GENEL - 17 Kasım 2017 Cuma 16:21

Kocamaz’dan, ‘kent betonlaşıyor’ iddialarına yanıt: “Eskisinden çok daha fazla yeşil alan olacak”

A
A
A
Kocamaz’dan, ‘kent betonlaşıyor’ iddialarına yanıt: “Eskisinden çok daha fazla yeşil alan olacak”

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, yapılan yeni düzenlemelerle kentin giderek betonlaştığı yönündeki eleştirilere yanıt vererek, özellikle Adnan Menderes Bulvarı için hazırlattıkları projeyle Kültür Park’ta eskisinden daha fazla yeşil alan olacağını iddia etti.

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, yapılan yeni düzenlemelerle kentin giderek betonlaştığı yönündeki eleştirilere yanıt vererek, özellikle Adnan Menderes Bulvarı için hazırlattıkları projeyle Kültür Park’ta eskisinden daha fazla yeşil alan olacağını iddia etti. Kaldırım işgallerinin Mersin’in ayıbı olduğunu da söyleyen Kocamaz, ilçe belediye başkanlarıyla konuyu yeniden görüşme çağrısı yaptı.


Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi 2017 Yılı Kasım Ayı Toplantısı’nın ikinci birleşimi, Burhanettin Kocamaz başkanlığında Kongre ve Sergi Sarayı’nda yapıldı. Toplantıda, 42’si komisyon raporu, 10’u idare teklifi, biri de gündem dışı olmak üzere 52 madde görüşülerek karara bağlandı.


“Yapılan düzenlemelerde ciddi bir betonlaşma göze çarpıyor”


Meclis toplantısının sonunda partisi CHP adına söz alan Meclis Üyesi Akın Güneş, son dönemde Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı düzenlemelerde hem şehir merkezinde hem de Adnan Menderes Bulvarı üzerinde ciddi bir betonlaşmanın göze çarptığını belirtti. Kentte var olan yeşil alanların azaldığı yönünde ciddi eleştiriler olduğuna dikkat çeken Güneş, “Şehir merkezinde bu daha da fazla göze çarpıyor. Mersin’de ciddi bir betonlaşma var. Mersin’de şu anda kişi başına düşen yeşil alan miktarıyla ilgili bilgi vermenizi istiyoruz” dedi.


Güneş, Büyükşehir Belediyesi’nin yapmayı taahhüt ettiği Kasaplar Çarşısı ve Balık Pazarı ile ilgili çalışmaları da gündeme getirerek, esnafın bu düzenlemeyle ilgili bir beklentisi olduğunu dile getirip, son aşama konusunda Kocamaz’dan bilgi istedi.


“Eskisinden çok daha fazla yeşil alan olacak”


Başkan Kocamaz ise betonlaşma iddialarını kabul etmeyerek, “Bu işe nereden baktığınıza bağlı. Daha önce o sahilde yeşil alanların dışında işgal edilmiş alanlar oran olarak yüzde 14’tü. Şu anda bizim hazırlattığımız projeye göre, kanuna uygun ve yüzde 3’ü geçmeyecek şekilde. Belki ilk etapta öyle değerlendirenler olabilir ama şunu herkes bilsin ki, yeşil alan eskisinden çok daha fazla olacak. Merak eden bir teknik elemana bunu ölçtürebilir. Bu tür yerlerde koyduğunuz heykelin işgal ettiği alanı bile inşaat alanı sayıyorlar. Dolayısıyla şu anda bizim hazırlattığımız projede, belki denize doğru biraz genişleme olduğu için öyle bir görüntü algılanabilir ama şunu herkes bilsin ki, eskisinden daha fazla yeşil alan olacak” diye konuştu.


Kasaplar çarşısı ve Balık Pazarı’na muvafakat yazıları verilmediği için giremedik”


Kasaplar Çarşısı ve Balık Pazarı ile ilgili de bilgi veren Kocamaz, “Maalesef bu bölgedeki esnaf bize yazı vermedi. Bu işin yapılmasına yönelik muvafakat yazıları bize gelmediği için biz oraya giremedik. Bugün yazıyı toplasınlar, biz oraya hemen gireriz, çünkü projemiz hazır” ifadelerini kullandı.


