ASAYİŞ - 21 Ekim 2017 Cumartesi 10:46

Bodrum için ürkütücü değerlendirme

A
A
A
Bodrum için ürkütücü değerlendirme

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ) İnşaat Mühendisliği Bölümü Hidrolik, Hidroloji Su Kaynakları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç.

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ) İnşaat Mühendisliği Bölümü Hidrolik, Hidroloji Su Kaynakları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ceyhun Özcelik, ülke turizmi açısından büyük öneme sahip Bodrum’un her yıl su taşkınlarına maruz kaldığını söyledi. 22-23 Eylül 2015 su taşkınının Bodrum şehir merkezini büyük ölçüde etkilediğini belirten Özçelik, "Bodrum’un altyapısında çok önemli mühendislik hatalarının yapıldığı tespit ettik" dedi.


MSKÜ Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Uzaktan Algılama Uygulama ve Araştırma Merkezi (CBS&UZAL) Müdürü ve İnşaat Mühendisliği Bölümü Hidrolik, Hidroloji Su Kaynakları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ceyhun Özcelik, yoğun kentsel yapılaşma nedeniyle geçirimsizleşen kentsel dokunun, çarpık kentleşmenin de etkisiyle özellikle kısa süreli sağanaklarda kent hayatını yaşanılmaz hale getirdiğini belirtti. Özçelik, yetersiz kentsel alt yapının taşkın yüklerini taşıyabilmesi için gereken mühendislik çalışmalarının geciktiğini öne sürdü. Kentleşmenin yoğun ve çarpık olması, kamulaştırma maliyetlerinin yüksek olması, kurumlararası görev tanımlarındaki belirsizlikler gibi mazeretlerin bir yana bırakılarak yapısal ve yapısal olmayan mühendislik projelerinin biran önce geliştirilerek uygulanması gerektiğini vurgulayan Özçelik, projeler gerçekleşinceye kadar derhal geçici tedbirlerin alınması gerektiğini, aksi halde Bodrum’un benzer akıbetle karşılaşmasının yakın olduğunu dile getirdi.



"Altyapıda çok önemli mühendislik hataları var"


Bodrum’da sorunun büyük oranda kent içi drenaj kanallarına, dolayısıyla kamulaştırma maliyetlerine indirgendiğini gözlemlediğini belirten Doç. Dr. Özçelik, "Bodrum’un altyapısında çok önemli mühendislik hatalarının yapıldığı tespit ettik" dedi. Taşkın zararlarının büyük oranda yerel, çarpık düzensiz kentsel sorunlardan kaynaklandığını belirten Özçelik, "Özelikle bir emniyet müdürlüğü binasının dere yatağının üzerine yapılması ve güvenlik amacıyla altına demir kapı konulması vahim sonuçlar doğurmuştur. 22-23 Eylül 2015 Bodrum sel felaketi sırasında bu demir kapı arkasında bir rezervuar oluşturarak normal taşkın debisi şiddetini onlarca kat arttırmıştır" dedi.



"Dere yatakları yol olarak kullanılıyor"


"Diğer taraftan Bitezde ibdidai olarak inşa edilen taşkın tutma seddi, Bitez tarihindeki en büyük taşkını üretme potensiyeline sahiptir" diyen Özçelik. "Bu yapı derhal teknik anlamda ele alınmalıdır. Dere yatakları üzerindeki yapılaşmalar, dere yataklarının yol olarak kullanılması, akış güzergahlarındaki düzensizlikler, yığma olarak inşa edilmiş dere yan duvarları, yağmur suyu drenaj sisteminin olmaması, ya da yanlış teşkil edilmesi, mevcut drenaj hatlarının çoğunun tıkalı olması tedbir alınması gereken en önemli hususlardandır" ifadelerini kaydetti.



