GENEL - 12 Aralık 2017 Salı 12:44

(Özel Haber) Çamsarı: “URAP’ta, 185 üniversite arasında 29’uncuyuz. Hedefimiz çok daha üstler”

A
A
A
(Özel Haber) Çamsarı: “URAP’ta, 185 üniversite arasında 29’uncuyuz. Hedefimiz çok daha üstler”

Mersin Üniversitesi (MEÜ) Rektörü Prof.

Mersin Üniversitesi (MEÜ) Rektörü Prof. Dr. Ahmet Çamsarı, Mersin Üniversitesi’nin URAP sıralamasında şu anda Türkiye’deki 185 üniversite arasında 29’un sırada yer aldığını belirterek, “29’unculuk bizim için yeterli değil. Henüz genç bir üniversite olmamıza rağmen bu sıra kötü değil ama biz çok daha üstleri hedefliyoruz” dedi.


MEÜ Rektörü Çamsarı, üniversitenin eğitimleri, projeleri, bilimsel yayın ve atıfları ile Türkiye genelinde bulunduğu noktayı İHA muhabirine değerlendirdi. MEÜ’nün, il genelinde 50 bin 800 civarında öğrencisi, 740’a yakın öğretim üyesi ve çalışanlarla beraber 55 bin kişilik bir aile olduğunu ifade eden Çamsarı, “Biz MEÜ olarak, URAP sıralamasında 29’uncuyuz. Biz geldikten sonra revizyon yaptık, gerçek istatistikler almaya çalıştık ve verdiğimiz istatistiklerin doğruluğu konusunda da özellikle dikkat ediyoruz. 29’unculuk bizim için yeterli değil. Türkiye’de 185 üniversite var. Biz, henüz daha genç bir üniversite olduğumuz için kötü bir sıra değil ama biz çok daha üstleri hedefliyoruz. Bizimle birlikte kurulan üniversiteler var, onların sıralamasına baktığımızda çok üstteyiz. Nüfuslarımız da yakın birbirine” diye konuştu.


“Gelişmişlik açısından yüksek lisans-ön lisans oranı önemli”


Bu sıralamayı etkileyen faktörlerden birinin, ön lisanstaki yığılmalar olduğuna işaret eden Çamsarı, MEÜ gibi Anadolu üniversitelerinde bir ön lisans yığılımı olduğunu söyledi. Çamsarı, “Meslek yüksekokullarına bir yığılma var. Bu durum ilçelere okul açmaktan da kaynaklanıyor. Merkezde zaten 2-3 tane açıldığında doygunluğa ulaşılıyor. Bu oranı o bozuyor aslında. Yüksek lisans, doktora öğrencisine lisans-ön lisans öğrenci oranı gelişmişlik açısından önemli. İlçelerde okul olduğunda bu oran bozuluyor” ifadelerini kullandı.


“Ara eleman yetiştirmek bizim için önemli”


Meslek yüksekokullarının bu anlamda kendilerine bir eksisi olmasına rağmen, artılarının da çok fazla olduğunu vurgulayan Çamsarı, “Biz bunun farkındayız. Onun için ara eleman yetiştirmek bizim için önemli. Bundan dolayı okullara dokunmak gibi bir niyetimiz yok. Ama lisans öğrencisinde genişlemeyi, daha fazla artırmayı düşünmüyorum. Ön lisanstan da fizibilite yapıp gerçekten gerekli olan bölümleri tutarak, gerekirse öğrenci sayısında azaltmaya da gidebiliriz. Yüksek lisans, doktora için de ortak programları tekrar araştırıyoruz, başka üniversitelerle ortak da olabilir. O sayıyı da öyle destekleyerek bu oranı daha da yükseltmeye çalışacağız” şeklinde konuştu.


Proje açısından Kalkınma Bakanlığı’nda birinci olduklarını, bunda Bakan Lütfi Elvan’ın çok büyük desteğinin de etkisi bulunduğunu dile getiren Çamsarı, ayrıca bu yıl Avrupa Birliği (AB) ve TÜBİTAK projeleri de aldıklarını söyleyerek, şöyle devam etti: “Önemli bir şey daha, biz TÜBİTAK’ın desteklediği 10 teknoloji ofisinden biriydik. Bu yıl TÜBİTAK, bu 10 teknoloji ofisinden 4’ünü desteklenmeye değer buldu. Bu 4’ten biri de biziz yine, ilk dörde girmiş olduk. Bu yıl yine ülke çapında Teknopark’ta 5’inci olduk, bu da önemli. Yani sadece yayın, atıf açısından URAP sıralaması değil, bunlar da gelişmişlikte önemli.”


“OSB’deki işadamlarımızı Teknopark’a davet ediyoruz”