Büyükşehir Belediyesi’nden bir yetkili de son bir aydır daha önce yazı vermeyen esnaftan da belediyeye talepler geldiğini ifade ederek, “Biz yazıları toplamaya başladık. Her parsel ve ada bazında yüzde 50’yi geçmemiz gerekiyor. Birkaç yer hariç yüzde 50’yi çoğu yerde geçtik. Bir Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nün bulunduğu bina var, orayla ilgili de Hazine ile görüşmelerimiz devam ediyor. 10-15 gün içinde tamamında yüzde 50’yi geçip, projeyle ilgili çalışmalara başlayacağız” şeklinde konuştu.


“Kaldırım işgalleri Mersin’in ayıbı”


AK Parti’li Meclis Üyesi Mustafa Turan ise kent merkezindeki kaldırım işgallerini gündeme getirdi. Son dönemde vatandaşların kaldırım işgalleri konusunda şikayetlerde bulunduklarını belirten Turan, bu konuda çalışma yapılmasını istedi.


Bunun üzerine konuşan Başkan Kocamaz, kaldırım işgallerinin kendilerini de rahatsız ettiğini söyledi. Toplantıda bulunan Büyükşehir Belediyesi Zabıta Dairesi Başkanı Mustafa Saçıkara’ya, başta Akdeniz Belediye zabıtası olmak üzere bütün ilçe belediyeleri ile çalışma yapmasını isteyen Kocamaz, şunları söyledi: “Bu işi çözelim. Gerçekten biz de rahatsızız. Biz göreve ilk geldiğimizde ilçe belediyelerinden pazar yerleri talep ettik ama olmadı. Yoksa biz bunların tamamını o pazarlarda toplayacaktık. Ya bize yer gösterin pazar yapalım ya da halihazır pazarların boş olduğu günleri bize tahsis edin dedik. Halen de bu sözümüzün arkasındayız. Böyle bir yer tahsis olursa bunu daha da geciktirmeden yılbaşından önce de çözebiliriz. Yeter ki, bize yer gösterilsin, tahsis yapılsın.”


Yenişehir Belediye Başkanı İbrahim Genç’in talebi üzerine de Kocamaz, tüm ilçe belediye başkanları ile konunun çözümüne yönelik toplantı yapmaya karar vererek, “Bu kaldırım işgali gerçekten Mersin’in ayıbı” dedi.


“Helikopter alımı için yurt dışı arayışına başladık”


Öte yandan, toplantıda Büyükşehir Belediyesi’nin 2015-2019 Yatırım ve Bütçe Planlarında yer alan helikopter alımına ilişkin, Başkan Kocamaz ile beraberindeki heyetin İngiltere ve Almanya’daki helikopter üretim tesislerini gezmek üzere yapacağı inceleme gezisi, oy birliğiyle kabul edildi.


Teklife göre, İngiltere’den gelen davet mektubu üzerine 28 Kasım-2 Aralık 2017 tarihleri arasında gerçekleştirilecek gezide, belediyenin ihtiyacına uygun helikopterin belirlenmesine çalışılacak.


