EKONOMİ - 11 Aralık 2017 Pazartesi 11:54

Sanayi yatırımında arazi sıkıntısı

A
A
A
Sanayi yatırımında arazi sıkıntısı

MTSO Başkanı Şerafettin Aşut, bölgede en büyük eksikliğin sanayi yatırımları için arazi üretmede yaşandığını kaydederek, "Marmara dışında oluşacak yeni endüstri ve ekonomi bölgesi için en potansiyel yer Doğu Akdeniz ve hinterlandıdır.

MTSO Başkanı Şerafettin Aşut, bölgede en büyük eksikliğin sanayi yatırımları için arazi üretmede yaşandığını kaydederek, "Marmara dışında oluşacak yeni endüstri ve ekonomi bölgesi için en potansiyel yer Doğu Akdeniz ve hinterlandıdır. İlgili otoritelerin, istihdam, ihracatla katma değer oluşturan ve toplumsal refahın üreticisi olan yatırımlara karşı daha toleranslı olması gerekmektedir. Yani, yatırımlarda okyanusları aşıp derede boğulmamalıyız" dedi.


Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Aşut, geçen hafta sonu yapılan Mersin İş Dünyası Başarı Ödül Töreni ile Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu (OSBÜK) Akdeniz Bölge Toplantısı’nı değerlendirdi. Toplantılara Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan ile Bilim, Teknoloji ve Sanayi Bakanı Faruk Özlü’nün katıldığını hatırlatan Aşut, "Öncelikle, Mersin İş Dünyası Başarı Ödülleri Töreni ile başlamak isterim. Aslında daha önce Odamız öncülüğünde yaptığımız ‘Vergi Ödül Töreni’ne bazı yeni kategoriler ekleyerek düzenlediğimiz bir tören oldu. Bu sene kurumlar ve gelir vergisi dışında, en çok ihracat yapan, en çok istihdam ortaya çıkaran, serbest bölgemizde en çok işlem yapan firmalarımızı da onurlandırmak ve bu ödüllerle motive etmek istedik. Çünkü bu sıkıntılı dönemlerde yapılan şeyler gerçekten küçümsenecek şeyler değildir. Böylesi küresel ve bölgesel sorunların ortasında üretmek, istihdam oluşturmak, zor pazarlarda ihracat yapmayı başararak, katma değer oluşturup vergi vermek büyük bir başarıdır. Bu anlamda ben ödül alan tüm firmalarımızı kutluyorum" diye konuştu.



"Tüm sıkıntılara rağmen bu süreçte iş dünyamız 1 milyon 750 bin girişimciye ulaştı"


Türkiye’nin 2008 küresel finans krizinden sonra küçülen dünya ekonomisinin olumsuz etkilerine maruz kaldığını vurgulayan Aşut, "Ardından Arap Baharı’nın olumsuz etkilerine maruz kaldı. Pazarlarımız sıkıntıya girdi. Ardından ülke içinde dış destekli terör oyunları ile Türkiye’de bir iç sıkıntı oluşturulmak istendi. Daha sonra Suriye’deki savaş pazara giden yollarımızı kapattı. Bunlar yetmezmiş gibi üstüne dış destekli ihanet girişimi olan bir darbe teşebbüsü yaşadık. Yani, 10 yıldır kafamızı kaldırmamıza izin verilmedi. Tüm bu sıkıntılı süreçte iş dünyamız 1 milyon 750 bin girişimciye ulaşabildiyse, hala İtalya ve Çin arasında en büyük sanayi ülkesi isek, hala üretiyorsak, ihracat yapabiliyorsak ve bunu kaliteli şekilde yapıyorsak, bunun arkasında iş dünyamızın bu başarısı vardır, Türk girişimcisi vardır. Elbette kamu ve özel sektör işbirliğindeki uyum, ortak çalışmalar, hükümetimizin doğru ekonomik reform paketleri ve siyasi istikrar bu başarının temel payandalarıdır. Mersin her zaman, bu işbirliklerinin en istekli ve en uyumlu ortağı olmuştur. Mersin olarak bu sıkıntılı süreçte şikayet etmedik. Devletimizden bedava arsa istemedik. Teşvik veya para istemedik. En küçük firmamızdan, en büyük firmamıza kadar ürettik, istihdam oluşturduk, ihracat yaptık, yeni pazarlar bulduk, Mersin’i uluslararası oluşumlara entegre ettik. Daha da önemlisi vergi verme oranı ve miktarı ile hep en üstteki illerden olduk. Ülkemizin zenginliğinin önemli bir parçası olmakla gurur duyduk. Bu anlamda bu ödülleri hak eden firmalarımız gerçek anlamda gurur kaynağımızdır" şeklinde konuştu.



