YEREL HABERLER - 21 Ağustos 2017 Pazartesi 18:25

İzmir Fuarı’nın onur konuğu Muğla

A
A
A
İzmir Fuarı’nın onur konuğu Muğla

İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde İZFAŞ tarafından 18-27 Ağustos tarihleri arasında düzenlenen 86.

İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde İZFAŞ tarafından 18-27 Ağustos tarihleri arasında düzenlenen 86. İzmir Enternasyonal Fuarı on gün sürecek. Türkiye’nin fuarcılık anlamında merkezi olan İzmir Enternasyonal Fuarı bu yıl İnovasyon Enerji teması, partner ülkesi Rusya, onur konuğu il Muğla ile görkemli bir açılışla kapılarını açtı.



Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün İzmir İktisat Kongresi’ndeki talimatları ile kurulan İzmir fuarının çağdaş Türkiye’nin dünyaya açılan çekim merkezi olduğunu söyleyen Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün, 86.İzmir Enternasyonal Fuarı’nda onur konuğu il olmalarının kendilerini gururlandırdığını ve mutlu ettiğini söyledi. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün; “Bizim hayatımızda İzmir Fuarı çok özel çok değerli anılara sahip. Bu nedenle İzmir tüm Ege’yi birleştiren ortak bir değerimizdir. Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlık meşalesinin yakıldığı, milli mücadelenin başladığı ve sonuçlandığı şehir İzmir. İzmir özgürlük, mücadele demek. İzmir ilk kurşun demek, Hasan Tahsin ve 9 Eylül demek. İzmir’in dağlarında bu yüzden çiçekler açıyor. İzmir ekonomide ve fuarcılıkta Ege’nin ve Türkiye’nin dünyaya açılan günümüzün çağdaş çekim merkezidir. Ülkenin ekonomisini sadece İstanbul ve Kocaeli’ne değil, özellikle İzmir’i büyüterek tüm ülkeye yaymamız gerekiyor. Sizlere Karya, Likya uygarlıklarına ve birçok medeniyete ev sahipliği yapmış Dünya tarihini kaleme almış Herodotun memleketi, Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşı’nda, Kıbrıs’ta destan yazan Türk Milleti’nin evlatlarının, zeybeklerin, efelerin, boyun eğmeyenlerin diyarı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün devrimlerini ve ilkelerini benimsemiş, onun açtığı çağdaşlaşma yolundan hiç ayrılmayan Muğla’dan selamlar getirdim. Muğla Halikarnas Balıkçısı’nın deyimiyle “Başka yerde ölünüp nur içinde yatılacağına Muğla’da Nur İçinde yaşanır” dediği bir şehirdir.Yörük Türkmen Çadırımızla özümüze, Saburhane sokakları ile Menteşe’mize, el emeğinin ürünü halılarımızla Milasımıza, bakır işlemeciliği ile Kavaklıdere’mize, kaya mezarları ile Ortaca Dalyan’ımıza, turizm, mavi yolculuk, sandalet denince aklımıza gelen Bodrum’umuza, eşsiz manzarası ve güzellikleri ile Ölüdeniz Fethiye’mize, tarımı, turizmi ile Datça, Köyceğiz, Dalaman, Marmaris’imize, farklı görseller, stantlar ile tarım, turizm, kültür, gelenek ve göreneklerimizle sizleri Muğla evimizde misafir edeceğiz. Güzel İzmir’imizde bizleri onur konuğu il olarak fuara davet eden başta İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı’mız Aziz Kocaoğlu’na fuarda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.” dedi.


Dış İşleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu; “Fuarın ev sahibi İzmir’i, Onur konuğu Muğla’yı kutluyorum”


Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu İzmir Enternasyonal Fuarı açılışında İzmir’in liman ve ticaret kenti, köklü tarihi ile uygarlıkların beşiği, farklı kültürlerin ve dinlerin bir arada uyum ve barış içinde yaşadığı bir şehir olduğunu söyledi. Fuarın onur konuğu olan Muğla’yı da kutladıklarını söyleyen Dış İşleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu tarihi, doğal güzellikleri, turizmi ve en önemlisi insanı ile Türkiye’nin en güzel şehirlerinden biri olan Muğla’yı ve Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün’ü tebrik ettiğini söyledi.


