EKONOMİ - 18 Ocak 2018 Perşembe 12:46

’Tarımda karşılaşılan problemler ve yeni çözüm teknolojileri’

A
A
A
’Tarımda karşılaşılan problemler ve yeni çözüm teknolojileri’

Mersin’de düzenlenen ’Son yıllarda tarımda karşılaşılan problemler ve yeni çözüm teknolojileri’ konulu toplantıda, meyve ve sebzelerdeki kaybın, güvenli koruma ile önlenebileceği belirtildi.

Mersin’de düzenlenen ’Son yıllarda tarımda karşılaşılan problemler ve yeni çözüm teknolojileri’ konulu toplantıda, meyve ve sebzelerdeki kaybın, güvenli koruma ile önlenebileceği belirtildi.


İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Arı Teknokent bünyesinde faaliyetini sürdüren Nanomik Biyoteknoloji, geliştirdiği teknolojik yöntemle meyve ve sebze kayıplarını ve kuru gıdalardaki aflatoksin oluşumunu önlemeyi hedefliyor. Doğal probiyotikler aracılığıyla sağlıklı koruma yöntemi geliştiren firma, çalışmalarını önce Mersin Ticaret ve Sanayi Odası yönetimiyle ardından da Mersinli sektör temsilcileriyle paylaştı.


MTSO’da gerçekleştirilen ’Son yıllarda tarımda karşılaşılan problemler ve yeni çözüm teknolojileri’ konulu toplantıda konuşan Nanomik Biyitoknoloji CEO’su Buse Berber Örçen, çalışmaları 13 kişilik bir ekiple sürdürdüklerini ve 4 yıllık ar-ge çalışması sonucunda hedeflerine büyük ölçüde ulaştıklarını söyledi.


Gıda israfının önüne geçiliyor


Nanomik’in, israfı engelleyebilecek, meyve, sebze ve kuru yemişlerin bozulmadan ilk günkü tazeliğinde kalabilmesi için yüzde 100 doğal koruyucular geliştirdiğini kaydeden Örçen, "Üretim aşamasında, marketlerde ve hatta evlerimizde bile kullanılabilecek doğal koruyucumuzun, global bir problem haline gelen gıda israfına çözüm olacağını düşünüyoruz. Özetle daha doğal, kimyasal içermeyen gıdalar ve daha sağlıklı bir dünya hedefliyoruz" dedi.


Dünya Gıda ve Tarım Örgütü (FOA) tarafından bu ürünün ‘Save Food’ (Gıdayı Koru) organizasyonuna kabul edildiğini de bildiren Örçen, “Yalnızca ‘Save Food’-Gıdayı Koru - unvanı verilen firmalar bu listede yer alabiliyor. Nanomik şu anda bunu gerçekleştirebilen ilk ve tek Türk girişimi. Hedefimiz ülkemiz adına girişimimizi yurt dışında daha fazla ülkede duyurmak” diye konuştu.


“Yenilebilir formda koruyucular üretiyoruz”


Devlet destekleriyle yürüttükleri proje sonucunda doğal koruyucular geliştirdiklerini anlatan Örçen, “Yenilebilir formdaki bu koruyucuların insana da doğaya da zararı bulunmuyor. Ürün üzerinde kalıntı bırakmıyor. Özetlemek gerekirse yetiştirdiğiniz ürünlerin gümrükten bu ürün nedeniyle dönme ihtimali yok”


ifadelerini kullandı.


Korumayı 8 farklı probiyotik ile sağladıklarını anlatan Örçen, raf ömrü boyunca bu probiyotiklerin düzgün üreyebilmesi adına farklı teknikler kullandıklarını anlattı. Kiraz, kayısı, muz, domates ve üzümde raf ömrünü bir ay uzatabildiklerini belirten Örçen, kuru ürünlerde ise ilk günkü aflatoksin seviyesini bir yıla kadar stabil hale getirebildiklerini söyledi.


Sıvı formda olan bu ürünün püskürtme yöntemi ile marketlerde kullanılarak ürünlerin çabuk bozulmasının engellenebileceğini, bu sayede çöpe giden sebze ve meyve miktarının minimuma indirilebileceğini belirten Örçen, “Aynı zamanda bu ürünü alıp evde de uygulayıp satın aldığınız ürünlerin ömrünü uzatabilirsiniz” şeklinde konuştu.


2050 yılında dünya nüfusunun 9.8 milyar olmasının beklendiğini ve buna bağlı olarak açlığın da artma tehlikesi olduğunu kaydeden Örçen, dünyada daha fazla gıda ve tarım ürününe ihtiyaç olduğunu, tarımı artıracak toprakların her geçen gün azalması nedeniyle yetişen ürünü muhafaza edebilmenin öneminin arttığını vurguladı.


“Türkiye’de en fazla uyarı alan ürünler fıstık ve kuru incir”


Türkiye’nin ihracatta da zaman zaman sorunlar yaşadığına değinen Örçen, mevcut durumda ürünlerin daha uzun süre dayanması adına ilaçlama yapıldığını hatırlattı. Çok ilaçlama yapılması halinde ürünlerin gümrükten dönebildiğini belirten Örçen, şöyle devam etti; "Uluslararası alarmlama sistemi var. Sonrasında da hangi ülkenin kaç alarm aldığını belirten belgeler yayınlanıyor. Türkiye’nin alarmlarının yüzde 77’sinin küflenmeden, aflatoksinden ya da kullanılan koruyucu ilaçlardan kaynaklandığını görüyoruz. Türkiye 2015 yılının en çok uyarı almış 10 ürününden 2’sine sahip. Bunlar fıstık ve kuru incir. Özellikle fındık ve taze meyve sebzede 100’e yakın uyarımız var. 2016 yılına bakıldığında ilk sırada meyve sebzelerdeki pestisit oranlarıyla karşılaşıyoruz. Türkiye’de üretici çok olunca bu oranlar normal gibi gelebilir ama önüne geçebilsek yaşanacak ihracat artışımızı da düşünmeliyiz. Bu kadar çok geri dönen ürüne rağmen Türkiye’nin halen pek çok üründe dünya lideri olduğunu kabul ediyorsak bu liderliklerimizi artırabilmenin de elimizde olduğunu görmeliyiz.”