Teknoloji Transfer Ofisi (TTO) ve Teknopark konusundaki çalışmalarını da değerlendiren Çamsarı, “TTO ve teknopark dediğinizde şunu diyebilirim; demek ki sanayi işbirliğinde yol almışız, daha da alabiliriz. Biz il olarak ar-ge’lerimizi buraya getirebilirsek çok daha fazla yol alırız. Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) fabrikası olan işadamlarımızın teknoparka ilgi göstermesi lazım. Bu ilgi sadece teknoparkın iyiliği için değil, kendileri için de önemli. Teknopark’ta bir ar-ge ortamı, ekosistem var ve vergi avantajları var. Her konuda danışmanlık alabilecekleri hocaları var. Bu konuda onları davet ediyoruz. Orada bir ekibimiz var. İster davet ederler onlar gider, ister kendileri gelir biz ağırlarız. Teknoparkımızda ilimizi daha aktif görmek istiyoruz. Çünkü burada sadece dışarıdan gelen firmalar değil, yaklaşık 80 firmamız var, bir çok hocamızın kurduğu firma var. OSB’de dışarıdan da çok büyük firmalar var. Ar-ge’lerinin en azından bir kısmını buraya alırlarsa hem kendileri açısından hem de üniversitemiz açısından ciddi bir işbirliği olur. Çok yol alırız.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Naci Görür: "Çağdaş toplumlarının yaptığı gibi depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorundayız" Hatay’ın İskenderun ilçesinde söyleşiye katılan jeolog ve deprem bilimci Prof. Dr. Naci Görür, depreme dirençli yerleşim alanların oluşturulması gerektiğine dikkat çekti. Prof. Dr. Naci Görür, depremin vurduğu Hatay’ın İskenderun ilçesinde vatandaşlarla bir araya geldi. Görür, İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası tarafından düzenlenen ‘İskenderun’un Depremselliği ve Deprem Dirençli İskenderun’ söyleyişine katıldı. Türkiye’de 13,6 milyon önce deprem mekanizmaların oluştuğunu ifade eden Prof. Dr. Görür, depremleri durdurmanın mümkün olmadığını, toplum olarak depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorunda olduğunu söyledi. “Her depremde de 10 bin ve 50 bin insanı dün olduğu gibi toprağa veremeyiz" Deprem mekanizmasının Türkiye’de 13,6 milyon önce oluştuğunu söyleyen Prof. Dr. Görür, “Bizim ülkemizde bu faylar 13,6 milyon seneden beri deprem oluşturmaya devam ediyor. Biz depremleri durduramayız, bu mümkün değil çünkü bu mümkün değil. Her depremde de 10 bin ve 50 bin insanı, dün olduğu gibi toprağa veremeyiz. O halde yapılacak bir şey bilgi, aydın ve çağdaş toplumlarının yaptığı gibi depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorundayız. Bunları yaparsak deprem sorununu büyük ölçüde hallederiz” dedi. “İskenderun tarafına gelen kıta biraz büküldüğü ve eğildiğinde o bölgenin belli ölçüde gömülmesi ve batması anlamına geliyor” Deprem sonrası İskenderun sahilindeki çökme konusuna değinen Prof. Dr. Görür, “İskenderun’da bazı yerler çökmüş ve batıyor. Neden batıyor konusu fayla ilgili bir durumdur. Bin yıl önce Bingöl ilinin Karlıova’dan gelen doğu fayı, yanal hareket ederken İskenderun’daki fay biraz eğiliyor. İskenderun tarafına gelen kıta biraz bükülüyor ve eğiliyor. O kısımda bir duvar ve diklik oluşturuyor. Burada düşey atılım meydana geliyor ve fay niteliği doğuruyor ve batıyor. Bu nedenle de bir bölgenin belli ölçüde gömülmesi ve batması anlamına geliyor. Deniz seviyesinin göreceli olarak işlenmesi anlamına gelir” ifadelerini kullandı. İskenderun ilçesinde düzenlenen ’İskenderun’un Depremselliği ve Deprem Dirençli İskenderun’ temalı konferansa yer bilimci Naci Görür’ün yanı sıra; İskenderun İlçe Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek, İskenderun Belediye Başkanı Mehmet Dönmez, Belen İlçe Belediye Başkanı İbrahim Gül ve İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Levent Hakkı Yılmaz katıldı.
İstanbul Sadettin Saran: "Göreve gelirsek Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız" Fenerbahçe Başkan Adayı Sadettin Saran, 48 saat içinde 500 imza toplayabildiklerini belirterek, "Göreve gelirsek ne sabır ne de süre istiyoruz. Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız" dedi. Fenerbahçe Başkanlığına adaylığını açıklayan İş İnsanı Sadettin Saran, Faruk Ilgaz Tesisleri’nde düzenlediği lansmansa kongre üyeleriyle bir araya geldi. Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu eski Başkanı Vefa Küçük de toplantı da yer alarak Saran’a destek verdi. Fenerbahçe’yi şampiyon yapmak için çalışacaklarını aktaran Saran, adaylık süreci ile ilgili bilgiler vererek, "Kasım ayında Ali Koç ile buluştum. Maddi manevi çok büyük emek verdiniz, bu işi öğrendin, devam edeceksen biz arkandayız ancak devam etmeyecekseniz biz bu işi çok iyi yaparız ve göreve talibiz dedim. O da, ’Çok iyi yapacağına ben de inanıyorum’ dedi. Kulüp bilançolarına, defterlere bakmamız için resmi olarak aday olmamız gerekiyordu. Takım şampiyonluğa gidiyor, kongre sürecine de sokmak istemiyoruz ama madem öyle dedik 48 saatte büyük teveccühle 500 imzayı topladık. Bunun için de çok teşekkür ediyoruz. Göreve gelirsek ne sabır ne de süre istiyoruz. Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız. Hem saha içinde hem saha dışında mücadele ediyoruz. Oyuncularımıza uzanan elleri kırmasını biliriz" ifadelerini kullandı. "Fenerbahçe hepimizindir" Fenerbahçe için birlik beraberlik mesajı beren 59 yaşındaki iş insanı, "Fenerbahçe hiçbir şahsa ait değildir. Fenerbahçe sizindir Fenerbahçe bizimdir. Fenerbahçe hepimizindir" diyerek sözlerini noktaladı. Saran’ın konuşmasının ardından Kongre Üyeleri yoğun alkışlarla destek verdi.