YEREL HABERLER - 20 Temmuz 2017 Perşembe 15:46

MEÜ’de "Tarihte Darbeler ve Etkileri" paneli

A
A
A
MEÜ’de "Tarihte Darbeler ve Etkileri" paneli

Mersin Üniversitesi (MEÜ) tarafından düzenlenen ‘15 Temmuz Demokrasi Haftası’ programı kapsamında ‘Tarihte Darbeler ve Etkileri’ başlıklı panel gerçekleştirildi.

Mersin Üniversitesi (MEÜ) tarafından düzenlenen ‘15 Temmuz Demokrasi Haftası’ programı kapsamında ‘Tarihte Darbeler ve Etkileri’ başlıklı panel gerçekleştirildi.


Prof. Dr. Uğur Oral Kültür Merkezi’nde gerçekleşen panele, Üniversitelerarası Kurul Başkanı ve MEÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Çamsarı, rektör yardımcıları Prof. Dr. Ali Kaya, Prof. Dr. Hakan Arslan ve Prof. Dr. Mehmet İsmail Yağcı, Genel Sekreter Vedat Güngör, rektör danışmanları Doç. Dr. Erol Yaşar ve Yrd. Doç. Dr. Berat Barış Buldum ile çok sayıda akademik ve idari personel katıldı. Panelin konuşmacıları, Fen-Edebiyat Fakültesi öğretim elemanları Prof. Dr. Şerife Yorulmaz, araştırma görevlisi Dr. Filiz Yaşar Keskin ve Okt. Şekip Alpsoy oldu. ‘İktidarı Ele Geçirme Yöntemi Olarak Darbenin Kısa Tarihi’ konusunda bilgi aktaran Prof. Dr. Şerife Yorulmaz, "Darbe, siyasal anlamda, iktidara zorla el koymak veya siyasal rejimi zorla değiştirmek anlamına gelir. Ordu tarafından yapılırsa askeri darbe olur. Sivil kökenli bir siyasal hareket veya bir siyasal parti tarafından yapılırsa sivil darbe olur. Her başarılı darbe, kendi hukukunu ve dolayısıyla kendi meşruiyetini kendisi oluşturur. Her başarısız darbe girişimi, yıkmaya çalıştığı düzen tarafından gayri meşru ilan edilir ve cezalandırılır" dedi.


Tarihte yaşanan darbelerin nedenleri ve etkileri üzerinde duran Yorulmaz, “Yaklaşık 40 yıl sürdüğü belirtilen bu sürecin sonunda, 15 temmuz 2016’da darbede kullanılmak amacıyla orduya sızılmış ve darbe girişiminde emir-komuta ilişkisi bozulmuştur. FETÖ’cü olmayan TSK’lılar darbeye karşı çıkmış, mücadele etmiş, çatışmalar yaşanmıştır. Ömer Halis Demir ve komutanı bu durumun sembolü olmuştur” şeklinde konuştu.


‘Türk Siyasal Hayatında Darbeler ve Askeri Vesayet: 27 Mayıs 1960 Darbesi’ hakkında konuşan Dr. Filiz Yaşar Keskin de darbelerin, Türkiye’nin siyasal hayatını önemli bir biçimde etkilediğini ve yakın dönem tarihine damga vurduğunu kaydetti. Keskin, "Cumhuriyetimizin kuruluşundan bu yana, ülkemizde demokrasileşme sürecini kesintiye uğratan birçok antidemokratik uygulama olmuştur. Baskı kurarak, zor kullanarak ya da başka hukuk dışı yollarla millet iradesine dayalı hükümetleri devirmek isteyenler, demokrasimizin tarihine birer kara leke olarak geçmiştir. 1960 yılında yaşanan darbe sonrasında kurulan Milli Birlik Komitesi (MBK), içlerinde 235 generalin de olduğu 4 bini aşkın subayı emekliye ayırdı. Ardından 147 öğretim üyesi üniversiteden uzaklaştırıldı. Buna ek olarak 520 hakim ve yargıç görevden alındı. İçlerinde Cumhurbaşkanı ve başbakanın da bulunduğu 15 kişiye idam kararı verildi. MBK, Başbakan Adnan Menderes’in, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu’nun ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan’ın idamını onayladı” ifadelerini kullandı.


Okt. Şekip Alpsoy ise ‘12 Eylül 1980 Darbesi ve Türkiye’ye Etkileri’ başlıklı konuşmasında darbenin siyasi istikrarsızlık, siyasetin ve siyasetçinin çözüm üretememesi, sağ-sol terörü, ekonomik bunalım gibi nedenleri olduğunun altını çizdi. Alpsoy, "Genelkurmay başkanı Orgeneral Kenan Evren, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Nurettin Ersin, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Tahsin Şahinkaya, Deniz Kuvvetleri Komutanı Nejat Tümer ve Jandarma Genel Komutanı Sedat Cilasun’dan oluşan Milli Güvenlik Konseyi (MGK) ülke yönetimine el koydu. TBMM kapatıldı, hükümetin, siyasi partilerin ve sendikaların görevi sona erdi. MGK tarafından hazırlatılan Anayasa 6 Kasım 1982’de halkoyuna sunuldu. Halk bu anayasaya yüzde 91.27 evet, yüzde 8.63 hayır oyu verdi. Yeni anayasa ile Kenan Evren Cumhurbaşkanı oldu. Cumhurbaşkanı’nın yetkileri arttırıldı. Anayasanın başlangıç bölümü ile darbe meşrulaştırıldı. Anayasanın geçici 15. maddesi ile darbecilerin yaptıkları anayasaya uygun hale getirildi" dedi.