Toplantıda Devres Teknoloji Danışmanlık Genel Müdürü Prof. Dr. Onur Devres ise sebze ve meyvelerin raf ömrünün uzatılması adına taşımadan paketlemeye, soğuk zincirin korunmasından biyolojik mücadeleye kadar yapılması gerekenleri özetledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Para vermeyen annesini benzin dökerek yakan şahıs tutuklandı Sakarya’nın Akyazı ilçesinde para istediği annesinden ret cevabı aldıktan sonra benzin dökerek kendisini ve annesini ateşe veren şahıs tutuklanarak cezaevine gönderildi. Elleri sargıda adliyeye sevk edilen şahsın, kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” ifadeleri de dikkatlerden kaçmadı. Korkunç olay, 18 Nisan Perşembe günü Akyazı ilçesi Erdoğdu Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, geçtiğimiz hafta annesi M.Y.’den (64) geçtiğimiz hafta bir miktar para alan ve tekrar isteyince ret cevabı ile karşılaşan Ö.Y. (42) öfkelendi. Ö.Y., maddi ve ailevi sorunları iddiası ile benzin dökerek annesi ve kendisini yaktı. Durumun haber verilmesi üzerine bölgeye jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İlk müdahalesi olay yerinde yapılan talihsiz kadın, ilk olarak Akyazı İlçe Devlet Hastanesi’ne buradan da Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Vücudunda 2 ve 3’üncü derece yanıklar oluşan ve hayati tehlikesi bulunan M.Y., buradaki müdahalelerinin ardından Kocaeli Şehir Hastanesi Yanık Ünitesi’ne sevk edildi. Elleri sargılı şekilde adliyeye sevk edilen şahıs tutuklandı Her iki elinde de yanıklar oluşan şüpheli Ö.Y. ise olaydan kısa bir süre sonra yakalanarak ilçe jandarma komutanlığına götürüldü. Şahıs, burada tamamlanan işlemlerinin ardından elleri sargılı bir şekilde adliyeye sevk edildi. Ö.Y.’nin kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” cevabını vermesi ve ‘Pişman mısınız?’ sorusunu ise yanıtsız bırakması dikkatlerden kaçmadı. Adliyeye sevk edilen Ö.Y., tutuklanarak cezaevine gönderilirken, hastanede tedavi gören M.Y.’nin hayati tehlikesinin devam ettiği öğrenildi.
İstanbul Freni tutmayan otomobil, 14 aracı biçti Ümraniye’de frenlerinin tutmaması sonucu kontrolden çıkan otomobil park halindeki 14 araca çarptı. Olay saat 21.45 sıralarında Ümraniye Armağanevler Mahallesi 23 Nisan Caddesi’nde meydana geldi. Frenleri tutmayan 34 DGK 750 plakalı Fiat marka ticari araç, seyir halindeyken Range Rover marka araca çarptı. Çarpışma sonucu lastiği fırlayan 34 DGK 750 plakalı hızını alamayıp 14 araca çarparak durabildi. Kazada şans eseri ölen yada yaralanan olmazken otomobillerde maddi hasar meydan geldi. Kazayı yapan sürücünün araçtan indikten sonra şok halinde olduğunu gören vatandaşların araması sonucu olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Maddi hasar meydana gelen bazı araçlar çekici yardımıyla götürülürken, kaza sonrası cadde polis kontrolünde trafiğe açıldı. Öte yandan kaza sonrası sürücü ifade için karakola götürüldü. Kazayı gören Zafer Karagül, "Bu yol tehlikeli. Yukarıdan gelen araba geldiği zaman bu aşağıdan yukarı araba çıkamıyor. Bu yolu tek yola çevirdikleri zaman veyahut yan yolla açtıkları zaman sıkıntı biraz azalabilir. Birkaç defa çöp kamyonu viraj alamadığı için oraya yuvarlandı. Gene bu dört yol ağzında 3-4 kere kazalar oldu. ’Ne oldu?’ freni tutmayan araba vura vura aşağı indi. Allah’tan büyük bir kazaya engel oldu" dedi. Başka görgü tanığı Serdar Burak Eker, "Doblo sürücüsü var bizim yaşlarımızda 2 tane çocuk, çok hızlı geliyorlar. Yerler de ıslak olduğu için hakimiyetini kaybetmiş. Önde bir panelvan vardı, ona sürttü. Sonra otomobile çarptı. Sonra jeep kurtulayım derken ona ön sağ kafasından çarptı. Sonra park halindeki araçlara çarparak tır dorsesinin orada durdu. Zaten Doblo’nun tekeri orada kaldı, kıvılcımlar falan çıkıyordu. Çocuk büyük ihtimalle şoktan dolayı sarhoş zannedildi, linç ettiler çocuğu. Polis geldi kaldırdı, ifade vermeye götürdüler. Kaldırıma çıkan araçlar oldu baya büyük maddi hasarlı kaza ama can kaybı yok. Ben 20 yaşındayım çocuk da benim yaşlarımda bir şey ama şoktan dolayı konuşamıyordu. Öyle üzüldüm kendisine" ifadelerini kullandı.