- 14 Mart 2018 Çarşamba 11:31

Spor Bilimleri Fakültesi öğrencileri kan bağışladı

A
A
A
Spor Bilimleri Fakültesi öğrencileri kan bağışladı

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi öğrenci ve öğretim üyeleri kış sezonunda artan kan ihtiyacının karşılanması amacıyla Türk Kızılay’ına kan bağışında bulundular.

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi öğrenci ve öğretim üyeleri kış sezonunda artan kan ihtiyacının karşılanması amacıyla Türk Kızılay’ına kan bağışında bulundular.


Spor Bilimleri Fakültesi girişinde Türk Kızılay ekipleri tarafından öğle saatlerinde başlayan kan alımı akşam saatlerine kadar devam etti. Öğrencilerin ve öğretim üyeleri tarafından kan bağışına yoğun ilgi gösterilirken, Türk Kızılay yetkilileri kan bağışı yapmak isteyen tüm kurum ve STK’ların taleplerini yerinde değerlendirdiklerini açıkladılar.


MSKÜ Spor Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Recep Gürsoy, kanın acil değil, sürekli ihtiyaç olduğunu belirterek, “Üniversitemiz Spor Bilimleri Fakültesi tarafından Türk Kızılay’ının kan ihtiyacının karışlanmasına yönelik başlattığı kan bağışı kampanyasına bünyemizdeki öğretim üyeleri ve öğrencilerimiz yoğun ilgi gösterdi. Bize ihtiyaç olmayan kan bir başka vatandaşımıza ihtiyaç olabiliyor. Amacımız hem bu bilinci oluşturmak, hem de Üniversitemiz bünyesindeki diğer fakülte ve Yüksek okullara ön ayak olmak. Kan vermeye müsait olan her vatandaşımız erkekler iki ayda bir, kadınlar da üç ayda bir kan verebilir. Kan vermek sağlık açısından da önemlidir, çünkü vücudumuzdaki kanın yenilenmesini sağlıyor. Spor Bilimleri Fakültemizin öğretim üyelerine ve öğrencilerimize bu duyarlılıklarından dolayı teşekkür ediyorum” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mardin Teknoloji çağında gün geçtikçe okuma oranı düşüyor Mardin’de öğrenciler, teknoloji çağında okuma oranının düştüğünü dile getirdiler. Mardin’de kütüphanelerde ders çalışan öğrenciler, okuma alışkanlıklarının her geçen gün düştüğünü söyledi. Okuma alışkanlığının ailede başlaması gerektiğine dikkat çeken Okan Hakan, "Kitap okumaya küçük yaşta başlanmalıdır. Ailenin vermesi gereken bir alışkanlık olması gerekiyor. Yaşa göre okunacak kitap değişir. Kitap okuma konuşma, diksiyon için çok yararlıdır. İlk başta aile, daha sonra okulda bununla ilgili bilgi verilmelidir. Teknolojiye göre kitap tercih edilmesi daha faydalı diye düşünüyorum" dedi. Okuma oranlarının düşmesini teknolojinin gelişmesine bağlayan Fahriye Kübra Teken ise, her türlü bilgiye internet yolu ile erişim sağladıklarını söyledi. Teken, "Her türlü bilgiye oradan ulaşmaya sahip olduk. İnsanlar teknolojiyi daha kolay bulduğu için oraya yöneliyor ama bence okumanın tadı daha farklı. Bu alışkanlığı pandemi döneminde edindim. O zamandan beri düzenli okumaya gayret ediyorum. Ayda üç kitap bitirmeye çalışıyorum. Okumadan önce olaylara daha düz bakıyordum. Kitap okuma alışkanlığı edindikten sonra insanlarla empati kurabildiğimi, hayata daha farklı baktığımı, duygusal ve manevi açıdan daha çok geliştiğimi fark ettim. Kitap okumak insanın bakış açısını genişletiyor. Kitap okumaya başlayan bir daha bırakamayacak. Çünkü kendi içinize çekiliyorsunuz ve bir nevi o karakterlerin hayatında yaşıyorsunuz. Sizin tanıdığınız insanlar gibi oluyorlar. Tanıştığınız her insan, giriştiğiniz her işte daha farklı bakmayı öğrendiğiniz için size bu tarz bir katkıda bulunuyor. Aynı zamanda Türkçemi geliştirmeme de katkısı oldu. Kitap okuyacak herkes bu şekilde faydalanabilir" diye konuştu.