Meclis toplantısının bitiminde konuya ilişkin İHA muhabirine konuşan Kocamaz, “Daha önce iki defa ihaleye çıktık, Türkiye’den katılan olmadı. Onun için şu anda yurt dışı arayışına başladık. Bu gezi de çok önceden alınmış bir karar zaten, yeni değil” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Malatya Deprem bölgesi Malatya’da inşaat sektörünün de gözü kulağı seçimlerde Asrın felaketinde yıkılan illerin başında yer alan Malatya’da inşaat sektörü de 31 Mart günü yapılacak yerel seçimlerin sonucunu bekliyor. Seçim sonrası inşaatlarda ciddi bir artışın yaşanması ile sektöründe canlanması bekleniyor. Deprem bölgelerinde inşaat sektöründe seçim sonrası ciddi hareketlilik bekleniyor. 53 bin 537 kişinin hayatını kaybettiği 6 Şubat depremlerinin ardından başta konut ihtiyacı olmak üzere depremzedelerin yaraları hızla sarılıyor. 11 ili kapsayan depremde ihtiyaç duyulan konut ve köy evlerinin yapımı ile bölgede inşaat sektöründe de ciddi bir istihdam ve konut ihtiyacında rahatlama olacağını dile getiren İnşaat Mühendisi Musa Karagöz, hükümetin depremzedeler için hazırladığı konutların inşaat sektöründe canlılığı seçimden sonra artıracağını söyledi. Sektörde yılbaşından bu yana yeni bir durgunluk yaşandığını belirten Karagöz, inşaat sektöründe durgunluğun nedenleri arasında fiyatların yükselmesi, krediye ulaşım zorluğu ve seçim ortamının bulunduğunu belirtti. İnşaat Mühendisi Karagöz, "Kredi sorununun giderilmesi ve yeni yapılan deprem konutları ile birlikte, yeni büyük projelerle güvenli ve yaşanabilir konutlar üretilmesi için adımların atılacağını şimdiden ön görebiliyoruz. Ülkemizde çok ciddi sayıda genç kuşak var. Onlar en kısa sürede kiradan kurtulup ev sahibi olmanın yollarını arıyor. Doğal olarak şu an gündem seçim ama seçim sonrası adımlar birer birer atılacak ve kısa sürede önemli yol alınacak. Buna inanıyoruz" diye konuştu.
Antalya Gebelik zehirlenmesinin görülebileceği 9 riskli grup Prof. Dr. Onur Erol gebelik zehirlenmesi konusunda bilinmesi gerekenleri ve görülebileceği 9 riskli grup hakkında bilgilendirme yaptı. Memorial Antalya Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Prof. Dr. Onur Erol gebelik zehirlenmesi hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı. Gebelik zehirlenmesi (pre-eklampsi), hamilelik sırasında ortaya çıkabilecek yüksek tansiyon (hipertansiyon) ile karakterize bir durum olduğunu kaydeden Erol, “Gebelikte yaklaşık yüzde 3-5 oranında görülmektedir. Gebelik zehirlenmesi yaşayan gebelerde yüksek tansiyon nedeniyle başka organlarda da hasar görülebilir. Genellikle 20. gebelik haftadan sonra başlayan gebelik zehirlenmesi için belirtilerin dikkatten kaçmaması ve kontrollerin aksatılmaması, anne ve bebek sağlığı açısından büyük önem taşımaktadır” dedi. “Tespit ve tedavi hayati önem taşıyor” Prof. Dr. Erol, “Gebelik zehirlenmesi daha önce tansiyon yüksekliği olmayan gebelerde, gebeliğin 20. haftasından sonra başlayan yüksek tansiyon ve buna bağlı olarak diğer organlarda hasara neden olabilen ciddi bir gebelik komplikasyonudur. Nadiren doğumdan sonraki ilk haftalarda da ortaya çıkabilir. Gebelik zehirlenmesi uygun zamanda tespit ve tedavi edilmezse anne ve bebekte ölümcül seyredebilecek gelişmelere neden olabilir” diye konuştu. “Neden geliştiği tam olarak bilinmiyor” Gebelerde gebelik zehirlenmesinin neden geliştiği tam olarak bilinmediğini