YEREL HABERLER - 28 Mart 2017 Salı 16:13

İçme Suyu Hattı Özel Mülkiyet Alanından Çıkartıldı

A
A
A
İçme Suyu Hattı Özel Mülkiyet Alanından Çıkartıldı

Muğla Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (MUSKİ) Genel Müdürlüğü, il genelinde olduğu gibi Ula ilçesinde de içme suyu çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor.

Muğla Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (MUSKİ) Genel Müdürlüğü, il genelinde olduğu gibi Ula ilçesinde de içme suyu çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. Çalışmalar kapsamında Ula ilçesinin Kızılağaç Mahallesi’ni besleyen içme suyu hattının özel mülkiyet içerisinde kalması nedeniyle MUSKİ ekipleri tarafından çalışma başlatıldı.


Uzun yıllardır hattın özel mülkiyet alanı içerisinde olması, MUSKİ ekiplerinin hat üzerinde meydana gelen sorunlara müdahale etmesini zorlaştırıyordu. Hat üzerinde meydana gelen su kaçaklarının ve yapılacak olan yenileme çalışmalarının vatandaşın özel mülkiyet alanı içerisinde olması nedeniyle MUSKİ ekipleri özellikle kazı çalışmalarında sorun yaşıyordu. Bu nedenle Kızılağaç Mahallesi’ni besleyen içme suyu hattında çalışma başlatan MUSKİ ekipleri, hattı özel mülkiyet alanından çıkartarak yol kenarına taşıdı.


Konu hakkında açıklamalarda bulunan MUSKİ Genel Müdürü Baki Ülgen, içme suyu hattının özel mülkiyet alanı içerisinde kalması nedeniyle herhangi bir arızada hatta müdahale etmekte zorlandıklarını ifade etti. Ülgen, “Özel mülkiyet alanı içerisinde kalan içme suyu hattının güzergahının değiştirilmesi kendimize çok kolaylık sağladı. Ayrıca bu şekilde vatandaşlarımızın mağduriyetini de giderdik. Çıkan sıkıntılarda vatandaşımızın özel mülkiyet alanına zarar vermemek için içme suyu hattını yol kenarına taşıdık. Ayrıca özel mülkiyet alanı içerisinde kalan içme suyu hattımız eskimiş ve kullanım ömürlerini tamamlamıştı. Bizde içme suyu hattımızı özel mülkiyet alanı içerisinden çıkartırken, hattımızı yenileyerek vatandaşlarımızın uzun yıllar sağlıklı bir şekilde kullanabilecekleri içme suyu hatlarını hizmetlerine sunduk” diyerek sözlerini tamamladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.