EKONOMİ - 24 Temmuz 2017 Pazartesi 09:15

(Özel Haber) Dünyaya makarnayı Türkiye yediriyor

A
A
A
(Özel Haber) Dünyaya makarnayı Türkiye yediriyor

Türkiye Makarna Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Külahçıoğlu, İtalya’dan sonra dünyanın ikinci büyük makarna ihracatçısı olan Türkiye’nin, yakaladığı kalite ve çeşitle hedef büyütmeye devam ettiğini söyledi.

Türkiye Makarna Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Külahçıoğlu, İtalya’dan sonra dünyanın ikinci büyük makarna ihracatçısı olan Türkiye’nin, yakaladığı kalite ve çeşitle hedef büyütmeye devam ettiğini söyledi. Bu yıl ihracatta ilk 6 ayda yüzde 22 artış sağladıklarını belirten Külahçıoğlu, yıl sonu ihracat hedeflerinin 1 milyon ton olduğunu bildirdi.


Türk makarna sektörü, son yıllarda kaliteli üretim, çeşit ve ihracatta yakaladığı yükseliş trendini bu yıl da sürdürüyor. Önüne bu yıl için ‘1 milyon ton ihracat’ gibi dev bir hedef koyan sektör, psikolojik eşik olarak gördüğü 700 milyon dolarlık bu hedefi gerçekleştirmesinin ardından da ihracat payını 1 milyar dolara çıkarmaya kilitlenecek.



“Dünyanın ikinci büyük ihracatçısıyız”


Türkiye Makarna Sanayicileri Derneği Başkanı Külahçıoğlu, makarna sektörünün son yıllardaki gelişimini ve Türkiye’nin sıçrayarak ilerlediği dünya pazarını İHA muhabirine değerlendirdi. Türkiye’nin, makarnalık durum buğdayı üretiminde dünyada 4’üncü sırada yer aldığını ve kaliteli bir üretimi olduğunu vurgulayan Külahçıoğlu, “Makarna üretimi açısından son 10 yılda özellikle çok hızlı bir ivme içerisindeyiz. İtalya’dan sonra şu anda ikinci büyük ihracatçı durumundayız. Dünyada 154 ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz. Bu çok önemli; pazar çeşitliliğimiz ve dünyaya Türk makarnasını tanıtma anlamında önemli bir başarıya imza attı sektör” dedi.



“İç tüketimde 8,5 kiloyla en yüksek değerimize ulaştık”


İç tüketimde de gerek derneğin yaptığı çalışmalar gerekse insanların artık sağlıklı tüketimle ilgili bilinçleri arttıkça makarna tüketiminin giderek arttığına dikkat çeken Külahçıoğlu, “Geçen yıl kişi başı 8,5 kiloyla en yüksek değerimize ulaştık ve dünya sıralamasında da 19’uncu sıradan 10’uncu sıraya kadar yükseldik. Büyük bir sıçrama oldu. Bunda sektörün kabuk değiştirmesinin etkisi büyük oldu. Son yıllarda tüm arkadaşlarımız yatırımlarını, teknolojilerini yenilediler, kapasitelerini artırdılar. Bu da makarna kalitesine ve çeşitliliğine yansıdı. Yeni yatırımlarla farklı çeşitteki makarnalar artık Türkiye’de üretiliyor. Daha kaliteli üretim yapabiliyoruz. Teknolojilerin hepsi hemen hemen yenilendi. Dolayısıyla gerek dünya pazarlarındaki rekabet açısından önümüz açılmış oldu gerekse iç tüketimde daha güzel, daha kaliteli ürünler sunabilir hale geldik. Aynı şekilde durum buğdayındaki Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın almış olduğu Toprak Mahsulleri Ofisi’nin alım politikasına etkisiyle başarı hep birlikte geliyor” diye konuştu.



“Hedef pazarlarımız Hindistan ve Çin’de yakaladığımız çok ciddi artışlarla ilk 6 ayda ihracatımız yüzde 22 arttı”


Türkiye’nin yıllık makarna üretimi ve ihracatına ilişkin bilgiler de veren Külahçıoğlu, 2016 yılında toplam makarna ihracatının 831 bin tona ulaştığını, iç tüketimin ise 650 bin ton olarak gerçekleştiğini söyledi. Makarna üretiminde geçen yıl toplamda 1,5 milyon tonu geçtikleri bilgisini veren Külahçıoğlu, “Üretim kapasitemiz bunları karşılamaya yeterli, halen de yeni yatırımlar gerçekleşiyor. Bu anlamda büyümenin önü açık. Nitekim 2017 yılının ilk 6 ayında ihracattaki artış devam etti. Özellikle hedef pazarlarımız Hindistan ve Çin’de çok ciddi artışlarımız var. 2017’nin ilk 4 ayında Çin’e yaptığımız ihracat yüzde 43, Hindistan’a ihracatımız ise yüzde 59 arttı. Bu iki hedef pazarımızdaki artış, genel başarımızda da etkili oldu” ifadelerini kullandı.