kaydeden Erol, hastalığın, gebenin rahim duvarına yerleşik halde bulunan, gebelik boyunca bebeğe besinlerin ve oksijenin iletimini sağlayan plasentadan kaynaklı olduğu düşünüldüğünü söyledi. Erol, “Gebenin rahim duvarına yerleşmiş olan plasentanın ve rahim duvarının damar yapısında çeşitli nedenlerle oluşan anormallikler ve buna bağlı olarak kan akımındaki bozukluklar nedeniyle gelişmektedir” dedi. “Yüksek risk grubunda olanların dikkat etmesi gerekiyor” “Önceki gebeliklerde gebelik zehirlenmesi geçiren hamilelerde tekrarlama riski yüksektir” diyen Erol, “Çoğul gebelik (ikiz, üçüz), kronik hipertansiyon, böbrek hastalıkları, diyabet, sistemik lupus eritematozus gibi oto-immun hastalıklara sahip olanlar yüksek risk grubundadır” ifadelerine yer verdi. Gebelik zehirlenmesi için diğer risk faktörlerinin, ilk gebelik, obezite, ailede gebelik zehirlenmesi öyküsü bulunması, tüp bebek gebelikleri, siyah ırk, düşük gelir düzeyine sahip olanlarda görülme oranı diğer gebelere göre daha yüksek olduğuna dikkati çeken Erol, belirtiler hakkında da şunları söyledi: “Başlangıçta gebenin belirgin bir şikayeti olmayabilir. Rutin gebelik kontrolü sırasında tansiyon yüksekliği ya da diğer organların hasarına ait idrarda protein kaçağı, böbrek fonksiyon testlerinde bozulma, trombosit sayısında azalma, karaciğer enzim yüksekliği gibi bazı laboratuvar bulguları saptanabilir. Bunların dışında ciddi baş ağrısı, bulanık görme, görme alanında uçuşmalar, ışık hassasiyeti gibi görme problemleri, ciddi karın ağrısı, bulantı-kusma, akciğer ödemi geliştiği durumlarda nefes darlığı, ani gelişen özellikle yüz ve ellerdeki ödem ve buna bağlı kilo artışı gebelik zehirlenmesi belirtileri olabilir.” Prof. Dr. Erol, preeklamptik gebelerin genelde hastanede takibi önerildiğini ancak nadiren hafif preeklampsi mevcutsa hastanın acil durumları fark edip edemeyeceğine, hastaneye ulaşma süresine göre yatış yapılmadan yakın takip de yapılabileceğine işaret etti. Sıkı tansiyon takibinin mutlaka gerekli olduğunu vurgulayan Erol, “Gerekli durumlarda antihipertansif ilaçlar başlanır. Bebeğin akciğer gelişimi için anneye steroid enjeksiyonu yapılması gerekebilir. Bazı durumlarda annede nöbet gelişimini önlemek ve bebeği prematüritenin bazı olumsuz sonuçlarından korumak için anneye magnezyum tedavisi başlanabilir” diye konuştu. “Bebeğin hareketli olması önemli” Erol, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Gerekli kan testleri ve idrardaki protein oranı hastalığın ağırlığına, gebelik haftasına göre uygun aralıklarla takip edilir. Bebeğin iyilik hali, büyüme takibi, kan akımları ve amniyon sıvısı miktarı ultrasonografi ile takip edilir. Ayrıca bebeğin iyilik hali uygun gebelik haftasında NST (non stres test) ile de yakından takip edilir. Preeklamptik annenin bebek hareketlerini takip etmesi de önemlidir. Bebeğin hareketli olması fetal iyilik halinin bir göstergesidir.” “Asıl tedavisi doğum” Son olarak preeklampsinin asıl tedavisinin doğum olduğunu belirten Prof. Dr. Onur Erol, “Hafif preeklampsi belirtileri mevcutsa bebeğin doğması için uygun zamana kadar anne ve bebeğin iyilik hali gözetilerek uygun tedavilere ve yakın takibe devam edilir. Genellikle hafif gebelik zehirlenmelerinde 37. gebelik haftasına kadar bekleme ihtimali yüksekken, ağır preeklampsi durumunda erken doğum yaptırılması gerekebilir. Doğum şekline hastalığın ağırlığına, gebelik haftasına, anne ve bebeğin durumuna göre karar verilir” dedi.
