulaşmayı hedefliyor. Çocukların çizdiği resimler Dijital Sergi’ye dönüştürüldü “Eğitimle Daha İyiye” projesi kapsamında Ateşböceği eğitim tırlarında yer alan çocuklar 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na özel duygularını resimleriyle ifade ettiler. Bu resimler de dijital sergiye dönüştürülerek MediaMarkt Türkiye’nin sosyal medya hesaplarından takipçilerle paylaşıldı.
Niğde Çocuk Korosu’ndan 23 Nisan’a özel şarkı Niğde Halk Eğitim Merkezi Çocuk Korosu; 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı için ’23 Nisan’ şarkısı hazırladı. Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü’nün ‘Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü, Geleceğimiz Olan Çocuklarımızla Buluşuyor’ teması ile ‘Minik Eller, Büyük Hayaller’ etkinliği çerçevesinde gerçekleştirilen projede 28 kişiden oluşan Çocuk Korosu, Koro Şefi Serdar Köşk eşliğinde 23 Nisan şarkısını ortaya çıkardı. Niğde Güzel Sanatlar Lisesi stüdyosunda kayıt altına alınan şarkının sözlerini okulun öğretmenlerinden Adem Korkmaz yazdı müziklerini ise Ersin Orhan ve Serdar Köşk yaptı. Çocukların ortaya çıkardığı eserle ilgili bilgi veren Koro Şefi Serdar Köşk; "Cumhuriyetimizin 100. yılında 23 Nisan coşkusuna bizim de bir katkımız olmasını istedik. Güzel Sanatlar Lisesi’nden edebiyat öğretmenimiz, Adem Korkmaz’ın sözlerini yazdığı, Ersin Orhan ve benim bestelediğimiz 23 Nisan şarkısını ortaya çıkardık. Bu eseri de stüdyomuza girip Niğde Halk Eğitim Merkezi Çocuk Korosu’yla seslendirdik. Video kayıtlarını, stüdyo kayıtlarını tamamladık. Yeni bir koroyuz, koroda 28 tane öğrencimiz var. Kasım ayından bu yana çalışmalarımızı devam ettiriyoruz" dedi. Koroda yer almanın çocuklara sağladığı katkılardan da söz eden Serdar Köşk; "Çocuk korosunda çocuklarımız cümle becerisinin gelişmesinin yanı sıra aynı zamanda ses eğitimi de alıyorlar. Bu kısa süreli yolda çok büyük başarı elde etmiş olduk. Bu projeyle de bu başarıyı taçlandırmış olduk" ifadelerine yer verdi. Niğde Milli Eğitim Müdürlüğü Halk Eğitim Merkezi Müdürü Orhan Çetin ise; "23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın yer aldığı 22-26 Nisan tarihleri arasında geleneksel sanatlar ve kültürel mirasımızın tanıtılması, öğrencilerle yeni ilgi alanları oluşturulması ve yeteneklerini keşfetmeleri amacıyla Hayat Boyu Öğrenme Kurumları, geleceğimiz olan çocuklarımızla buluşuyor temasıyla ‘Minik Eller, Büyük Hayaller’ adlı etkinlik gerçekleştirdik. Halk Eğitim Merkezimizdeki Çocuk Koromuz 23 Nisan şarkısını hocalarımızla birlikte besteleyip öğrencilerimiz söylediler. Emeği geçen herkese teşekkür ederim" şeklinde konuştu.