"Entegre bir yaklaşıma ihtiyaç var"


Teknik ve idari sorumluluk üzerine yürütülen tartışmaların sonlandırılarak çözüm odaklı entegre bir yaklaşımla Bodrum’un taşkın zararlarından minimum ölçüde etkilenmesinin sağlanması gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Özçelik, Diyarbakır Dicle Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi’nde 4-6 Ekim tarihleri arasında gerçekleşen 9. Ulusal Hidroloji Kongresinde Bodrum Taşkınlarını gündeme taşındı. Orman ve Su İşleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Prof. Dr. Cumali Kınacı, Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Talip Gül, DSİ Bölge Müdürü Murat Dağdeviren, Türkiye Hidroloji Komisyonu Üniversiteler Temsilcisi Prof. Dr. Hafzullah Aksoy, Su Vakfı Başkanı Prof. Dr. Zekai Şen ve çok sayıda davetli ve bilim adamının katıldığı kongrede Bodrum’un sel sorunu ulusal bazda gündeme getirildi. Doç. Dr. Ceyhun Özçelik, 22-23 Eylül 2015 Bodrum Sel Felaketini kongre gündemine taşıdıklarını ve Bodrum sel taşkınlarının teknik ve bilimsel çevrelerce yakınen takip edildiğini ifade etti.



"Su zengini Muğla, su fakiri olmamalı"


Doç. Dr. Özçelik, suyla ilişkili sorun ve çözüm önerilerinin tartışıldığı en önemli bilimsel platform niteliğindeki Ulusal Hidroloji Kongresinin 2019’da Muğla’da gerçekleştirileceğini açıkladı. Muğla’nın Rize’den sonra en fazla yağış alan il olduğunu belirten Özçelik, buna rağmen Muğla’nın su sıkıntısı çektiğini ve ilin eğimli bir coğrafyada bulunmasına karşın, sürekli olarak taşkınlarla karşılaştığını dile getirdi. Özçelik, "Muğla’nın karstik jeolojik yapısı, sarnıçlar başta olmak üzere antik yağmur suyu depolama sistemlerine sahip olması, ülkemizin en uzun kıyı şeridine sahip olması ve birçok doğal göle ev sahipliği yapması Muğla’nın su mühendisliği bakımından önemini ortaya koymaktadır. Su zengini Muğla, su fakiri olmamalı, yüksek kotlu ve yüksek eğimli bölgelere inşa edilmiş kentler taşkınlara maruz kalmamalıdır. İşte tüm bu hususları komitenin gündemine getirerek 10. Ulusal Hidroloji Kongresi’ni Muğla’ya almayı başardık" dedi.