İstanbul Kartal Belediyesi’nden ilçedeki okullara içme suyu istasyonları Kartal Belediyesi ve Kartal Kent Konseyi iş birliği ile ilçedeki eğitim kurumlarına yönelik önemli bir projeye imza atıldı. "Temiz Su İstasyonları Projesi" adını taşıyan girişimle, öğrencilerin temiz ve sağlıklı içme suyuna erişimleri kolaylaştırılarak, ilçedeki okullara modern su istasyonları kuruluyor. Kartal Belediyesi ve Kartal Kent Konseyi’nin birlikte gerçekleştirdiği proje, öğrencilere gün boyunca temiz ve taze su sağlayarak, su içme alışkanlıklarını destekliyor. Ayrıca, plastik şişe tüketimini azaltarak çevre dostu bir yaklaşımı destekliyor. Projenin hayata geçirilmesiyle, ilçedeki eğitim kurumlarında içilebilir temiz su ihtiyacının karşılanması sağlanırken, öğrencilerin daha sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemeleri hedefleniyor. Kartal Belediyesi ve Kent Konseyi, benzer nitelikteki projelerle ilçenin sosyal ve çevresel kalkınmasına katkıda bulunmaya devam edecek. Başkan Gökhan Yüksel’den, ‘sağlıklı yaşam’ vurgusu Kartal Belediye Başkanı Gökhan Yüksel, Kartal Kent Konseyi Başkanı Avukat Türkan Kurtulmaz Öztürk ile beraber su istasyonları kurulan okulları ziyaret etti. Öğrencilerin yoğun ilgi ve sevgisiyle karşılaşan Başkan Yüksel, onlarla sohbet etti ve Temiz Su İstasyonu’nu tanıttı. Başkan Yüksel, su istasyonları projesinin Kartal’daki tüm okullara yayılacağını ifade ederek; öğrencilerin sağlıklı yaşam alışkanlıklarını desteklemek ve çevre bilincini artırmak amacıyla bu adımı attıklarını belirtti. Aynı zamanda, Kent Konseyi’nin projeye sağladığı destekle, iş birliği ve toplumsal sorumluluk bilincinin önemine vurgu yaparak, “Bugün burada sizlerle birlikte, Kartal Belediyesi ve Kartal Kent Konseyi olarak gerçekleştirdiğimiz önemli bir projeyi paylaşmak için bulunuyorum. ‘Temiz Su İstasyonları Projesi’ adını taşıyan bu girişim, siz değerli öğrencilerimizin sağlıklı bir yaşam sürmelerine ve çevre duyarlılığı kazanmalarına katkı sağlamak amacıyla başladı. Eğitim kurumlarımızın içme suyu ihtiyacını karşılamak ve öğrencilerimize temiz içme suyu sunmak için ilçemizde modern su istasyonları kuruyoruz. Bu istasyonlar, sizin günlük su tüketiminizi desteklemekle kalmayacak, aynı zamanda plastik şişe kullanımını azaltarak çevre dostu bir yaklaşımı da temsil edecektir" dedi. "Sağlıklı bir yaşam tarzını teşvik etmeyi amaçlıyoruz" Başkan Yüksel, "Çocuklarımızın sağlıklı büyümelerini ve gelişmelerini desteklemek, onlara sağlıklı yaşam alışkanlıkları kazandırmak bizim için son derece önemli. Bu nedenle, Temiz Su İstasyonları Projesi ile öğrencilerimizin su içme alışkanlıklarını olumlu yönde etkilemeyi ve sağlıklı bir yaşam tarzını teşvik etmeyi amaçlıyoruz. Aynı zamanda, bu proje çerçevesinde plastik atıkların azaltılması ve çevre kirliliğinin önlenmesi gibi önemli bir çevresel hedefi de destekliyoruz. Sizlerin de desteğiyle, çevreye duyarlı bir nesil yetiştirmeyi ve gelecek kuşaklara temiz bir çevre bırakmayı hedefliyoruz. Sevgili öğrenciler, sağlıklı yaşam ve çevre bilinci konusunda sizlere büyük görevler düşmektedir. Bu projenin hayata geçirilmesiyle birlikte sizlerin de su tüketim alışkanlıklarınızı gözden geçirmenizi ve çevre dostu davranışlar sergilemenizi bekliyoruz” ifadelerini kullandı. (EK-