GENEL - 12 Ekim 2017 Perşembe 15:09

Milas’ta bir Caretta Caretta ölüsü daha kıyıya vurdu

A
A
A
Milas’ta bir Caretta Caretta ölüsü daha kıyıya vurdu

Muğla’nın Milas ilçesine bağlı Boğaziçi Mahallesi’nde bir caretta caretta ölüsü daha kıyıya vurdu.

Muğla’nın Milas ilçesine bağlı Boğaziçi Mahallesi’nde bir caretta caretta ölüsü daha kıyıya vurdu. Sahilde gezinti yapan vatandaşlar tarafından fark edilen ölü caretta caretta, çevre sakinlerini üzerken, koruma altındaki bu canlılara karşı daha duyarlı olunması gerektiği söylendi.


Milas’a bağlı Boğaziçi Mahallesi’ndeki teknelerin bağlı olduğu bir noktada bazı balıkçılar ve yürüyüş yapan vatandaşlar tarafından bir caretta caretta’nın hareketsiz şekilde durduğunun fark edilmesi üzerine durum, başta muhtarlık olmak üzere yetkililere bildirildi. Yaklaşık bir metre uzunluğundaki kaplumbağa bölgeye gelen yetkililer tarafından yakından incelendi ve deniz kaplumbağasının yaklaşık 3-4 gün önce öldüğü tespit edildi. Caretta caretta görevliler tarafından kireçlenip gömülmek üzere bölgeden alındı.


Yaşananları dikkatle izleyen Boğaziçi sakinleri, nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya bulunan Caretta Carettaların ortalama 47 ile 62 yıl arasında yaşadığını; Atlantik, Pasifik ve Hint okyanuslarının ılıman ve tropikal sularında özellikle kıyıya yakın kesimlerde bulunduklarına dikkat çekerek, Türkiye’de bulunan caretta carettaların sırt kabuğunun oval olduğunu ve boylarının yaklaşık olarak 70-75 cm. olduğunu belirterek, etobur olan bu deniz kaplumbağaları için özellikle de balıkçıların biraz daha duyarlı olması gerektiğini belirttiler. Bilindiği gibi caretta carettalar; Sünger, denizanası, atnalı yengeçler ve istiridye ile beslenen canlı türleridir ve genellikle açık denizlerde avlanan balıkçıların ağlarına takılarak yaşamlarını yitiriyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.