Doç. Dr. Özçelik, "Üniversitelerimizin ilgili alandaki tüm öğretim üyelerini, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı başta olmak üzere Türkiye’deki tüm Su Kaynakları Mühendislerini, Hidroloji uzmanlarını ve suyla ilgili tüm kurum, kuruluş ve şahısları 10. Hidroloji Kongresinde Muğla’da ağırlamayı bekliyoruz. Hidroloji Kongresi ülkemizin su sorunlarının tartışıldığı çok önemli bir bilimsel platformdur. Bu kongre Muğla’nın su sorunlarını ülke gündemine getirecek, çözüme üst düzey bilimsel bir katkı sağlayabilecek çok önemli bir fırsattır. 10. Hidroloji Kongresi’nin Muğla’da gerçekleştirilecek olması Muğla’mız ve Üniversitemiz açısından oldukça önemli olduğunu düşünüyorum" açıklamasında bulundu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Yeni dönemin ilk meclis toplantısı gerçekleştirildi Sivas Belediyesi 2024-2029 dönemi ilk meclis toplantısı Belediye Başkanı Dr. Adem Uzun’un yönetiminde gerçekleştirildi. Meclis Başkanvekili, kâtip üyelikleri, encümen ve komisyon üyelerinin belirlendiği toplantıda konuşan Uzun, "Yeni dönemin ilk meclis toplantısı ve alınan kararların şehrimize hayırlı olmasını temenni ediyorum. Bundan sonraki süreçte el birliği ile Sivas’a en iyi şekilde hizmet etmenin gayretini göstereceğiz" dedi. İlk oturum saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Toplantıda Belediye Meclisi 1. Başkan Vekilliğine 25 kabul, 12 çekimser oy ile Celal Uzman, 2. Başkan Vekilliğine ise Sedat Yağmur seçildi. Kâtip üyeliklere ise Recep Kaygıner ve Banu Berçin seçilirken Kenan Çınar ve Burhan Karatepe yedek kâtip üyeleri oldu. Belediye Encümeni ise Fehmi Taştan, Arif Moğulkoç ve Tarık Bildiren’den oluştu. Toplantının bir sonraki gündem maddesi gereğince Belediye Meclisi İhtisas Komisyonları ve üye sayıları belirlendi. Buna göre yapılan oylamalar sonucu; Plan ve Bütçe Komisyonu; Selami Alçalı, Hikmet Kaya, Sedat Yağmur, Tarık Eminoğlu, Ebru Akça, İmar Komisyonu; Semih Tosun, Tarık Bildiren, Mustafa Hardal, Mustafa Yıldız, Muhammed Burak Kuruçay, Hukuk ve Mevzuat Komisyonu; Esra Şahin, Kenan Çınar, Turan Bütün, Eyüp Demirer, Mustafa Abdulsamet Efe, Eğitim, Kültür ve Spor Komisyonu; Celal Uzman, Özay Baygın, Turan Düzardıç, Burhan Yılmazer, Halit Akgül, Çevre, Sağlık ve Ulaşım Komisyonu ise; Mutlu İtik, Fatih Yıldız, Burhan Karatepe, Ercan Yıldız, Tarık Çam’dan oluştu. Birliklerin seçimlerinde ise Tarihi Kentler Birliği asil üyeliğine Yunus Kantar, yedek üyeliğe ise Semih Tosun seçildi. Sivas Merkez ve Çevre Belediyeler Katı Atık Yönetimi Birliği’ne asil üye olarak Fehmi Taştan, Nazım Güzel, Mutlu İtik Selami Alcalı, Turan Bütün, Turan Düzarduç, Mustafa Hardal, Burhan Karatepe seçilirken, yedek üye olarak da Fatih Yıldız, Banu Berçin, Esra Şahin ve Arif Moğulkoç isimleri belirlendi. Türk Dünyası Belediyeler Birliği’nde Celal Uzman asil, Mutlu İtik ise yedek üye oldu. Enerji Kentler Birliği’ne asil üye olarak Recep Kaygıner ve Sedat Yağmur, yedek üye olarak da Özay Baygın seçildi.
Antalya ATSO Başkanı Bahar: “Antalya cari açığa pozitif katkı sunmaya devam ediyor” Merkez Bankası tarafından açıklanan ödemeler dengesi istatistiklerine ilişkin açıklama yapan ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bahar, “2024 yılına ise çok hızlı bir başlangıç yaparak ilk 2 aylık dönemde gelen turist sayımızı geçen yıla göre yüzde 10 artırdık. Bu da gösteriyor ki Antalya olarak ülkemizin cari açığına turizm başta olmak üzere tüm sektörlerimiz ile pozitif katkı sunmaya devam edeceğiz” dedi. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bahar, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından açıklanan ödemeler dengesi istatistiklerine ilişkin açıklamada bulundu. Cari dengenin Şubat ayında 3,3 milyar dolar açık verdiğini ifade eden Başkan Bahar, son 19 ayın en düşük cari açık düzeyi olduğunu kaydetti. 