"Okyanusları aşıp, derede boğulmamalıyız"


Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu (OSBÜK) Akdeniz Bölge Toplantısı hakkında da konuşan Aşut, "Mersin, Adana, Osmaniye Hatay, Kahramanmaraş ve hinterlandımızdaki Gaziantep, Kayseri, Konya, Karaman ve Aksaray sanayisi Mersin’de bir araya geldi. Doğu Akdeniz ve hinterlandının gücü ortaya çıktı. Doğu Akdeniz ve hinterlandı Türkiye’nin yeni Marmara’sı olmaya adaydır. Türkiye’nin yeni ekonomi ve endüstri bölgelerine ihtiyacı vardır. Türkiye’nin tüm sanayisini Marmara’ya toplaması akılcı değildir ve riskleri vardır. Ekonominin ülke çapında homojen yayılması zenginliğin ve gelir dağılımının da adil dağılması demektir. Bu aynı zamanda toplumsal bir konudur. Göçlerin nedeni bu gelir dağılımın homojen olmamasıdır. İşte Marmara dışında oluşacak yeni endüstri ve ekonomi bölgesi için en potansiyel yer Doğu Akdeniz ve hinterlandıdır. Bu bölgede Türkiye’nin iki önemli limanı var. Yani, ülkenin ihracat ve ithalat kapısı bu bölgede. Marmara’dan sonra en büyük dış ticaret hacmi bu bölgede. Türkiye’nin en büyük lojistik gücü bu bölgede. 25 devlet ve vakıf üniversitesi ile bilginin üretildiği bir bölge. 30’a yakın OSB’nin olduğu 10’a yakın teknoparkın olduğu bir teknoloji ve sanayi bölgesi. Serbest bölgesiyle, tarımda liderliğiyle, vasıflı insan kaynağıyla lider bölgelerden biri. Yani, aslında gereken şey küçük bazı dokunuşlar. Bu konuda en büyük eksiklik sanayi yatırımları için arazi üretmede yaşanan sıkıntılardır. Bakanlığın ülke vizyonu için onay verdiği bir projeyi ne yazık ki yerel mercilerden geçiremediğimiz durumlar oldu. İlgili otoritelerin, istihdam, ihracatla katma değer oluşturan ve toplumsal refahın üreticisi olan yatırımlara karşı daha toleranslı olması gerekmektedir. Yani, yatırımlarda okyanusları aşıp derede boğulmamalıyız. Bakanlarımızın katkılarıyla bu sorunların çözümünde daha fazla yol alacağımızı umuyoruz" ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa (Özel) Bursa’da akıl almaz kaza...Kıl payı böyle kurtuldu Bursa’da hafif ticari araç sürücüsü direksiyon hakimiyetini kaybedip yol kenarında park halinde bulunan otomobile çarptı. Kaza sonrası park halindeki aracın yanında bulunan bir vatandaş ise kazadan kıl payı kurtuldu. Yürekleri ağza getiren anlar bir işyerinin güvenlik kamerasına saniye saniye yansıdı. Olay, merkez Osmangazi ilçesi Gür Caddesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, hafif ticari araç sürücüsü direksiyon hakimiyetini kaybederek park halindeki araçlara çarptı. Çarpmanın şiddetiyle sürücü yaralanırken yol kenarında bulunan vatandaşlar kazadan kıl payı kurtuldu. Yürekleri ağza getiren kaza kamerada Çevrede bulunan bir işyerinin güvenlik kamerasına yansıyan görüntülerde, hafif ticari park halindeki bir otomobil çarpması ve o sırada çarptığı aracın yanında yürüyen vatandaş kıl payı ile kurtulduğu görüldü. İddiaya göre, alkollü olan hafif ticari araç sürücüsü kazadan sonra şoku atlatarak hızlıca bölgeden kaçtı. Kazayla ilgili tahkikat başlatıldı. Bir annenin çocuklarını arabanın arasında kalmaktan sonra anda kurtardığını belirten Yurdagül Düzgün, "İşletmemiz vardı burada, çalışıyorduk. Gürültü ve sesleri duyduk. Hemen dışarıya çıkıp baktık. Bir aracın 3 araca çarptığını ve bir annenin çocuklarını arabanın arasında kalmaktan son anda kurtardığını öğrendik. Polisler ve 2 tane ambülans geldi. Dört yol ağzı olduğu için günde en az 2 kaza oluyor."diye konuştu
