YEREL HABERLER - 18 Mayıs 2017 Perşembe 15:11

Bozan: “Mavi ekonominin başkenti Milas”

A
A
A
Bozan: “Mavi ekonominin başkenti Milas”

Uluslararası Milas Balık Festivali ve Çocuk Oyunları Şenliği kapsamında “Milas’tan dünyaya balığın yolculuğu” isimli panel düzenlendi.

Uluslararası Milas Balık Festivali ve Çocuk Oyunları Şenliği kapsamında “Milas’tan dünyaya balığın yolculuğu” isimli panel düzenlendi.



Panelde Kılıç Holding Yönetim Kurulu Başkanvekili ve Muğla Kültür Balıkçıları Derneği Başkanı İhsan Bozan, Milas’ın mavi ekonomideki büyük rolüne dikkat çekti.


Milas Halk Eğitim Merkezi Toplantı Salonunda gerçekleşen Uluslararası Milas Balık Festivali ve Çocuk Oyunları Şenliği kapsamında “Milas’tan dünyaya balığın yolculuğu” isimli panel gerçekleştirildi.


Panele; Muğla Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Fırat Erkal, Muğla Kırsal Kalkınma Şube Müdürü Cengiz Özdemir, Milas Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Eşref Arslan, Milas Milli Eğitim Şube Müdürü Akın Coşkun, Milas Jandarma Komutanı Vekili Süleyman Bahadır İyilikci, Kılıç Holding Yönetim Kurulu Başkanvekili ve Muğla Kültür Balıkçıları Derneği Başkanı İhsan Bozan, panelistler ve vatandaşlar katıldı.


“Milas’tan dünyaya balığın yolculuğu” isimli panel, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından başladı. Panelin açılış konuşmasını, Muğla Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Fırat Erkal gerçekleştirdi.


Muğla Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Fırat Erkal, panelin açılış konuşmasında şunları kaydetti: “Uluslararası Milas Balık Festivali ve Çocuk Oyunları Şenliği’nde emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. Panelde, sözü uzmanlara bırakmak istiyorum. Milas’ın ve Muğla’nın isim kalitesi, yapılan festivalle birlikte yükseldi. Kurum olarak bu tür festivallere her zaman sonsuz destek sunacağız.”


Erkal’ın açılış konuşmasının ardından panele geçildi.


Düzenlenen panelde; Prof. Dr. Önder Yıldırım “Türkiye ve dünya su ürünleri üretimi ve ekonomisi”, Kılıç Holding Yönetim Kurulu Başkanvekili ve Muğla Kültür Balıkçıları Derneği Başkanı İhsan Bozan “Özel sektör bakışı ile su ürünleri sektörü”, Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdür Vekili Dr. Altuğ Atalay “Kamu bakışı ile su ürünleri sektörü”, Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Prof. Dr. Şükran Çaklı “Balığın insan beslenmesi ve sağlık açısından önemi”, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Doç. Dr. Ali Günlü “Su ürünleri tüketimi artırma yolları”, Yazar ve Gastronom Süleyman Dilsiz “Türk ve dünya balık mutfağı” ve Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Prof. Dr. Taçnur Baygar “Katma ve marka değerli Türk balığı” isimli konular hakkında dinleyicilere bilgi aktardı.



İlk panel konuşmasını, Prof. Dr. Önder Yıldırım “Türkiye ve dünya su ürünleri üretimi ve ekonomisi” adlı konuyla yaptı. Yıldırım, Muğla’nın su ürünleri yetiştiriciliğinde önemli bir konumda olduğuna değindikten sonra şunları söyledi: “Türkiye su ürünleri üretimi 672 bin ton olup, parasal değeri 3,81 milyarı buldu. 56 bin 350 kişiye direkt, 250 bin kişi indirekt istihdam sağlanıyor. Türkiye, su ürünleri ihracatını 2005 yılında 206 milyon dolardan, 2015 yılında 692 milyon dolara yükseltti. 80 ülkeye ihraç yapmakta olup, AB’deki çipura-levrek pazarının dörtte birine sahiptir. En fazla ihracat Hollanda’ya yapılırken, ithalat ise Norveç’ten yapılmaktadır. Kültür balıkçılığında 2005-2015 kıyaslamasında, 118 binden 240 bine çıkarak, yüzde 203 büyüdü. Su ürünleri üretiminde, 672 bin ton (avcılık ve yetiştiricilik) dünyada 31. sırada yer alıyor. Kültür balıkçılığında, 193 ülke içerisinde 22. sıradayız.