86.İzmir Enternasyonal Fuarı’nda onur konuğu il Muğla standını ziyaret eden vatandaşlar Muğla’yı hiç gitmemelerine rağmen fuar alanını gezdikten sonra Muğla’yı görmüş kadar olduklarını en kısa sürede Muğla’yı ziyaret edeceklerini söylediler. Muğla fuar alanında ilçe tanıtımları, tekne maketi, Milas halısı, yöresel ürünleri, Muğla Evi, Yörük Çadırı gibi alanları ile büyük ilgi gördü. Fuar 27 Ağustos’a kadar gezilebilecek.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa YÖK Başkanı Erol Özvar: "Türkiye’deki üniversitelerin yüzde 99.8’i dolu" Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar, Bursa Teknik Üniversitesi’nin düzenlemiş olduğu ‘Arama Konferansı’ programına katılmak için Bursa’ya geldi. Bursa Teknik Üniversitesi’nin düzenlemiş olduğu konferans, saygı duruşu sonrası İstiklal Marşı’nın okunmasıyla beraber BTÜ Rektörü Profesör Doktor Naci Çağlar’ın konuşmasıyla başladı. Çağlar, YÖK Başkanı Erol Özvar’ı ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti belirterek, "Bugün burada üniversitemizin ‘Arama Konferansı’ için toplandık. Üniversitemizin mevcut durumunu, şehrimizin ve bölgemizin potansiyelini, ülkemizin yeni yüzyıldaki yerini ve dünyadaki trendleri dikkate alarak bu arama konferansında ‘2030 yılı ve sonrasında üniversitemizi nerede görmek istiyoruz’ sorusuna cevap arayacağız. Hepinize, katılımınızdan dolayı teşekkür ederim" dedi. “Üniversitelerimizde 4 milyonu örgün olmak üzere toplam 7 milyon öğrencimiz var” Bursa Teknik Üniversitesi’nin düzenlemiş olduğu konferansta konuşan YÖK Başkanı Erol Özvar, "Yükseköğretim Kurulu olarak, mümkün olan her fırsatta Yükseköğretim Sistemi’nin paydaşlarıyla bir araya gelmeye ve fikir alışverişinde bulunmaya büyük bir gayret verdiğimi söyleyebilirim. Başlıca hedefimiz olan Türk yükseköğretiminin dünya üzerinde rekabetçi, yenilikçi, sürdürülebilir ve nitelikli bir yapıya sahip olması için ortaya koyulan her türlü görüş ve önerinin çalışmalara katkı sağlayacağına yürekten inanıyorum. Burada da fevkalade neticeler alacağımızın kanaatindeyim. Bugün ülkemiz 208 üniversitesi yaklaşık 185 bin akademisyeni ve 4 milyonu örgün eğitim olmak üzere 7 milyona ulaşan öğrencisi ile son derece büyük bir kapasiteye ulaşmıştır. Bu kapasite ile Avrupa üniversiteler alanının en önemli paydaşlarından bir tanesidir. Bu kapasiteye ulaşılmasında başta sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın önderliğinde son 20 yılda Yükseköğretim Sistemi’ne yapılan yatırımların katkısı müstesnadır. Ülkemizde yükseköğretime erişim talebi güçlü bir şekilde devam etmektedir. 2023 yılında 3 buçuk milyondan fazla öğrencimiz üniversite sınavlarına başvurmuş, üniversite kontenjanlarının doluluk oranı yüzde 99.8 gibi son derece yüksek bir seviyeye ulaşmıştır. Bu yoğun ve güçlü talebe, doğru politikalar ile cevap vermek Yükseköğretim Kurulu’nun en temel hedeflerinden biridir. YÖK olarak bir taraftan ülkemizin yükseköğretimde sahip olduğu kapasitenin ve gücün önemini vurgularken, diğer yandan yükseköğretimimizin kalitesini daha da yükseltme irademizi her platformda ifade etmeye devam ediyorum. Üniversitelerimizin uluslararası alandaki saygınlıklarını ve görünürlüklerini yükseltmek, akademisyenlerimizin projelerini artırmak AR-GE faaliyetlerini teşvik etmek ve nihayetinde ülkemizin her alanda ihtiyaç duyduğu nitelikli beşeri sermayeyi artırmak başta olmak üzere kaliteyi önceleyen bir anlayış ile YÖK olarak hareket ettiğimizi buradan paylaşmak isterim. Üniversitelerimizdeki kalite süreçlerini yakından takip etmemiz, bu süreçlerde üniversiteleri her şekilde desteklememiz bu anlayışımızın bir tezahür olarak görülmelidir" ifadelerine yer verdi. "Yükseköğretim Kurulu, üniversiteler için vardır" Türk yüksek eğitiminde misyon farklılaşması ve ihtisaslaşma konularında son yıllarda çok önemli mesafeler katedildiğini belirten Özvar, "2016 yılında YÖK tarafından bölgesel kalkınma odaklı misyon farklılaşması programı hayata geçirilmiştir. Bu program sayesinde 25 devlet üniversitesinin genel ve geleneksel çalışmaları dışında bulundukları bölgelerin