Erzurum Erzurum coğrafi işarette yarışıyor Erzurum’da bu güne kadar 55 ürün coğrafi işaret aldı. 13 ürün ise tescil için Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan onay bekliyor. Ülkemizde Gaziantep ve Konya’dan sonra en fazla coğrafi işaretli ürüne sahip olan Erzurum’da son yıllarda artan turizm hareketliliği ve ziyaretçi sayısı özellikle kent merkezinde gastronomiye dair olumlu gelişmeleri de beraberinde getirdi. Tüketiciler için ürünün kaynağını, karakteristik özelliklerini ve ürünün söz konusu karakteristik özellikleri ile coğrafi alan arasındaki bağlantıyı gösteren ve garanti eden kalite işareti olan coğrafi işaret son yıllarda rağbet görüyor. Ülkemizde Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından yürütülen coğrafi işaret tescili ile kalitesi, gelenekselliği, yöreden elde edilen hammaddesi ile yerel niteliklere bağlı olarak belli bir üne kavuşmuş ürünlerin korunması sağlanıyor. Erzurum’un bu anlamda ülkemizde ilk üç şehir içinde olması kentin zengin kültürü, kadim tarihi, coğrafi konumu ve yıldızı hızla parlayan Palandöken Kayak Merkezi ile daha güçlü hale geliyor. 15 ürün coğrafi işaret için bekliyor Ülkemizde Gaziantep 105, Konya 73 ve Erzurum 55 tescilli ürün ile listenin ilk üçünde bulunuyor. Son olarak Tortum Ekşi Pestili tescil ettiren Erzurum’da 55 ürün coğrafi işaretli oldu. Bunlardan 49’si mahreç işareti alırken, 6 ürün menşei adı aldı. Erzurum’da halen 13 ürün coğrafi işaret için sırada bekliyor. Bu 13 ürün; Erzurum Kahvaltısı, Erzurum Un Helvası, Karayazı Balı, Bardız Kilimi, Erzurum İspir Gobdini, Narman Yeşil Mercimeği, Erzurum Burması/Erzurum Burma Bileziği, Erzurum Yufka Yağlaması, Hınıs Köftesi, Erzurum Babaanne Pastası (Erzurum Pastası) , Erzurum Kelecoşu, Erzurum Kuru Kayısı Kaysefesi ve Erzurum Patates Boranisi şeklinde sıralanıyor. 55 ürün coğrafi işaret aldı Hem gastronomi hem de kültürel miraslar açısından zengin olan Erzurum’da bu güne kadar 55 ürün Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından coğrafi işaretle tescillendi. Bunlar ; Erzurum Pekmezli Baklavası, Erzurum Ayran Aşı Çorbası, Erzurum Ayva Yahnisi / Erzurum Ayva Kalyesi, Erzurum Aşmalı Yahni, Erzurum Aşotu, Erzurum Civil Peyniri, Erzurum Cılbıra / Erzurum Çılbır, Erzurum Demir Tatlısı, Erzurum Dut Çullamas,ı Erzurum Ehram Dokuma Kumaşı, Erzurum Ekşili Dolma, Erzurum Eriştesi, Erzurum Et Kavurması, Erzurum Gliko, Erzurum Hasıta / Erzurum Hasuta, Erzurum Herle Aşı Çorbası, Erzurum Hink Yemeği, Erzurum Hurma Tatlısı, Erzurum Kadayıf Dolması, Erzurum Kara Fatma Çorbası, Erzurum Kavut Haşılı, Erzurum Kaz Lokması, Erzurum Kesme Aşı Çorbası, Erzurum Ketesi, Erzurum Küflü Civil Peyniri (Göğermiş Peynir), Erzurum Kıtlama Şekeri, Erzurum