Türkiye “Gökkuşağı Alabalığı” yetiştiriciliğinde, dünyada 2. Avrupa’da ise birinci sıradadır. Çipura ve levrek yetiştiriciliğinde birinci sıraya yükselerek, lider konumuna geldi. Muğla ili su ürünleri yetiştiriciliğinde, Türkiye’nin lokomotifidir. Muğla üretimde, yüze 37’lik paya sahiptir. Muğla, dünyada “Gökkuşağı Alabalığı” yetiştiriciliğinde ikinci, çipurada ikinci ve levrekte birinci sırada yer alıyor.”


Yıldırım’ın ardından konuşmasını yapması için sahneye Kılıç Holding Yönetim Kurulu Başkanvekili ve Muğla Kültür Balıkçıları Derneği Başkanı İhsan Bozan çağırıldı. Bozan, “Özel sektör bakışı ile su ürünleri sektörü” konusuyla engin bilgi ve deneyimini paneli dinlemeye gelen misafirlerle paylaştı.


Bozan, önceden mahsul yetiştirilen verimli topraklarda şimdi ise balık yetiştirildiğini ifade ederek, su ürünleri yetiştiriciliği gelişimini şöyle özetledi: “Malum, nüfus giderek artıyor. Dolayısıyla kaliteli besin ve değeri yüksek bir şeye ihtiyacımız var. Buda tabi ki balıktır. Dünyanın üçte ikisini, denizlerin kapladığını düşünürsek bol miktarda kaynağımız vardır. Mavi ekonominin kalbi ve can damarı diyebiliriz bu yaşadığımız güzel coğrafya için. Yaklaşık 1980’li yıllarda, kültür balıkçılığı başlamış. Önceden yapılan bilinçsiz avcılıkla dalyanlarda, çipura avlamak isteyenler diğer gelişmemiş küçük balıkları ve diğer tür balıklarını da yakalıyorlardı. Yenilmeyecek derecede daha gelişmemiş küçük balıklar ise telef oluyordu. Bu da deniz popülasyonunu tehlikeli bir duruma soktu. Devlet tarafından, 2003 yılında kültür balıkçılığına verilen destekle “su ürünleri sektörü” yükselişe geçti. Artık ilkel yetiştiriciliği terk edip, teknolojinin gelişmesiyle açık denizde balık üretimi yapmaya başladık. Önceden havuzlarda yaptığımız üretimin neredeyse bin katını, açık deniz havuzlarında gerçekleştirdik. Milas, Muğla’da su ürünleri sektöründe lider konumdadır.”



Ülkede, kişi başına tüketilen balık miktarının çok az olduğunu ve bunu artırmaya yönelik gerekli girişimlerin yapılması gerektiğini belirten Bozan, “Türkiye’nin üretiminin büyük bir çoğunluğu, Güllük Körfezi’nde deniz balıkları anlamında üretilmekte. Yaklaşık 80 bin ton balık üretiyoruz biz burada. Bu sektör, Milas’ımızın en büyük sektörüdür. Tabi inşallah diğer sektörlerin de en az bizim kadar bu güzel şehrimize, katkıda bulunacağına olan inancımız da sonsuzdur. Ben, sözlerimi çok fazla uzatmak istemiyorum. Ancak şunu ifade etmek istiyorum. Bakınız; dünyada balık tüketimi yaklaşık kişi başına 18 ile 20 kilodur. Türkiye’de maalesef kişi başına 6,5 kilolardadır. Ana sütünden sonra en önemli “Omega 3” kaynağı olan balığın, daha fazla tüketilmesi gerekiyor. Özellikle kültür balığının, tüketilmesi konusunda kafanızda hiçbir soru işareti olmasın. Biz kefiliz. Daha çok balık tüketin, daha sağlıklı yaşayın.” diye kaydetti.


