GENEL - 07 Aralık 2017 Perşembe 17:25

Ege Denizi’nin en aktif deniz volkanı Bodrum ve Kos Adası’na çok yakın

A
A
A
Ege Denizi’nin en aktif deniz volkanı Bodrum ve Kos Adası’na çok yakın

Bodrum’da düzenlenen "Bodrum Deprem ve Tsunami Çalıştayı"nda konuşan Prof.

Bodrum’da düzenlenen "Bodrum Deprem ve Tsunami Çalıştayı"nda konuşan Prof. Dr. Tuncay Taymaz, Ege Denizi’nin en aktif deniz tabanı volkanının Bodrum ve Kos Adası’na çok yakın olduğu belirtti.


İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Bodrum Temsilciliğinin girişimleri ile düzenlenen "Bodrum Deprem ve Tsunami Çalıştayı" yurt içi ve yurt dışından çok sayıda akademisyenin katılımı ile başladı.


Çalıştayın açılışında konuşan Bodrum Kaymakamı Bekir Yılmaz, 21 Temmuz Günü Bodrum’da yaşanan depremin kırım gücünün 7 şiddetine yakın olduğunu anımsatarak; “Ama şükürler olsun ki en az hasarla atlattık. Kat sınırlaması bunda önemli etkendi. Bu kat sınırlamasında emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. AFAD ile yaptığımız çalışmaların sonuçlarını henüz alamadık ama elimizdeki verilere göre bin 500 binayı vatandaşlarımızın talebi üzerine inceledik. Bunlardan 260 binanın ağır hasar aldığını, 60 binanın orta hasar olduğunu 640 binanın da hafif hasarlı olduğunu tespitini yaptık. Vatandaşlarımıza bu kapsamda 2,5 milyon TL nakdi yardım yaptık"



İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tuncay Taymaz’da, "Bodrum-Kos Depremi Fay Mekanizmaları" konulu sunumunda Türkiye’nin depremselliği üzerine detaylı bilgi verdi. Ege Denizi’nin en aktif deniz tabanı volkanının Bodrum ve Kos Adası’na çok yakın olduğu belirten Taymaz, şöyle konuştu: “Denizaltında bir çamur volkanımız var. Biz ona seamount volcanoes diyoruz. Ege Denizi’nin en aktif deniz tabanı volkanı. Bodrum ve Kos Adası’na çok yakın. Çok büyük volkanik depremler üretiyor. Oranın çok dikkat edilmesi gerekiyor. Bazı sonuçlar doğurabilir. Ben Bodrum’a 30 yıldır ilk defa geliyorum. Mühendislik hizmeti almış 2 katlı yapılarımız var. Bunlar çok fazla hasar görmemiş ama çok fazla istinat duvarları var. Bunlar çok sağlam değil. Biraz daha büyük, biraz daha yakında bir deprem olsaydı turizm yapılarımız da yıkılabilirdi, istinat duvarlarımız da yıkılabilirdi. En büyük şanslarımızdan birisi de Karaada’nın orada olmuş olması. O ada dalgakıran görevi görmeseydi tsunami dalgaları çok daha fazla etkili olabilirdi. Ula ve Akyaka’dan başlayıp Bodrum’un açıklarına kadar olan 90 kilometrelik fay aynen Irak ve İran’daki 7.2’lik fay gibi tek parçada kırılabilir. Onun oluşturabileceği senaryolar tartışılabilir ama buralarda potansiyel risklerimiz var”



Karaada ve Kos arasında çökme oluştu


Orta Doğu Teknik üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Deniz Mühendisliği Araştırma Merkezi görevlisi Prof. Dr. Ahmet Cevdet Yalçıner ise, “Tarih içerisinde çok sık olmasa bile Bodrum yakınlarında önemli depremler vardır. Belli süreç içerisinde yine yaşanabilir ancak bu Bodrum yakınlarında da olmayabilir. Bildiğiniz üzere Dünyanın her yerinde her hafta önemli depremler olmaktadır. Bodrum depremi denizde bir dalga hareketi de oluşturmuştur. Yani Karaada ile Kos Adası arasında bir çökme oluşmuştur. Buradaki depremi tetikleyen mekanizma enerjisinin büyük bir kısmını boşaltabildi. Kalan enerjinin de fayın hareketine göre doğuya doğru gittiğini görüyoruz ama enerjisini azaltarak devam ediyor” diye konuştu.



"Bodrum da yaşanan tsunami Japonya’ya göre yüzde 1 kadardır"


Prof. Dr. Ahmet Cevdet Yalçıner, Gümbet Koyu’nda oluşan tsunaminin Japonya’dakinin yüzde 1’i kadar olduğuna işaret ederek, şu açıklamayı yaptı: “Deprem sonrası Gümbet Koyu’nda oluşan olaylar gel git değildir. Gel git depremden sonra olmaz, her gün olur. Fay hareketinden denize geçen enerji bir dalga oluşturmuştur. Bu dalga özellikle Gümbet Koyu’na odaklanarak gitmiştir. Bunun sebebi Gümbet açıklarında depremin neden olduğu taban hareketlenmesinin daha fazla olduğundandır diyebiliriz. Depremden 5 dakika sonra deniz çekilmiştir. 13 dakika sonra da deniz ilerleyerek kıyılara gelmiştir. Oluşan bu dalganın özellikleri Japonya’daki tsunamiye göre yüzde 1 kadardır. Yani her ikisinin de adı tsunami olarak belirtilebilir. Ancak ismine bakmaya gerek yok, depremden sonra bu tür dalgalar oluşabilir. Bunu bize az zararla en iyi dersi veren dalga olarak görelim. Denizde olan depremler tarihte de olduğu gibi kıyılarımızda tsunamiler ortaya çıkarabilir ama bu depremlerin yüzde 10’u tsunami oluşturur. Ege Denizi’nde 1956 yılında oluşan tsunami Bodrum Yarımadası ve Güllük Körfezi’nin bir çok yerinde etkili olmuştur. Şansımıza can kaybı yaratmamıştır.”



Çalıştayın ev sahipliğini yapan İMO Bodrum Temsilciliği Başkanı İlhan Özyiğit ise, bu çalıştayın ardından 4 çalıştay daha düzenleyeceklerini ve daha sonra sonuç bildirgesi yayınlanacağı ifade etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.