2024 yılının Orta Vadeli Program (OVP) tahminlerinden daha iyi bir düzeyde tamamlanacağını belirten ATSO Başkanı Bahar sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir önceki yılın aynı ayında 9 milyar dolar olan cari açık bu yıl Şubat ayında 3,3 milyar dolar düzeyine gerilerken, yıllıklandırılmış cari açık 2024 Şubat ayı itibariyle 31,8 milyar dolar ile 2022 yılı Temmuz ayından bu yana en düşük seviyede gerçekleşti. Böylelikle OVP’de 34,7 milyar dolar olarak ön görülen 2024 yılı cari açık gerçekleşme düzeyi, 2024 yılını bu tahminin daha da altında bir açıkla tamamlayacağımızı gösteriyor.” “Antalya’nın katkısı büyük” Ödemeler Bilançosu verilerinde hizmet ticareti dengesinin 2,4 milyar dolar, net seyahat gelirlerinin ise 2 milyar dolar fazla verdiğini dile getiren Başkan Bahar, “Bu fazlanın sağlanmasında Antalya’nın büyük bir katkısı olduğunu biliyoruz. Antalya olarak 2023 yılını 16 milyonun üzerinde rekor sayıda turist ile kapattık. 2024 yılına ise çok hızlı bir başlangıç yaparak ilk 2 aylık dönemde gelen turist sayımızı geçen yıla göre yüzde 10 artırdık. Yaz dönemi için de ciddi oranda rezervasyon artışları olduğunu biliyoruz. Bu da gösteriyor ki Antalya olarak ülkemizin cari açığına turizm başta olmak üzere tüm sektörlerimiz ile pozitif katkı sunmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. “Cari dengedeki iyileşme enflasyondaki düşüşle anlam kazanacak” Cari dengedeki iyileşmeye rağmen henüz iç talepte belirgin bir yavaşlama olmadığını kaydeden Başkan Bahar, “Şubat ayı perakende satış endekslerinde ciddi bir yükseliş gördük. Talepteki yavaşlamanın Mayıs ayından itibaren kendisini net bir biçimde hissettirmesini bekliyoruz. İç talepteki yavaşlama ile birlikte, bu yıl asgari ücrete ara zam yapılmayacak olması da Temmuz’dan itibaren enflasyonun hızla gerileyeceğini göstermektedir” dedi. Yılın ikinci yarısında ihracat ve ithalat performansının ihracat lehine açılmasını beklediklerini dile getiren Bahar, “2022 ve 2023 Türkiye’nin yüksek iç taleple büyüdüğü yıllardı. 2024 ise net ihracatın büyümeye ciddi katkı verdiği bir yıl olacak. Cari açıktaki gerileme TCMB’nin döviz rezervi birikimine katkı sağlayacaktır” diye konuştu. “Kamuda tasarruf yasası çok önemli bir adımdır” Ülkenin en büyük ekonomik sorununun hala enflasyon olduğunu ve çözümü için sabır gerektiğini belirten ATSO Başkanı Ali Bahar, “Sonbahara kadar enflasyonla mücadelede önemli bir yol kat etmiş olacağımızı düşünüyoruz. Gerek iş dünyamız gerekse vatandaşlarımız bu konuda üzerine düşen hassasiyeti göstermişlerdir, göstermeye de devam edeceklerdir. Cumhurbaşkanı Yardımcımız Sayın Cevdet Yılmaz’ın önceki gün yaptığı Kamuda Tasarruf Yasası’na yönelik açıklamaları, devletimizin enflasyon konusunu ne derece önemsediğini fazlasıyla göstermektedir” dedi. “Para ve maliye politikalarının asla tek başına yeterli olmadığını ve mutlaka yapısal reformlar ile desteklenmesi gerektiğini çok defa dile getirdik” diyerek sözlerini sürdüren Başkan Ali Bahar, “Kamuda tasarruf ile birlikte verimliliğin artırılmasına yönelik çalışmaların kısa sürede tamamlanması ve bir an önce uygulamaya koyulması büyük önem arz etmektedir. Ancak tek başına kamu harcamalarının azaltılması yeterli olmayacaktır, bunun yanı sıra doğru kaynağın doğru alanlara sevk edilmesi de yerinde bir karar olacaktır. Çünkü tasarruf yalnızca kaynağı azaltmakla değil, verimin de artırılması ile anlam kazanacaktır. Bu vesile ile iş dünyası olarak bu talebimizi de dile getirmiş olalım. Bizler iş insanları olarak elimizi taşın altına koyduğumuzu her fırsatta dile getirdik. Şimdi görüyoruz ki, bu sabrımızın meyvelerini yakın vadede almaya başlayacağımız, istikrarın ve ülkemizin tüm dinamiklerinin uyum içinde çalıştığı bir döneme doğru ilerliyoruz. Bu kararlılık ve azimle 2024 yılını beklentilerin de üzerinde iyi bir noktada tamamlayacağımıza inancımız tamdır” ifadelerini kullandı. “Mart ayında yıllık açık 30 milyar dolara gerileyecek” Mal dengesinin geçen yıl 10,5 milyar dolar açık verdiğini hatırlatan Başkan Bahar, “Mal dengesi de ciddi bir gerileme kaydederek bu yılın Şubat ayında 4,8 milyar dolara gerilemiştir. Ödemeler dengesi açığının Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre 5,8 milyar dolar, Ocak - Şubat ayı toplamında ise geçen yıla göre 14 milyar dolar gerileme kaydetmiştir. Bu gerilemenin ihracat artışına ek olarak ithalattaki yavaşlama ile kaydedilmiştir. Bu da gösteriyor ki ithal ikameci üretim sürecini başarı ile yürütüyoruz. Bu politika zaten OVP ile de son derece uyumludur. Önümüzdeki dönemde ithalatta daha hızlı bir azalış yaşanması durumunda hem cari açık dengesi beklentilerin üzerinde bir iyileşme kaydedecektir” diye konuştu.