Bozan, son olarak su ürünleri yetiştiriciliğinin neden tercih edildiği sorusunu şöyle yanıtladı: “Neden su ürünleri yetiştiriciliği?” sorusunu yanıtlayan Bozan, gıda ihtiyacı ve gıda değerinin yüksekliği yanında ekonomik değerinin yüksek olması. Doğal stokların azalması ve bu kaynakların korunması gerekliliği. Aşırı kullanım, iklim değişikliği ve kirlilik gibi nedenlerle, karasal kaynaklar, dünya gıda ihtiyacını karşılayamaz hale gelmiştir. Dünya nüfusunun hızla artmasına karşın, karasal kökenli gıda üretiminde yaşanan daralma dolayısıyla temel protein açığı. Su ürünleri sektörü protein açığını karşılayabilecek en önemli sektörlerden biridir. Aşırı avcılık ve kirlilik gibi nedenlerle, günümüzde su ürünleri talebinin avcılık yoluyla karşılanması da mümkün değildir. Tarımın diğer dallarına elverişli olmayan arazilerin verimli kullanılması. İstihdama imkân vermesi.”


Bozan’ın ardından; Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdür Vekili Dr. Altuğ Atalay “Kamu bakışı ile su ürünleri sektörü”, Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Prof. Dr. Şükran Çaklı “Balığın insan beslenmesi ve sağlık açısından önemi”, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Doç. Dr. Ali Günlü “Su ürünleri tüketimi artırma yolları”, Yazar ve Gastronom Süleyman Dilsiz “Türk ve dünya balık mutfağı” ve Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Prof. Dr. Taçnur Baygar “Katma ve marka değerli Türk balığı” isimli konular konuşuldu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Aksaray’da 2 kişiyi bıçaklayan 3 yabancı uyruklu şahıs tutuklandı Aksaray’da iki grup arasında çıkan alacak verecek tartışmasının kavgaya dönüşmesi sonucu 2 genç bıçaklanarak yaralanırken, gözaltına alınan ve bugün adliyeye sevk edilen yabancı uyruklu 3 şahıs tutuklandı. Olay, dün gece Hamidiye Mahallesi Mehmet Altınsoy Caddesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, aralarında alacak verecek meselesi olan Onur Ö. (25) ile Afganistan uyruklu Khan Agha S. (19) arkadaşları ile birlikte caddede karşılaştı. iki grup arasındaki alacak verecek tartışması kavgaya dönüştü. Kavgada Khan Agha S. ve arkadaşları M.U. (15) ve A.A. (17) yanlarında bulundurdukları bıçaklarla Can Y.’yi omzundan, Onur Ö.’yü bacağından bıçakla yaraladı. Şüpheliler daha sonra olay yerinden kaçtı. Olayı gören çevredeki vatandaşlar durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbar üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Yaralılar ambulanslarla Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisine kaldırıldı. Burada müdahale edilen ve sağlık durumlarının iyi olduğu öğrenilen iki yaralı, gece yarısı taburcu edildi. Polis olay yerinden kaçan 3 yabancı uyruklu şahsın peşine düştü. Kısa süre sonra 3 yabancı uyruklu şahsın ikametini tespit eden polis, şahısları yakalayarak gözaltına aldı. İl Emniyet Müdürlüğünde sorgulanan 3 şahıs bugün öğleden sonra Aksaray Adliyesine sevk edilirken çıkarıldıkları adli makamlarca tutuklanarak cezaevine gönderildi.