“Hedefimiz; 1 milyon ton ihracat, 1 milyar dolarlık pay”


Makarna sektörünün bu yılın ilk 4 ayında 320 bin ton, ilk 6 ayında da yaklaşık 500 bin ton ihracat gerçekleştirdiğine işaret eden Külahçıoğlu, ihracatta ilk 6 aydaki artışın yaklaşık yüzde 22 olduğunu belirtti. Makarna sektörü olarak yıl başında kendilerine bir ihracat hedefi belirlediklerini kaydeden Külahçıoğlu, şöyle devam etti:


“İlk 6 ayda yüzde 22 artışı yakaladık. Bu da yıl başında koyduğumuz hedefe ulaşacağımızı gösteriyor. Bu yıl 1 milyon ton ihracat hedefimiz var. Sektör olarak bunu gerçekleştirmek için yoğun bir çalışma içerisindeyiz. İhracat hedefimizin parasal karşılığı yaklaşık 700 milyon dolar. Biz ton olarak ifade ediyoruz. 1 milyon ton barajı bizim için önemli, psikolojik bir sınır olarak görüyoruz. Onu geçtikten sonra da hedefimizi ihracatta 1 milyar dolara çıkarmayı öngöreceğiz. Büyüyen bir sektör. Umarım dünya pazarlarındaki bu ağırlığımız önümüzdeki yıllarda engellendiğimiz Amerika ve Avrupa Birliği (AB) pazarlarında da önümüzün açılmasıyla daha yüksek rakamlara ulaşır.”



“AB kotası kalkarsa 3 yılda 2 milyar dolarlık ihracatı taahhüt ediyoruz”


AB ve Amerika’nın Türkiye’ye uyguladığı kota ve anti-dampingin, Türk ihracatçısının önünde önemli bir engel olduğunun altını çizen Külahçıoğlu, AB’nin uyguladığı kota nedeniyle Türkiye’nin, tüm AB ülkelerine toplamda sadece 20 bin ton ihracat gerçekleştirebildiğini ifade ederek, şunları söyledi:


“Halbuki oradaki potansiyel çok daha fazla. AB’de kotanın kalkması halinde ihracatımızı 3 yıl içerisinde 2 milyar dolara çıkarmayı biz sektör olarak taahhüt ediyoruz. Bu yıl konu müzakere masasında. Gerek Ekonomi Bakanlığımız gerek AB Bakanlığımız nezdinde biz girişimlerimizi yaptık, dosyalarımızı hazırladık, kendilerine sunduk ve yakından takip ediyoruz. Umarım yıl sonuna doğru bu konuda olumlu bir cevap alırız. Sektörümüzün önünü açacak, ülkemizin döviz kazancında önemli bir kalemini artıracak bir atılım olacak. Amerika’da ise yaklaşık 20 yıl önce konulan bir anti-damping ve telafi edici vergi uygulaması var. Aslında güncelliğini yitirmiş, bugünkü şartlara hiç uymayan, o günkü koşullarda oluşmuş bir şey. Bunun da yine 2 yıl içerisinde tekrar gözden geçirme toplantısı olacak. Oradan da olumlu sonuçlar almayı ümit ediyoruz. Sektör olarak hep birlikte hareket ediyoruz, görüşmelere katılıyoruz, ülke savunması yapıyoruz. Umarım bir dahaki görüşmede bunları da çözmüş oluruz.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.
Bayburt Bayburt’ta 4 kişinin yaralandığı trafik kazası güvenlik kamerasına yansıdı Bayburt’ta iki otomobilin çarpıştığı ve 4 kişinin yaralandığı trafik kazası, güvenlik kamerasına yansıdı. Kaza, Bayburt merkez Tuzcuzade Mahallesi, Sıla Kent Konutları önünde meydana geldi. Kazada ikisi sürücü olmak üzere toplam 4 kişi yaralandı. Camları, aynaları paramparça olan, kaput kısmı tamamen hurdaya dönen iki aracın karıştığı kaza ise etrafta bulunan iş yeri güvenlik kameralarına yansıdı. Bayburt merkez Köprülü Kavşak yönüne seyir halinde bulunan 69 AG 003 plakalı otomobil, şehir merkezi istikametine gelen 69 AS 030 plakalı otomobile dönüş yaptığı esnada çarptı. Çarpmanın etkisiyle yoldan çıkan otomobil etrafta marketin, evlerin bulunduğu yola devrildi. 69 AS 030 plakalı otomobil içerisinde bulunan 1’i sürücü 3 kişi, 69 AG 003 plakalı otomobildeki sürücü yaralandı. Market çalışanlarının ve etraftan geçen vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Devrilen otomobilde sıkışan bir kişi ve diğer 2 yaralı araçtan çıkarıldı, sağlık ekiplerince yaralılara ilk müdahaleleri olay yerinde yapıldı. Yaralılar ambulanslarla Bayburt Devlet Hastanesine tedavileri yapılmak üzere götürüldü. Hurdaya dönen otomobil, olay yerine çağrılan çekici yardımıyla yoldan kaldırıldı. İş yeri güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedilen görüntülerde, anayoldan gelen 69 AG 003 plakalı kırmızı aracın, hatalı dönüş yapan 69 AS 030 plakalı araca sert bir şekilde çarptığı görüldü.
Erzincan Erzincan’da tarım bölümü öğrencileri hem öğreniyor, hem üretiyor Erzincan’da meslek lisesi öğrencileri okulun bahçesindeki serada fide yetiştiriciliği yaparak hem öğreniyor hem de ekonomiye katkı sunuyor. Tarım bölümü öğrencileri, serada teorik eğitimlerini uygulama fırsatı buluyor. Erzincan İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nün destekleri ile kurulan seralarda sebze fidesi üretim faaliyeti 2020 yılında başlayarak Tarım Alanı öğretmen ve öğrencileri tarafından kurulduğu yıl 30 bin sebze fidesi üretimi gerçekleştirildi. 2021 yılında Covid-19 nedeniyle uzaktan eğitim yapıldığı için, sebze ve aromatik bitki fidesi üretim faaliyetleri öğrencilerin okulda olmaması nedeniyle Tarım Alanı öğretmenleri tarafından yapıldı. Okul serasının üretim kapasitesi, pandemi olmasına rağmen, 2021 yılında iki katına çıkarılarak 60 bin adet fideye ulaştı. 2022 yılında ise mevcut serada tam kapasiteye ulaşılarak 90 bin sebze ve aromatik bitki fidesi üretildi. 2023 yılında da serada 95 bin fide üretimi yapıldı. Bu sene ise 110 bin fide üretimi yapıldı. Serada, domates, biber, hıyar, kabak, kavun, karpuz, lahana, patlıcan ve 3 cins aromatik bitki olarak reyhan, kekik, fesleğen üretimi olmak üzere toplamda 35 farklı tür fide üretimi yapılıyor. Üretimde yerelde halkın lezzet olarak en çok tercih ettiği ata tohumları kullanılmaya özen gösterilirken, ticari anlamda üretim yapmak isteyenler için yüksek verimli hibrit türlerin de üretimi gerçekleştiriliyor. Kullanılan tohumların genelde ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 30 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticiler için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı vatandaşlardan oldukça rağbet görüyor. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi Tuba Bakartepe, “Biz derste gördüğümüz teorik işlemleri serada uygulayabiliyoruz. Serada fidelerimizi yetiştiriyoruz. İlaçlaması, gübrelemesi, sulaması hep bizim elimizden geçiyor. Organik gübreyle kendimizin yetiştirdiği fideleri halkımıza sunuyoruz.” dedi. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdür Başyardımcısı Abdullah Çiftçi’de, “Okulumuzun üretim üssü olan seramızdayız. Bu serada öğretmen ve öğrencilerimizle 100 binin üzerinde fide üretilmiş durumda. Kullanılan tohumların genelinin ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 20 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticilerimiz için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı halkımızın talebi fazla olmaktadır. Ayrıca üretilen fideler sosyal projeler dahilinde ihtiyaçlı ailelere ücretsiz olarak verilerek, öğrencilerimiz nezaretinde söz konusu ailelerin üretim faaliyeti yapmaları ve ailelerin geçimlerine katkı sağlamaları hedeflenmektedir." dedi.