Alpsoy, darbenin sonuçlarında merkezileştirici, kısıtlayıcı bir yönetim sistemi oluşturulduğunu, ordunun ülke yönetimindeki baskısının devam ettiğini ve tek tip ve düşüncede insan yetiştirmek için eğitim sistemi düzenlendiğini kaydetti. Alpsoy ayrıca darbeyle üretmeden tüketen bir ülke konumuna gelindiğini, getirilen düzenlemelerle toplum depolitize edildiğini, Atatürk ve Atatürkçülük’ün anlamından ve amaçlarından uzaklaştırıldığını vurguladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya 15 metrelik uçurumdan uçtular, hayatlarını ağaç kurtardı Antalya’da yaklaşık 15 metrelik yükseklikten uçarak bir ağacın üzerine düşen otomobildeki karı koca emekli öğretmen, itfaiye ekiplerinin film gibi operasyonuyla kurtarıldı. Kaza, saat 19.30 sıralarında Kepez ilçesi Antalya Bulvarı üzerindeki seyir terası olarak bilinen noktada yaşandı. Alınan bilgiye göre, Hasan T. (68) idaresindeki 60 HF 563 plakalı otomobil, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu önce demir bariyerlere çarptı ardından yaklaşık 15 metre yükseklikteki uçurumdan bir ağacın üzerine oradan da toprak zemine düştü. Kazayı gören vatandaşlar, araçta bulunan sürücü ile eşi Gülseren T.’yi (68) araçtan çıkardılar. Durumun 112 Acil Çağrı Merkezine bildirilmesinin ardından olay yerine itfaiye, sağlık ekipleri ve polis sevk edildi. Hastanede tedavi altına alındılar Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, kaşık sedyeye alıp halat yardımıyla yukarı çıkardı. Çifi, ambulansla kaldırıldıkları Antalya Şehir Hastanesinde tedavi altına alındı. Çiftin bilinçlerinin yerinde olduğu öğrenildi. Hurdaya dönen araç ise vinç yardımıyla bulunduğu noktadan alındı. "Ağaç olmasaydı muhtemelen ölürlerdi" Kazanın görgü tanıklarından Burak Ürün, "Araba fren sıkarken aşağıya uçtuğunu gördüm. O anda yardıma gidip yaralıları çıkarmaya çalıştım. O ağaç olmasaydı araba aşağı yuvarlanacaktı. Ağaç sayesinde kurtuldular" dedi. Yaralı çifti araçtan çıkarmaya yardım eden bir vatandaş da, "Teyzeyle amcayı çıkardık sonrasında ambulans ekibi ile itfaiye ekibi geldi. Sedye ile buradan çıkarmak 2,5 saat sürdü. 5 metre ileriden uçmuş olsalardı muhtemelen ölürlerdi. Çünkü onları kurtaran ağaç oldu" diye konuştu.
İstanbul Ersin Destanoğlu: “Serdar Hoca bu kulübün DNA’sını çok iyi biliyor” Beşiktaş’ın tecrübeli kalecisi Ersin Destanoğlu, daha iyi sonuçlar almak için çalışmaya devam edeceklerini dile getirerek, “Serdar Hoca bu kulübün DNA’sını çok iyi biliyor” dedi. Trendyol Süper Lig’in 33. haftasında Beşiktaş, sahasında karşılaştığı MKE Ankaragücü’nü 2-0 mağlup etti. Siyah-beyazlılarda sakatlığı bulunan Mert Günok’un yerine 11’de sahaya çıkan Ersin Destanoğlu, maçın ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. İyi bir futbolla galip geldikleri için mutlu olduğunu dile getiren Destanoğlu, “Bizim için güzel bir akşamdı. Tempolu, coşkulu güzel bir maç oynadık. Kazandığımız için mutluyuz. Önümüzde önemli bir kupa maçı var. Bugünkü maç bizi o maça da bira hazırladı. Rakibimizi de daha iyi tanıdık. Moral motivasyonumuzu yukarı çekerek daha iyi sonuçlar almak için elimizden geleni yapacağız” diye konuştu. Uzun süre sonra kazandıklarına değinen siyah-beyazlı takımın kalecisi, “Taraftarlarımız 5 maçlık serüvende bizden galibiyet bekliyordu. Biz de Serdar Hoca’yla birlikte içerideki moral ve motivasyonu sahaya yansıtıp taraftarlarımızı galibiyetle buradan uğurladığımız için mutluyuz” ifadelerini kullandı. “Serdar Hoca bu kulübün DNA’sını çok iyi biliyor” Serdar Topraktepe’nin takımla bağını hiç kopartmadığını vurgulayan Ersin Destanoğlu, "Öncelikle Santos Hoca’ya teşekkür ederim. Buraya geldi ve takımı yukarı çıkartabilmek için elinden geleni yaptı. Serdar Hoca bu kulübün DNA’sını çok iyi bilen, oyuncularla iyi diyaloğu olan bir hocaydı. Bizimle hep irtibat halindeydi. Bugün için sahada neler yapmamız gerektiğini söyledi. Biz de çıkıp oynadık” diyerek sözlerini tamamladı.