İstanbul Dursun Özbek: "İmza kampanyasının gerekliliği kalmadığını düşünüyoruz" Galatasaray Kulübü Başkanı Dursun Özbek, Türkiye Futbol Federasyonu’nun (TFF) 18 Temmuz olarak açıkladığı seçimli genel kurul toplantısının öne çekilmesi gerektiğini söyledi. Başkan Özbek, bu kapsamda Kulüpler Birliği’nin başlattığı imza kampanyasına ise artık gerek kalmadığını dile getirdi. Kulüpler Birliği Vakfı, TFF’nin 18 Temmuz olarak açıkladığı seçimli genel kurul toplantısının daha erken bir tarihe alınmasıyla ilgili vakfın Maslak’ta bulunan ofisinde bir araya geldi. Toplantı öncesi basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, "Federasyonun bugünkü yönetimi itibarıyla Süper Lig kulüpleri içinde oluşan ortak görüş, başarılı bir yönetim olmadığı yönündeydi. Bunu ortak görüş olarak ortaya koyduk. Bir erken seçimle yönetimin yenilenmesi gerektiğini ben de defalarca ifade ettim. Yönetmelik gereği erken seçim çağrısı yapılabilmesi için belli sayıda delegenin imzası gerekiyordu. O gün itibarıyla Galatasaray da erken seçimden taraf olduğu için imza kampanyasına katılacağımızı ifade etmiştik. Sonrasında Mehmet Büyükekşi, erken seçime gidileceğini ve tarih açıklayacağını söylemişti. Bunun üzerine de imza kampanyasının bize göre gerekliliği kalmadığını düşünüyoruz. Erken seçim tarihini 18 Temmuz olarak açıkladılar. Tarih uygun mudur, değil midir, ayrı bir şey. Bizce de seçimin daha erken tarihte yapılması esastır fakat bunun diyalogla çözülmesi gerektiğini düşünüyoruz. Burada önemsediğim husus Kulüpler Birliği içindeki bölünmeyi engellemek. Burada imza verenler olacak, vermeyenler olacak, bu da birlikteliği yaralayacaktır. Zaten Mehmet Büyükekşi erken seçime evet dediğine göre, seçimin de daha erken tarihe çekilmesi yönünde kapının açık olduğunu düşünüyorum. Bu konuda da defalarca kendisiyle görüştüm. Türk futbolunun menfaati, bu seçimin daha erken yapılması. Bunun yolu da diyalog kapısını açık tutmak ve bu diyaloğu sürdürmek. İmza toplayarak bunun üzerine gitmektense bizim düşüncemiz görüşerek, mutabık kalarak erken seçimi yapmak. Buradaki en önemli husus imza veren, vermeyen diye bölünmenin önüne geçmektir" diye konuştu. "Uzlaşmanın sonuç vereceğini düşünüyorum" Başkan Özbek, TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi’yi ikna etmeye çalıştığını belirterek, "Görüşmelerimden aldığım intibaya göre uzlaşmanın sonuç vereceğini düşünüyorum. Uzlaşmanın sonucunu denemek gerekli. Bundan sonuç alınamazsa ne yapılacak konusu, uzlaşmanın sonucu beklemekten geçer. Mehmet Büyükekşi’yle konunun ehemmiyeti sebebiyle görüşüyoruz. Bu seçimin haziran ayında yapılmasının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Mehmet Büyükekşi’yi görüşerek ikna etme çabasındayım. Bunları denedikten sonra ne yapacağımızı o zaman düşünmek lazım" şeklinde konuştu. Birlik içerisinde olabilecekken bölünme riskini vurgulayan Dursun Özbek, "Aramızda geçen konuşmayı söylemem doğru olmaz. Galatasaray’ın görüşünün en önemli maddesi, Kulüpler Birliği’ndeki birlikteliği bozmamak. İmza verenler olacaktır, vermeyenler olacaktır. Bu bölünmenin önüne geçmemiz gerekiyor. Birbirimizi ikna etmeye çalışıp bunu denemekte fayda olduğunu düşünüyorum" cümlelerine yer verdi.