Lavaş Ekmeği / Erzurum Ecem Ekmeği / Erzurum Acem Ekmeği, Erzurum Mantısı /Erzurum Hıngeli, Erzurum Pastırması, Erzurum Pekmezli Kadayıfı, Erzurum Peynir Helvas,ı Erzurum Su Böreği, Erzurum Sucuğu ,Erzurum Tatar Böreği, Erzurum Tel Helvası, Erzurum Tereyağı, Erzurum Tuzlu Lokumu, Erzurum Yumurta Pilavı, Erzurum Çaşır Kavurması, Erzurum Çaşır Salamurası ,Erzurum Çeç Pancarı, Erzurum Çiriş Yemeği, Erzurum Çortutu Pancarı ,Erzurum Şalgam Dolması, Hasankale Lavaşı, Hınıs Fasulyesi, Karnavas Bezi, Karnavas Dut Pekmezi, Narman Şeker Fasulyesi, Oltu Cağ Kebabı, Oltu Taşı, Pasinler Yaprak Döner, Tortum Ekşi Pestili, İspir Kaymağı ve İspir Kuru Fasulyesi olarak karşımıza çıkıyor.
Hatay Amik Ovası’nda sıcak havada zorlu hasat: Soğan tarlada 17 TL’den alıcı buluyor Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde bereketli Amik Ovası’nda soğan hasadı başladı. Sıcak havada zorlu şartlarda sökülen soğan tarlada 17 TL’den alıcı buluyor. Türkiye’nin en bereketli topraklarından olan ve birçok ürünün yetiştiği Hatay’ın Amik Ovası’nda baharın gelmesiyle ürünler hasat edilmeye başlandı. Reyhanlı ilçesinde çiftçiler tarafından yüzlerce dönüm araziye ekilen kuru soğanda hasat başladı. Çiftçi Hüseyin Elmas, 100 dönümlük alana yaptığı soğan ekiminde 500 ton ürün almayı başardı. Tarlada kilosu 17 TL’den satılan soğanlar, depremin etkilediği bölgeye ekonomik katkı sağlamaya devam ediyor. "Şu an soğanın tarlada kilosu 17 TL" Soğan hasadının Nisan ayı itibarıyla başladığını dile getiren Hüseyin Elmas, 100 dönümlük alanda 500 ton ürün elde ettiğini belirterek, "Biz burada soğan hasadı yapıyoruz. Soğanın rekoltesi az olduğu için işçi çalışmasında sıkıntı var. Soğan hasadı Reyhanlı’dan başlıyor. Hasat, Nisan gibi başlar Aralık gibi biter. Şu an soğanın tarlada kilosu 17 TL’dir. Bu işi herkes yapamaz, meşakkatlidir. Bu sene rekolte az olduğu için günlük yevmiyeler düşük, yaklaşık 500 liradır. Şu an burada 100 dönüm tarla var. Ortalama 500 ton da soğan var" dedi. "Bu işi kolay gören bazı arkadaşlar var ama gerçekten çok zor" Soğan söküm mesaisinin sabah 6 itibarıyla başladığını söyleyen Mustafa Kılınç, havaların ısınmasıyla beraber çalışmaların zorlaştığını dile getirerek, "Biz buraya Şanlıurfa’dan geldik. Burada çalışıyoruz, soğan işi yapıyoruz. Söküyoruz, kesiyoruz ve torbalıyoruz. Günlük yevmiyemiz tarlaya bağlı eğer ot yoksa günlük yaklaşık olarak 500 liraya geliyor. Bu işi kolay gören belki bazı arkadaşlar var ama gerçekten çok zor. Sabah 6 gibi gelip, akşam 6’da bırakıyoruz. Şimdi havalar biraz serin birkaç gün sonra havalar sıcak olunca insan toprağa ayakkabısız basamıyor. O günlerin gelmesini istemiyoruz. Gerçekten çok sıcak, sıcaklık 40 dereceyi geçiyor" şeklinde konuştu. Güneşin altında sabahtan akşama kadar çalışmanın çok zor olduğunu söyleyen Fehmi Tutkal da, "Sabah 6’da kalkıyoruz minibüslere binip tarlaya geliyoruz. Soğanları söküyoruz. Burada yevmiye 445 lira civarında, güneşin altında sabahtan akşama kadar çalışmak çok zor bir şey. Sabah 6 gibi başlıyoruz, akşam 6 gibi bırakıyoruz. Günün 12 saati buradayız" dedi.