dinamiklerini esas alarak projeler hazırlamaları ve bölgesel kalkınma odaklı misyonlar edinmeleri sağlanmıştır. Bu bakımdan, son yıllarda Anadolu’nun dört bir yanında bu misyon ile hareket eden üniversitelerimizde önemli gelişmeler kaydedildiğini, bölgesel kalkınma üniversitelerimizin çokça görünür katkılar sağladığını görmekten sadece YÖK değil, bölge insanlarımızın da memnuniyet ile ifade etmiş olması bu alanda yapmış olduğumuz çalışmaların ne kadar isabet kaydettiğini göstermektedir. YÖK’ün gelecek vizyonunda önemli yer tutan bir diğer husus ise ‘İstihdam’ konusudur. Çeşitli vesileler ile ifade ettiğimiz üzere piyasayla, istihdamla, kültür-sanat ve edebiyatla bağı azalmış programları kademeli olarak dönüştürmeye devam ediyoruz. Bu vesile ile toplantının hazırlanmasında ve organizasyonunda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" diye konuştu.
Sivas Maraş ve Tokat depremlerini önceden bildirmişti, İstanbul için rahatlatan tahmin Kahramanmaraş depreminin uyarısını 2 hafta öncesinden yaparak gündem olan Deprem Uzmanı ve Maden Teknolojisi ve Yer Bilimi Uzmanı Serkan İçelli, geçtiğimiz gün gerçekleşen Tokat depremini de 3 saat öncesinden haber vererek yeniden gündem oldu. İçelli’den bu kez İstanbul’u azda olsa rahatlatacak bir açıklama geldi. Deprem Uzmanı ve Maden Teknolojisi ve Yer Bilimi Uzmanı Serkan İçelli, 7 büyüklüğün üstünde beklenen İstanbul depremiyle ilgili yaptığı açıklamada kendi çalışmalarına göre beklenen depremin en fazla 6 ila 6.5 büyüklüğünde olabileceğini söyledi. İcelli, “İstanbul’da büyük bir deprem beklentim yok. Orada bulunan fay 180-190 kilometre uzunluğunda. Bu fay 123 yıl içerisinde 3 kez kırıldı. 2 kez 7 üzeri bir kez de 6 büyüklüğünde. 1912’de Mürefte depremi, 1999 Gölcük depremi zaten burayı rahatlatmıştı, 1963’te de 6.3’lük bir depremle Çınarcık fayı yırtılmıştı ve neticesinde Marmara genel olarak rahatladı. Burada yırtılmayan sadece 30-35 kilo metrelik bir kırığımız kaldı. Buda 6-6,5 büyüklükte deprem oluşturabilecek bir potansiyele sahip. Sismik kesitlere baktığımızda, 12 kilo metrenin altında bir sürünme olduğu zaten bariz olarak bellidir. Deprem silsilesine baktığımızda da bunu teyit edebiliyoruz” dedi. “Sulusaray depremi Kuzey Anadolu zonunu tetiklemez” Tokat’ın Sulusaray ilçesinde yaşanan depremlerin yine Tokat sınırları içerisinden geçen Kuzey Anadolu fay zonunu tetiklemeyeceğini belirten İçelli, “Tokat’ın Sulusaray ilçesinde meydana gelen depremlerin Kuzey Anadolu fayını tetikleme gibi bir durum yok. Çünkü depremi oluşturan küçük bir fay. Böyle küçük depremler büyük fayları tetikleyemez. 7 büyüklüğün üzerinde bir deprem olsaydı bunu düşünebilirdik. Özellikle depremlerin odak mekanizma çözümlerini çok iyi incelememiz gerekiyor. İki gündür biz bunu inceliyoruz. Özelikle Buğdaylı fayının üzerinde, 23 kilo metrelik bu fayın sağına ve soluna her hangi bir baskı uygulamadığını düşünüyoruz“ diye konuştu. “Beklenen büyük Tokat depremi en fazla 6.2 büyüklükte olabilir” Tokat’tan geçen Kuzey Anadolu Fayında beklenen depremle ilgili değerlendirmede bulunan İçelli, “Bölgemizde bir çok kırığımız var. Özellikle Merzifon Esençay fayı 6.5 büyüklükte deprem üretebilecek potansiyele sahip. Faylar tesadüfen depremler üretmiyor. Belli bir deformasyon enerjisini biriktirip, kinetik enerjiye çevirmesi gerekiyor. 1939 yılındaki Erzincan depremi vardır. 42-43 depremleri o bölgeyi zaten rahatlatmıştı. Yıllık 2.5 santimetrelik yamulma hızını hesap ettiğimizde şuanda odada ki potansiyel enerji 6-6.2 büyüklükte deprem üretebilecek potansiyeldedir” ifadelerini kullandı. “Sulusaray’da 5 büyüklükte yeni depremler beklenebilir” İçelli 2 gündür depremlerle sallanan Tokat’ın Sulusaray ilçesindeki fayda 5 büyüklükte yeni depremler beklenebileceğinin altını çizerek şunları söyledi. “Tokat Sulusaray’da halen 5 büyüklüğünde depremler bekliyoruz. Panik yapmaya gerek yok. Özellikle Tokat buradaki depremleri çok fazla hissediyor. 5.6’lık depremlerde 4.5’lik artçılar gelmeni normaldir. 5 büyüklükte depremlerde oluşabilir ama daha büyük bir deprem beklemiyoruz.”